Dha Yurt Bülteni-7 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni-7

Dha Yurt Bülteni-7

1)(HABERİ YENİDEN)SAĞLIK BAKANI AKDAĞ: SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM YAŞANIYORSAĞLIK Bakanı Recep Akdağ, 2002 yılından sonra başlanan sağlıkta dönüşümle bugün Türkiye'nin gelişmiş ülkelerdeki sağlık problemleri aynı sorunları yaşamaya başladığını söyledi.

04.12.2016 14:06
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

1)(HABERİ YENİDEN)

SAĞLIK BAKANI AKDAĞ: SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM YAŞANIYOR

SAĞLIK Bakanı Recep Akdağ, 2002 yılından sonra başlanan sağlıkta dönüşümle bugün Türkiye'nin gelişmiş ülkelerdeki sağlık problemleri aynı sorunları yaşamaya başladığını söyledi. Mersin'e gelen Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ, ilk olarak valiliği ziyaret etti. Vali Özdemir Çakacak tarafından karşılanan Bakan Akdağ'a araçtan indikten sonra iki çocuk çiçek verdi. Çocuklarla bir süre sohbet eden Akdağ, günün anısına onlarla fotoğraf çektirdikten sonra kendisini bekleyen il yöneticileri ile selamlaştı. Daha sonra valiliği çıkan Akdağ, Şeref defterini imzaladı. Vali Çakacak'tan kısa bir brifing alan Akdağ, devam eden sağlık yatırımları ile ilgili olarak incelemelerde bulunmak üzere kentte geldiğini söyledi.

Türkiye'deki bir ilki Mersin'de hayata geçirdiklerini belirten Bakan Akdağ, "Mersin'de, Türkiye'deki ilk şehir hastanesinin açılışını yakın zamanda yapacağız. Sayın Cumhurbaşkanımızın rüya projeleri olarak ifade ettiği şehir hastaneleri, Türkiye'de sağlık sektörü açısından devletin yaptığı, Sağlık Bakanlığı'nın verdiği hastanecilik hizmetlerinde yeni bir dönemecin, önemli bir dönüşümün başlangıcı olacaktır. Bu hastaneler her yönü ile mükemmel hastanelerdir" dedi.

Şehir hastanelerinin, vatandaşa hizmet açısından önem verdikleri projelerin başında geldiğini ifade eden Akdağ şöyle konuştu:

"Yaptığımız şehir hastaneleri dünya için de örnek projelerdir. Bu projeler devlet ve özel sektör ortaklığı ile yapılan projelerdir. Bu hastanelerde patron, biz Sağlık Bakanlığı yani devlet patronluğu devam ettiriyor. Verilen sağlık hizmetlerinin dışındaki hizmetlerin tamamını özel sektöre gördürüyoruz. Yani hastanenin çevre düzenlemesi, binanın ihtiyaçları, temizlik, yemek, güvenlik, laboratuar işlemleri, görüntüleme, radyoloji, sterilizasyon gibi işlerini tümünü özel sektöre yaptırıyoruz. İnşallah mükemmel yeni bir başlangıç olacak. Bunun için Mersin'in ipi göğüsleyen birinci il olması da doğrusu beni çok mutlu ediyor. Akdeniz'in incisi olan Mersin'de biz vatandaşlarımıza bu hizmeti takdim etmiş olacağız. Bu sadece Mersin ile kalmayacak, yakın bazı illerden gelen şifaya vesile olan bir merkez inşa edeceğiz" diye konuştu.

MERSİN'E 2 YENİ HASTANE

Kentte yeni hastanenin yapımının planladığını da kaydeden Akdağ, şunları söyledi:

"Mersin'de iki önemli yatırımımız daha var. Bunlardan birisi Mezitli İlçesi'dir. Mezitli, hızlı gelişen bir bölgedir. Orası içinde 200 yataklı bir hastane planlamış durumdayız. Gerektiğinde yeni binalar için büyüye bilen bir yapı olsun istiyoruz. Bunun içinde uygun bir araziye ihtiyacımız var. Şu anda elimizde bir arazi var ama bu tek başına yeterli değil. Benim 11 yıllık bakanlık tecrübemden şunu söyleyebilirim; bir şehre yapılacak yatırımlar açısından kolay görünüyor ama en zor işlerden biri uygun arsayı seçmek ve uygun arsaya sahip olmaktır. Hele arsalar başka kurumların elindeyse onların Sağlık Bakanlığı'na tahsisini yapmak bazen çok uzun zaman alabiliyor. İnşallah o süreci kısaltıp biran önce Mezitli'deki projeyi de devreye sokmak istiyoruz. Bir de Tarsus'ta yapacağımız bir hastane var. Tarsus, Türkiye'nin en büyük ilçelerinden birisidir. Oraya yeni yapılacak bir hastane bizim için büyük bir önem taşıyor. Gelmeden önce Kalkınma Bakanı Sayın Lütfi Elvan ile de görüştüm. Çünkü bütün yatırımlar Kalkınma Bakanlığı'ndan geçiyor. Sayın Elvan işin kaynağında oturuyor. Tabi ki bütün arkadaşlarımız tüm Türkiye'ye hizmet ediyor. Konu Mersin olunca da Lütfi Beyin yaklaşımının daha farklı olduğunu çok iyi biliyorum. İnşallah çok güzel bir hizmet olacak."

Şehir hastanesini bir ay içinde açmayı planladıklarını vurgulayan Akdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bir takım eksikliklerle de açılsın istemiyoruz. Doğrusu orada yapacağımız işlerin mükemmel bir biçimde önceden planlanmış, hesabı kitabı yapılmış olması çok önemlidir. Bir hastane taşımak çok kolay bir şey değildir. Biz burada bir hastane değil iki hastane taşıyacağız. Bunu ev taşıyanlar bilirler, taşımak zor bir iştir. Vatandaşımıza hizmeti aksatmayacak biçimde bunları da gerçekleştireceğiz."

SAĞLIKTA YENİ DÖNEME GİRDİK

Türkiye'nin ihtiyaçlarının değişmesi nedeni ile sağlıkta yeni bir döneme girdiklerinin altını çizen Bakan Akdağ, sözlerine şöyle devam etti:

"Türkiye'de sağlıkta dönüşüm programı 2002 yılının sonlarında iktidara geldiğimizde başlattığımız bir programdır. Çok başarılı oldu. Türkiye'nin ihtiyaçları da değişti. O zaman çocuklarımız D vitamini eksikliği, kansızlık, beslenme yetersizlikleri, ağır ishaller, zatüreden kırılıyordu. Anne ölümleri çok yüksek orandaydı. Bulaşıcı hastalıkları bütün şehirlerde büyük bir problemdi. Şükürler olsun, bunların hepsini aştık. Türkiye bunu gün artık gelişmiş ülkelerin sağlık problemleri ile karşı karşıya olan bir ülkedir. Bizim hayat biçimimiz, şişmanlığımız, hareketsizliğimiz, sigara kullanımı gibi sebepler bugün Türkiye'nin ana sağlık problemi oldu. Bunların sonucunda da kalp damar hastalıkları, karaciğer, ak ciğer hastalıkları, kanser, hastalık yükümüzün önde gelen sebepleridir. Dolayısıyla bunlara odaklanacağımız yeni bir döneme başlıyoruz. Buna da sağlıkta dönüşümün 2'nci fazı diyoruz.

YENİ MERKEZLER GELİYOR.

Daha sağlıklı bir toplum için yeni projelerin de hayata geçirileceğini altını çizen Akdağ, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bir taraftan aile hekimliklerimizi güçlendireceğiz. Mersin'de de sağlıklı yaşam merkezleri kuruyoruz. Bunlar birkaç aile sağlığı merkezinin ortak kısmında hepsine hizmet edecek alanda olacak. Buralarda diyetisyenler, psikologlar, fizyoterapistler, egzersiz öğretme salonları, laboratuar imkanları olacak. Böylece aile hekimlerine bir taraftan aile sağlığı elemanları ile birlikte eğitim verirken, bir taraftan da vatandaşlarımıza yeni bir hizmet alanı kazandırmış olacağız. Yani hastaneye gitmeden de aile hekimlerinden sonra da vatandaşlar, özellikle sürekli hastalığı olanlar ciddi bir hizmet alabilecekler. Bu konuda Mersin'de de 20 sağlıklı yaşam alanı planlandı. Çünkü 50 bin nüfusa bir sağlıklı yaşam merkezi planlıyoruz."

