Akdeniz İçin Birlik Parlamenter Asamblesi

TBMM başkanı Cemil Çiçek, Türkiye'nin Suriye ve Irak'tan 2 milyon sığınmacı kabul ettiğini, 5,6 milyar dolar harcadığını, Avrupa Birliği'nin ise 130 bin sığınmacı alıp 260 milyon dolar katkı sağladığını belirterek, "Ortadaki adaletsizliği herkesin görmesi gerekiyor ve ne yapacaksa ne zaman yapacaksa bunu öncelikle karara bağlaması icap ediyor" dedi.

TBMM Başkanı Çiçek, Portekiz'in dönem başkanlığında Lizbon'da düzenlenen Akdeniz için Birlik (AiB) Parlamenterler Asamblesi'nde gündemdeki göç sorunuyla ilgili oturumda konuşma yaptı ve özellikle Avrupa Birliği (AB) başta olmak üzere uluslararası kuruluşları uyardı.

Göç sorununda iki önemli husus bulunduğunun altını çizen TBMM Başkanı Çiçek, Müslüman, Hristiyan hangi dinden olursa olsun mültecilere ilk önce insan olarak değerlendirilerek yaklaşılması gerektiğini ve bu sorunu bir iki ülkenin çözmesinin mümkün olmadığının herkes tarafından net olarak anlaşılması gerektiğini söyledi.

Türkiye'de 1 milyon 700 bini Suriyeli, 200 bini Iraklı olmak üzere yaklaşık 2 milyon mülteci bulunduğunu hatırlatan Çiçek, şunları belirtti:

"Ekonomik krizi her ülkenin yaşadığı dikkate alınarak Türkiye'nin mülteciler için bütçesinden harcadığı paranın 5,6 milyar ABD doları olduğunu belirtmek isterim. Buna karşılık tüm dünyada bu sorunun çözümüne katkı sağlamak üzere ülkemize verilen para miktarı 260 milyon dolardır. Türkiye, bir ülke olarak 5,6 milyar dolar, tüm dünya ise 260 milyon dolar katkı sağlamıştır. Aradaki açığı görmenizi bilhassa istiyorum. Bu sadece parasal değil aynı zamanda suç, sosyal, ekonomik, meseledir ve kendi ülkemizin de istikrarını, ekonomisi bozacak derecede ciddi bir problemdir. Onun için konunun acilen, geciktirilmeden, ciddiyetle ele alınması gerekir."

Çiçek, uluslararası kuruluşlara büyük görev düştüğünü vurgulayarak, "Bizdeki sayılara göre Avrupa'daki ülkelerin aldığı mülteci sayısı 130 bindir. Koskoca AB 130 bin, henüz müzakere yapmakta olan bir ülkenin aldığı mülteci sayısı 2 milyon. Ortadaki adaletsizliği herkesin görmesi gerekiyor ve ne yapacaksa ne zaman yapacaksa bunu öncelikle karara bağlaması icap ediyor" diye konuştu.

"Durum son derece vahimdir" uyarısını yapan Çiçek, şöyle devam etti:

"Göç sorunundan dolayı büyük acılar yaşanmaktadır. Kimse bu acıyı görmemezlikten gelemez, kimse sadece beyanat vererek açıklamalar yaparak bu sıkıntının üstesinden gelemez. Bu acıyı yüreğimizde hissetmemiz lazım ve bu acıyı bir an önce dindirebilmek için en başta BM, AB ve AB Konseyi olmak üzere uluslararası kuruluşlar bunu birinci ve öncelikli mesele olarak gündemine almalıdır."

"Gelin, Türkiye'nin fedakarlığını görün" -

TBMM Başkanı Çiçek, AiB Parlamenter Asamblesi'ne katılan ülkelerin temsilcilerini böyle bir insanlık dramı karşısında nasıl hizmet verdiklerinin görülmesi için Türkiye'ye davet etti. Çiçek, "Gelin Türkiye'nin katlandığı fedakarlığı görün ve vakit geciktirmeden gerekli tedbirleri alalım çünkü bu durum gittikçe daha büyük sorunlara yol açmaktadır. Bölge istikrarsızlık ve çatışmalar sebebiyle, DEAŞ başta olmak üzere terör örgütlerinin eylem yeri haline gelmiştir" şeklinde konuştu.

Mülteci ve göç sorunları konusunda uluslararası camianın geç kalması halinde "terörün acısını kendi ülkelerinde de hissetme riskinin çok uzak olmadığı" uyarısında bulunan Çiçek, şunları kaydetti:

"Gelin birlikte işbirliği yapalım. Türkiye kendi imkanları dahilinde elinden gelen çabayı gösteriyor göstermeye de devam edecek. En başta insan kaçakçılığı ve bu kaçakçılık meselesi ile bağlantılı terör örgütlerinin sızmasını önlemek açısından kendi kaynaklarımızla elimizden geleni yapıyoruz. 2014 yılında 14 bin 961 kaçak göçmen ve 106 insan kaçakçısı yakaladık, 2015 yılında ise bu rakam 3'e katlandı. Sorun küçülmüyor, giderek büyüyor. 90'dan fazla ülkede DEAŞ terör örgütüne katılmak isteyen 12 bin 500 kişinin Türkiye girişini yasakladık ve bin 200 kişiyi de sınır dışı ettik. Bu çatışmalar devam ettikçe ülkemizde mülteci sayısı yarınlarda 2,5 ya da 3 milyona çıkacaktır. Dolayısıyla bizim bu yükün altından kalkmamız mümkün değildir."

Çiçek, "konuşmasını tamamlamasını" talep eden oturumu yöneten Portekizli meslektaşının uyarısı üzerine ise "Bu sorun 3-5 dakikalık konuşmalarla, beyanatlarla geçiştirilecek bir konu değil. Gerçekten insan haklarına, özgürlüklere, hayata değer verdiğini ifade eden uluslararası kuruluşların işte tam da bugün bunları göstermesinin zamanıdır. Eğer bunları yapamıyorsa sadece beyanat vererek vicdanlarımızı rahatlatamayız" yanıtıyla konuşmasını bitirdi.