Arınç: Başörtülü Milletvekili Olabilir

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 2015 seçimlerine ilişkin "Başörtülü aday seçilirse başörtülü milletvekili olabilir" dedi.

Arınç, Habertürk televizyonunda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

"Ergenekon kararıyla birlikte AK Parti'ye açılan kapatma davasının yeniden görülmesini isteyeceğiniz kararı var. Bu ne zaman gerçekleşir" sorusuna Arınç, davaya müdahallik talibinde bulunduklarını, mahkemenin de bunu kabul ettiğini anımsattı.

Arınç, 5 Ağustos'ta açıklanan ve gerekçesi henüz yazılmayan kararın kendilerine de tebliğ edileceğini ve beğenmedikleri noktalar olursa temyiz yapma haklarının olacağını belirterek, "Karar yazılıp Yargıtay'ın tasdikinden de geçerse ve bu kararın içerisinde bizim kapatma davasına kaynak olan bazı deliller de kullanılmışsa biz ondan sonra Anayasa Mahkemesi'ne müracaat edeceğiz. Ama görünüyor ki önümüzde uzun bir süreç var" diye konuştu.

"Başörtülü milletvekili olabilir"-

"2015'te TBMM'de başörtülü bir milletvekili olacak mı" sorusuna"Arınç, "Eğer başörtülü aday olursa, başörtülü aday seçilirse başörtülü milletvekili kadın da  olabilir" yanıtını verdi.

Arınç, 1999 yılında Merve Kavakçı, daha sonra da MHP Milletvekili Nesrin Ünal'ı hatırlatarak, şunları dile getirdi:

"Öyle bir düzenleme, öyle bir anlayış olmalı ki kadın milletvekilleri de başörtülü olabilir, adaylığından seçilinceye kadar. Henüz bu konuda ben bir tam oturmuş yerleşmiş bir beraberlik olduğunu düşünmüyorum. Kamuda başörtüsünün serbest hale gelmesi, belki önümüzdeki düzenlemelerle mümkün olabilecek. Bunun aynısını Meclis'te de uyarlamak için CHP'ye de bu soruları sorup onlardan cevap almanız lazım, MHP'den sorup almanız lazım. MHP ile bu konuda belki bir anlayış beraberliğine gidebiliriz ama yıllarca bunu laikliğe karşı irtica olarak görmüş CHP'nin bugün durduğu yeri bilmemiz lazım. Çünkü eğer onlar da 'niye olmasın' diyorlarsa, aslında anayasal bazda da yasa bazında da açıkça bir hüküm yok ki bunu yasaklasın, sadece Anayasa Mahkemesi'nin bazı kararlarında atıflar var, bazı yönetmelikler var. Bunların değiştirilmesi de mümkün olabilir. Böyle bir anlayış yerleşirse 2015'e kadar, yeni seçimi beklemeye gerek yok, parlamento içindeki bazı kadın milletvekillerimiz başlarını şimdiden örtebilir."

- "İade-i muhakemeler söz konusu olabilir"-

Arınç, "darbecilerin isimlerinin belirli yerlerden kaldırılması ile Başbakan Erdoğan'ın da 28 Şubat sürecinde mağdur olmuş bazı isimlerin haklarının geri verilmesinin nasıl gerçekleşeceği" yönündeki soruya karşılık bazı kişilerin yaptıkları eylemlerle aldıkları cezaları ölçmenin mümkün olmadığını bildirdi.

Parlemento içinde Nimet Baş başkanlığında araştırma komisyonu kurulduğunu ve bu komisyonun çalışmalarını başarıyla yürüttüğünü kaydeden Arınç,  "Orada bu süreç içinde de yargı kararlarıyla mahkum edilen ama adaletsiz yargılandığı çok iyi bilinen bu sürecin mağdurlarıyla ilgili tarifler de var. Eğer bu konular Salih Mirzabeyoğlu, mesela Malatya Cezaevi'nde hala tutuklu bulunan bazı şahıslar... Bunların yaptıkları eylemlere bakarak aldıkları cezaları ölçmek mümkün değil. Hem yasal düzenleme hem de iade-i muhakemeler söz konusu olabilecek diye düşünüyorum. Bunun üzerinde uzman arkadaşlarımız çalışıyorlar hem Adalet Bakanlığı'nda hem de partimiz içerisinde" değerlendirmesinde bulundu.