Bakan Akdağ'ın konuşmasının ardından toplantı basına kapalı olarak devam etti.

Görüntü Dökümü

---------------------

Sağlık Bakanı makam aracı ile Mersin valiliğine gelerkin

çocuklar bakana çiçek verirken

Bakan çocuklarla hatıra fotosu çektirirken

Bakanı karşılayan protokol

Bakan Akdağ, şeref defterini imzalarken

Bakan Akdağ'nın açıklaması

Haber : Mustafa ERCAN -Kamera: Mustafa İNSAN/MERSİN

Süre. 10.22 boyut: 372.00

==========================================================

2)SUALTINDA 82.57 METRE YÜRÜYEREK REKOR KIRDI

ÇANAKKALLİ milli sporcu Sertan Aydın, Guinnes Rekorlar Kitabı'nda kendisine ait olan 79.94 metrelik Sualtında Tek Nefesle En Uzun Mesafe Yürüme Guinness Dünya Rekorunu, 82.57 metreye taşıdı. Aydın'ın yeni rekoru, derecesinin 10 hafta içinde onaylanması durumunda, Guinness Rekorlar Kitabı'nda yerini alacak.

Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu'nun milli sporcusu Sertan Aydın, Sualtında Tek Nefesle En Uzun Mesafe Yürüme branşında, geçtiğimiz yıl 19 Nisan tarihinde ABD'li Joseph Wilkie'ye ait 73.94 metrelik Guinness rekorunu 79.94'lik derecesiyle kırıp, adını Guinness Rekorlar Kitabı'na yazdırmıştı. Kendisine ait rekoru egale etmek için antrenörü Müjdat Turan nezaretinde 6 ay boyunca hazırlık yapan 37 yaşındaki Veteriner Hekim Sertan Aydın, yeni rekor denemesini Gestaş sponsorluğunda Çanakkale Anafartalar Olimpik Yüzme Havuzu'nda yaptı. Guinness gözlemcileri eşliğinde gerçekleşen deneme öncesi balıkadamlar havuzda sualtı kamerasıyla görev alırken, havuz dışında bir sağlık ekibi hazır bekletildi, tribünde çok sayıda vatandaş da Sertan Aydın'ı destekledi.

Milli sporcu Sertan Aydın, Antrenör Müjdat Turan, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Sualtı Akademik Danışmanı, Guinness Gözlemcisi ve Şahidi Levent Ucuzer, Guinnes Gözlemcisi Mahmut Sayın ve havuzda hazır bekleyen dalgıçlar ile kameramanlar nezaretinde denemesine başladı. Su altında 2 dakika 15 saniye kalan milli sporcu, bu sürede 82 metre 57 santim mesafe kat ederek, eski rekorunu 2 metre 63 santim geliştirdi.

Rekor denemesinin ardından su yüzeyine çıkan Sertan Aydın, sevincini eşi Bilge Aydın ve 2 yaşındaki oğlu Doruk Aydın ile paylaştı. Çok mutlu olduğunu söyleyen Aydın, "Yaklaşık 2 dakika 15 saniyelik bir performans ile Sualtında Tek Nefesle En Uzun Mesafe Yürüme Guinness Dünya Rekorunu tekrar kırdım. Bu rekoru 15 Temmuz şehitlerine ve tüm şehitlerimize armağan ediyorum. Ülkemizin bu zorlu döneminde bu vesile ile bir moral kaynağı olmak istedik. Bundan sonraki hedeflerimiz derin dalışla ilgili rekorlar kırmak" dedi. Rekor denemesinde hazır bulunan görevli ve şahitlerin gerekli formları doldurup, görüntü ve fotoğraflar eşliğinde bir rapor haline getirdikten sonra dosyayı onaylanması için online olarak Guinness merkezine göndereceğini kaydedildi. Rekor, 10 hafta içinde onay alması halinde Guinness sayfasında yayınlanacak.

