Başbakan Erdoğan: Şam'a Yönelik Bir Operasyonu Liderler de İfade Ediyor

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye'ye askeri müdahale konusunda "Şu andaki görüntü BM Güvenlik Konseyinin kararı olmadığına göre zaten ortak bir operasyon olmaz Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye'ye askeri müdahale konusunda "Şu andaki görüntü BM Güvenlik Konseyinin kararı olmadığına göre zaten ortak bir operasyon olmaz. Ancak oluşturulabilecek bir koalisyon gücünün burada ortak operasyonu olur" derken, "Şu anda buradan umutlu veya umutsuz ayrılmak gibi bir şeyi konuşmak yanlış olur. Sadece süreci bizim dikkatli bir şekilde takip etmemiz ve gereğini de yapmamız gerekir diye düşünüyorum" dedi.

Başbakan Erdoğan, G-20 Zirvesi'nin düzenlendiği Rusya'nın St. Petersburg kentinde çeşitli görüşmeler gerçekleştirdi. Erdoğan, temaslarının ardından bir basın toplantısı düzenledi.

ABD Başkanı Barack Obama ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin başta olmak üzere zirveye katılan bazı ülkelerin liderleriyle gerçekleştirdiği görüşmeler hakkında bilgi veren Erdoğan, görüşmelerde küresel ekonomik gelişmeler kadar Mısır'daki askeri darbe ve Suriye'deki gelişmelerin gündeme geldiğini söyledi. Dün akşamki çalışma yemeğinde ağırlık olarak Suriye üzerinde durduklarını anlatan Erdoğan, BM Genel Sekreteri'nin takdiminden sonra söz aldıklarını kaydetti.

Başbakan Erdoğan, "Suriye rejiminin halkına yönelik katliamı, zirveye katılan hemen her lider tarafından dikkatle takip ediliyor ve Şam'a yönelik bir operasyonun son derece gerekli olduğunu liderler de ifade ediyor. Tabii bunun nasılı, niçini, zamanlaması, Birleşmiş Milletler misyonunun raporunu vermesi ve bu rapora dayalı olarak bir adımın atılmasının daha burada önemli olduğu noktasında bir yaklaşım var. Tabi bir koalisyonun Suriye'deki sorunu çözmek için atacağı adımın ağırlıkla destekleneceğini G-20 zirvesinde tekrar ele aldık. Biz Türkiye olarak Suriye'deki bu gelişmelerin teşhisi üzerinde ısrarla durduk. Burada bir hedef saptırması çok önemli o da şudur; kimyasal silahlar üzerinde hassasiyetle durulurken öbür tarafta 100 bin insanın öldürülmesi bir kenara koyuluyor. Bu kadar göç var, sığınma var. Yine bunlar göz ardı ediliyor. Burada kimyasal silahlar şüphesiz ki suç teşkil ediyor. Diğer tarafta bombalanarak, toplarlar öldürülen insanlar var. Bunu yapanlar suç işlemiyor mu? Bütün bu göçe zorlanan 7 milyon insan, bunları göçe zorlayanlar suç işlemiyor mu? Bunlar apaçık suç. Şu anda 21 Ağustos'ta binlerce insan kimyasal silahlarla öldürülüyor ve bunu da herkes kabul ediyor. Gelgelelim ki bunun kimler tarafından işlendiği noktasında, bu işi Esad'dan sıyırıp,'Muhalefet yaptı' gibi bir hava var. Tabi biz önümüzdeki belgelere bakıyoruz. Bunu görmemezlikten gelmek veya görmeyenlerin tarihe bir borcu olduğunu, tarih karşısında bir hesap vereceğini hatırlatıyoruz. Dün akşam ben bunları söyledim" dedi.

-"BİZİM YAPTIĞIMIZI SAVAŞ ÇIĞIRTKANLIĞI OLARAK NİTELENDİRMEK ESED REJİMİNE DESTEK VERMEKTİR"-

"Bir iki tane fok balığı öldüğü zaman dünyayı ayağa kaldıranlar burada 100 bini aşkın insan öldürülüyor, bunun karşısında sessiz durmak herhalde siyasilere yakışacak bir durum değildir diye düşünüyorum" diyen Başbakan Erdoğan, "Anayasal, parlamenter bir sisteme kapı aralayacak, özellikle herkesin eşit şekilde temsil edileceği bir yönetimin iş başına geleceği her girişimi destekledik ve destekliyoruz" ifadelerini kullandı. "Esad gidince ne olacak" şeklinde bir soru sorulduğunu kaydeden Başbakan Erdoğan, "Esad gidince bundan daha iyi olacak. Kendi halkını bombalayan, kimyasal silah kullanan bir insandan daha zalim ne olabilir. Halkın iradesiyle tecelli edecek bir yönetim herhalde şu andaki yönetimden çok daha kötü olmayacaktır. Ben buna demokrasideki tecrübem olarak böyle inanıyorum" diye konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye'ye yapılacak müdahaleye destek vermelerinin muhalefet partilerince eleştirildiğini hatırlatarak şöyle devam etti:

"Savaş heveslisi olmak değildir bu. Bu insanlara karşı bir insani sorumluluğumuz var, iki komşuluk noktasında sorumluluğumuz var, üç buradaki sıkıntı, komşuda yangın başlamıştır, ilk vuracağı yer de biziz. Dolayısıyla bu yangını söndürmek durumundayız. Bunu söndürmek için de elimizden ne geliyorsa bunu yapmak durumundayız. Alabildiğini alan bize kaçıyor. Kapısını çalacağı yer biziz. Bunu nasıl görmemezlikten geleceğiz. Bizdeki muhalefet hala kalkıp böyle bir adamı zaman zaman savunuyor. Demek ki vicdanları buna el veriyor. Kimyasal silahlarla öldürülmüş o görüntüleri gördüğümüz zaman buna acaba hangi vicdan el veriyor. Bunu durdurmak için yapılan çalışmaları savaş çığırtkanlığı olarak nitelendirmek doğrudan doğruya Esed rejimine destek vermektir. Kurda merhamet kuzuya zulümdür. Biz bunu yapamayız. Esad rejimine yönelik bir operasyonun karşısında durmak hem de bunu sanki savaş karşıtlığıymış gibi lanse etmek, 106 bin insanın ölümüne, bundan sonra ölecek masumlara göz yummak katilleri teşvik etmektir."

-"RUSYA HALA BU İŞİN YANİ BEŞAR ESAD TARAFINDAN KULLANILDIĞINI KABULLENMİYOR"-

Açıklamalarının ardından soruları yanıtlayan Erdoğan, Türkiye'de bulunan Suriyelere ilişkin, yardımların aynı şekilde sürüleceğini ifade ederken, "Türkiye evvel Allah bunların altından kalkacak güçtedir" dedi.

Bir soru üzerine, şu an henüz ortak operasyon kararı diye bir şeyin olmadığını bildiren Başbakan Tayyip Erdoğan, şunları kaydetti:

"Burada şu andaki görüntü BM Güvenlik Konseyinin kararı olmadığına göre zaten ortak bir operasyon olmaz. Ancak oluşturulabilecek bir koalisyon gücünün burada ortak operasyonu olur. Bu koalisyon güçleri 3 ülke olur, 5 ülke olur, velhasıl böyle bir şey ancak olabilir. Bu tür operasyonun taktikleri, stratejisi, hareket planı ne olur, bunlar ayrı konular. Burada Rusya ve Çin ile de şu anda bizim diyaloglarımız devam ediyor, devam edecek. Onların, özellikle Rusya'nın şu anda takıldığı konu kimyasal silah noktasında bir belgeler, iki kim tarafından kullanıldığı. Kendileri, Rusya hala bu işin yani Beşar Esad tarafından kullanıldığını kabullenmiyor. Halbuki füzeler ortada. Bir defa muhaliflerde füze yok. Bu bilindiği halde bunu kabullenmemek, burada belki de geleceği düşünerek böyle bir şeyin ifadesi kullanılıyor."

-"ŞU ANDA BURADAN UMUTLU VEYA UMUTSUZ AYRILMAK GİBİ BİR ŞEYİ KONUŞMAK YANLIŞ OLUR"-

Suriye'nin şu an içinde bulunduğu durum açısından bu ülkeyi bekleyen en büyük tehlikenin "mezhep savaşı" olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Bütün mesele sandık halkın önüne gelsin, halk kararını versin, ondan sonra seçtiği iktidar orada zaten kararını verecektir. Ondan sonra da aşırı uçların üzerine gidilecektir" şeklinde konuştu.

Erdoğan, Zirve'den umutlu ayrılıp ayrılmadığının sorulmasın üzerine şu yanıt verdi:

"G-20 tabi siyasi bir zirve değil. Ekonomik bir zirve. Sadece tabi ki Suriye'nin bu kadar hareketli olduğu bir dönemde, bu kimyasal silahların kullanıldığı böyle bir dönemde ister istemez bu gündeme farklı bir şekilde oturmuş oldu. Bu konu ağırlıklı olarak görüşüldü dünkü yemekte. Gece boyu da buna ilişkin kulisler yapıldı. Ben Birleşmiş Milletler Genel Sekreteriyle yaptığım görüşmede şunu gördüm; "Biz gönderdiğimiz misyonla, oradaki çalışmaları süratle yaptırdık, süratle yaptırdıktan sonra şimdi de süratle bu işi bitirip, ilgili mercilere neticeyi ileteceğiz' söylenen bu. Şu anda buradan umutlu veya umutsuz ayrılmak gibi bir şeyi konuşmak yanlış olur. Sadece süreci bizim dikkatli bir şekilde takip etmemiz ve gereğini de yapmamız gerekir diye düşünüyorum."

-"MUHALİF GÜÇLERİN EN ÖNEMLİ BEKLENTİSİNİN BİR HAVA DESTEĞİ"-

Şu anda zaten Suriye'nin içerisindeki muhalif güçlerin en önemli beklentisinin bir hava desteği olduğunu anlatan Başbakan Erdoğan, "Bu hava desteği kendilerine verildiği anda oradaki muhalif güçler çok daha büyük, çok daha erken başarı kazanabilecek noktadadır. Bu uçaktır, füzedir. Bu tür şeyler olduğu anda oradaki muhalif güçlerin mesafe alması çok daha hızlanacaktır" şeklinde konuştu.

Erdoğan, ABD Başkanı Barack Obama'nın Suriye'ye yönelik askeri müdahale kararını Kongre'ye bırakmasını da bir soru üzerine değerlendirdi. "Bu süreç orada henüz devam ediyor. İl etap aşıldı ama çalışmalar orada devam ediyor. Orada daha henüz nihai netice alınmış değil. Ben şunu gördüm ki; bu konuyla ilgili olarak olumlu bir gayretin içerisinde" dedi. (ANKA/DEVAM)

(HM/ÖZK) - Ankara