Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Dünyada önemli
bir aktör olmaya devam eden Avrupa Birliği'nin Türkiye ile ilişkilerini de aynı
şekilde stratejik bir bakış ışığında ele alması gerektiğine inanıyoruz. Birliğin
genişleme sürecinin devam ettirilmesi suretiyle barış, huzur ve refahın daha
geniş bir coğrafyaya yayılmasının sağlanmasını diliyorum. Türkiye AB'nin amacına
ve başarısına inandığı için üyelik hedefinden vazgeçmedi" dedi.
Erdoğan, Türkiye'nin Berlin Büyükelçiliği'nin yeni hizmet binasının açılış
töreninde vatandaşlara hitap etti.
Sözlerine, "Sizlere 75 milyonun selamlarını getiriyorum" diyerek başlayan
Erdoğan, Almanya'daki vatandaşların Kurban Bayramı'nı ve Cumhuriyet Bayramı'nı
kutladı.
Büyükelçiliğin yeni binasının tarihi ve mülkiyeti itibarıyla yaklaşık yüz
yıl önceye, Osmanlı dönemine kadar uzandığını ifade eden Erdoğan, "Burası
Osmanlı Devleti'nin büyükelçisi İbrahim Hakkı Paşa tarafından 24 Mayıs 1918'de
mülkiyetimize geçirilen Berlin'deki ilk Osmanlı sefaretinin bulunduğu yerdir"
diye konuştu.
Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle'nin konuşmasında "Eski yerinize
hoş geldiniz" sözünü anımsatan Erdoğan, "Ben de kendilerine hoşbulduk diyorum"
ifadesini kullandı.
Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Aynı bina, cumhuriyetin ilanını takip eden yıllarda da 1943 yılında 2.
Dünya Savaşı'ndaki hava bombardımanları sonucu yıkılana kadar Türkiye Cumhuriyeti
Devleti'nin büyükelçiliği olarak hizmet verdi. Bugün bu açılış vesilesiyle
neredeyse bir asır öncesi büyükelçiliğimizin bulunduğu yere geri dönmüş
bulunuyoruz. Büyükelçilik binamızı bu tarihi perspektif içinde, yeri ve mimarisi
itibarıyla Türk kültürünü ve köklü devlet geleneğimizi layıkıyla temsil eden bir
yapı olarak, bir mimari eser olarak görüyorum. Yine bu binayı yerinin geçmişi
itibarıyla Almanya ile derin tarihi kökleri bulunan yakın dostluk ilişkilerimizin
de sembolü olarak kabul ediyorum.
Esasen Türkiye ve Almanya arasındaki diplomatik ilişkiler bundan çok daha
eskilere, 2013'te 250 yılı geride bırakmış olacağız. 250 yıllık diplomatik
ilişkilerde bir geçmişimiz var. Ahmet Resmi Efendi'nin Prusya'ya elçi olarak
atandığı 19 Kasım 1763 tarihine kadar uzanıyor. Nitekim 2013'te de hep birlikte
Türk ve Almanlar olarak diplomatik ilişkilerimizin kuruluşunun 250. yıl dönümünü
kutlayacağız."
Berlin'in Avrupa'da Roma ve İstanbul'a kıyasla daha genç bir şehir olduğunu
belirten Başbakan Erdoğan, buna rağmen kentin 18. asırdan itibaren süratle
gelişerek Avrupa'nın merkezi haline geldiğini söyledi.
Berlin'in dünyadaki dönüşümlere de şahitlik ettiğini dile getiren Erdoğan,
"Berlin Duvarı'nın 1989'daki yıkılışına müteakip iki Alman devletinin birleşmesi
bu şehri dünyanın gözünde özgürlüğün, azmin, çalışkanlığın, kalkınmanın ve
barışın simgesi haline getirdi" diye konuştu.
Almanya'nın Avrupa Birliği (AB) projesinin başlangıç noktası ve başarı
hikayesi olması dolayısıyla da özel bir konuma sahip olduğunu söyleyen Başbakan
Erdoğan, şunları kaydetti:
"Avrupa devletlerinin birbirlerine entegre olarak kurdukları bu beraberlik,
2. Dünya Savaşı ertesinde geliştirilen uzun vadeli stratejik bir vizyonun
ifadesidir. Halen yaşanmakta olan ekonomik kriz, bu temel stratejik barış
projesinin giderek daha fazla önem kazanacağını ortaya koyuyor. Bu çerçevede
dünyada önemli bir aktör olmaya devam eden AB'nin Türkiye ile ilişkilerini de
aynı şekilde stratejik bir bakış ışığında ele alması gerektiğine inanıyoruz.
Birliğin genişleme sürecinin devam ettirilmesi suretiyle barış, huzur ve refahın
daha geniş bir coğrafyaya yayılmasının sağlanmasını diliyorum. Türkiye, AB'nin
amacına ve başarısına inandığı için üyelik hedefinden vazgeçmedi. Müzakere
sürecinde siyasi saiklerden kaynaklanan tıkanıklığın bir fayda getirmediğini,
üyeliğimizin her iki tarafın yararına olduğunun görülmesi gerektiğini her
fırsatta dile getiriyoruz."
-Almanya'daki aşırı sağcı saldırılar-
"Avrupa genelinde ekonomik krizle bağlantılı olarak yabancı düşmanı ve
İslam karşıtı eğilimlerin artış gösterdiğine şahit oluyoruz" diyen Erdoğan,
şöyle devam etti:
" Norveç'te yaşanan ve 77 masum insanın hayatına mal olan menfur olay, önlem
alınmazsa bu eğilimlerin nerelere uzanabileceğini bize maalesef bir kez daha
hatırlattı. Almanya'da aşırı sağcı saldırıların hedefinde yer alan Türk
toplumunun tepkilerini ve beklentilerini de muhataplarımıza her görüşmemizde
ifade ediyoruz. Almanya kamuoyunun da büyük tepkisine de yol açan acımasız
cinayetlerin tam olarak aydınlatılmasını bekliyoruz. Müslümanlar ve Hristiyanlar
arasındaki ön yargıların yıkılmasına yönelik çabalara büyük önem veriyoruz. Bu
amaçla İspanya ile başlattığımız Medeniyetler İttifakı girişimimizin ehemmiyeti
giderek daha iyi anlaşılıyor. Medya, sivil toplum ve düşünce kuruluşlarının
ötekileştirmeye karşı mücadelede sorumluluk üstlenmesini bekliyoruz. Hükümetlerin
de bu yöndeki çalışmalarını kamuoyunda açıkça ifade etmeleri ve kararlı
davranmaları gerekiyor. Türkiye gelişen ekonomisi, giderek yükselen demokratik
standartları, siyasi istikrarı ve bölgesinde, dünyada izlediği çok boyutlu aktif
dış politikasıyla bu konuda üzerine düşeni yapmaya hazırdır.
Türkiye yalnızca son dönemde dünyanın odaklandığı Ortadoğu'da değil,
Balkanlar'dan Orta Asya'ya, Karadeniz'den Kafkasya'ya kadar geniş bir alanda
barış ve işbirliği politikası izliyor. Ortadoğu ve Arap dünyasında yaşanan
değişim hareketlerini, hem demokrasi hem bireysel özgürlükler hem de güvenlik ve
siyasi boyutlarıyla izliyoruz. Burada diğer devletlerin yapıcı rol
oynayabilmeleri için samimi olarak ve ilkeli tutum sergilemelerini özellikle
vurgulamak istiyorum."
-Berlin'e Yunus Emre Türk Kültür Merkezi-
Türkiye ve Almanya'nın uluslararası platformlarda barış ve istikrarın tesisi
için dayanışma içinde müttefik olarak çaba gösterdiğini dile getiren Erdoğan, iki
ülke arasındaki çok boyutlu ilişkilerin gelişmesinden büyük memnuniyet
duyduklarını kaydetti.
Türkiye ve Almanya arasındaki ilişkilerde eğitim ve kültür boyutunun giderek
daha fazla önem kazandığına dikkati çeken Erdoğan, Goethe Enstitisü'nün
Türkiye'deki faaliyetlerini uzun zamandır sürdüğünü hatırlattı. Başbakan Erdoğan,
bunlara son dönemde eklenen adımlar olarak İstanbul'da Tarabya Kültür
Akademisi'nin kuruluşu ile Türk-Alman Üniversitesi'nin kuruluş sürecinin
başlatılmasının da eklenebileceğini belirtti.
Erdoğan, "Türkiye, Goethe Enstitüsü veya İngiliz, British Council
merkezlerine benzeyen Yunus Emre Türk Kültür Merkezleri'nin bir şubesini
Berlin'de açmayı planlıyor. Bu merkezde Türk kültürünün, tarihinin, dilinin,
sanatının, edebiyatının daha iyi tanıtılması ve öğretilmesiyle ilgili
faaliyetlerin yürütülmesi amaçlanıyor" dedi.
(Sürecek)
Muhabir: Hasan Öymez/ Sarp Özer
Yayıncı: İbrahim Uyar - ANKARA
Son Dakika › Güncel › Başbakan Erdoğan Almanya'da - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?