Bulgaristan'daki Yerel Seçim

SOFYA (AA) – Bulgaristan vatandaşları yerel yöneticilerini belirlemek üzere yerel seçiminin ikinci turu için yarın sandık başına gidiyor.

İlk turu 25 Ekim'de yapılan seçimden sonraki ikinci turda, Sofya, Varna ve Filibe'deki 25 bölgenin belediye meclis üyelerinin yanı sıra 133 belediye ve 100 kişiden fazla nüfusu olan bin 128 muhtarlık için seçim yapılacak. Kayıtlı 6,4 milyon seçmen yaklaşık 7 bin 200 yerde kurulacak sandıklarda oy kullanabilecek.

Bulgaristan'da "düşünme günü" olarak tanımlanan seçim arifesinde ülkede her türlü siyasi propaganda yasaklandı.

Seçimin ilk turunda bilgisayar korsanları Merkez Seçim Komisyonu (ZİK), İçişleri Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı  ve Ulusal Nüfus Kütük Müdürlüğünün (GRAO) internet sitelerini çökertmişti. Sanal saldırı yüzünden ZİK, seçimlerden sonra üç gün "suskun" kalarak, resmi ara sonuçlar ve katılımı oranı ile ilgili bilgi yayınlayamamıştı.

Yetkililer, teknik sorunun ortadan kaldırılmasının ardından ilk tura katılım oranının yüzde 53,6, aynı gün yapılan ve internet ortamında oy kullanabilme hakkını gündeme getiren referanduma ise katılımı oranının yüzde 39,67 olduğunu belirtmişti. Oy kullanımının zorunlu olmadığı ülkede verilen yaklaşık 464 bin oyun da geçersiz olduğu bildirilmişti.

Cumhurbaşkanı Rosen Plevneliev, seçim gününde önemli kurumların bilgisayar korsanlarınca devre dışı bırakmalarının soruşturulmasını istemişti. Plevneliev, Devlet Milli Güvenlik Ajansından (DANS) yapacağı soruşturma ile ilgili net bulgu ve bilgi beklediğini söylemişti.

Seçimin ilk turunda diğer büyük sorun, pusulaların sayımının elle yapıldığı Arena Armeetz Spor Salonu'nda yaşanmıştı. Ülke genelinden verilen oy pusulalarını çuvallarla getiren yaklaşık 5 bin seçim yeri temsilcisi güvenlik önlemleri nedeniyle salonda 40 saate yakın kilitli kalmıştı. Basın, kötü organizasyondan dolayı olayı "rehine krizi" olarak nitelendirmişti.

Bekleme sırasında 36 kişi fenalık geçirmiş, bir kadın ise düşük yapmıştı. Başbakan Boyko Borisov, Arena Armeetz'deki krizi "salaklık" olarak nitelendirerek, ZİK'ten ilgili kişilerin sorumluluk almalarını istemişti.