AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Şentop Açıklaması

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şentop, Mısır'daki olayların Türkiye'den ve bölgenin geleceğinden bağımsız olmadığını belirterek, "Mısır'da gerçekleştirilmeye çalışılanlar, aslında Türkiye'nin dikkatini belli bir yere çekmek için planlanmış şeylerdir. Taksim'daki provalarının da bir uzantısı olabilir. Bölgede kurulmaya çalışılan yeni düzende Türkiye'nin bir bölgesel ve küresel aktör olarak gücünü zayıflatmak istiyorlar" dedi.

AK Parti İl Başkanlığı'nda düzenlenen Seçim İşleri Başkanlığı 1. Bölge İstanbul Toplantısı'na katılan Şentop, 2014 yılında yapılacak seçimleri hatırlattı.

Seçim İşleri Başkanlığının 26. bölge toplantısının burada yapıldığını bildiren Şentop, şöyle devam etti:

"Bu  toplantıların startı, 4 Mart'ta verildi. Elbetteki seçim startını erken veriyoruz. Biz sandıklar kapandıktan sonra yeni seçimlerin startını veren bir partiyiz. Bizim seçime bakışımız diğer partilerden farklıdır. Diğer partiler seçim gününe ve sadece sandığa yönelik, sadece sandıktaki sayısal sonuçlara yönelik çalışma yapmaya çalışıyorlar. Oy kullananların kalbiyle siyasi hareket ve görüşe itimat etmesi gönül vermesi ve onaylaması önemli. Asıl olan budur biz buna talibiz."

Geçmiş dönemdeki seçimler ve partilerin oy oranlarıyla ilgi bilgi veren Şentop, AK Parti'nin, 2002 yılında aldığı oy oranını giderek artırdığına dikkati çekti.

-"10 yıllık dönem, eski Türkiye'nin tasfiyesi dönemiydi"

Mısır'da ordunun yönetime el koyması ve Gezi Parkı odaklı gelişmelere de değinen Şentop, şöyle konuştu:

"Aslında Taksim olayları çerçevesinde yaşadıklarımızla bugün Mısır'da yaşananlar, kurulmakta olan yeni dünyayla alakalı hususlardır. Her seçimin elbette kendine göre önemi var.  Önümüzde iki yıl içerisinde yapılacak arka arkaya 3 seçimin, çok daha farklı bir önemi var. AK Parti 2002 yılında iktidara geldi. O dönemde de Türkiye eski hukuk siyaset ve eski sistem anayasal düzen bakımından bir çözülme başlangıcındaydı. 2002 seçimlerinde milletimiz mecburi olarak, karşımıza gelen dönüşümü yönetecek bir siyasi aklı Türkiye'nin başına getirdi. Türkiye'de geçmişte yaşanan 10 yıllık dönem, eski Türkiye'nin tasfiyesi dönemiydi. Bu tasfiye bir siyasi proje olarak çıkmadı karşımıza, bu bir tarihi mecburiyet olarak karşımıza çıktı. ya bu tasfiyeyi yapmak ya da Türkiye'nin dağılmasına ve sosyal anlamda çözülmesine müsaade etmek ve yol açmak mümkündü. Yani seçeneğimiz yapıp yapmamak değil, bunu yapmak veya Türkiye'yi bölünmeye veya çözülmeye maruz bırakmaktı. Bu bakımdan zorunlu tasfiyeydi."

Mısır'daki gelişmeleri değerlendiren Şentop, şunları kaydetti:

"Mısır'da Mursi'nin seçilmesinde, seçimlere katılımın az olmasını sorguluyorlar. O zaman ABD Devlet Başkanı Obama'nın da başkanlığını sorgulamak lazım. ABD'de genelde seçimlere katılım yüzde 50'yi bulmuyor. Oy vermeyenlerin görüşünü hesaba katarak nasıl Mısır'a devlet başkanı seçeceksiniz? Oy vermeyenler demek ki oy verenlerin yapacağı tercihe razı olmuşlardır. Bütün dünyada bu şekilde. Mısır'daki olaylar Türkiye'den ve bölgenin geleceğinden bağımsız değil. Mısır'da gerçekleştirilmeye çalışılanlar, aslında Türkiye'nin dikkatini belli bir yere çekmek için planlanmış şeylerdir. Taksim'deki provalarının da bir uzantısı olabilir. Bölgede kurulmaya çalışılan yeni düzende, Türkiye'nin bir bölgesel ve bir küresel aktör olarak gücünü zayıflatmak istiyorlar."

Önümüzdeki 2 yıl içerisinde yapılacak üç seçimin önemine değinen Şentop, bu seçimlerle Türkiye'nin çeyrek yüzyıllık geleceğini ve istikbalini belirleyeceğini söyledi.

Şentop, "Bu seçimlere hazırlanmamız önceki seçimlere göre mukayese edilmeyecek şekilde farklı olacak. Taksim olayları ve Mısır'da yaşananlar Türkiye'de herkesin gözünü açtı" ifadelerini kullandı.

AK Parti İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşcu da yapılacak seçimlere değinerek, şunları söyledi:

"Doğrusu son dönemde Gezi Parkı özelinde başlayıp devam eden, son günlerde farklı benzerlikler ve paralelikler noktasında Mısır'da bir başka şekilde tazahür eden millet iradesine, o iradeyi ipotek altına almaya dönük demokrasi karşıtı bir takım hadiselerle de karşı karşıyayız. Demokrasinin sadece sandık olup olmadığı tartışmasının yaşandığı bir süreçte bugün demokrasi sadece sandıktır. Farklı bir şekilde değerlendirilebilir ama bugün demokrasi sadece ve sadece sandıktır ve sandık da namustur." - İstanbul