-"Gazeteci kalemini satmamalı, kimseye kiralamamalı"-

Arınç, "Basından sorumlu bir hükümet üyesi olarak hiç manşet değiştirdiğiniz oldu mu" sorusunu, "Hayır, ben bu tür şeylerle uğraşmıyorum, bu tür iddialara da gülüp geçiyorum. Bir defa gazeteci kalemini satmamalı ve kimseye de kiralamamalı" diye cevapladı.

Gazete çıkaranlara ve gazete patronlarına da böyle bir teklif geldiği takdirde bunu reddetmeleri gerektiğini belirten Arınç, şunları söyledi:

"Hükümeti yıpratmak amacıyla gelişigüzel konuşanlar da var başka amaçlarla da belki, basındaki başarısızlıkları buraya kanalize etmeye çalışanlar da var. Benim hiç başımdan geçmedi, böyle bir teklifte bulunmadım. Böyle bir teklifte bulunduğumu iddia eden varsa onu da şahsen duymak isterim. Benim yanımda da kimse böyle bir şeyi söz konusu etmedi. Bunlar klasik suçlamalardır. 'Basın özgürlüğü yok bu ülkede, yüzlerce insan cezaevinde yatıyor' diyenler, bunları da söylüyor olabilirler. Filan gazeteyle ilişiği kesilen birisi böyle bir şeyi söylemiş olabilir. Belki gerçekten de birkaç tane vardır ama onların da kim olduğu belki yer, zaman, isim belirtilerek söylenirse daha iyi olur. Ben çok şükür bu tür şeylerin hiç içinde olmadım."

"2015 seçimlerinde olmayacağım"-

Arınç, "Anayasa değişikliği TBMM'de seçimden önce yapılabilir mi" sorusuna "Süreyi uzattınız, bu süre zaten çok uzadı" yanıtını verdi.

TBMM'den bir anayasa değişikliğinin geçip geçmeyeceğin sorulması üzerine ise Arınç, şunları ifade etti:

"Anayasa Komisyonunda çalışmaların biraz hızlandığını duyuyorum ama bu işi sürüncemede bırakmak isteyen veya bu işi mutlaka olmaz noktasına getirmeye çabalayan partilerin içerisinde bazı temsilciler var. Bence genel başkanlar komisyon üyelerine direktif vermek veya komisyon üyelerini değiştirmek suretiyle bu çabayı gösterebilirler. Mesela CHP açısından ilk yapılacak şey Süheyl Batum'un oradan alınıp yerine bir başkasının verilmesidir. İnanınız, bunun psikolojik etkisi kadar yol açıcı bir etkisi de olacaktır. Çünkü o şahsın oradaki tek görevi kendi partisinden iki kişiye rağmen süreci çıkmaza sokmaktır. Bunu herkes de biliyor. Sayın Kılıçdaroğlu, yeni anayasa konusunda samimi çabalarını halka veya en azından parlamentoya göstermek istiyorsa bu şahsı alsın, başka önemli görevler versin ama Anayasa Komisyonunda bir başka arkadaşını görevlendirsin."

Başbakan Yardımcısı Arınç, üçüncü dönemi tamamlamasıyla siyasete nokta mı koyacağı sorusuna, "İstesek de istemesek de kural böyle. Kaldı ki ben dört gözle o günü bekliyorum. 19-20 yaşından beri siyasetin içinde olmuş bir insanın, artık gelinen noktada bir ara vermesinde mutlaka fayda var. Bu siyasetin kendini yenilemesidir aynı zamanda. Allah kısmet ederse biz 2015 seçimlerinde olmayacağız. Ben şahsen ne belediye seçimlerinde ne milletvekili seçimlerinde, böyle düşünüyorum" cevabını verdi.

Başbakan Erdoğan'ın üç dönem kuralının her parti için geçerli olması gerektiğini söyleyen Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ama maalesef benden başka da kimse 'bir 30 sene daha olsa fena olmaz' diyecek noktada. Artık bu kadar yeter benim için. Siyaset mutlaka parlamentoda olmaz, siyaset ülkenin yönetimidir, insanların daha mutlu, huzurlu olması için bir yol çizmektir. Bunun her zaman ve her yerde yapılabileceğini düşünüyorum. İnşallah bunda hayır var. AK Parti yine başarılı olur, yine çok güzel, kabiliyetli insanlarımız iş başına gelir ve biz bundan mutlu oluruz."

"Başbakan çok doğru ifade ediyor"-

Arınç, "Başbakan Erdoğan'ın 3 çocuk politikası" hakkında ne düşündüğünün sorulması üzerine, Başbakan'a "bütün gücüyle" katıldığını belirtti. Bu konuda kendisinin de rakam vermekten yana olmadığını dile getiren Arınç, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

"Başbakanımız belli bir süredir çok çocuk yapılmasını teşvik ediyor. Bu bir sosyal olay, dini gerekçeler, düşünceler, şunlar, bunlar bir yana. ..Nüfus artışı, bir ülke için çok önemli ve genç nüfusun mutlaka arkadan gelmesi lazım. Bugün Avrupa'nın içinde yaşadığı dramlardan biri yaşlanmasıdır. Biz çok şükür nüfusu genç bir ülkeyiz ama 2'de kaldığı takdirde bunu ancak muhafaza ediyoruz. Oysa en az 3 olmalı ki genç nüfus artma istidadı göstersin. 4 olursa, 5 olursa bu aktüeryal bir hesaptır, buna göre de nüfusun daha genç, daha dinamik, daha çalışkan olması gerekiyor. Buna sosyal açıdan bakarak karar verebiliriz. Başbakanımız geçmişte yapılan uygulamaların hepsinin yanlış olduğunu ve bugün nüfus artışının Türkiye için hayati bir mesele olduğunu söylüyor. Bütün gücümle katılıyorum, çok doğru ifade ediyor."

-"(Bundan Hükümet Sözcüsü olmaz) demesini hazmedemem"-

Uluslararası Hacı Bektaş-ı Veli Anma Kültür ve Sanat Etkinlikleri sırasında Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'a yönelik saldırıyı anımsatan Arınç, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun buradaki tutumunun kendisini üzdüğünü söyledi.

Arınç, Bozdağ'ın saldırıdan sonra Kılıçdaroğlu'nun yanına gelerek yaşadıklarını anlattığını tespit ettiklerini bildirerek,  "Kılıçdaroğlu'nun konuşmasında özür dilemek yok, yapanı, saldırganı kınamak yok, olaydan duyduğu üzüntüyü ifade etmek yok. Üç milletvekili var, hepsi saldırganın başında kimi yanağından öpüyor, kimi ağzına su veriyor, kimisi polisin elinden alıyor" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu'nun, Hükümet Sözcülüğü göreviyle ilgili sözlerini hazmedemediğini kaydeden Arınç, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Benimle kendini hiç kıyaslama, bana Hükümet Sözcülüğü'nü de çok görme. Kılıçdaroğlu, 2002'de parlamentoya girdi, Plan Bütçe Komisyonun'a staja başladı komisyon üyisi olarak, ben Meclis Başkanıydım. Ben Refah ve Fazilet Partisi'nde en yüksek oyla Grup Başkan Vekilliği yaptım, AK Parti'nin kuruluşunda oy birliğiyle Grup Başkanlığı yaptım. İki dönem Meclis Başkanlığı yaptım, en son 385 oyla seçildim. Bana oy verenler içinde de 25 CHP milletvetili vardı. Şimdi Başbakan Yardımcısıyım, Hükümet Sözcüsüyüm. Ben doğru, ilkeli, seviyeli siyaset yapan bir adamım. Kendisini de doğru konuşmaya alıştırsın. Avukatlık dönemimizde bize bir tavsiye edilmişti, 'şahit yalan söylerse (yalan söylüyor) demeyeceksin, (doğru söylemiyor) diyeceksin' diye. Biz de artık 'yalan söylüyor' demeyelim ama hep doğruları konuşsun bir, ikincisi de siyasetçiye sahip çıksın. Adı Çarkçı Kemal'e çıkmış bir adamın 'bundan Hükümet Sözcüsü olmaz' demesini ben hazmedemem. Onun geçmişte bürokraside SSK'yı batıran bir genel müdürlüğü var, Ecevit'in milletvekili yapmadığı bir kariyeri var, nasıl genel başkan olduğunu da biliyoruz, hangi dengelerin üstünde sörf yaptığını ve genel başkan olarak kaldığını da biliyoruz. Söyletmesin beni. Benden Hükümet Sözcüsü de olur, Meclis Başkanı da olur, Genel Başkan da olur, her şey olur ama kendisinden bugüne kadar bir şey olmadı."

- Ankara