Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç Açıklaması - Son Dakika
Politika

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç Açıklaması

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç Açıklaması

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Sivas olayları davasının zamanaşımından düşmesine ilişkin, "Dönemin valisinden, içişleri bakanından, hükümetten sorumlu kişilerden ve olay sırasında görüşmeler yapıldığı iddia edilen kişilerden, olaya kayıtsız"...

14.03.2012 13:38

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Sivas olayları davasının zamanaşımından düşmesine ilişkin, "Dönemin valisinden, içişleri bakanından, hükümetten sorumlu kişilerden ve olay sırasında görüşmeler yapıldığı iddia edilen kişilerden, olaya kayıtsız kalanlardan, bu olayın sonuçlanmasında şu veya bu şekilde katkısı bulunanlardan kimlerse onlar hakkında bir soruşturma yapılarak bu yargılanması bence bu yargılamadan daha önemlidir" dedi.

Arınç, MÜSİAD'da katıldığı toplantının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Sivas olayları davasının zamanaşımından düşmesiyle ilgili soru üzerine Arınç, "Bu olayla ilgili olarak dün mahkeme zamanaşımın süresinin dolduğuna hükmetti ve davanın düşürülmesine karar verdi. Böyle bir olay çok acı bir olay. Bir bina yakılarak insanlarımızın hayatına son verildi. Onlar bizim canlarımızdı, insanımızdı. Bu olaydan dolayı bütün milletimizin büyük bir üzüntü duyduğunu biliyorum. Gönlümüz isterdi ki

olayın tüm failleri yargılanabilsinler, layık oldukları cezalara çarptırılsınlar ve bu olayın tüm sonuçları ortaya çıkarılabilsin. Ancak Ceza Hukukumuzdaki bir takım hükümler sebebiyle sanıyorum 5 kişi hakkında davanın düşürülmesine karar verildi. 2005 yılında Ceza Kanunu'nda yapılan bir değişiklikle insana, insanlığa karşı işlenmiş suçlarda zamanaşımını düzenleyen hüküm burada tatbik edilemedi. Çünkü mevcut hükmün sanıklar lehine olduğuna karar verdi mahkeme. Aynı zamanda bu hükmün kamu görevlileriyle

ilgili olduğuna hükmetti. Dolayısıyla yargılanan kişiler kamu görevlisi olmadığına göre zamanaşımı işlemez hükmünün yürümeyeceğine mahkeme karar verdi" diye konuştu.

"Beğenelim, beğenmeyelim ama eleştirelim, bu kararla ilgili olarak Yargıtay süreci var" diyen Arınç, davayla ilgili Türkiye'de süreç tamamlansa bile AİHM sürecinin de olacağına işaret etti. Arınç, "Belki o zamana kadar Türkiye'de Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru imkanı da yürürlüğe girecektir. Dolayısıyla o imkanın kullanılması da mümkün. Ancak ben bir farklı açıdan meseleye bakıyorum. Eğer mahkemenin verdiği karar mevcut sanıkların kamu görevlisi olmamasıyla ilgiliyse burada yapılacak başka bir

işlem daha var" dedi.

"BU OLAYIN SONUÇLANMASINDA KATKISI BULUNANLARIN YARGILANMASI BENCE BU YARGILAMADAN DAHA ÖNEMLİ"

Arınç, eski Sivas milletvekili ve o dönemde iktidarda olan Sosyal Demokrat Halkçı Parti'de görev sahibi olan Ziya Halis'in bu konudaki açıklamalarına dikkat etmek gerektiğini vurgulayarak, ne zaman Madımak olayı konuşulsa dönemin valisi ile Ankara'daki bürokratların olaya kayıtsız kaldıkları, Sivas'ta görevli mevcut askeri olayları yatıştırmak üzere devreye sokmadıkları, olaya basit bir olay gözüyle baktıkları ve göz göre göre insanların otelde mahsur kalarak yakılmasına sebebiyet verdikleri yolunda

ciddi iddialar olduğunu söyledi. "Madem ki mahkeme kamu görevlisi olsaydı yargılamaya devam ederdik diyor, belki yıllar sonra olacak ama olayın bu boyutunun yeni bir sayfa açması da mümkün" diyen Arınç, şöyle devam etti:

"Bu katliam gibi feci olayda kusuru bulunan veya kusurlu oldukları düşünülen kamu görevlileri hakkında bir soruşturma başlatılıp, bunlarla ilgili bir yargılama yapılabilir. Dönemin valisinden, İçişleri Bakanı'ndan, hükümetten sorumlu kişilerden ve olay sırasında görüşmeler yapıldığı iddia edilen kişilerden, olaya kayıtsız kalanlardan, bu olayın sonuçlanmasında şu veya bu şekilde katkısı bulunanlardan kimlerse onlar hakkında bir soruşturma yapılarak, asli fail olmasalar da olaya dolaylı olarak sebebiyet

verdiği iddia edilen kişilerin yargılanması da bence bu yargılamadan daha önemlidir. Dolayısıyla savcılarımızın bu iddia üzerine bir soruşturma yapmasında ben fayda görüyorum. Eğer bu karar sebebiyle yargı sistemimizde bir arıza olduğu düşünülüyorsa, Yargıtay'ın incelemesine müteakip bu konuda yeni bir yasal düzenleme yapılmasının da faydalı olacağını düşünüyorum."

Arınç, Esenyurt'ta 11 işçinin hayatını kaybettiği çadır yangınıyla ilgili bir soruya da yanıt verdi. Trilyonluk yatırımların yapıldığı, milyarlık harcamaların yapıldığı bir işyeri inşaatında insan hayatının bu kadar ucuz görülmemesi gerektiğini vurgulayan Arınç, "İnsan hayatı her şeyden daha değerli. İşçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda her firma üzerine düşeni mutlaka yerine getirmek zorunda. Eğer yanıcı maddelerden basit çadırlarda insanlar barınmaya muhtaç edilmişse bu bir insanlık suçudur.

Dolayısıyla bu olay sebebiyle iş güvenliği konusunda işverenlerin insan hayatına verdikleri değer konusunda, işçilerimizin çok basit koşullar altında hayatlarını sürdürmemeleri konusunda tüm eksiklikler gözden geçirilmeli ve bu konuyla ilgili mevcut yasalardaki imkanlar işletilmeli, eksik geliyorsa da ne gerekiyorsa yapılmalı. Bence 236 milyon dolarlık olduğu iddia edilen inşaatın 10 tanesini bir araya getirip, 100 tanesiyle çarpsanız orada vefat eden bir yurttaşımızdan daha kıymetli değildir. O

kardeşlerimize de Allah'tan rahmet diliyorum" dedi.

"CIA SADECE ABD'DE DEĞİL, BÜTÜN DÜNYADA DİKKATLE İZLENEN BİR İSTİHBARAT ÖRGÜTÜ"

Başbakan Erdoğan'ın CIA Başkanı ile yaptığı görüşmeyle ilgili soru üzerine de Arınç, "Diplomatik kuralların veya protokol kurallarının nasıl ölçüldüğünü bilemem. Ama CIA Başkanı sadece ABD için değil, bütün dünyada dikkatle izlenen bir istihbarat örgütü. Türkiye, bölgesel güvenlik açısından ülkemizi ziyaret eden böyle bir kurumun başında olan kişiyle MİT Başkanı'nın görüşmesi kadar, Sayın Başbakanımızın da söylemek istediği, sormak istediği konular varsa kendilerini kabul etmesinde bence hiçbir sakınca

yok" diye konuştu.

Arınç, 4+4+4 eğitim sistemiyle ilgili muhalefetin eleştirilerinin hatırlatılması üzerine, "Umarım 4+4+4 yeni eğitim sistemimizin parlamentodaki görüşmeleri sırasında muhalefet yasayla ilgili olarak, yasanın daha mükemmel çıkmasıyla ilgili olarak, en azından uygun bulmuyorlarsa iç tüzük hükümleri gereği engelleme haklarını kullanarak parlamenterlik görevlerini yaparlar. İçtüzük içerisinde bağırıp, çağırıp, hakaret etmek yok, kürsü işgali yok. Önerge verebilirler, konuşabilirler, iç tüzüğün izin verdiği

ölçüler içerisinde bütün engelleme haklarını kullanabilirler ama bir kilo ağırlığındaki bir bant kutusunu birisinin yüzüne fırlatılması, bir başkasının tekmelenmesi, öbürüne karşı dizinden vurulması, boğazına sarılması, havada uçuşan sözlere baktığımız zaman en ağır hakaretlerin yapıldığı bir meclis Türkiye'de olmamalı. Biz arkadaşlarımızın hangi yasa olursa olsun yasal haklarını kullanma noktasındaki özgürlüklerine olağanüstü bir ilgiyle takip eder, bakarız. Ama onların içerisinde hiçbir zaman

hakaret, dövüş ve birisini ortadan kaldırma teşebbüsü olmamalı" dedi. - İSTANBUL

Kaynak: İHA

Son Dakika Politika Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç Açıklaması - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement