Suriye'deki krizin çözümü için gündeme getirilen ve bu ay gerçekleşmesi öngörülen Cenevre-2 Konferansı'nın, Suriye rejiminin yönetimi devretmeyi reddetmesi üzerine ertelenmesi, konuya ilişkin birçok tartışmayı da beraberinde getirdi.
Ertelemenin ardından, Suriye krizinin kaderinin ne olacağı yönünde soru işaretleri zihinlerde dolaşırken, Suriye halkının yaşadığı insani trajedi ve halihazırda taraflar arasındaki çatışmalar devam ediyor.
Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Üyesi Semir Neşşar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Cenevre 2 Konferansı, SMDK tarafından talep edilen Suriye rejiminin görevi bırakmayı kabul etmesi ve İran'ın toplantılara katılmaması şartlarının yerine getirilmemesi nedeniyle ertelendi" dedi.
Siyasi çözüm yolunun tıkanmasının ardından bir sonraki adımın devrimcilere yönelik askeri desteğin arttırılması olacağını belirten Neşşar, "Suudi Arabistan, Katar ve Türkiye'nin de içinde bulunduğu ülkeler, güç dengesini değiştirmek için askeri desteklerini arttırabilirler"diye konuştu.
Neşşar, Suriye muhalefetine destek veren ülkelerin Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) Genel Kurmay Başkanlığı'nın yeniden yapılandırılması veya askeri bir kurumun inşa edilmesi için sahadaki askeri grupların birleşmesi yönünde gayret sarfedeceğini öne sürdü.
SMDK ve ülke içerisindeki muhalefetin, Esed'in iktidardan çekileceğinin taahhüt edilmemesi durumunda hangi şartlar altında olursa olsun Cenevre 2 Konferansı'na katılmayı reddettiğini vurgulayan Beşşar, "SMDK'nın izlediği tutum, Suudi Arabistan, Katar ve Türkiye gibi ülkelerden siyasi destek gördü" ifadelerini kullandı.
Neşşar, müzakereler için belirli bir takvimin henüz netleşmediğini, konferansın gelecek yıl başına sarkmasının muhtemel olduğunu dile getirdi.
Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu'nda (USAK) görevli Lübnanlı araştırmacı Ali Bakir de "Suriye sahasındaki gelişmelerin, -en azından muhalefet açısından- Cenevre 2 Konferansı ile doğrudan ilgili olduğunu düşünmüyorum. Suriye rejimi çatışmalardan elde edemediğini siyasi arenada kazanmaya çalışıyor. Böylelikle varlığını meşru kılan bir konferans aracılığıyla aynı tutumunu koruyor" şeklinde konuştu.
Bakir, "Suriye konusunda çıkar çatışmalarının olması, uygun bir politika izlenmemesi, Suriye dostları açısından, askeri ve siyasi idareyi sağlayacak bir stratejinin eksikliği göz önüne alındığında siyasi ve askeri anlamda ufukta bir şey görünmüyor" değerlendirmesinde bulundu.
ABD'nin, çözüm bulma yolunda kendi çıkarlarını öncelediğini, Suriye'deki muhalif grupların ve silahlı oluşumların ise milli çıkarları göz ardı ederek kendi ideolojilerini dayatmak istediğini söyleyen, Bakir şunları kaydetti:
"Irak ve Şam İslam Devleti'ni (IŞİD) temsilen terör faktörünün olaya dahil olmasıyla, muhalefetin eylemlerinin ve güvenilirliğinin azalmasına neden olurken, rejimin güçlenmesini sağlıyor veya en azından onların gündemine hizmet ediyor."
Tarafların Cenevre 2 konusunda farklı beklentilerinin bulunması nedeniyle çıkar çatışması yaşandığını, ABD'nin konferansın sonuçlarına ilişkin Rusya'dan gerekli garantiyi almak yerine, Suriye muhalefetine baskı yapmayı tercih ettiğini belirten Bakir "Rusya ve ABD, Cenevre- 2 konusunda hemfikir ancak taraflar ikna olmadıkça bu toplantının ve sonuçlarının ne faydası olur ki?" sorusunu yöneltti.
Bakir, Cenevre- 2 Konferansı'nın gerçekleştirilmek istenmesindeki ısrarın Esed'in zayıflatılması, muhalefetin güçlendirilmesi denklemi üzerine odaklandırılması gerektiğine dikkati çekerek, konferansın gündeme alınması için uygun objektif şartların oluşmadığını ifade etti.
Bakir, Suriye krizi ve Cenevre-2 Konferansı'nın geleceğiyle ilgili olarak şunları söyledi:
"Krizin süresi uzayıp daha da karmaşık bir hal alıyor. Suriye halkının çıkarları daha az önem arz etmeye başladı. Ben en azından Esed'in ülkeyi terk etmesi ve gelecekteki herhangi bir çözümün başlangıç noktası olarak yukarıdaki denklemin oluşturulmasının dışında uygun bir çözüm yolu görmüyorum. Krizden kurtulmanın yolu ya askeri hezimet ya da Esed'in ülke dışına çıkarılmasını kapsayan bir anlaşma ile mümkün olabilir. Bazıları Esed'in görev süresinin dolmasıyla bu krizden kurtulmanın mümkün olabileceğini belirtirken, bazıları ise bu sürenin siyasi ve askeri olarak Esed'in lehine olduğu ya da yeni bir anlaşma için zaman kazandıracağı görüşünü savunuyor."
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi daimi üyesi 5 ülke, Arap Birliği'nden 3 ülke ve Türkiye'nin dışişleri bakanları, İsviçre'nin Cenevre kentinde 2012 Haziran sonunda bir araya gelerek, Suriye'de geçiş yönetiminin oluşturulmasına ilişkin ortak kararlar almıştı. Buna göre, erken seçimlere gidilecek, 2011 Mart ayından bu yana süren krizin sona erdirecek anayasal değişiklikler yapılacaktı. Ancak geçiş yönetiminde Esed'in görevine devam edip etmeyeceği konusu anlaşmazlığa neden olmuştu. Muhalifler ise 40 yıldan fazla süredir iktidarda bulunan Esed rejiminin sona ermesi talebinde bulunmuştu.
Esed rejimi Cenevre konferansının ardından, protestoları durdurabilmek için muhalif güçler ve rejime bağlı birlikler arasında kanlı çarpışmalara sebep olan askeri seçeneği tercih etti. Londra merkezli Suriye İnsan Hakları İzleme Örgütü verilerine göre, olaylarda 133 binden fazla Suriyeli hayatını kaybetti. - İstanbul
Son Dakika › Güncel › Cenevre 2 Konferansı Tartışmaları - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?