Çankaya Köşkü'ne Ruhsatsız Silahla Gelen Kişi Hakkındaki Dava

Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Çankaya Köşkü'nün nizamiyesine 25 Kasım 2013'te gelerek Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüşmek istediğini söyleyen ve çantasında ruhsatsız tabanca ele geçirilen Mehmet Salih Atlı'nın "ceza ehliyetinin bulunup bulunmadığına" ilişkin rapor alınmasına ve tahliyesine karar verdi.

Duruşmaya tutuklu sanık Mehmet Salih Atlı ve avukatı Yeliz Şenol katıldı.

Sanığın, önceki celsede, tedavisi dolayısıyla Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde bulunması nedeniyle duruşmada hazır edilemediğine ilişkin cezaevinin cevabı okunan duruşmada, Atlı'nın ruh sağlığının tespitine yönelik raporun henüz dosyaya dönmediği açıklandı.

Ardından Atlı'nın kimlik tespiti ve savunmasına geçildi.

Atlı, evli ve iki çocuk sahibi olduğunu, mermer ve granit üzerine işlettiği ve 33 çalışanı bulunan şirketin yaklaşık 2 yıl önce iflas ettiğini beyan etti. İşleri ters gidince uyuşturucu kullanmaya başladığını anlatan Atlı, "Hap ve esrar kullanıyordum. Cumhurbaşkanına karşı suç ya da eylem için gelmedim. Uyuşturucu kullanınca kendimi kaybettim, gördüğüm halüsinasyonlar, rüyalardan böyle bir şeye kapıldım. Tamamen pişmanım" diye konuştu.

Üzerinde bulunan ruhsatsız silah sorulan Atlı, şirketinin iflasının ardından kendisine tehditler geldiğini, kendini korumak amacıyla silahı Van'da, soyadını bilmediği Cengiz adlı kişiden aldığını aktardı.

Atlı, "Cumhurbaşkanlığı Köşkü'ne niye geldiğini bilmiyor musun" sorusuna, "Getirdiğim çantayı Sayın Cumhurbaşkanımıza verip, onun ağırlığınca bana para vermesini isteyecektim. Saçma olduğunu biliyorum ama uyuşturucunun etkisiyle gördüğüm rüyadan ötürü" ifadesini kullandı.

Bir an önce evine, ailesinin yanına gitmek istediğini söyleyen Atlı, tahliye talep etti.

"Ruh hastalığın var mı" sorusunu yanıtlayan Atlı, cezaevindeyken Bakırköy Akıl ve Ruh Sağlığı Hastanesi'ne sevk edildiğini ve burada 2 aya yakın kaldığını aktardı. Atlı, hastanede kendisine ilaçlar verildiğini ancak bu ilaçların ne olduğunu bilmediğini dile getirdi.

"Bana hastalığıma ilişkin bir şey demediler. Cezaevindeyken bir ara bunalıma girdim, kendimi kaybettim. Gözlerimi açtığımda hastanedeydim" diyen Atlı, cezaevine girmeden önce ruhsal rahatsızlığı bulunmadığını kaydetti.

Atlı, bir soru üzerine, "Cumhurbaşkanı'na, 'Devran Yoldaş' ismiyle kendi bilgisayarından Hasan Sabbah ile ilgili bir mail attığını" belirtti ancak o sırada uyuşturucu etkisinde olduğunu söyledi.

Cumhuriyet Savcısı Mustafa Düzgün'ün sorusunu yanıtlayan Atlı, hastaneye gitmeden önce Lustral kullandığını bildirerek, onun ruh sağlığına etkisi olmadığını savundu.

Sanık avukatı Yeliz Şenol da müvekkilinin eylemi uyuşturucu etkisiyle gerçekleştirdiğini öne sürdü. Müvekkilinin kaçma ve delil karartma şüphesi olmadığını söyleyen Şenol, tahliye talep etti.

Savcı Düzgün, sanığın Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ndeki evrakının getirtilmesini ve ceza sorumluluğunu ortadan kaldıracak akıl hastalığı bulunup bulunmadığı konusunda adli tıp raporu alınmasını istedi.

Düzgün, sabit ikametgah sahibi olması, suç vasfının değişme ihtimali ve savunmasının alınması nedenleriyle Atlı'nın adli kontrolle tahliyesini talep etti.

Mahkeme, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nden Atlı ile ilgili düzenlenen rapor ve tedavi belgelerinin istenmesine karar verdi. Atlı'nın ceza ehliyetinin olup olmadığına ilişkin rapor gönderilmesinin istenmesini kararlaştıran mahkeme, buradan gelecek cevaba göre sanık hakkında adli tıp kurumu raporu alınıp alınmamasının değerlendirilmesini karar altına aldı.

Tutuklu kaldığı süre ve dosyanın geldiği aşamayı dikkate alarak, Atlı'nın yurt dışına çıkış yasağı ve karakola ayda 2 kez imza vermesi şartıyla tahliyesine karar veren mahkeme, duruşmayı erteledi.

İddianamede, Atlı'nın, "cumhurbaşkanına fiili saldırıya teşebbüs" ve "ruhsatsız tabanca bulundurmak" suçlarından toplam 6 yıldan az olmamak üzere hapse çarptırılması isteniyor. - Ankara