Yedi milyar insanın şehirlerde yaşayacağı yönünde tahminlerin yürütüldüğü 2050 yılında, nasıl bir yaşam ve mobilite olacağı yönünde çalışmalara başlayan Audi, Columbia Üniversitesi işbirliğinde gelecekteki Sıradışı Şehirler'le ilgili ortaya koyduğu beş öngörüyü, 1-4 Mayıs tarihleri arasında New York'ta düzenlenen 'Ideas City Festival'inde paylaştı.
2050 yılındaki dev kentlere odaklanan Audi'nin Kentsel Gelecek Girişimi'nin (Audi Urban Future Initiative) 'Sıradışı Şehirler Projesi'ne göre insanların önemli bir bölümü mega şehirlerde yaşayacak. Bu noktadan hareket eden Audi, Columbia Üniversitesi işbirliğinde sıra dışı kentsel yaşam koşullarını ele alarak, geleneksel düşünce ve davranış kalıplarını yıkmak amacıyla 5 öngörü geliştirdi. Nesiller arası Kapasite, Asimetrik Mobilite, Karmaşıklık, Göç ve Cömertlik adı verilen bu beş öngörü Audi AG Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Luca de Meo tarafından açıklandı.
Yarının dev şehirlerine yönelik bu stratejik yaklaşıma ek olarak Audi ayrıca, bu şehirlerdeki sürdürülebilir mobilite konseptlerine de dikkat çekti. Audi'nin 2011 yılından bu yana ana destekleyici olarak katılım gösterdiği ve bu yıl New York'taki New Museum'da düzenlenen 'Ideas City Festival', sanat, kültür, eğitim, kentsel planlama ve mimarlık alanlarında kent planlamacıları ve mimarlar gibi çeşitli paydaşlar arasında heyecan verici tartışmalara sahne oldu.
2050'nin şehirleri için beş öngörü – Sıra dışı kentler projesi
Gelecekte mobilite çok daha esnek olacak: Asimetrik Mobilite hipotezi
A'dan B'ye ulaşım için net bir karar alma anlamında kullanılan bu yaklaşımda, bir akşam organizasyonuna trenle mi yoksa araçla gitmenin mi daha mantıklı olacağını ortaya koyuyor. İnsanlar günlük yaşamlarında işlerini yürütmek için her geçen gün farklı yöntemler kullanıyor; trende seyahat ederken, telefonlarıyla e-posta alabiliyor, bir kulaklık ve kamera yardımıyla dünyanın öbür tarafına bağlı bir video konferansa katılabiliyorlar. Asimetrik Mobilite hipotezi, 2050 yılında mobilitenin çok daha esnek olacağına dikkat çekiyor. Gelecekte farklı modlar arasında değişen ulaşımın çok daha basit ve daha verimli olacağına ve farklı bir deneyim yaşatacağına dikkat çekiyor.
Karışık toplumlar, gelişime açık olacak
Farklı sınıfların, etnik grupların, farklı kültürlerin bir arada yaşadığı yerler olan şehirlerde herkes, birbirlerine bağlı, ortak bir altyapıyı ve teknolojiyi kullanıyor. Karışıklık tezinin temeli de böylesi bir şehir ortamında, bilginin önemli bir konsantrasyon yaratacağına dayanıyor. Örneğin, büyük şehir merkezlerinde yaşayanların mevcut bilgi ve fikirleri arasında bir değişim sağlanabilirse önemli ölçüde bir yaratıcılık ortaya çıkabilecektir. Geleceğin dev kentlerinde insanlar daha da sınırlı bir alanda ve yine bir arada yaşayacaklar. Ancak bunun kaçınılmaz bir sonucu olarak da değişim ve yenilik potansiyel bir gelişme olacak.
Şehirler 'Göç'lerle kurulur
Göçlerin bir ürünü olan şehirler, kimliklerini sürekli göçmen akışı ile yeniden şekillendirir. 40 yıl içinde göç artık bir kişinin hayatında bir kerelik olaydan çok, bir alışkanlık haline gelecek ve insanlar kentler arasında sık hareket edecekler. Artık şehirler arasında olduğu gibi ülkeler arasında da net çizgiler bulunmuyor. Bu nedenle, şehirle rarasında ve ülkeler arasındaki hareketlilik, 'karışıklık' seviyesini de artıracaktır.
Büyük şehirler, aynı zamanda 'Cömert'tir
Büyük şehirlerin etkinliği ve verimliliği, 'Cömertliğine' dayanır felsefesinden hareket eden öngörü, kentsel mekan işbirliğini teşvik ediyor. İletişim kurmanın çok daha kolay olduğu bu şehirlerde insanlar arasında iletişimin doğal bir sonucu olarak yeni fikirler ortaya çıkacak. 'Sıradışı Şehirler' yeni alışkanlıklara teşvik ederek 'Cömertlik' sağlayacak: bugün küçük bir topluluğun işbirliğiyle ekilen bahçesi, yarın hasat ürünlerinin tedarik yeri haline gelebilecektir.
Kentte yaşam her yaş grubuna bir şey sunar
Tıbbi ilerleme ve koruyucu sağlık yöntemleri, küresel yaşam beklentisini artırmak ve şehirlerde yaş aralığını genişletmek için yardımcı olmuştur. 2050 yılında, dünyada iki milyar kent sakininin 60 yaşın üzerinde olması bekleniyor. Nesillerarası Kapasite Hipotezi, bu durumun hayal edilemeyecek fırsatlar sunabileceğine dikkat çekiyor. Bugün kentsel yaşama yaşlı insanların aktif katılımı, zaten şehir hayatının önemli bir parçası haline geldi. Bu tür koruyucu sağlık yöntemlerine sınırsız erişim, esnek sosyal ve teknik yapılar sayesinde, bilginin bir nesilden diğerine transferi mümkün olacak ve tüm kuşaklar için yaşam kalitesi geliştirilebilecek. Eğitim, sağlık sistemi, kültür kurumları ve yeni faaliyet alanları: şehirlerde çeşitli girişimleri beraberinde getirecektir. Kentte yaşam, tüm yaş grupları için bir şey sunacak.
Son Dakika › Güncel › Audi'ye Göre 2050'de Şehirler - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?