DHA İSTANBUL BÜLTENİ-3

Son Güncelleme:

SABİHA Gökçen Havalimanı'nda kazasında yaralanan ikinci pilot Ferdinant Pondaag'ın tedavisi sırasında beyninde tümör olduğu tespit edildi.

İKİNCİ PİLOTA HASTANEDE İKİNCİ ŞOK

Zeki GÜNAL - İstanbul DHA -  SABİHA Gökçen Havalimanı'nda kazasında yaralanan ikinci pilot Ferdinant Pondaag'ın tedavisi sırasında beyninde tümör olduğu tespit edildi.

Sabiha Gökçen Havalimanı'na 5 Şubat'ta inişinden sonra duramayarak pis dışındaki alana düşen uçakta 3 kişi ölürken 180 kişi de yaralandı. Yaralananlardan biri de uçağın 29 yaşındaki Hollandalı ikinci pilotu Ferdinant Pondaag'di. Ferdinant Pondaag'in tedavisi Nişantaşı'ndaki özel hastanede sürüyor. Pondaag'ın tedavisi sırasında beyninde tümör olduğu tespit edildi. Genç pilotun bu durumdan daha önce haberdar olmadığı ve bir hafta içerisinde ameliyat edileceği öğrenildi. Hollandalı pilotun arkadaşlarına hitaben tümörden bahsederek mesaj attığı ortaya çıktı.

"SANIRIM BİR DAHA ASLA UÇAMAYACAĞIM"

Ferdinant Pondaag'ın arkadaşlarına attığı mesaj şu şekilde: "1 hafta 4 gündür hastanedeyim. Kalçam çok kötü kırıldı. Kemik dolgusu ve 3 vida kullandılar. 3 günlük ağrıdan sonra daha iyiyim. Daha iyi uyuyorum. Doktorlar ayrıca kafamda bir şey buldular. Bir tümör. Bir hafta içinde ameliyat olacağım. Bu ameliyattan önce ilk olarak ailemi görmek istiyorum. Şansım yüksek ama yüzde yüz temizleyemeyeceklerini söylediler. Alındıktan sonra yeniden büyüyebilir ve epilepsi ilaçları kullanmam gerekiyor. Sanırım bir daha asla uçamayacağım. Çok üzülüyorum.  Ayrıca polis ile de uğraştım. En kötü senaryo Hollanda'da hapse girebilirim çünkü Hollanda pasaportum var. Ama düşük bir ihtimal olduğunu söylediler. Fiziksel olarak daha iyiyim ama duygusal olarak çökmüş durumdayım. En kısa zamanda cevaplayacağım ama şu anda çok meşgulüm ve ayrıca hastalığım sebebiyle zayıf düştüm. Pegasus benimle yakından ilgileniyor"

ŞÜPHELİ SIFATIYLA İFADESİ ALINMIŞTI

Öte yandan İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, "Taksirle birden fazla kişinin ölümü ve yaralanmasına neden olmak" suçundan başlatılan soruşturma sürüyor.  Soruşturma kapsamında Pondaag'ın "şüpheli" sıfatıyla ifadesi alınmıştı. Pondaag'ın bir çok soruya "hatırlamıyorum" şeklinde yanıt verdiği öğrenildi. Kaptan pilot Mahmut Aslan'ın ifadesinin de sağlık durumuna göre önümüzdeki günlerde alınacağı kaydedildi.

Görüntü Dökümü

---------

-Hastaneden görüntü

-Hastanenin önündeki polisler

-Pilotun fotoğrafı

===========================

2- BAHÇELİEVLER'DE 3 AĞIR HASARLI BİNA DAHA YIKILDI

Haber-Kamera: Serdar ALTINTEPE/ İSTANBUL, Bahçelievler'de, Silivri açıklarında meydana gelen 5,8 büyüklüğündeki depremde ağır hasarlı olduğu tespit edilen 3 bina daha yıkıldı.

İstanbul Bahçelievler'de 26 Eylül tarihinde Silivri açıklarında meydana gelen 5,8'lik depremde hasar gördüğü için boşaltılan 7 katlı bina çökmüştü. Aynı depremde zarar gördüğü için boşaltılan 3 binanın daha yıkımına başlandı. Bahçelievler'de bu hafta başında ağır hasarlı olan 2 bina yıkıldı. Bugün de Fevzi Çakmak Mahallesi Emre Sokak'ta bulunan 33 yıllık 5 katlı bina, Hürriyet Mahallesi Yonca Sokak'taki 45 yıllık 4 katlı bina ve Cumhuriyet Mahallesi Atmaca Sokak'taki 50 yıllık apartmanın da aralarında olduğu üç binanın daha yıkımına başlandı.  Bu ay sonuna kadar Bahçelievler'de bulunan ağır hasarlı 24 binanın yıkılması bekleniyor.

Görüntü Dökümü:

---------------------

-Yonca sokaktaki bina yıkımı

-Emre sokaktaki bina yıkımı

-Atmaca sokaktaki bina yıkımı

21.02.2020 - 11.49 Haber Kodu : 200221096

=========================

3- OTOMOBİLİ BOZULUNCA "EZEL"E SAHİP ÇIKTI

Haber-Kamera: Elif YAVUZ-İdris TİFTİKCİ/İSTANBUL, DHA -İSTANBUL'da otomobilinin bozulması nedeniyle gittiği tamirhanede gördüğü kuzunun Kurban bayramında kesilecek olmasına üzülen bir hayvansever, kesilmekten kurtardığı kuzunun İzmir'de Haluk Levent'in sahip çıktığı Boğa Ferdinand ile aynı çiftlilkte yaşamasına imkan sağladı.

İstanbul'da oto tamirciliği yapan Recep Süzen, yeni doğan bir kuzuyu annesinin bakmaması nedeniyle bir çiftlikten 3 günlükken aldı. "Ezel" adını verdiği kuzuyu tamirhanesinde soda şişesine koyduğu sütle besleyen Recep Süzen, kuzuyu Kurban Bayramı'nda kesmeyi planlıyordu. Otomobili bozulan Batı Gider, otomobilini tamir için Recep Süzen'e ait tamirhaneye getirdiğinde küçük kuzuyu fark etti. Kuzunun durumunu öğrenen Batı Gider, tamirhanenin maskotu haline gelen ve kesilmeyi bekleyen kuzu için kollarını sıvadı. Önce kuzunun rahatça yaşayabileceği bir çiftlik arayışına giren Gider, geçtiğimiz yıl Rize'de kesilmek üzere iken Karadenize atlayarak sahibinin elinden kaçan Boğa Ferdinand'ın da kaldığı sanatçı Haluk Levent'in desteklediği İzmir'deki  Kurtarılmış Hayvanlar Çiftliği'nde kuzu Ezel'e yer ayarladı. Sonrasında Tamirci Recep Süzen'i ikna eden Batı Gider, küçük kuzuyu kurtardı.

"İNSANLARDAN DAHA SADIK"

Olayla ilgili konuşan kuzunun sahibi Recep Süzeni "Annesi bakmamış. Annesi bakmadığı için aldım. İnsanlardan daha sadık. 3 günlükken aldım. 1 aydır benimle. Annesi istemediği zaman sahipleri bakıyor. Aldığım kişilerin de hayvanı çok olduğu için ben aldım. Günde 4-5 defa besliyorum.  Ben bunu kesersem evdekiler de beni keserdi. Nasıl bir çocuk anneye babaya alışıyorsa kendine bakan bir insana hayvanlar da alışıyor" dedi.

BOĞA FERDİNAND'IN YANINA GİDECEK

Kuzu Ezel'in kurtulması için büyük çaba harcayan Batı Gider, "İki gün önce buraya arabanın bir probleminden dolayı gelmiştim. Vejetaryenim et yemiyorum. Koyu da bir hayvan severim. Sordum abiye, 1 sene sonra muhtemelen kurbanlıklarla gider dedi. İki gündür bu kuzuyu buradan kurtarmayı düşünüyordum. İzmir'de bir çiftlik var. Haluk Levent'in kurtardığı boğa Ferdinand'ın yanına göndermek istiyorum. Çiftliğin sahibiyle konuştum kabul etti. Recep ağabey de kabul ederse bir ömür yaşayacağı yere götürmek istiyorum" diye konuştu.

Görüntü Dökümü

-Kuzunun beslenmesinden detaylar

-Recep Süzen ve Batı Gider röportaj

-Kuzu ve tamirhaneden detaylar

-Muhabir anonsu (Elif YAVUZ)

-Genel ve detay

21.02.2020 - 12.35 Haber Kodu : 200221119

============================

4-İSTANBUL'DA ATM'LERDEN KART KOPYALAYAN 5 KİŞİLİK ÇETE YAKALANDI

- Şüphelilerin ATM'lere aparat yerleştirmeleri ve para çekmeleri ise güvenlik kameralarına yansıdı.

Ali ABLAY/ İSTANBUL, İSTANBUL'da ATM'lerden banka müşterilerinin kartlarını kopyalayarak ulaştıkları bilgilerle, vatandaşların paralarını çeken 5 kişi yakalandı. Şüphelilerin 180 kişinin hesabından para çektikleri ve 328 bin 300 lira vurgun yaptıkları tespit edildi. Şüphelilerin ATM'lere aparat yerleştirmeleri ve para çekmeleri ise güvenlik kameralarına yansıdı.

Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, çok sayıda vatandaşın kredi ve banka kartlarından bilgileri dışında para çekildiği ihbarı üzerine çalışma başlattı.  Emniyet ekipleri, vatandaşların hesaplarından para çekilen banka ATM'lerini incelemeye aldı. Yapılan incelemelerde bazı şüphelilerin bankaların ATM'lerine kopyalama aparatı ve kamera düzeneği yerleştirdikleri belirlendi. Şüphelilerin, kopyalama aparatıyla ATM'ye para çekmek için gelen vatandaşların kart bilgilerini erişip, ardından yerleştirdikleri kamerayla işlem yapanların şifrelerini öğrendikleri tespit edildi.  Şüphelilerin bu düzenek sayesinde yaklaşık 180 kişinin hesabından 328 bin 300 lira çektikleri belirlendi. Siber polisi, 3 farklı olaya ilişkin 5 şüpheliyi gözaltına aldı. Yapılan aramalarda ise çok sayıda cep telefonu, pos cihazları, banka kartları ve kopyalama cihazları ele geçirildi.

BAYRAMPAŞA'DA 65 KİŞİNİN HESAPLARINDAN 124 BİN LİRA ÇEKMİŞLER

İlk kart kopyalama olayı Bayrampaşa Devlet Hastanesi'nin önündeki ATM'den 10 Ocak günü saat 13.20 sıralarında oldu. Para çekmeye çalışan Mehmet Solmaz banka kartını ATM'ye soktuğunda kart yarıya kadar girip kaldı, bunun üzerine kartını geri çıkartırken kart yuvasına yerleştirilmiş bir parçada kartla birlikte çıktı. Olay sırasında Mehmet Solmaz'ın yaşadığı durumu gören Sadık İşeri, iki kişinin ATM'den başka bir aparatı söküp kaçtıklarını söyledi. Bu yaşananlar üzerine çalışma başlatan emniyet ekipleri, C.K. ve O.S.E. isimli şüphelileri güvenlik kameralarından tespit etti. Şüpheliler kısa sürede yakalanarak gözaltına alındı. Şüphelilerin üzerlerinde yapılan aramalarda ise banka kartlarını kopyalamada kullanılan düzenek ve 2 cep telefonu bulundu. Soruşturmayı derinleştiren emniyet ekipleri, şüphelilerin İstanbul'un birçok noktasındaki ATM'lere kart kopyalama düzeneği yerleştirdikleri belirlerken,  65 kişinin kart bilgilerine ulaşarak 124 bin liralık vurgun yaptıkları tespit edildi. Şüphelilerden C.K.'nın çeşitli suçlardan 15, O.S.E'nin ise 35 suç kaydı olduğu öğrenildi. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen 2 şüpheli çıkartıldıkları mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderilirken, F.K. isimli şüphelinin yakalanması için çalışmaların devam ettiği bildirildi.

KARTAL'DA 107 KİŞİNİN BANKA BİLGİLERİNİ KOPYALAYIP 204 BİN 300 LİRA ÇEKTİLER

İkinci olay ise Kartal'da oldu.  Hürriyet Mahallesi, Abdi İpekçi Caddesinde bulunan bir bankanın yetkilileri tarafından 14 Ocak günü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne kart kopyalama konusuyla ilgili olarak ihbarda bulunuldu. Banka yetkilileri, ATM'lerinden sahte çekim yapıldığını bildirdi. Bunun üzerine çalışma başlatan siber polisi, güvenlik kamerası incelemelerinde şüphelinin C.O. olduğunu belirledi. ATM'yi fiziki takibe alan polis, şüpheli C.O.'yu para çekmeye geldiği sırada yakalayarak gözaltına aldı. Şüphelinin üzerinde yapılan aramalarda 16 kopyalanmış kart, ATM'lerden çektiği 25 bin 400 Lira, 2 cep telefonu ve 2 flash bellek ele geçirildi. Şüpheli C.O. ile bağlantılı oldukları belirlenen O.B., S.K. ve 2 şüphelinin yakalanması için siber polisinin çalışmaları devam ederken, şüphelilerin 107 kişinin banka hesaplarından 204 bin 300 Lira çektikleri tespit edildi. Gözaltına alınan şüpheli C.O. emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilirken çıkartıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.

BÜYÜKÇEKMECE'DE 201 KİŞİNİN BANKA VE KİMLİK BİLGİLERİNİ LİSTELEMİŞLER

Son kart kopyalama olayı ise Büyükçekmece'de oldu.  Cumhuriyet Mahallesinde görev yapan emniyet ekipleri 21 Ocak günü saat 21.00 sıralarında panelvan tipi bir aracı şüphelenerek durdurdu. Araç içerisinde ve araçtaki F.G. ile G.G. üzerinde arama yapan polis, 12 bin 475 Lira, 8 cep telefonu, 11 simkart, 2 laptop, 2 tablet, 41 kopyalanmış banka kartı, 6 flash bellek, harddisk, 32 kopyalama cihazı ve aparatı, 2 vatandaşların verilerini içeren ajanda, 3 ruhsatsız tabanca ve 5,29 gram uyuşturucu madde ele geçirilirken, şüpheliler gözaltına alındı. Şüpheliler hakkında çalışma başlatan siber polisi, şu ana kadar 8 kişinin mağdur edildiğini belirlerken, ne kadar para çektiklerinin tespit edilmesi için çalışmaların devam ettiği öğrenildi. Şüphelilerin flash bellek, laptop, tablet ve ajandalarında yapılan incelemelerde çok sayıda kart bilgisi, yazışma, suç içerikli fotoğraf ve 201 kişiye ait kimlik, kart ve adres bilgilerinin bulunduğu liste ele geçirildi. Şüphelilerden G.G.'nin 20, F.G.'nin ise 9 suç kaydı olduğu öğrenilirken, şüphelilerin bağlantılı olduğu ve firari olan R.E. ile S.Ç.'nin yakalanması için çalışmaların devam ettiği bildirildi. Şüpheliler emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilirken, F.G. isimli şüpheli adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. G.G. ise çıkartıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Belirlenen 3 farklı olayda 180 kişinin dolandırıldığı belirlenirken, 328 bin 300 Liralık vurgun yapıldığı tespit edildi. Şüphelilerin ATM'lere aparat yerleştirmeleri ve para çekmeleri ise güvenlik kameralarına yansıdı.

Görüntü Dökümü

----------------------

-Şüphelilerin ATM'den para çekmeleri ve aparat yerleştirmeleri

-Aramalarda ele geçirilenler

-Şüphelilerin adliyeye sevk edilmesi

-Ele geçirilenlerin sergisi

-Detaylar

21.02.2020 - 10.49 Haber Kodu : 200221070

21.02.2020 - 11.13 Haber Kodu : 200221078

=============================

5- BALAT'TAKİ TACİZ ŞÜPHELİSİ SUÇLAMALARI REDDETTİ

Haber: Ruken KADIOĞLU/ İSTANBUL,

Fatih, Balat'ta 15 Aralık'ta bir kadının arkasından yaklaşarak taciz ettiği iddiasıyla tutuklanan sanık Halil P.'nin 10 yıla kadar hapis cezası talebiyle yargılandığı davaya devam edildi. Duruşmada müşteki S.K. isimli kadın " Olayın gerçekleştiği güzergahı kullanıyordum. Fakat artık o yolu kullanmıyorum.  Şikayetçiyim" dedi. Sanık Halil P. ise suçlamaları kabul etmedi.

İstanbul 55. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Halil P. getirildi. S. K. isimli mağdur da 'müşteki' sıfatıyla salonda hazır bulundu. Duruşmaya tarafların avukatları da katıldı.

Duruşmada, sanık hakkındaki şikayetinin devam ettiğini söyleyen müşteki S. K., "Olayın gerçekleştiği güzergahı kullanıyordum. Fakat artık o yolu kullanmıyorum.  Sanık birden bire arkamdan bana sarılmıştır. Bir bakıma kilitlemiş gibi beni kollarıyla sarmıştır. Daha sonra yüzümü çevirerek beni 3-4 defa öpmüştür. Sanıktan şikayetçiyim. Uzlaşmak istemiyorum." dedi.

"SANIK EN AĞIR ŞEKİLDE CEZALANDIRILSIN"

Şikayetçi S.K.'nın avukatı Neslihan Evci de söz alarak sanıktan şikayetçi olduklarını belirtti. Avukat Evci, "Davaya katılma talebimiz vardır. Sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyoruz" dedi.

SANIK SUÇLAMAYI KABUL ETMEDİ

Duruşmada sanık Halil P. de savunma yaparak, müşteki S.K.'yı tanımadığını, kendisiyle bir husumetinin olmadığını ve üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini belirtti.

"SANIK GÜNAH KEÇİSİ İLAN EDİLMİŞTİR"

Sanığın ardından konuşan sanık avukatı Sertan Davdav ise, "Teşhis tutanağı usule aykırı hazırlanmıştır. Polisler şüpheliye benzer sanığı buldukları için sanık hakkında işlem yapmışlardır. Günah keçisi ilan edilmiştir. Biz keşif talep ediyoruz. Aynı şekilde yürümesi sağlansın, kamera kayıtları ile karşılaştırması yapılsın. Esas hakkında savunma yapmak için süre talep ediyoruz" dedi.

TUTUKLULUK DEVAM

Mahkeme, mağdur S.K. ile avukatı Neslihan Evci'nin suçtan zarar görme ihtimaline ilişkin davaya katılma taleplerini kabul etti.  Hakim, sanık avukatı Davdav'ın keşif talebini dosya içeriği, olayın oluş şekli ve katılanın beyanları nedeniyle reddetti.  Mahkeme hakimi, sanık avukatının esas hakkında savunma yapmak için süre talebini kabul ederek, sanığın suçunun vasıf ve mahiyeti dolayısıyla tutukluluk halinin devamına karar verdi. Duruşma ertelendi.

İDDİANAME

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianameye göre, 15 Aralık, saat sabah 08.40 sıralarında, Balat Mahallesi Tevkii Cafer Mektebi Sokak'ta yaşanan olayda, Balat'ta bulunan iş yerine yürüyen 36 yaşındaki S.K. isimli kadını, şüpheli Halil P. takip ettiği belirtildi.  İddianameye göre, arkadan yaklaşan şüpheli, kimsenin olmadığı sırada, kadını fiziksel olarak taciz ettiği kaydedildi. İddianamede, S.K.'nın çığlıklarını duyan mahalle sakinleri evlerinden çıkarak, kadının yardımına koştuğu, şüphelinin ise, mahallelinin dışarı çıkmasıyla koşarak kaçtığı anlatıldı. İddianamede, şüphelinin 'Cinsel saldırı' suçundan 5 yıldan 10 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.

Görüntü Dökümü:

-----------------

-ARŞİV

21.02.2020 -12.32  Haber Kodu : 200221113

==========================

6- BAKAN GÜL: ARABULUCULAR 802 BİN 36 DOSYADAN 493 BİN 798'İNDE ANLAŞMA SAĞLADI

Haber-Kamera: Müge YARIMBATMAN-Harun UYANIK/İSTANBUL,

İstanbul'da Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından ilki gerçekleşen Çalışma Hayatı Buluşmaları Hukuki Uygulamaların Analizi programı düzenlendi. Beşiktaş'ta bir otelde düzenlenen programa Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, TÜRK-İŞ temsilcisi, HAK-İŞ temsilcisi, TOBB temsilcisi, MÜSİAD temsilcisi ve iş dünyasından birçok isim katıldı.

"ARABULUCULAR 802 BİN 36 DOSYADAN 493 BİN 798'İNDE ANLAŞMA SAĞLADI"

Programda konuşan Adalet Bakanı Gül, "Ekonomik istikrarın sürdürülebilmesi hukuki istikrarla bütünleşmesiyle mümkündür. Özellikle ihtisas mahkemeleri önümüzdeki dönemde hedef olarak alınan çalışma başlıklarından biridir. Mesleğe başladığında hakimlerin, hukuk ve ceza hakimi olarak belirlenmesi ve meslek hayatı boyunca bu ihtisas alanında hizmet vermesi önemli bir hedefimizdir. Yine yakın zamanda kanunlaşmasını beklediğimiz konulardan birisi olarak da ticareti ve çalışma hayatını ilgilendiren bazı konularında il merkezlerindeki ihtisas mahkemelerinde davalarının görülmesi hedef olarak karşımızda. Tüm bunları yaparken vatandaşlarımızın işlerini kolaylaştırmak temel amacımız ve yaklaşımımızdır. Arabulucuların önüne giden 802 bin 36 dosyadan 493 bin 798'inde anlaşma sağlandığını sizlerle paylaşabilirim. Yani başarı oranı yüzde 63. 878 iş mahkemesinin 1 yılda bakacağı dava, arabuluculuk mekanizmasıyla birkaç haftada çözümlenmiş oldu" dedi.

"704 BİN 172 İŞLEM GEÇEN HAFTA SONU İTİBARİYLE NOTERLİKLERDE YAPILMIŞTIR"

Bakan Gül konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bildiğiniz gibi 2019 yılı Ocak ayı itibariyle ticari davalarda da arabuluculuk uygulamasını başlattık. 173 bin 297 dosyadan 95 bin 574'ünün anlaşmayla sonuçlandığını ifade edebilirim. Başarı oranı yüzde 56'dır. Arabuluculuk çerçevesinde Singapur Sözleşmesi'ni imzalayan bir taraf olarak mecliste bu sözleşmesinin imzalanmasıyla birlikte tüm dünyadaki yatırımcıların, tüm dünyada bu anlamda arabuluculuk merkezi olarak ihtilaflarını çözebilmelerine imkan tanıyan düzenlemeyi de geçirmiş olduk. Elektronik tebligat sistemiyle 20 milyon 621 bin 253 tebligat 1 yıl içerisinde gönderildi. Ben buradan da çağrıda bulunuyorum. Yargılamanın hızlanması ve yargılama sürecinde vatandaşlarımızın bilgi sahibi olması adına da önemli bir müessese, yararlanmanın önemli katkıları olacağına inanıyorum. Yine noterlik uygulaması çalışma hayatımızı da, 6 Nisan tarihiyle özellikle hafta sonu noterlerin açılması çok büyük bir kolaylık getirmiştir. 704 bin 172 işlem geçen hafta sonu itibariyle noterliklerde daha 1 yıl dolmadan yapılmıştır. Bütün işçilerin hakkını alın teri kurumadan alabilmesi lazım, işverenin de gerçekten keyfi bir şekilde haksızlığa uğramaması, tüm toplumun mağduriyete uğramadan haklarını en etkin şekilde alabileceği, çalışma hayatına ilişkin bütün sorunda çözümlerin çıkacağına inanıyorum."

"İŞ MAHKEMELERİNDEKİ DOSYA SAYISI 540 BİNİ AŞTI"

Programda konuşan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, "Bugün 83 milyon nüfusa ulaşmış bir ülkeyiz ve tüm enerjimiz bu büyük potansiyeli daha hızlı harekete geçirmek. SGK'nın 2019 verilerine göre ülkemizde 22 milyonun üstünde aktif sigortalı bulunuyor. Bizim 1 milyon 900 bin de işverenimiz mevcut. Biz de devlet olarak çalışma hayatındaki üçüncü aktörüz. Bir taraftan iş ilişkisi, işçinin hak ve hukuku ancak iş yeri varsa mümkün. Dolayısıyla da iş yerlerimizin de ekonomimize katkı sağlayacak derecede artmasını ve daha fazla istihdam sağlamasını önemsiyoruz. İş mahkemelerindeki dosya sayılarına baktığımız zaman 2011 yılında toplamda 350 bine yakın dosya bulunmaktayken 2018'de 540 bini aştığını görüyoruz ve bu neredeyse yüzde 55'lik bir artış olduğunu göstermekte. Yine devreden sayısında da 2011'de 206 bin dosya varken, 2018'de 335 bini aşmış durumda. İş mahkemelerindeki dava dosya sayısının artması işçiler ile işveren arasındaki bazı konuların daha net, daha hızlı çözülmesi gerektiğini de bize işaret ediyor. Dolayısıyla da bugün aslında bu toplantının önemini de bize işaret etmekte" dedi.

Görüntü Dökümü

--------------------

-Bakan Gül'ün konuşması

-Bakan Selçuk'un konuşması

-Genel ve detay görüntüler

=========================

7- MASKEDEN SONRA PİYASADA ÖNLÜK, ELDİVEN VE ATEŞ ÖLÇER SIKINTISI

"Bir ay önce kutusu 12-13 lira olan eldivenler bugün 17-18 liradan satılır oldu. Koruyucu önlükte de benzer bir durum söz konusu. 2-2,5 katı fiyatlardan satıldığını duyuyoruz"

Özlem YURTÇU KARABULUT, Osman BAKIR/ İstanbul, - Koronavirüsle savaşan Çin'in yoğun talebi nedeniyle baş gösteren maske sıkıntısının ardından, koruyucu tulum, lateks eldiven ve ateş ölçerde de benzer bir durumun söz konusu olduğu öğrenildi.

Tüm Medikal Dernekler Federasyonu (TÜMDEF) Yönetim Kurulu Üyesi Veysi Cengiz Balçık, "Bir ay önce kutusu 12-13 lira olan eldivenler bugün 17-18 liradan satılır oldu. Koruyucu önlükte de benzer bir durum söz konusu. 2-2,5 katı fiyatlardan satıldığını duyuyoruz" dedi.

Tüm dünyanın korkulu rüyası haline gelen Çin'deki koronavirüs salgını, Türkiye'deki medikal sektörde hareketlilik yarattı. Salgından önce Çin'den ithalat yapan firmalar, şimdi tek kullanımlık ilkyardım malzemesi sıkıntısı çeken Çin'e ihracat yapıyor. Ancak bu durumun bir süre sonra iç pazarda sıkıntı yaratmasından endişe ediliyor. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkan Yardımcısı ve Tüm Medikal Dernekler Federasyonu (TÜMDEF) Yönetim Kurulu Üyesi Veysi Cengiz Balçık, kısa vadede avantaj gibi görünse de uzun vadede ülkemiz açısından riskli bulduğunu söyleyerek "Şu anda piyasada maske ve koruma önlüğü bulmakta sıkıntı yaşanıyor. Malezya, Çin'in siparişlerini karşılayabilmek için Haziran ayına kadar Türkiye'nin eldiven siparişlerini gönderemeyeceklerini bildirdi. Bu durum birkaç ay daha devam ederse sadece maske, önlük değil, iç pazarda pek çok tek kullanımlık ilkyardım malzemesinde sıkıntı yaşayabiliriz" dedi.

40 KURUŞA SATTIĞI MASKEYİ 25 TL'YE GERİ ALMAK ZORUNDA KALDI

Çin'in, kendi vahşi rekabet politikasının kurbanı olduğunu da anlatan Balçık, "Ürünleri maliyetinin bile altında satıp pek çok firmanın kapanmasına neden oldu. Şimdi kendi de üretemediği için 40 kuruşa sattığı maskeyi 25 TL'den geri almak zorunda kalıyor. O nedenle tıbbi malzeme ve cihazda yerli üretimin artması lazım. Aksi taktirde herhangi bir doğal afet veya salgın hastalık durumunda Çin'in başına gelen bizim de başımıza gelebilir" diye konuştu. Sorunun maske ile başlayıp bu günlerde koruma tulumları ve hatta lateks eldivenlere kadar genişlediğine işaret eden Balçık, "İthalatımızın çoğunu Çin'den yapıyorduk. Şu an orada da birçok fabrika kapalı, üretim yok. Talebin çoğuna Türkiye yanıt veriyor. Ama uzun vadede bu, bizim için de risk. İki tane stratejik sektör var. Savunmadan bile önemli bence...Biri gıda, diğeri tıbbi malzeme/ cihaz ve ilaç. Bu alanda risk seviyesi en düşük olan maskenin bile bu kadar önem kazanması, bizi biraz düşündürdü. Yarın bir gün bizim de buna ihtiyacımız olabilir ama üretim kapasitemiz yetmediği için sıkıntı yaşayabiliriz. Hem bizde hem dünyada bu malzemeleri üreten firmaların çoğu Çin'le rekabet edemeyip kapandı. Sağlık ilkyardım malzemelerinin özellikle ülkemizde yerli olarak üretilmesi gerekiyor. Devletimizin de bu konuda destek vermesi şart. Zarar etse de devlet tarafından sübvanse edilerek üretimin devam etmesi gerekiyor. Aksi taktirde herhangi bir salgın ya da doğal afet durumunda Çin'in şu anda yaşadığı krizi biz yaşarız" diye konuştu.

MASKE VE ELDİVEN FİYATLARI FIRLADI

Sektör olarak en büyük problemlerinden birinin de uzun vadeli geri ödemeler olduğunu anlatan Balçık, "Sektörün içerisindeki üreticiler ve firmalarımız çok küçük KOBİ'ler. Bunların sermayeleri de küçük. Kamudan 11-12 ay, üniversite hastanelerinden 2 yılı bulan ödemelere dayanma gücümüz yok. Ayata kalamıyoruz maalesef. Şu anda yoğun talep nedeniyle 40 kuruşluk maskelerin 2,5-3 liraya, 5 liralık ventilli maskelerin 25-30, hatta 70 liraya satıldığını görüyoruz. Aynı şekilde tek kullanımlık muayene eldivenlerinin fiyatları da çok yoğun bir şekilde yükseldi. Bir ay önce kutusu 12-13 lira olan eldivenler bugün 17-18 liradan satılır oldu. Koruyucu önlükte de benzer bir durum söz konusu. 2-2,5 katı fiyatlardan satıldığını duyuyoruz. Yerli üretimi artırdığımızda yoğun talebin yol açtığı bu fiyat artışının da önüne geçilebilir" diye konuştu.

DOLANDIRICI FİRMALARA DİKKAT!

Veysi Cengiz Balçık son zamanlarda bazı dolandırıcı firmaların da sektörde boy göstermeye başladığının altını çizdi ve şu uyarılarda bulundu: "Hem derneklerimiz, hem federasyonumuz hem de meslek odalarımıza yapılan şikayetler var. 'Elimizde 10 milyon, 20 milyon adet maske var. Alıcı varsa ödemesi peşin olsun, şu kadar kapora gönderin hemen yollayalım' gibi ilanlar dolaşıyor internette. Bunların bazılarının dolandırıcı olduklarını duyuyoruz. Hatta ürün almak isteyen bazı Çin firmaları bu şekilde dolandırılmış. Kaparo alınmış ama ürünler gönderilmemiş. Bir maske yüzünden bütün ülkemizin ticaret imajının bozulmasına engel olunması gerekiyor. Özellikle yüklü ihracat yapacak olan firmalarımız, kesinlikle birinci el ithalatçı firmalar veya üretici firmalarla direkt temasa geçerek ürünlerini alsınlar. Çünkü Sağlık Bakanlığımıza bağlı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) tarafından denetlenen firmalarımız bunu yapamaz. Sistem dışında olup sektöre girmeye çalışan, sektörün içindeymiş numarası yapan bazı firmalarla biz meslek odaları da bakanlıklarımız da mücadele ediyor. Ama ihracatçılarımızın da çok dikkatli olması gerekiyor"

ÇİN'DEN ALDIĞIMIZI ŞU AN ÇİN'E GERİ SATIYORUZ

Yaklaşık 25 yıldır medikal malzeme sektöründe iş yapan Osman Kaynak, son günlerde koruyucu tulumlara yoğun talep olduğunu söyleyerek "Maske ve koruyucu tulumdan sonra eldiven ve ateş ölçer de Çin tarafından yoğun talep edilen ürünler haline geldi. Şimdiye kadar tam tersine hepsini Çin'den alıyorduk. Şimdi onlar bizden alıyor. Fiyatlarda da artış oldu bu nedenle. Tek kullanımlık ürünler gidiyor daha çok. Çin bu işe hazırlıksız yakalandı. Tatil dönemlerine denk geldi salgın. Biz Çin'de bir tekerlekli sandalye fabrikası ile çalışıyoruz. Bizden yoğun maske talep ettiler çünkü hükumetleri işçilerin maskeyle çalışmasını mecbur hale getirdi. Yoksa fabrikayı açamıyorlar" dedi.

Mustafa Kaya ise koronavirüs salgını nedeniyle Çin'in ihtiyacı olan bazı medikal ürünleri ucuz olması nedeniyle Türkiye'den talep ettiğine değinerek "Örneğin bu sıra yoğun bir ateş ölçer talepleri var. Zamanında Çin'den aldığımız ateş ölçerleri şu an Çin'e geri satıyoruz. Ama bir süre sonra bunun bize geri dönüşü nasıl olur, tedirginim açıkçası. Çünkü bizim üretebildiğimiz cihazlar değil. İç piyasada temininde bir sıkıntı yok şu an ama yarın bu ürünlerin tamamı çıktığında biz temin etmekte sıkıntı yaşarız. Şu anda genel olarak maske, ateş ölçer ve tulum talebi çok" diye konuştu.

Görüntü Dökümü:

---------

-Balçık ile röp

-Esnaf röporajları

-Detaylar

21.02.2020 - 11.39 Haber Kodu : 200221091


Kaynak: DHA