HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, dünyanın hiçbir yerinde özelleştirilen toplu taşıma sisteminin vatandaşı mutlu etmediğini belirterek, " İETT'nin hatlarının çoğaltılması, özel sektöre verilmemesi için başarılı olacağız, hizmetlerin kalitesini daha iyi artıracağız. Hiçbir hattımızın ve garajımızın İETT'den çıkmasını istemiyoruz." dedi.
Konfederasyona bağlı Hizmet-İş İstanbul 3 No'lu İETT Şubesi'nin 6. Olağan Genel Kurul Toplantısı'na katılan Arslan, İETT'nin İstanbul mücadelesinin 1983'te başladığını, kimseyi mağdur etmeden toplu sözleşmelerden yararlanıp sendikal mücadeleyi devam ettirdiklerini söyledi.
Arslan, sendika olarak 1997'de yeniden İETT mücadelesini başlattıklarını dile getirerek, ancak 9 yıl toplu sözleşme yapılamadığını, mücadele ve emekle başarıya ulaştıklarını anlattı.
Yoğun bir 20 küsur yıllık bir dönem geçirdiklerini dile getiren Arslan, "Kadir Topbaş öncesinde başlayan ve toplu sözleşme süreçlerini devam ettiğimiz ikinci dönemde Mevlüt Bey ile yeni bir başlangıç yaptık. Hayri Baraçlı'nın İETT Genel Müdürü olarak göreve başlamasıyla önemli değişim gerçekleşti. Eskiden zor günler yaşanıyordu. En zor görevi yapan otobüs şoförlerinin maaşı ödenemiyordu. İETT'de çalışmanın beledi mi bu? En doğal ihtiyaçlarını bile karşılamadan, otobüsün üzerinden inmeden, bir kısmı psikolojik, bir kısmı da ergonomik sorunlardan dolayı hasta olmuş insanlar ayın 15'i geldiğinde maaş alamıyordu." diye konuştu.
İETT hatlarının özelleştirilmesi
Mahmut Arslan, yeni belediye başkanının bakış açısına paralel sendikal anlayışı oluşturmaya çalıştıklarını dile getirerek, soğukkanlılık ve sosyal diyaloğu hayata geçirerek, İETT çalışanlarının toplu sözleşmesinin imzalandığını kaydetti.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin diğer birimlerinde ödenmesine rağmen İETT'dekilere toplu sözleşmeden kaynaklanan farkların da gösterdikleri çabalar üzerine geçen cuma yatırıldığını belirten Arslan, İETT'de bugün artık özelleştirme, yeni işçi almama, üye sayısının azalması gibi başka sorunların yaşandığını kaydetti.
Arslan, İETT'ye sahip çıkılacağını dile getirerek, şöyle devam etti:
"İstanbul'da vatandaşa doğrudan değen önemli kuruluşlarımızdan biri. Bunu için büyük bir çaba sarf ettik. İETT'in küçülmesine, özelleştirilmesine karşı çıktık. İETT'nin hatlarının özelleştirilmesine karşı çıktık. Bu hizmeti İETT'nin yapmasını istiyoruz. Neden? Vatandaşa en ücra köşeye kadar uzanan hizmet, aynı zamanda güvence. Dünyanın hiçbir yerinde özelleştirilen toplu taşıma sistemi vatandaşı mutlu etmemiştir."
Ankara'da eski Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in EGO'yu özelleştirme çalışmalarının olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
"Bunu günübirlik bir belediye başkanının inisiyatifine değil, daha köklü çözümlere getirmemiz gerekiyor. İETT'nin hatlarının çoğaltılması, özel sektöre verilmemesi için başarılı olacağız, hizmetlerin kalitesini daha iyi artıracağız. 'Biz daha iyisini yapıyoruz. Bu hatları özelleştirmeyin.' diyeceğiz. İETT hatlarının özel sektöre verilme gerekçelerini ortadan kaldıracağız. Hiçbir hattımızın ve garajımızın İETT'den çıkmasını istemiyoruz. Mücadeleyi beraber yapacağız. Toplu sözleşmeyi bitirdik, haklarımızı da aldık, işletmenin geleceğine odaklanmamız gerekiyor."
Taşeron düzenlemesi
HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, taşeron düzenlemesinin Türkiye'nin çalışma hayatındaki için en büyük reform olduğunu belirterek, belediyelerde ve kamuda çalışan 1 milyona yakın taşeron şirket işçisinin kadrolu olduğunu anlattı.
Taşeron şirketlerden kamuya geçen işçilere seslenen Arslan, şöyle devam etti:
"Toplu sözleşme düzeninde istediğimiz olmuyor, bir kısım haklarımız eksik, kadro aldık ama işe yaramadı, diyenler var. Sakın öyle bir yola girmeyin. Biz bu yola çıkarken hiçbir şey yoktu. Kıdem tazminatı, fazla mesai verilmiyordu. Bugün bütün haklarınızın devlet güvencesi altına alındığı, artık toplu sözleşme sistemi içinde yer aldığınız, kadrolu kamu işçilerinin haklarının yasal olarak size sağlandığı bir dönemi başlattık. Geçiş dönemi, bunlar olur. Adım adım, yavaş yavaş gidiyoruz. Ama 'Kadro aldık, sendikaya ihtiyacımız yok. Haklarımız eksik. Ne işe yaradı?' falan derseniz, elinizdekini de alırlar. Kamu kurumlarının bir bölümünde taşeron şirketlerden gelip kadro alan arkadaşlarımıza bir şaşı bakış var, hazzetmiyorlar. Aldığınız kadrodan rahatsız adam. Kamu görevlisi bundan rahatsız olur mu? 'Allah razı olsun devletimizden bu arkadaşların da hakları sağlandı.' demiyor, sürekli Demokles'in kılıcını sallıyor. 'Bak kadro, madro almadınız, göndeririz sizi.' diyor. Derdiniz ne kardeşim? Bu ne ayıp bir şey. Bunu özel sektör yapsa anlarım. Devlet memuru, kamu görevlisi hastanedeki temizlikçiyle çaycıyla güvenlikçiyle zorun ne senin?"
Mahmut Arslan, kadroya geçen işçilerin de çalışmamazlık yapmaması gerektiğini dile getirerek, "Hangi kamu kurumunda çalışıyorsak elimizden geldiği kadar çalışacağız, herkesin gözü bizde. Taşeron firmalardan gelenlerden sorun çıksa da hemen onun gereğini yapsak, diye bekleyenler var. Taşeron sisteminin bir daha geri dönmemesi için elimizden geleni yapacağız." dedi.
Son Dakika › Ekonomi › Hiçbir Hattımızın ve Garajımızın İett'den Çıkmasını İstemiyoruz' - İstanbul - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?