Görüntü Dökümü

--------------

-Sertan Aydın'ın rekor öncesi havuzda hazırlık yapmasından görüntü,

-Kendisini desteklemeye gelen tribündeki vatandaşlardan görüntü,

-Gözlemci ve sağlık ekiplerinden görüntü,

-Havuzda rekor denemesi için görev alan dalgıçlardan görüntü,

-Sertan Aydın'ın rekor için sualtında yürümesinden görüntü,

-Rekor kırdıktan sonra sevincini eşi, oğlu ve sevenleriyle paylaşmasından görüntü,

-Sertan Aydın ile röportaj.

( Haber-Kamera: Burak GEZEN/ ÇANAKKALE,

===================================================

3)DAĞA KAÇAN ANGUSLAR ARANIYOR

VAN'ın Çatak İlçesi'nde 'Genç çiftçi hibe' programı kapsamında 4 çiftçiye dağıtılan 24 Angus ırkı inek kayboldu. Dağıtımın yapılacağı yerde kamyondan indirilen 24 angus, çiftçilere teslim edildikten sonra yemve su verilirken, dağlık alana kaçtı.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından bu yıl içersinde başlatılan ve 3 yıl sürecek hibe programı kapsamında, Çatak'ta 4 çiftçinin projesi kabul edildi. Proje kapsamında Uruguay'dan getirtilen besi hayvanı 24 angus, Çılgan Mahallesi Karadana Mezrası'nda 2 gün önce çiftçilere teslim edildi.

YEMLERİNİ YİYİP DAĞA KAÇTILAR

Kamyondan güçlükle indirilen ve bir arada tutulan 24 angusa yem ve su verildi. Bir süre burada bekleyen 24 angus, bir anda Karadana bölgesindeki dağlık alana doğru kaçmaya başladı. Çiftçilerin şaşkın bakışları arasında hızla uzaklaşan anguslar, karla kaplı dağlık alanda gözden kayboldu.

Ne yapacakları şaşıran çiftçiler ve Tarım İlçe Müdürlüğü ekipleri, izleri takip ederek 6 angusu yakalamayı başardı. Kayıplarda olan 18 Angus ise mahalleli ve tarım ilçe müdürlüğü ekipleri tarafından aranıyor.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------

-Angus yüklü kamyon

-Angusların inmesi

-Yem yiyen anguslar

-Angusların kaçması

-Tarım İlçe Müdürü Salçuk ve bir çiftçi ile röportaj

Hüdayi GÜMÜŞ/ÇATAK(Van),

================================================

4)MADENCİNİN DİLEĞİ KAZASIZ EMEKLİ OLABİLMEK

ZONGULDAK'ta, '4 Aralık Dünya Madenciler Günü'nde, yerin metrelerce altında çalışan maden işçileri, çalışma zorlukları ve geçim dertlerinden dolayı tüm dünyada kutlanan günlerini hatırlamakta güçlük çekiyor. Maden işçileri kaza geçirmeden emekli olarak çocuklarına güzel bir gelecek hazırlamanın hayalini kuruyor.

Türkiye'nin en büyük taşkömürü havzası Zonguldak'ta Türkiye Taşkömürü Kurumu'nda(TTK) Eylül itibariyle 9 bin 790 işçi yer altında ve yer üstünde çalışıyor. Buna özel maden şirketleri ve ruhsatsız kömür ocaklarında çalışarak geçimini sağlamaya çalışanlarda eklendiğinde sayı 13 bini geçiyor. Zonguldak'ta TTK, özel ve kaçak ocaklarda her yıl ortalama 10 işçi hayatını kaybediyor. Maden ocaklarında meydana gelen ölümlü iş kazaları madencileri psikolojik olarak da etkiliyor. Yerin metrelerce altında, bir insan bedeninin güçlükle girebildiği derinliklerde kömür damarlarını kazarak üretime katkı sağlayan madenciler, çalışmaktan ve geçim derdinden tüm dünyada kutlanan madenciler gününü bile hatırlamakta güçlük çekiyor.

ALLAH'A EMANET YERİN ALTINDA ÇALIŞIYORUZ

Kilimli İlçesi'nde özel maden ocağında çalışan işçilerden 9 yıllık madenci 42 yaşındaki Ertuğrul Yılmaz, 4 Aralık Madenciler Günü'nün tüm madencilerin bayramı olduğunu belirterek, "Madencilik zor bir meslek. Biz yerin altında saatlerce zor şartlarda çalışıyoruz. Madencinin bir günü evde ailesinden helallik almasıyla başlıyor. Allah'a emanet olarak yer altında çalışıyoruz. Ölüm olmadıktan sonra her şey daha iyi daha güzel. Bir iş kazası duyunca etkiliyor insanı. O arkadaşın yerine koyuyoruz kendimizi. Ailemizde bizde huzursuz oluyoruz. Sonuçta bu işi yapmak zorundayız. Niyetimiz emekli olmak ve daha iyi yaşayabilmek. Kazandığımız harcamamıza ancak yetiyor. Emeklilik şartlarında çocuklarımıza ve ailemize daha iyi bakmak istiyoruz." diye konuştu.

MADENCİNİN HAYATTAN BEKLENTİSİ OLMUYOR

10 yıllık madenci 32 yaşındaki Ramazan Doğancı ise madencinin hayattan bir beklentisinin olmadığını vurgulayarak şöyle konuştu:

"Biz bugünden dolayı mutlu ve guruluyuz. Tüm arkadaşlarımın günü kutlu olsun. Madende çalışmak gerçekten zor. Madencinin hayattan bir beklentisi olmuyor. Mesaisini sağ salim bitirerek evine gitmek tüm dileği. Madenciler kaza filan olduğunda söz konusu oluyor. Onun dışında akla gelmiyor. Kaza oldu mu 1-2 gün anılıyor sonra unutuluyor. Madencinin her zaman hatırlanmasını istiyoruz"

YAKLAŞIK 2 BİN İŞÇİ KAÇAK OCAKLARDA ÇALIŞIYOR

Genel Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanvekili İsa Mutlu ise maden yasalarının uygulama kısmında eksiklikler olduğunu ifade ederek, "Soma faciasının ardından çıkarılan 'İşçiye en az iki asgari ücret' uygulaması devlet tarafından özel maden şirketlerinde de denetlenmeli. Devletin yasaların uygulanması açısından denetimleri yapması lazım. İşçilerimiz bu yasalardan yararlanamıyor. Bunların dikkate alınması lazım. İki günlük haftalık izinlerini de kullanamıyorlar. Tabi ki kurumsallaşmamış şirketlerde bunları görüyoruz. TTK, Türkiye'nin madencilik konusunda bir okuludur. Bu ülkenin kalkınabilmesi ve sanayileşmesi konusunda büyük bedeller ödedi. Zonguldak gittikçe küçülüyor, yok oluyor. Gençlerimiz maalesef dışarıya göç ediyor. Biz devletimizden Türkiye'nin en büyük maden şehri için bir çalışma yapılmasını istiyoruz. Taşkömürünün ülke sanayisine kazandırılarak hem gençlerimize istihdam sağlanmasını, hem de kentin büyümesi için bir çalışma yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Kaçak ocakta çalışan yaklaşık 2 bine yakın işçi var. Devletin gerekirse bu adamları TTK'ya işe alarak kayıt ve güvence altına alması gerekiyor. Zonguldak'ın kanayan yarasıdır bu. Bu sorunun çözülmesi gerekir" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-Maden ocağına gelen işçiler

-Maden ocağı önünde çalışmaları

-Maden işçileriyle röp.

-Maden işçilerinin toplu görüntüsü

-Maden ocağına giren ve çıkan işçiler

-İşçilerden Ertuğrul Yılmaz ile röp.

-İşçilerden Ramazan Doğancı ile röp.

-GMİS Başkanvekili İsa Mutlu ile röp.

Dosya Adı: zngmadeniscileri

Süre: (8.00) Boyut: (256 MB)

Haber-Kamera: Gürkay GÜNDOĞAN/ZONGULDAK,

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha Yurt Bülteni-7 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement