Kültür Başkentliler, Ecdat Yadigarı Toprakları Tanıyor - Son Dakika
Kültür Sanat

Kültür Başkentliler, Ecdat Yadigarı Toprakları Tanıyor

Kültür Başkentliler, Ecdat Yadigarı Toprakları Tanıyor

"Eskişehir 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti" etkinlikleri kapsamında Eskişehir'deki yaklaşık 7 bin öğrencinin Balkanlar ve Orta Asya'da'daki 12 ülkeyi ziyaret ederek, ecdat yadigarı toprakları ...

02.12.2013 11:49

MÜRSEL ÇETİN - Eskişehir 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hilmi Özden, "Eğer biz Türk İslam medeniyetini veyahut İslam medeniyetini algılamak istiyorsak, Türkistan'ın zengin coğrafyasını gezmek, evlatlarımıza göstermek, Türkiye'de, Balkanlar'da tanıtmak zorundayız" dedi.

"Eskişehir 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti" etkinlikleri kapsamında Özbekistan'a ilk defa üst düzey ve geniş katılımlı gerçekleştirilen "Ana yurttan ata yurda (Türkistan)" kültür gezileri çerçevesinde, Orta Asya'dan Balkanlar'a geniş coğrafyada ilişkileri daha da kuvvetlendirmek, insanlar arasındaki gönül köprülerini daha da sağlamlaştırmak ve "dilde, fikirde, işte birlik" sloganını gerçek manada harekete geçirebilmek için gençler başta olmak üzere toplumun farklı kesimlerinden birçok insan, heyetler halinde yurtdışına gönderiliyor.

Eskişehir'deki yaklaşık 7 bin öğrencinin Balkanlar'da Bosna-Hersek, Makedonya, Kosova, Yunanistan, Bulgaristan, Orta Asya'da Azerbaycan, Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Tataristan ve Kırım'ı ziyaret ederek ecdat yadigarı toprakları görme fırsatı yakaladığı proje kapsamında Eskişehir'den iki grup halinde yaklaşık 350 kişinin katıldığı heyet, Özbekistan'ın Taşkent, Buhara, Semerkant kentlerindeki tarihi ve kültürel eserleri yerinde inceledi.

"Tarihi zenginlik, tarihi doku ve tarihi miras Özbekistan'da"

Geziye katılan Prof. Dr. Özden, AA muhabirine yaptığı açıklamada, teorik anlamda tarih, edebiyat kitaplarından okunan, yaşayan bir tarihi Özbekistan'da müşahede etme imkanına sahip olduğunu anlattı.

Türkiye Cumhuriyeti'nin bu geziyi sağlamasından duyduğu memnuniyeti dile getiren Özden, "Aynı zamanda Özbekistan Cumhuriyeti'nin başta sayın Cumhurbaşkanı İslam Kerimov olmak üzere devlet mensuplarının böyle bir gezide Türkiye'ye göstermiş oldukları misafirperverliğe teşekkür ederim. Bu ülkeye geldikten sonra halkın kendi milletimizden hiçbir farkı olmadığını gördüm" diye konuştu.

"Biz Türk İslam medeniyetini ya da İslam medeniyetini algılamak istiyorsak, Türkistan'ın zengin coğrafyasını gezmek, evlatlarımıza göstermek, Türkiye'de, Balkanlar'da tanıtmak zorundayız" diyen Prof. Dr. Özden, şöyle devam etti:

"Eğer Türkiye'nin gençleri geleceğe güvenle bakmak istiyorlarsa bir Avrupa gezisi yaptıklarında oradaki tarihi eserlerin muhteşemliği karşısında heyecana kapılıyorsa onlara tavsiyem, Türkistan coğrafyasına gelsinler, buradaki mimari yapıyı, buradaki estetiği, buradaki sanatı görsünler. Tüm samimiyetimle ifade ediyorum ki, Orta Avrupa'dan ötelerde bir medeniyeti, teknolojiyi ve mimariyi burada göreceklerdir. Onun için tarihi zenginlik, tarihi doku ve tarihi miras Özbekistan'da, Türkiye'den gelecek insanlarımızı beklemektedir ve Türk insanının çoğunluğu bundan habersiz. Türk gençliğine bu hususta verebileceğimiz tavsiyeler, 'ana yurttan ata yurda bir yolculuk yapın arkadaşlar' olacaktır."

Özden, bu yolculuğun köprüleri güçlendireceğini ve sonsuza kadar Türk dünyasının, İslam dünyasının kısaca Türk İslam medeniyetinin milli, İslami ve insani değer yargılarının oluşmasında ölçüler vereceğini kaydetti.

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Kartal ise Türkistan'ın Türk-İslam medeniyetinin teşekkül edip mayalandığı, ilim, sanat, edebiyat, mimari, dini ve irfani alanda birçok alim, sanatkar, edip ve arifin yetiştiği ve pek çok eserin ortaya konulduğu, bu eserlere Türk mührünün vurulduğu ülke olduğunu söyledi.

Kartal, Türkistan'ın her Türk'ün özlem duyduğu, büyük bir iştiyakla görmeyi arzuladığı, hüviyetini tahayyüllerinde yaşattığı gözden ırak ancak gönüllerde yer etmiş bir coğrafi mekan olduğunu vurguladı.

Ata yurduna gitmenin ve özlem gidermenin kendisini çok heyecanlandırdığını anlatan Prof. Dr. Kartal, şöyle konuştu:

"Oradaki birbirinden güzel ve mükemmel yapıları görmek, ortaya konulan zarafeti ve inceliği keşfetmek de beni çok duygulandırmakla kalmadı ecdada olan hayranlığımı bir kat daha artırdı. Ayrıca oralarda var olan ruhu ve manevi havayı hissetmek ise anlatılması imkansız hissiyata gark olmama vesile oldu. Bize bu unutulmaz anları yaşatan ve emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler ediyorum."

İki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi amaçlanıyor

ESOGÜ Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Topal da geziyi, Eskişehir'in 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti seçildikten bu yana yaşadığı en anlamlı faaliyet olarak değerlendirdi.

Türk-İslam dünyasının manevi önderlerini ziyaret etme imkanı bulduklarını kaydeden Topal, şöyle konuştu:

"Bu ziyaretlerde hem bilgilendik hem de ruh halimizle o havayı teneffüs ettik. Dolayısıyla her zaman savunduğumuz soydaşlarımızın ve İslam kültürünün önderlerinin, rehberlerinin bulunduğu mekanları görme, tanıma imkanına kavuşmuş olduk. Özellikle biz tarihçiler açısından bu fevkalade önemli. Zira eğitim öğretim hayatımızda, öğrencilerimize gerek ata yurt olarak buranın sahiplenilmesi gerekse İslam kültürünün dolu dolu yaşandığı beldeler olması hasebiyle bu önemli. Türk dünyasıyla ilişkilerin geliştirilmesi açısından da bu gezi fevkalade faydalı olacak ve güzel sonuçlarını ortayla çıkartacak. Gezi, Türkiye ile Özbekistan arasındaki ilişkilerin geliştirilmesine de katkı sağlayacak. Özbekistan'da ilk defa böyle kalabalık ve seçkin bir heyetle gezi yapılmış. Bu bakımdan vesile olan herkese teşekkür ediyoruz. İnşallah bu kurulan kültür köprüsü, maneviyat köprüsü devam eder."

Bu tür geziler, iki ülke arasındaki dostluğu ve kardeşliği pekiştiriyor

ESOGÜ Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Adem Koç ise Özbekistan'ın kendisi için ayrı bir yeri ve önemi olduğuna değinerek, her zaman hayalini kurduğu bir ülkeyi gezmenin mutluluğunu yaşadığını dile getirdi.

"Özellikle Anadolu'daki İslam'ın ve Türklüğün mayalandığı bir bölge olduğu için Özbekistan bizim için önemli bir yerdi" ifadelerini kullanan Yrd. Doç. Dr. Koç, bu tür seyahatlerin iki ülke arasında ilişkilerin artmasını sağladığını hatırlattı.

Bu tür gezilerin mümkün olduğu kadar tur acentelerinin de gündeminde olmasını isteyen Koç, şunları söyledi:

"Türk dünyası ülkeleriyle, eğitim iş birliği, ticari iş birliği, öğretim üyesi değişim programları daha fazla olabilir, turistik seyahatler daha fazla olabilir. Bu tür iş birlikleri ülkeler arasında dostluğun ve kardeşliğin pekişmesini de sağlayacaktır. Bunun için büyüklerimizden, idarecilerimizden daha güçlü atılımlar bekliyoruz."

Kültür gezisi organizasyonun mükemmel düzenlendiğini ve bu geziyi tertip eden tüm idarecilere teşekkür eden Koç, yıllardır Türk dünyası ülkelerine hasretlik duyan öğretim üyelerinden, devletin önemli kademelerindeki bürokratlara, idarecilerden iş adamlarına kadar birçok kişinin bulunduğunu kaydetti.

Gezi boyunca çok güzel yerlerin yerinde görüldüğünü, özellikle Türk-Özbek mimarisinin öne çıktığını bildiren Koç, gezi süresince ve sonrasında yoğun duyguların oluştuğunu aktardı.

"Ortak duygu, ortak inanç, ortak dil, ortak tarih, ortak gelenek ve kültür yapısı"

Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Akademik Danışmanlık ve Uygulama Hizmetleri Genel Koordinatör Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Çetin Polat ise "Ortak duygu, ortak inanç, ortak dil, ortak tarih, ortak gelenek ve kültür yapısına sahip toplumların, birbirlerine yaklaştıkları, tanıdıkları, kabul ettikleri ve destek oldukları ölçüde, güçlü bir toplum olabileceklerdir" dedi.

"Şahsım adına söylemek isterim ki, böyle kaliteli bir topluluğun içinde olmaktan gurur ve onur duydum" diyen Polat, bu gibi kültür gezilerinin hafta sonu toplantıları (kamp gibi) şeklinde yapılması daha güçlü bir Eskişehir yaratma açısından büyük katkı sağlayacağına inandığını dile getirdi.

ESOGÜ master öğrencisi İrem Eriç de Türk devletleri arasında, kültürel bağların kuvvetlenmesinde önemli bir yere sahip olan, Türk Dünyası Kültür Başkenti Projesi'nde, 2013 yılı Kültür Başkenti  Eskişehir'den, ata yurt diyarı, köklerimizin bulunduğu Orta Asya topraklarındaki Özbekistan'a yapılan kültür gezisinin anlamının büyük olduğuna değindi.

Etkinlikte kendisinin yer almasını sağlayanlara teşekkür eden Eriç, gezinin, katılımcılara, tarihsel geçmişi hatırlama, ruhani değerlerin kıymetini anlama, Türk-İslam medeniyetinin yayıldığı toprakları keşfetme şansı sağladığını ve katılımcıların gezi süresince tarihsel ve ruhani bir ortamda huzur bulduklarının görüldüğünü sözlerine ekledi. - Eskişehir

Kaynak: AA

Son Dakika Kültür Sanat Kültür Başkentliler, Ecdat Yadigarı Toprakları Tanıyor - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement