Emniyet'in tarihi silah koleksiyonu

ERTUĞRUL SUBAŞI-ZAFER FATİH BEYAZ - Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) Kriminal Dairesi Başkanlığı, oluşturulan silah koleksiyonuyla hem adli olaylara, hem de tarihe ışık tutuyor.

Silah koleksiyonu, EGM'nin Gölbaşı'ndaki kampüsünde bulunan ve Kriminal Dairesi Başkanlığı Balistik İnceleme Şube Müdürlüğü bünyesinde yer alıyor.

Vatandaşlara açık olmayan koleksiyon, adli olaylara ışık tutarken, tarihi de içinde barındırıyor.

EGM Kriminal Dairesi Başkanlığı Balistik İnceleme Şube Müdür Vekili, Emniyet Amiri Dr. Gökhan Öğünç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, silah koleksiyonunun 1985'ten itibaren kurulmaya başlanmış bir koleksiyon olduğunu belirterek, ateşli ve ateşsiz olmak üzere 800'ün üzerinde silah bulunduğunu anlattı.

Koleksiyonun 2 önemli görevi olduğunu dile getiren Öğünç, "Bunlardan birincisi olaylardan elde edilen silahların seri numaralarının orijinal olup olmadığının karşılaştırılması amacıyla referans olarak kullanılması. İkinci görevi ise olayda elde edilen silah eğer çalışmıyorsa, aynı marka, model silahın çalışan parçasını alıp değiştirmek suretiyle, olayda elde edilen silahla mukayese amaçlı. Bir manada burası yedek parça deposu olarak da kullanılabilen bir yer" dedi.

Öğünç, koleksiyondaki silahların 1800'lü tarihlerden başladığını belirterek, çakmak taşlı silahların da burada yer aldığını dile getirdi.

Türkiye Cumhuriyeti için manevi değeri olan silahların da koleksiyonda bulunduğunu anlatan Öğünç, Kurtuluş Savaşı'nda çarpışan 1918 yapımı Maxim marka makineli tüfeğin de koleksiyondaki tarihi silahlar içinde yerini aldığını söyledi. Öğünç, ayrıca Çanakkale Savaşı'nda Osmanlı ordusunca kullanılmış İngiliz, Amerikan ve Alman yapısı silahlar ile İngiliz ordusunca kullanılmış piyade tüfekleri ile Kurtuluş Savaşı'nda kullanılmış kılıçların da koleksiyonda bulunduğunu ifade etti.

Öğünç, yeni üretim pek çok silahın da bulunduğu koleksiyonda, ayrıca taşınması kolay, hedefe yaklaşılırken fark edilmeyecek kalem tabanca, baston silah gibi silahların da yer aldığını anlattı. Öğünç, koleksiyonun müze niteliğinde olmadığını, laboratuvar incelemesine yönelik olduğunu kaydetti.