Etkinliğe başta Panelin konuşmacıları, Eski İçişleri Bakanı, Hukukçu Hasan Fehmi Güneş, Eski Milletvekili, Eğitimci, Yazar Mustafa Gazalcı, 19. Dönem Muğla Milletvekili, Eski Bayındırlık ve İskan ile Devlet Bakanı Erman Şahin, 18. Dönem Muğla Milletvekili Tufan Doğu, 22. ve 23. Dönem CHP Muğla Milletvekili Gürol Ergin, 24. Dönem CHP Muğla Milletvekilleri Prof. Dr. Nurettin Demir, Ömer Süha Aldan, Muğla Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Cumhur Çoban, Menteşe Belediye Başkanı Bahattin Gümüş, Menteşe Belediyesi Başkan Yardımcıları Mehmet Güven, Levent Ünver, Murat Gökalp, CHP Muğla İl Başkanı Mürsel Alban, Sivil Toplum Kuruluşları ile vatandaşlar katıldı.
Sergi açılışı ile başlayan etkinlik daha sonra Menteşe Belediyesi, Eğitim-İş Sendikası, Cumhuriyet Kadınları Derneği ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği tarafından düzenlenen panelle devam etti.
Panelin açış konuşmasında, öğretmen bir babanın oğlu olduğunu ve eğitimci bir aileden geldiğini belirten Menteşe Belediye Başkanı Bahattin Gümüş,"1940 tarihinde neredeyse tüm Anadolu'nun okulsuz ve öğretmensiz olduğu dönemde Cumhurbaşkanımız İsmet İnönü'nün himayelerinde ve Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel tarafından İsmail Hakkı Tonguç'un çabalarıyla köylerden ilkokul mezunu zeki çocukların bu okullarda yetiştirildikten sonra yeniden köylere giderek öğretmen olarak çalışmaları düşüncesiyle kuruldular. Enstitülerde öğretmenler köylülere hem örgün eğitim verecek, okuma yazma ve temel bilgileri kazandıracak, hem de modern ve ilmi tarım tekniklerini öğretecekti. Arıcılık bilinmeyen köylerde arıcılık, bağcılık bilinmeyen köyde bağcılık öğretiliyordu. Köy enstitüsünü bitiren bir öğretmen sadece bir ilkokul öğretmeni olmuyor aynı zamanda ziraatçilik, sağlıkçılık, duvarcılık, demircilik, terzilik, balıkçılık, arıcılık, bağcılık ve marangozluk konularını da uygulamalı olarak öğreniyordu. Enstitülerin hepsinin kendisine ait tarım arazileri, atölyeleri vardı. Bu sayede öğretmenler kendi okullarını gittiği köyde köylülerin işbirliği ile inşa ediyor ve devletin okul yapmasına gerek kalmıyordu. Köy enstitülerinden mezun olan öğretmenlere yetiştirildikleri branşa ve gönderilecekleri köye göre 150 parçaya varan alet ve edevat veriliyordu. Öğretmenler bu alet ve edevat ile köylülerin de yardımıyla köy okulunu inşa ediyor ve köylülere hem modern tarım tekniklerini hem de okuma yazmayı ve hatta müzik aletleri çalmayı öğretiyordu. Köy enstitülerinden yetişeceklerin niteliği elbette bunlarla sınırlı değildi. Laik, ulusal, uygulamalı ve karma eğitim verilen bu kurumlarda, özgüveni yüksek, eleştirel düşünebilen, sorun çözebilen ve "Cumhuriyet için fedakâr olabilen" gençlerin yetiştirilmesi ana hedefler arasındaydı. Bu başarılıyordu. Ama olmadı, buna izin verilmedi. Cumhuriyetin en ışıltılı eğitim atağı olan Köy Enstitüleri projesi yarım bırakıldı.
1954 yılında köy enstitüleri kapatılmakla, Türk aydınlanmasının, yurdun tüm kılcal damarlarına yayılması engellenmiş oldu. Sonrasında olanları zaten hepimiz biliyoruz. Boşalan köyler, cemaatlere teslim edilen varoşlar. Şuan özelikle doğu ve güneydoğu bölgelerinde mahalle baskılarının, cemaatlerinin gücünün hangi boyutlarda olduğunu biliyoruz" dedi.
Başkan Gümüş'ün konuşmalarının ardından panele geçildi. Jale Eren'in Moderatörlüğündeki panelin konuşmacıları, Prof. Dr. Kemal Kocabaş, Eski İçişleri Bakanı, Hukukçu Hasan Fehmi Güneş, Eski Milletvekili, Eğitimci, Yazar Mustafa Gazalcı Köy Enstitülerinin kuruluşlarından kapanışlarına kadar geçen süreci anlattılar.
Panelin ardından Ortaklar Köy Enstitüsü ve Aksu Köy Enstitülerinden mezun olan ve mezun olduktan sonra Köy Enstitülerine tekrar öğretmen olarak dönen H. İbrahim Durgut ve Zeliha Korkmaz'a çiçek verildi.
Son Dakika › Güncel › 75. Yılında Köy Enstitüleri Işığı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?