Uludağ'da Ekonomi Zirvesine Katılan Babacan: Eğitimde Köklü Reformlar Yapmamız Gerekiyor (4) - Son Dakika
Ekonomi

Uludağ'da Ekonomi Zirvesine Katılan Babacan: Eğitimde Köklü Reformlar Yapmamız Gerekiyor (4)

Uludağ\'da Ekonomi Zirvesine Katılan Babacan: Eğitimde Köklü Reformlar Yapmamız Gerekiyor (4)

Uludağ'da EKONOMİ ZİRVESİNE KATILAN BABACAN.

16.03.2012 16:08

Uludağ'da EKONOMİ ZİRVESİNE KATILAN BABACAN: EĞİTİMDE KÖKLÜ REFORMLAR YAPMAMIZ GEREKİYOR (4)

SUZAN SABANCI DİNÇER: TÜRKİYE İKİNCİ HAMLEYİ YAPABİLİR

Uludağ Ekonomik Zirvesi'nde 'İş Liderleri Türkiye 2023: Hedef İlk 10 Ülke' oturumunda konuşan Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı Dinçer, bankacılığın yeni modeli hakkında bilgiler verdi.

Türkiye'nin son 10 yılda büyük bir hamle yaptığını bildiren Suzan Sabancı Dinçer, 260 milyar dolar olan Gayri Safi Milli Hasıla'nın 760 milyar dolara, 70 milyar dolar olan ticaret hacminin de 370 milyar dolara ulaştırdığını, bankacılık sektörünün de 200 milyar dolardan 1,2 trilyon dolara yükseldiğini söyledi.

Türkiye'nin buraya kolay gelmediğini ifade eden Suzan Sabancı Dinçer, "10 yıldır çok muhtelif reformlar yapıldı. Türkiye dünyanın ilk 10 ülkesi arasında olmak için, hamle yapmak istiyor. Bu müteşebbis yapıyla, bu dinamik reel sektörü ile genç nüfusuyla Türkiye'nin bu ikinci hamleyi yapabileceğine inanıyorum. Türkiye bunu başarabilir. Bu ikinci hamleyi yapabilir" dedi.

BANKACILIKTA BÜYÜME VE SERMAYE DENGESİ

Suzan Sabancı Dinçer, dünyada çok büyük bir kriz yaşandığını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunun merkezi bankalar. Bize baktığımızda ise 2011 ve 2008 krizlerinden sonra Türkiye bankacılık sektörü çok büyük reformlardan geçti. Türkiye'deki bankacılar asli görevlerini yapıyor. Hazineye vergi ödeyen, reel sektöre kredi veren ve vermek için koşan, yarışan bir sektör. Türkiye'nin 10'uncu büyük ekonomi olması için daha iyi bir performans göstermesi gerekiyor. Bankacılık sektörünün de sağılıklı yapısı devam etmeli. Bizim hesaplarımıza göre, 10 yıl sonra Türkiye ekonomisi 2 trilyon dolar, bankacılık sektörü 5,7-6 trilyon dolara gelebilir. Dolayısıyla bizim sektörü bekleyen en önemli konu aktif büyüme ile sermaye büyümesinin dengeli olabilmesi. Bu dengeye dikkat etmeliyiz."

Türkiye'nin halletmesi gereken bir konunun da tasarruf olduğunu vurgulayan Suzan Sabancı Dinçer, "Bankacılıkta tasarruf ve tasarrufun teşvik edilmesi öne çıkacak. Uzun vadeli tasarruf teşvik edilmeli. Bugün Türkiye'de varlıkların yüzde 70'i TL ve döviz. Biz Türk Lirası kıymetli olsun, yatırımları TL olarak yapılsın dediğimizde, yatırımlar uzun vadeli kredi istiyor, varlıklar ise kısa vadede. Bu dengeyi bizim bir şekilde düzeltmemiz gerekli. Önümüzdeki dönemde bankacılık sektörü uzun vadede yatırımı teşvik edici bir mekanizmaya geçmeli. Dolayısıyla bankacılıkta uzun vadeli krediler teşvik edilmeli. Bireysel emeklilik formları da bankacılık sektörüne kaynak getirebilir. Bununla ilgili düzenlemeler var" dedi.

"KOBİ'LERE EĞİLMEMİZ LAZIM"

KOBİ'lere önem verilmesi gerektiğinin altını çizen Suzan Sabancı Dinçer, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Türkiye'de genç bir nüfus var. KOBi sektörü istihdamın yüzde 85-86'sını sağlıyor. Bankacılıktan aldığı krediler yüzde 25 civarında. KOBİ'lere eğilmemiz lazım. KOBİ sektörü sadece kredilerle büyümemeli. Borsa kanalıyla halka açılmalı ve şeffaflaşmalı. Halka açıldıkça KOBİ'ler arasında birleşmeler olacaktır. Bunun için Kore çok iyi bir örnek. Bankacılık sektörü her alanda kredilerle büyüyecek. Bunun için uzun vadeli finansman sağlayacak yatırımları desteklemeliyiz. Türkiye'de bugün enflasyon düşünce, varlık yönetimi de çok büyük bir önem taşıyor. Varlık yönetiminde uzmanlaşmış kadrolar, bankacılıkta varlık yönetiminde uzmanlaşmış kadrolar önemli rol alacak."

Dinçer, gelecekte hizmet modellerinde de değişim öngörüldüğünü belirterek, "Türkiye'de bugün mobil kullanımı 7 yaşa düştü. Mobil ve internet, bankacılık hizmetlerinde önemli bir rol alacak. Bankacılık sektöründe mobil ve internet hizmetleri, yüzde 25'ini kaplıyor. Bu önümüzdeki dönemde yüzde 40'lara çıkacak. Hizmet ve verimlilik, sürat, müşteriye hızlı erişim ön plana çıkacak" dedi.

ETHEM SANCAK'IN KONUŞMASI

Toplantıda konuşan Hedef Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ethem Sancak da Türkiye'nin 2023 hedeflerinin mümkün olduğunu, hatta ihtiyatlı bir hedef olduğunu belirtti. Türkiye'nin 2023 hedefine ulaşmak için şeffaf hesap verebilen, birleşen bir yapıya sahip olması gerektiğini kaydeden Sancak, "Marka üretimi gerçekleştirerek, ihraç etmesi" gerektiğini ifade etti.

NİHAT ÖZDEMİR: HEDEFE ULAŞILMASI İÇİN YENİ LİMANLAR YAPMALI

Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir, Türkiye'nin 2023 yılında, nüfusunun 100 milyon olması gerektiğini dile getirdi. Genç nüfusun Türkiye'nin en önemli silahı olduğunu belirten Özdemir, 2023 yılında Türkiye'nin enerji tüketiminin 500 milyar kilovatsaat, ihracat hedefinin de 500 milyar dolar olacağını söyledi. Özdemir, şöyle dedi:

"Türkiye'nin bu hedefe ulaşması için yeni limanlar yapmalı, bu sadece devlet vasıtasıyla olamaz. Yap-işlet-devret ya da özel sektör bunu yapmalı. Türkiye'de liman konusunda çok eksik var. Bu kadar ihracat yapacaksak, bu sayıyı arttırmalıyız. Üretim yapan şehirlere yakın yerlere liman yapmalıyız. Çandarlı, gibi birçok yeni limanlara Türkiye'nin bir önce başlaması gerek. 500 milyar kilovatsaat enerji tüketimine ulaşmak için hidrolik enerjiler kurulmalı. Bugün 17 megavat kurabildik. 30 megavat daha yapmalıyız. Türkiye rüzgar, jeotermal ve güneş enerji açısından zengin bir ülke. Bu hedefe ulaşmak için her yıl 20 milyar dolar yatırım yapmalıyız.

PROF. GHEMAWAT: AVRUPA BİRLİĞİ'NDEN TÜRKİYE'NİN UZAKLAŞMASI FİZİBİL DEĞİL

Uludağ'da düzenlenen Ekonomi Zirvesi'nde Strateji Profesörü Pankaj Ghemawat, World 3.0 'Dünyanın yeni düzeni' konulu bir konuşma yaptı. Dünyanın yeteri kadar küreselleşmeye entegre olmadığını ifade eden Ghemawat, bütün dünyadaki telefon konuşmalarının yüzde 2'sinin uluslararası olduğunu, üniversite öğrencilerinin yüzde 2'sinin kendi yaşadıkları milliyet dışında yaşadıklarını, tüm dünyada yapılan yatırımların yüzde 9'unun yabancı sermayeye sahip olduğunu kaydetti.

Gerçek rakamlarla bu konuda yapılan tahminler arasında farkların bulunduğuna işaret eden Ghemawat, buradaki oranların yüksek görünmesinin veri eksikliklerinden kaynaklandığını söyledi. Ghemawat, bu konudaki tahminlerin yüksek gösterilmesinin nedeninin de sosyal baskılardan kaynaklandığını kaydetti.

Facebook kullanıcılarının yüzde 85 – 90'ının aynı ülkede yaşayan insanlarla iletişim kurduklarını belirten Ghemawat, Türkiye'den bir kişinin Türk arkadaşları ile arkadaş olma halinin Avusturalyalı'dan olma oranından yüksek olduğunu vurguladı.

Türkiye'nin Avrupa'ya bağımlı olduğunu ve bunun nedenlerinin bulunduğunu vurgulayan Ghemawat, "Avrupa Birliği son 10 - 15 yıl ilişkileri dışında ekonomik olarak buradan uzaklaşmak çok fizibil değil. Onlara ne oluyor demek yerine, Türkiye'nin ticari çıkarların tehlikede olduğunu belirtmek istiyorum. Türkiye, Doğu ve Batı arasında köprü olabilecek bir ülke. Türkiye bunu destekliyor" diye konuştu.

"SÖMÜRÜ İLİŞKİSİ TİCARETİ YÜZDE 300 ARTTIRIYOR"

Dünyanın en büyük ticari hacmine sahip iki ülkenin 600 milyar dolarlık oran ile ABD ile Kanada olduğuna işaret eden Ghemawat, bunun nedeninin küresel anlamda aynı dili kullanmaları, NAFTA üyesi olmaları, idari olarak sınır paylaşıyor olmaları, ekonomik kalkınma seviyelerinin yüksek olmasından kaynaklandığını dile getirdi. İki ülke aynı dili konuşuyorsa yüzde 50'ye yakın fazla ticaret yapma imkanının bulunduğunu belirten Ghemawat, "Türkiye açısından da değerlendirdiğimizde Osmanlı İmparatorluğu'ndan bakacak olursak sömürü ilişkisi olmuşsa diğer ülkelere nazaran yüzde 300 fazla ticaret oluyor. Ortak para birimi de yardımcı oluyor. Sınır paylaşımı da ticareti katlıyor" dedi. - Bursa

Kaynak: DHA

Son Dakika Ekonomi Uludağ'da Ekonomi Zirvesine Katılan Babacan: Eğitimde Köklü Reformlar Yapmamız Gerekiyor (4) - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement