- İddianameden:
" Sincan'ın işlek caddelerinde tankların ve zırhlı araçların 4 Şubat 1997'de yürütülmesi, planlı bir tatbikat ve hareket olmayıp, 3 Şubat 1997'de acilen verilen bir talimat üzerine gerçekleşmiştir"
"Döneme ilişkin MGK belgesi ile BÇG'nin hazırladığı belgelerin benzerlik gösterdiği, Refahyol Hükümetini açıkça hedef aldığı anlaşılmıştır"
Genelkurmay Genel Sekreterliği'nce 17 Ocak 1997'de Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e sunulan birifinge yer verilen iddianamede, dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı'nın, brifingdeki, " Parlamento'da kilitlenme var. Endişemiz yüzde 80'in, yüzde 20'nin esiri olmasıdır. Bunu açacak kilidin olmaması sıkıntı yaratıyor. Siyasetin dışındayız. Özenle siyasete girmekten kaçınıyoruz. Anayasal düzen içinde bu sorunları çözeceğinize inanıyoruz. Kanunların yolu açılmalıdır" sözleri dikkati çekti.
İddinamede, 28 Şubat sürecine ilişkin Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreterliği'nden gönderilen, " Türkiye'de irticai yapılanma ve son dönem faaliyetleri" konulu belge de bulunuyor.
Refah Partisi'nin 1994 yerel yönetim ve 1995 genel seçimlerinde kazandığı başarıyla, İran deneyiminin aksine demokratik yöntemlerle iktidarı elde edebileceğini gördüğü ifade edilen MGK belgesinde, "Refah Partisi'nin iktidara ulaşma yolunda verdiği mücadeleden başarıyla çıkarak, şeriat devletini gerçekleştirme yolundaki gayretlerini, iktidarın büyük ortağı olarak yönlendirmeye başladığ" iddia ediliyor.
"Refah Partisi'nin 1996'da DYP ile iktidar olduğu ve şeriat devletini kurmak amacıyla Adalet, Milli Eğitim ve İçişleri Bakanlıkları başta olmak üzere devletin diğer kamu kurum ve kuruluşlarında, yerel yönetimlerde, sivil sektörde ve mevcut rejimi silahla değiştirmek gerektiğinde ihtiyaç duyacağı emniyet teşkilatında kadrolaşma faaliyetlerine gittiği" savunulan belgede, partinin, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) bünyesine sızma gayretlerine de hız verdiği ileri sürülüyor.
Toplumdaki sosyal adaletsizliğin boyutlarının artmasının, kişileri arayışa iterek şeriata yönelmelerine zemin hazırladığını gören Refah Partisi'nin, iktidar ve belediye imkanlarını kullanarak, sahip olduğu medya vasıtasıyla toplumu kendi düşünce yapıları doğrultusunda şartlandırma gayreti içinde olduğu iddia edilen belgede, partinin, başta Mısır'daki "Müslüman Kardeşler Örgütü" ve Cezayir'deki "İslami Selamet Cephesi" olmak üzere Müslüman ülkelerdeki aşırı dinci örgütlerle temasını arttırdığı savunuluyor.
-"Devleti kontrolü altına alabilir"-
MGK Genel Sekreterliği'ce gönderilen belgenin, "değerlendirme" kısmında ise şu ifadeler yer alıyor:
"Refah Partisi'nin, devlet kurumları içerisinde büyük bir hızla devam ettirdiği kadrolaşma faaliyetlerini en geç 1,5-2 yıl içerisinde tamamlayacağı ve devleti tamamen kontrolü altına alabileceği değerlendirilmektedir. Bugün için Refah Partisi'nin, kendisine bağladığı kitlenin sayısı 10-15 milyona ulaştı, sadece partinin kayıtlı üye sayısı 4-4,5 milyonu buldu.
MİT Müsteşarlığı, halihazır durumu ile bu hayati görevi yeterince yerine getirememektedir. Bu kritik dönemde MİT Müsteşarlığı için görev değişikliği söz konusu olması halinde, bu göreve siyasi etkilerden uzak kalabilecek bir kişinin atanması milli menfaatlerimiz açısından önem taşımaktadır.
İktidarın büyük ortağının bilinen dünya görüşü ve uygulanan dış politika, batı dünyası ile olan ilişkilerimizi de menfi yönde etkilemekte ve yanlızlığa itilmemize sebep olabilecek sinyallar vermektedir."
-"Refahyol Hükümetini hedef alıyor"-
Belgenin "sonuç" bölümünde ise "etkili ve planlı bir şekilde gereken önlemler alınmadığı takdirde, yakın bir gelecekte önlem alma imkanının da ortadan kalkabileceğinin değerlendirildiği" belirtiliyor.
İddianamede, sürece ilişkin MGK belgesi ile Batı Çalışma Grubu'nun (BÇG) hazırladığı belgelerin benzerlik gösterdiği vurgulanarak, bunların Refahyol Hükümetini açıkça hedef aldığı savunuldu.
-Tankların yürütülmesi-
İddinamedeki, TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu'nundan gelen "tankların 3-4 Şubat 1997'de Sincan'da yürütülmesine" ilişkin belge de dikkati çekiyor. Tankların yürütülme sürecinin anlatıldığı belgeye ilişkin, iddianamede yapılan değerlendirme ise şöyle:
"Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir'in bilgisi dahilinde, Kara Kuvvetleri Komutanı Hikmet Köksal'ın emri ve Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Doğu Aktulga ve EDOK Komutanı İzzettin İyigün'ün talimatları üzerine Sincan'ın işlek caddelerinde tankların ve zırhlı araçların 4 Şubat 1997'de yürütülmesi olayı, planlı bir tatbikat ve hareket olmayıp, 3 Şubat 1997'de acilen verilen bir talimatla yürütülmüş, basın yayın organlarına da haber verilmiştir.
Manşetten verilen haberlerde tankların ve zırhlı araçların yürütülmesinin hükümete karşı askeri müdahale hazırlığı olarak değerlendirilmesinin de toplum tarafından, hükümete karşı bir eylem olarak algılandığı, başbakan, başbakan yardımcısı, bakanlar ve birçok milletvekilinin, tankların ve zırhlı araçların yürütülmesi olayını askeri müdahalenin habercisi olarak nilendirdiği anlaşılmıştır." - Ankara
Son Dakika › Güncel › 28 Şubat İddianamesi Kabul Edildi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?