İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Başkanı İbrahim Turhan, son krizle birlikte özel sektör borcunun finans kesimi borcu, finans kesimi borcunun kamu borcu, kamu borcunun da merkez bankalarının borcuna dönüştüğünü belirterek, "Krizin başlangıcından bugüne kadar gelişmiş ülkelerin merkez bankalarının bilançolarındaki gelişmelere bakarsanız, çok dramatik bir durum var" dedi.
Active Academy tarafından düzenlenen 10. Uluslararası Finans Zirvesi'nde konuşan Turhan, krizden önceki 10 yıllık dönemde dünyada bahar havası olduğunu söyledi.
Ama Asya Krizi'nden sonra enflasyonun düştüğü, büyümenin hızlandığı, finans sektörünün hızla geliştiği bir dönemin yaşandığını aktaran Turhan, insanoğlunun
"Bugüne kadar ne olduysa, bundan sonrada da öyle olur" gibi yanlış bir algısı bulunduğunu ifade etti.
Bu hatanın yine yapıldığını vurgulayan Turhan, "Madem enflasyon düşük, madem bundan sonra ekonomik büyüme güçlü, madem bundan sonra finans sektörü gelişmeye devam edecek, o zaman rasyonel fayda maksimizasyoncusu bireyler, firmalar olarak hepimiz gelecekte elde edeceğimizi varsaydığımız yüksek gelirleri bugünden harcamaya başlayalım. Finans sektörü de buna izin verecek şeyler yaptı" dedi.
Böylece hem hane halklarında hem de firmalarda çok ciddi oranda borçluluğun oluştuğunun altını çizen Turhan, 2007'de bu varsayımların doğru olmadığının ilk defa ortaya çıktığını kaydetti.
Birisinin çıkıp "kralın çıplak olduğunu" söylediğini aktaran Turhan, sözlerine şöyle devam etti:
" 'Peki gelecekte bu kadar gelir elde etmeyecekse, bugünkü harcamalarımız, bugünkü yatırımlarımız ve varlıkların bugünkü değeri gerçekte nasıl olmalıdır-' diye soru sorulunca çok ciddi bir düzeltme gerçekleşmeye başladı ve krizi tetikleyen de bu oldu. Ama krize girdiğimizde hem hane halkları, hem de firmalar çok ciddi anlamda borçluydu. Bu borç önce hane halkları ve firmalardan bankacılık sektörüne taşındı. Bankaların borcu haline geldi yani. Ondan sonra bankalar bu borcu kamuya devrettiler ve borç kamunun borcu oldu ve geldiğimiz son noktada da borcun merkez bankalarınca devralındığını görüyoruz. Yani özel borç finans kesimi borcu oldu, finans kesimi borcu kamu borcu oldu, kamu borcu da merkez bankası borcuna dönüşüyor. Krizin başlangıcından bugüne kadar gelişmiş ülkelerin merkez bankalarının bilançolarındaki gelişmelere bakarsanız, çok dramatik bir durum var. Mesela Fed'in bilançosu milli gelirin yüzde 5'inden 6'sından yüzde 18-19'una çıkmış durumda. Önümüzdeki yılın sonunda yüzde 25'e kadar çıkması mümkün görünüyor. Avrupa Merkez Bankası bilançosunun Avrupa'nın toplam üretimine oranı yüzde 10-15 seviyelerinde iken, o da şimdi yüzde 30'lara çıkmış durumda. Dünya ekonomisinin yeni yıldızları olan yükselen piyasa ekonomilerinde de durum çok farklı değil. Orada da çok ciddi bir bilanço genişlemesi var."
-"Krizden önceki düzeylere henüz ulaşılamadı"-
İMKB Başkanı Turhan, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın son derece başarılı olduğunu belirterek, "Merkez Bankamız bilançosuna hakim, son derece basiretli ve iyi politikalar izleyerek krizi ciddi bir performans artışıyla, algı iyileşmesiyle atlattı" dedi.
Krizle birlikte küresel risk algısı ve risk iştahının da ciddi biçimde etkilendiğine dikkati çeken Turhan, sermaye akımlarının da bundan ciddi bir şekilde etkilendiğini ifade etti.
Her ne kadar krizden sonra toparlanma olsa da krizden önceki düzeylere henüz ulaşılamadığını anlatan Turhan, önümüzdeki dönemde yeni bir dünyaya girildiğini herkesin fark edeceğini dile getirdi.
Bu konuda 2 tane somut gösterge olduğunu vurgulayan Turhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Birincisi modern kapitalizmin yükseldiği 19. Yüzyılın ortalarından itibaren ilk defa dünyada gelişmekte olan ülkelerin toplam dünya üretimine yaptıkları katkı gelişmiş ülkelerin katkısını geçti 2011'de. Bundan sonra da bu şekilde devam edecek bir süre. İkicisi, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan yeni düzen içerisinde kritik konuların tartışıldığı özel bir platform kuruldu. G-7 diyorduk. Elbette resmi kurumlar vardı ama birçok konu önce bu G-7 arasında değerlendirilir, daha sonra farklı platformlara taşınırdı. Bugün dünyanın en büyük 7 ekonomisini böyle sıralayacak olsak, G-7'den sadece 3 ülke bu gruba giriyor. Bu kadar çarpıcı bir şey. Bundan dolayı küresel ekonomik gelişmelerin konuşulduğu temel platform G-7 değil, G-20 oldu."
(Sürecek)
Muhabir: Sümeyye Dalkılınç
Yayıncı: Affan Kulunyar - İSTANBUL
Son Dakika › Ekonomi › Active Academy 10. Uluslararası Finans Zirvesi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?