Bakan Yıldız: IŞİD'den Petrol Aldığımız Külliyen Yalan

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, spekülasyonlara meydan vermemek gerektiğini belirterek, "IŞİD'ten petrol aldığımız külliyen yalandır. Bu durum " İsrail'e jet yakıt ihracatı yapılıyor' iddiasından beslenemeyenlerin yeni bir yemeği olarak görülüyor. Ama bunu tabi ki kimse yemez. Son derece net bir ifade kullanıyoruz. Bizim aldığımız petrol Irak'ın petrolüdür" dedi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız, Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) üyeleriyle TPAO Sosyal Tesisleri'nde düzenlenen kahvaltılı sohbet toplantısında bir araya geldi.

ENERJİ YATIRIMLARI DOLUDİZGİN

Burada yaptığı konuşmada, ağustos ayları baz alındığında elektrik üretiminin geçen yılın ayına göre yüzde 11.5 tüketiminin ise yüzde 10.7'ler civarında arttığının altını çizen Bakan Yıldız, "O açıdan enerji sektörüyle ilgili rakamları genişletme imkanına sahibiz. Biz 2023 yılına kadar 120 milyar dolar yatırım hedefimizi yine yeni hükümet programımızda irdelemiş olduk. Kendi petrolümüzü yine kendi sismik aramalarımızla birlikte oluşturmak istiyoruz. Bununla ilgili inşaya başlandı" ifadelerini kullandı.

"ARZ İLE ALAKALI BİR SIKINTIMIZ YOK"

Bakan Yıldız, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Elektrik arzıyla ilgili bir sıkıntının olup olmamasına yönelik bir soruya Bakan Taner Yıldız, şöyle yanıt verdi:

"Alternatif enerji kaynaklarını kullanma zorunluluğu buradan kaynaklanıyor. Bazen suyumuz çok olur, bazen rüzgar çok olur. Dünyanın her tarafında mevsimsel değişiklikler bu sonuçları doğurabiliyor. "den bu yana Türkiye'de en az suyu görüyoruz. Bu Türkiye'nin yerli kayıpları arasından bir kayıptır. Bunu doğalgazla ve diğer kaynaklarla telafi etmek zorundayız. Ama bir ülkenin enerji yapısı kurgulanırken mutlaka alternatif kaynaklarla beraber bunların mutlaka birbirini tamamlaması lazım. Arzımı talepten daha fazla. Arz ile alakalı bir sıkıntımız yok. Ama bu enerjinin rahat kullanılması anlamına gelmez."

"YERLİ VE YABANCI KAYNAK ORANI YAĞIŞLA BİRLİKTE TÜRKİYE'NİN ALEYHİNE DEĞİŞECEKTİR"

Yıldız konuşmasında, sayaç takılmasını istemeyen bazı çiftçilerin de bulunduğuna dikkat çekerek, bunu doğru bulmadıklarının altını çizdi. Çiftçinin elektrik kullanacaksa bunun parasını mutlaka ödemesi gerektiğini belirten Bakan Yıldız, "Hizmet üretiliyorsa, bunun bir karşılığı vardır. O karşılığın mutlaka sağlanması lazım. Bunun da adaletle sağlanması lazım. Türkiye'nin giderlerini karşılayacak enerjiyle ilgili bir sıkıntımız yok. Yerli ve yabancı kaynak oranı tabiî ki az yağışla değişecektir hem de Türkiye'nin aleyhine bir rakamla değişecektir. HES'lerden istediğimiz elektriği yağışlardan dolayı tam olarak alamayacağız. Vatandaşlarımızın gerek kul hakkı gerek vatandaşlık görevi olarak ne yapması gerekiyorsa onu yapmasını istiyorum. Bu işin doğusu batısı kuzeyi güneyi yok, her yerde aynı olması lazım" diye konuştu.

