Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, ortaöğretim kurumlarında öğrencilerin kılık kıyafetiyle ilgili düzenlemelerin yer aldığı yönetmeliğin değiştirildiğini belirterek, "Bu yönetmeliğin üçüncü, dördüncü maddelerinde bir değişiklik yapılarak, dördüncü maddesinin birinci fıkrasının 'e' bendinde yer alan 'baş açık ibaresi' ve aynı bendin son cümlesi yürürlükten kaldırılmıştır" dedi.
Bülent Arınç, Başbakanlık Yeni Bina'da, Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında düzenlenen Bakanlar Kurulu Toplantısının ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu.
İş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili alınan kararlara ilişkin bilgi veren Arınç, şunları söyledi:
"Teşvik uygulaması getirilmektedir. 1 yıl içerisinde ölümlü iş kazası olmayan, tehlikeli ve çok tehlikeli iş yerlerinden, işsizlik sigortası priminin alınmaması, daha sonraki yıllarda kaza olursa tekrar geriye dönüş biçiminde düzenlemeler vardır. İhale sözleşmeleri kanununda değişiklik yapılacaktır. Teşvik projelerinde, işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirlerinin tekrar gözden geçirilmesi kararlaştırılmıştır."
Üretim zorlamasının engellenmesi konusunun ayrı bir başlık altında kabul edildiğine değinen Arınç, ölümlü iş kazaları, yüksek öğretim kurumlarında yapılacak müfredat değişikliği, ortaöğretim kurumları, çalışanların iş akdinin haklı feshi gibi kanunda olan ama bugüne kadar uygulanmamış bir hususu özellikle yerine getirmek istediklerini belirtti.
Çalışanların, iş sağlığı ve güvenliği kanununda belirtilen yükümlülüklerden herhangi birini yazılı olarak hatırlatıldığı halde yerine getirmemesinin, İş Kanunun 25. Maddesi'nde düzenlenen haklı fesih sebeplerinden birisi sayılması konusunda düzenleme yapıldığını aktaran Arınç, şöyle devam etti:
"Alt işveren, taşeron işçilerinin sorunu da genel olarak görüşülmüştür. Bu konuda belki çok kısa süre içerisinde yeniden bir çalışma yapılması zarureti düşünülmüş ve kabul edilmiştir. Cezaların etkinleştirilmesi ve diğer konular ancak iş güvenliği iş sağlığı konusunda, önce Soma'da meydana gelen olay, daha sonra bir işyerinde asansörün yere çakılması sonucunda hayatını kaybeden yurttaşlarımızın durumu ve maalesef her gün birer ikişer bazı işyerlerinde yine iş güvenliğine bağlı olarak iş kazaları sebebiyle hayatlarını kaybeden insanlarımızın durumu, öncelikli iş güvenliğine yönelik tedbirlerin alınması konusunda bir eylem planı hazırlanması zaruretini getirmiştir."
Arınç, toplantıda, son dönemde Suriye'den gelen mültecilerin durumu hakkında Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş ile İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın bilgi sunduğunu ifade etti.
-Orta öğretim kurumlarında başörtüsüyle ilgili düzenleme
Arınç, Milli Eğitim Bakanlığının ortaöğretimle ilgili öğrencilerin kılık kıyafetine ilişkin düzenlemelerin yer aldığı yönetmelikte de değişiklik yapıldığını bildirdi.
Bu değişikliği özellikle bazı kız öğrencilerin hasretle beklediğini bildiğini dile getiren Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Son Bursa seyahatimde de okullarının açılışlarında öğrencilerle bir araya geldiğimizde onlar heyecanlı bir şekilde bu müjdeyi bekliyorlardı. Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okul ve öğrencilerin kılık ve kıyafetlerine dair yönetmelikte değişiklik yapılması hakkında yönetmelik gözden geçirilmiş ve bu yönetmeliğin üçüncü, dördüncü maddelerinde bir değişiklik yapılarak, dördüncü maddesinin birinci fıkrasının 'e' bendinde yer alan 'baş açık ibaresi' ve aynı bendin son cümlesi yürürlükten kaldırılmıştır. Yarın veya bir sonraki gün yayımlanabilecektir. Bununla ortaöğretim kurumlarında başörtülü olarak eğitimine devam etmek isteyen kız öğrenciler için bir zaruret, 30 Eylül'den sonraki demokratikleşme paketimizde bazı hususlar yerine getirildiği için bugün böyle bir yönetmelik değişikliğin yapılmasına da zaruret görülmüştür. Öğrencilerimiz, velilerimiz ve öğretim hayatımızın için hayırlı olmasını diliyorum."
