"3. Mülteciler Alanında Belediyeler Arası Koordinasyon ve Uyum" Toplantısı

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği Türkiye Temsilci Yardımcısı Jean-Marie Garelli, Türkiye'nin Suriye'den gelen yaklaşık 4 milyon sığınmacıya ev sahipliği yaptığını belirterek, "Türkiye son derece aktif bir şekilde Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu tarafından 2008 yılında kabul edilmiş çerçeveye uygun olarak davranmaktadır." dedi.

Dünya Yerel Yönetim ve Demokrasi Akademisi Vakfınca (WALD), Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği desteği ve ortaklığıyla "Mülteciler ile Güçlenen Kentler: III. Mülteciler Alanında Belediyeler Arası Koordinasyon ve Uyum Toplantısı" Hilton Bosphorus Otel'de gerçekleşti.

Toplantıda konuşan Garelli, Türkiye'nin Suriye'den gelen yaklaşık 4 milyon kişiye ev sahipliği yaptığını söyledi.

Garelli, Türkiye'nin geleneksel olarak da sığınmacıların ihtiyaçlarına yanıt verme konusunda önemli bir geçmişe sahip olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Türkiye hak temelli hukuk çerçevesinde yabancılara yönelik uluslararası koruma sağlamaktadır. Elbette uyum politikaları çerçevesinde de baktığımızda mülteciler ve ev sahipleri uyum içinde yaşama çabasını sarf ediyor. Bu da mültecilerin içinde bulundukları toplumda kendi kendilerine yetebilir olmaları ile mümkün. Mültecilerin yaşadıkları ülkelere kültür alanında katkıları da var."

Türkiye'nin mültecilere yönelik hukuki çerçevesinin, yerel yönetim uygulamalarıyla tamamlanmakta olduğuna dikkati çeken Garelli, "Politikaların uygulanmasında merkezi yönetime bağlı olarak elbette mültecilere yönelik ihtiyaçların yerel yönetimler tarafından da karşılanması öngörülüyor. Küresel süreçlere katılım açısından özellikle kaçmak zorunda kalan bu kişilere yönelik koruma sağlamak konusunda ülkelerin görevleri var. Bu bağlamda Türkiye son derece aktif bir şekilde Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu tarafından 2008 yılında kabul edilmiş çerçeveye uygun olarak davranmaktadır." diye konuştu.

Mültecilerle ilgili yapılacak toplantıya değinen Jean Marie Garelli, sözlerine şöyle devam etti:

" Cenevre'deki toplantı aralık ayında Etiyopya, Pakistan ve Almanya'nın da katılımıyla gerçekleşecek. Bugünün toplantısı da devlet ve kamu kurumları içerisinden teşkilat, belediye ve çeşitli aktörlerin ortaklaşa bir şekilde, sürdürülebilir bir yapı içerisinde, belediyelerin mülteci meselesinde var olmalarını sağlamayı amaçlıyor. İnanıyorum ki panel tartışmaları, ortaya koyduğu sonuçlarla bizlere, mültecilerin ve ev sahibi ülkenin ihtiyaçlarını ele alması konusunda kılavuzluk sağlayacak."

"Akademik teori göçün engellenemediğini ama yönetilebildiğini söylüyor"

İstanbul Vali Yardımcısı Yaşar Aksanyar da Türkiye'nin yıllardır göçü ve göçmeni tanıdığını anlatarak, şöyle konuştu:

"Mülteci değil misafir ya da göçmen ismini kullanıyoruz. Göçmen bulunduğu yere katkı sağlayan bir insansa yönetmesi daha kolay oluyor. 'Burayı nasıl karıştırırım, fitne fücur nasıl bu ülkeye sokarım?' diyorsa yönetmesi zor oluyor. Akademik teori göçün engellenemediğini ama yönetilebildiğini söylüyor. Göçü yönetirken önce göçmeni tanımak ve anlamak gerekiyor. BM, STK'lar, büyükşehir ve ilçe belediyelerinin ortaklaşa sırtladığı bu yükte göçmeni tanımak, tanışmak ve anlamak başlığıyla faaliyetler bizim işimizi kolaylaştırıyor."

Toplantıda uyum odaklı başlığın nasıl geliştirebileceği konusunun ele alınacağını vurgulayan Aksanyar, İstanbul'da Suriyeli göçmenlerin yoğun yaşadığı Sultanbeyli Belediyesinin çalışmalarının, diğer belediyelere model olabileceğini kaydetti.

Aksanyar, İstanbul Valiliği olarak göç yönetim sistemi ve uygulamalarında standartları artırarak düzeltmeye gayret ettiklerini ifade etti.

Toplantıda, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Şengül Altan Arslan ve Dünya Yerel Yönetim ve Demokrasi Akademisi Vakfı (WALD) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Duman konuşmacı olarak katıldı.

Açılış konuşmalarının ardından başlayan panellerde "Mülteciler Alanında Sürdürülebilir Yaklaşımlar ve Kurumsallaşma", "Mülteciler Alanında Sürdürülebilir Yaklaşımlar ve Kalkınma" konuları ele alındı.