"ALLAH'IN TASARRUFUNDA OLAN BİR KONUYU BİZİM TAAHHÜT ETMEMİZ DOĞRU OLMAZ"

Enerji kaynaklarının yeniden fiyatlandırılmasına yönelik bir soru üzerine de Bakan Yıldız, Hidroelektrik santrallerini (HES) özelleştirirken yağış miktarlarını değil santralleri garanti ettiklerini belirtti. O yüzden fiyatlama mekanizmalarını değiştirmelerinin doğru olmayacağının altını çizen Bakan Yıldız, "Özelleştirmelerde o santralle alınmıştır ve özel şirketler tarafından yürütülmektedir. Bizim oraya artı bir kaynak aktarmamız, fiyatlarını değiştirmemiz doğru olmaz. Allah'ın tasarrufunda olan bir konuyu bizim taahhüt etmemiz doğru olmaz" dedi.

"ARZIMIZ TALEPTEN DAHA FAZLA"

Bakan Yıldız, bir ülkenin enerji yapısı kurgulanırken mutlaka alternatif kaynaklarla beraber birbirini ikame edecek şekilde kurgulanmasının gerektiğini de ifade ederek, "İlk defa Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri döneminde 41 bin megavatlık puantaja ulaştık, Ağustos ayı içerisinde. Bu çok yüksek bir miktar ama bunu karşılayabilecek kurulu gücümüz de şu anda 45-46 bin megawatlarda elektrik üretebilecek kapasitemiz var. Bu hala yüzde 12'ler civarında arzımız talepten daha fazla demek. Enerji konusunda arzı ile alakalı herhangi bir sıkıntımız bulunmamaktadır" açıklamasında bulundu.

"IŞİD'TEN PETROL ALDIĞIMIZ KÜLLİYEN YALAN"

Kuzey Irak petrolünün akışıyla alakalı gelinen noktayla ilgili bilgi veren Bakan Yıldız, şu ifadeleri kullandı:

"Artık 10 milyon varilleri bulan bir yapıya geldik ve 13. Tankerin yüklenmesi ve sevkiyatı da tamamlandı. Buradaki spekülasyonlara meydan vermemek lazım. Bütün bunları bir hukuk sınırları içerisinde yapmak durumundayız. Geçenlerde bizim IŞİD'ten petrol aldığımıza yönelik haberler çıktı. IŞİD'ten petrol aldığımız külliyen yalandır. Bu durum 'İsrail'e jet yakıt ihracatı yapılıyor' iddiasından beslenemeyenlerin yeni bir yemeği olarak görülüyor. Ama bunu tabi ki kimse yemez. Son derece net bir ifade kullanıyoruz. Bizim aldığımız petrol Irak'ın petrolüdür. Türkiye'nin petrolünü değil Irak'ın petrolünü değerlendiriyoruz."

"10 milyon varilden Türkiye'nin geliri ne kadar oldu?" şeklinde yöneltilen bir soru üzerine Bakan Yıldız, Türkiye'nin gelirlerinin ancak banka hesaplarına geçildiği sürece bu rakamları açıklayacaklarını bildirdi.

"ELEKTRİK PARASI ÖDEMEK İSTEMEYEN ÇİFTÇİYE ELEKTRİK VERİLMEYECEK"

Bakan Yıldız bir soru üzerine de kamunun verdiği tarımsal desteklerin bir kamu alacağıyla birlikte mahsup edilmesi gerektiğini ifade etti. Çiftçilerin sehven ya da herhangi bir gerekçeyle ödeyemedikleri paraların üzerinde kamunun bir kaynak oluşturduğunu vurgulayan Bakan Yıldız, şunları kaydetti:

"Orada kamu hizmetini kamu adına yapan bir özel sektör tahsilatı var. Oradan alınan paralar özel sektörde kalmıyor. Kamuya o paralar ödeniyor. O açıdan tarımsal sulamalarda bizim tahsilatta bir aksama yaşanıyorsa ki öyle, orada bir sıkıntı var demektir. Bunun mutlaka telafi edilmesi gerekir. Çiftçi kardeşlerimizle yapılan toplantılarda çok net bir mesaj iletildi. Ödeme planı olan taksitle ya da peşin çiftçi kardeşimizin ödeme planı dikkate alınacak ve elektrik kesilmeyecek. Ama ben hiç elektrik parası ödemek istemiyorum yine de elektriği kullanacağım diyen bir çiftçi olursa o çiftçiye ne yazık ki elektrik verilmeyecek. Tahsil edemiyorsa bile ödemek zorunda olacak. Şu ana kadar ödeme planı sunanların oranı son derece düşük. O açıdan bu oranın düşük olması bizim tercih ettiğimiz bir durum değil. Önümüzdeki haftalarda bu oranın artacağına inanıyoruz."