Arınç, Kurban Bayramı ile ilgili alınan kararları da önümüzdeki Bakanlar Kurulu sonrasında açıklayacağını söyledi.
- Musul'da alıkonulanların Türkiye'ye getirilmesi
Toplantıda, iç ve dış güvenlik konuları ile Musul'da alıkonulan Türk vatandaşlarının Türkiye'ye getirilmesiyle ilgili konunun da değerlendirildiğini belirten Arınç, şöyle konuştu:
"Geçtiğimiz günlerde büyük bir başarıyla sonuçlanan 46 yurttaşımızın Musul'dan Türkiye'ye getirilmesi olayı ayrıca değerlendirilmiştir. Esasen bu başarı üzerine düşüncelerimizi daha önce ifade etmiştik. Sağ salim memleketlerine kavuşmuşlardır. Milletimiz bundan çok büyük memnuniyet ve iftihar duymuştur. Biz tekrar bu olay üzerinde gelişmeleri, Sayın Başbakanımızın başkanlığında görüşmüş ve tekrar bu olayda dahli olan, yani kurtarma operasyonunda, Türkiye'ye getirilmeleri konusunda bütün görevlilerimize teşekkür ettik. Şüphesiz hükümetimiz, bu başarının sahibi olduğu gibi, Başbakanlığa bağlı olarak çalışan bütün birimlerin de yerelde kendilerinden istifade ettiğimiz pek çok insana da teşekkür borcumuzu olduğunu ifade etmek istiyorum."
-ABD'nin IŞİD stratejisi
Gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da yanıtlayan Arınç, "Türkiye, 49 vatandaşın rehin alınmasından dolayı, ABD'nin IŞİD stratejisine temkinli yaklaşmış, tam destek veremiyordu. 49 vatandaşımız kurtuldu. ABD Dışişleri Bakanı Kerry, Türkiye'nin bu konudaki çabasını artırmasını istedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan da tavır değişikliğine gidilebileceğinin sinyalini verdi. Bu noktada sonra Türkiye, IŞİD stratejisine karşı bir tavır değişikliğine gidecek mi" şeklindeki bir soruya karşılık, şöyle dedi:
"Bu, daha önce de soruldu. Sayın Cumhurbaşkanımız da Sayın Başbakanımız da Dışişleri Bakanımız da bendeniz de bu soruların cevabını verdik. Değişen bir şey yok. Değişen şey sadece 46 yurttaşımızın 3 tane de yereldeki personelimizin çok şükür salimen kurtulmalarıdır, özgürlüklerine kavuşmalarıdır. Bu, önemsiz bir şey mi? Çok önemli bir şey. Şüphesiz Irak'ta, Suriye'de, Ortadoğu'da cereyan eden olaylarda Türkiye her hususa dikkat ettiği kadar buna da dikkat ediyordur. Bu demek değildir ki IŞİD veya başka bir terör örgütle mücadelesinde, Türkiye hem ortak bir platformdaki mücadelesinden vazgeçecek veya kendisi başka türlü tavır değişikliğine gidecektir. Tam tersini söyleyeyim, biz Türkiye'de terör örgütlerinin ismi ne olursa olsun bunlarla bir ülkenin, iki ülkenin beraberce hareket etmesiyle sonuç alınacağını düşünmüyoruz."
-"Sebepler ortada duruyorsa IŞİD gider, yerine eşit gelir"
"Dünyadaki terörü sona erdirmek için ortak bir platforma ihtiyaç var, ortak bir tavra ihtiyaç var, ortak bir tarife ihtiyaç var" diyen Arınç, şunları söyledi:
"Yoksa birilerine göre terör sayılan, başka birilerine göre terör sayılmıyorsa ve onlara destekler temin ediliyorsa, netice almak mümkün değildir. Irak'ta yaşanan olayları biliyoruz, Suriye'de yaşan olayları biliyoruz. Pek çok örgüt var, pek çok isim var, alfabede harf kalmayıncaya kadar bu örgütlerin isimlerini farklı şekilde telaffuz edebilirisiniz. Bir defa şunu söylüyor, Sayın Başbakanımız da Cumhurbaşkanımız da arkadaşlarımız da, bu örgütlerin tamamen etkisiz hale gelebilmesi, şüphesiz onları doğuran sebeplerin ortadan kalkmasına bağlıdır. Yoksa sebepler ortada duruyorsa IŞİD gider yerine eşit gelir veya bir başka isimli örgüt gelebilir.
Irak bölündükten, parçalandıktan sonra bu tür şeyler fazlasıyla olabilir, Suriye'deki Esed rejimi şimdi dördüncü yılının içerisinde, 10 binlerce insanın hayatı bittikten, milyonlarca insan kendi ülkesini terk ettikten sonra sadece Türkiye'de 1.5 milyonu geçen Suriyeli vatandaş sığınmacı olarak bulunuyorsa örgütün biri bitip hatta fazlasının ortaya çıkması mümkündür. Dolayısıyla Irak ve Suriye bağlamında ve hemen onun yanındaki ülkelerin de herkesin kendisini rahatlıkla temsil edebildiği silahtan, şiddetten arınmış, mezhepçilik yapılmayan, herkesin dünya görüşünü, inancını mezhebi ne olursa olsun farklılıklarını özgürlükle yaşayabildiği bir ülke haline gelmekdikçe terör örgüçtlerini var kılan sebepler ortada kaldıkça IŞİD'in gitmesi çeşidin gelmesi, hiçbir şeyi değiştirmeyecektir."
-"Türkiye üzerine düşeni elbette yapacaktır"
Terörün sonlandırılması meselesinin uzun vadeli bir iş olduğuna vurgu yapan Arınç, şöyle konuştu:
"Bunların yapılması, bugün mümkün olmayabilir de ama bugün için bu terör olaylarının önüne geçme konusunda bir mücadele varsa, Türkiye buna dahil mi, dahil olacak mıdır sorusunun cevabı, biz elbette sınırımıza dayanan bu kadar insanları gördükten sonra ismi ne olursa olsun terör örgütleriyle mücadele konusunda Türkiye üzerine düşeni elbette yapacaktır ama akılcı biçimde yapacaktır. İşin başını ve sonunu düşünerek yapacaktır. Türkiye'ye faydası ve zararı nerede ne kadardır, onu bilerek yapacaktır. Yoksa büyük bir hevesle önünü, arkasını düşünmeden, işin nerede başlayıp biteceğine karar vermeden, hiçbir şekilde adım atmayacaktır."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın New York'ta, bazı görüşmeler yapacağını, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun da bölgede etkin olan devletlerle ilişkilerin güçlendirilmesi yönünde adımlar attığını anlatan Davutoğlu, "Irak'ta bugün bir hükümet kuruldu. Bu yeni hükümet bir ümittir, bu hükümetle işbirliğimizi daha da güçlendirmek suretiyle Irak'ın kuzeyindeki otonom yönetimle olan ilişkilerimiz çok daha güçlendirmek suretiyle oralarda etkili olmayı şüphesiz isteriz. Çünkü biz öyle bir milletiz ki kapımıza gelen, ölüm korkusuyla yardım isteyen herkese kucağımızı açmak mecburiyetindeyiz. Hamdolsun bugün yaptığımız odur" ifadesini kullandı.
-"Herkesin korunaklı bir ülke olarak kabul ettiği bir Türkiye..."
"Kapımıza gelen ve bizi öldürecekler diye gözyaşlarıyla, feryatlarıyla koşan insanların Kürt olduğuna bakmayız, Türkmen olduğuna bakmayız, Müslüman, Hristiyan ve Ezidi olduğuna bakmayız, hepsini bağrımıza basarız" diyen Arınç, şunları kaydetti:
"Biz böyle herkesin korunaklı bir ülke olarak kabul ettiği, hamiyetli olarak kabul etiği hamdolsun Türkiye'yiz. Dolayısıyla böylesine insanları yok eden örgütlere karşı silah kullanan örgütlere karşı elbette Türkiye'nin mücadelede büyük bir payı olacaktır. Ama bu bize verilen rollerin hemen kabul edilecegi anlamına gelmez, bir planlama yapılarak, düşünülerek ve Türkiye'nin çıkarları açısından ne yapacağımızı elbette kararlaştırarak, bu noktada yolumuzu, yönümüzü tayin edeceğiz."
-"Meclise iki ayrı tezkeremiz gelecektir"
Arınç, TBMM'nin, 1 Ekim'de açılmasını takiben 2 Ekim günü de çalışma yapacağını belirterek, "Suriye ve Irak ile yaşanan olaylar sebebiyle iki ayrı tezkeremiz gelecektir ve bu tezkerelerin görüşülmesi sırasında da sizin bu sorununuzun fazlasıyla cevabını hep birlikte bulacağız. Henüz tezkere yazılıp, TBMM'ye gönderilmediği için bu konuda sizlere bir açıklama yapamıyorum. Ana hatlarını biliyorum ama bunun görüşülmesi veya meclise gittikten sonra üzerindeki tartışmalar yapılması herhalde daha aydınlatıcı olacaktır" diye konuştu.
- Ankara
Son Dakika › Güncel › Bakanlar Kurulu Toplantısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?