"BİR BAKAN 4 SENE DİNLENMEZ"

Dinlemelere yönelik bir soru üzerine Bakan Yıldız, Bakanlıkta yaptığı tüm toplantılarda cep telefonunun yanında bulunduğuna dikkat çekti. Yıldız, dinlenmeyi tercih etmediğini ve Cumhurbaşkanından sonra en fazla dinlenen kişi içerisine girmeyi de istemediğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Cumhurbaşkanımızdan akabinde en çok dinlenen kişi olduğum söyleniyor. Ben böyle bir şeyi de tercih etmezdim. Biz gücünü şeffaflıktan alan bir yapıyız. Bizim gizlimiz saklımız yok. Hukuken bunu yapma hakkına sahip misiniz? Siz Türkiye Cumhuriyeti'nin bir cumhurbaşkanını, başbakanını, bakanını ve kurul üyelerini dinleme hakkına sahip misiniz? Şöyle bir savunmayı hiç kimse gerekçelendiremez. Biz aslında başkasını dinliyorduk, dinlerken siz takılmışsınız. Bunu izah etmez. 4 yıl boyunca dinlenmiş bir kişi olarak gizlimizin saklımızın bulunmadığı ve her vakit da bu cep telefonunun yanımda bulunduğunu söyleyerek diyorum. Buna hukuken bir hakka sahip değilsiniz. Bizim yaptığımız görüşmeler de devlet başkanlarıyla, hükümet başkanlarıyla ve ilgili meslektaşlarımla yaptığım görüşmeler var. Bunu nasıl kalkıp da çok fazla gizli ibareli görüşmeleri siz hangisini ayıklayacaksınız da onları dinleyeceksiniz. Dinleme de etik yapı gösterebilir mi? Çok affedersin bu çok fazla gizliymiş, aslında dinlememem gerekiyormuş der mi? Tam tersi demez, daha çok bununla ilgili işlem yapar. Bununla ilgili hukuki işlem start verdi. Böyle bir sıkıntının sürdürebilir olması, devam etmesi mümkün değil. Sayın Cumhurbaşkanımızın, Sayın Obama ve Merkel ile yapacağı görüşmede tabi ki bu da konu edilecektir. Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin vatandaşımızın bir saygınlığı vardır. Bu saygınlığı kesinlikle korunması gerek. Biz bunu dinleyen hangi yapı varsa başta paralel olmak üzere bununla ilgili bütün önlemleri alacağız. Şahsen hissettiğim, kimle paylaşmak istiyorsa biz kamuoyu ile paylaşabiliriz. Bu kadar şeffaf bir yapıyı dinleme gereksinimi başka gerekçelerden kaynaklanıyor diye düşünüyorum. Bir bakan 4 sene dinlenmez."

"BARAJLARA GİRİLMEMESİ İÇİN TEL ÖRGÜYE GEREK YOK"

Baraj çevrelerinde HES'lerin bulunduğu alanlarda piknik yapan ailelere de tepki gösteren Bakan Yıldız, "Barajın aktığı kısımda her an o suyun akabileceğini düşünmemiz gerekiyor. Barajlara girilmemesi için illa tel örgüye gerek yok. 3 gün önce barajda piknik yapmak isteyen vatandaşlarımız oldu. Bu doğru değil. Orada enerji üretim talimatlarıyla beraber, o baraj bir haftada 10 defa devreye girip çıkabilir. Bu bizim yıllardan beri uyguladığımız bir sistem. Lütfen HES'lerin suyun aktığı yerde herhangi bir piknik yapmasın vatandaşlar. 46 kilometrelik bir piknik alanı var. buradaki en önemli konu, bu duyuruların dikkate alınması" dedi.