Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, yeni bir yapılanmaya gideceklerini belirterek, "Ekonomik konulardan tutalım, kendini yönetme siyasetine kadar, bizim her birine kadar, kendi kendine yetecek, kendi kendini yönetecek bir örgüt düzeyini yakalamamız gerekiyor. Bunu geliştirirken, elbette müdahaleler olabilir, engellenmek istenebilir, buna karşı bir öz savunma oluşturulmalıdır" dedi.
DBP olağan il kongresi öncesi hazırlık konferansını DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, HDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan, Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak'ın katılımıyla Diyarbakır'daki parti binasında yaptı. DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, oldukça önemli bir süreçten geçildiğini belirtti. Bugüne kadar mücadele verdiklerini anlatan Yüksek, varlıklarını kanıtladıklarını, dünyanın Kürtleri artık inkar etmediğini söyledi. Özgürlüğü elde etme mücadelesinin sürdüğünü belirten Yüksek, şöyle dedi:
MÜCADELEMİZ ÖZGÜRLÜĞÜ YENİDEN İNŞA ETMEK
"Bundan sonraki mücadele özgürlüğümüzü yeniden inşa etme, demokrasiyi inşa etme varlığımızı inşa etme sürecimiz olacaktır. Bizim yapmamız gereken en önemli husus şudur; süreçler hangi yöne evrilirse evrilsin, bizim her koşulda demokratik dönüşümü geliştirmemiz gerekiyor. Genel demokrasi önemlidir, ama yerel demokrasiyi örgütleme de bizim temel konumuz olmalıdır.
"ÖZ SAVUNMA OLUŞTURULMALI"
Partinin yeni ve görev ve sorumluluklarının tartışılması gerektini ifade eden Başkan Yüksek, "Ekonomik konulardan tutalım, kendini yönetme siyasetine kadar, bizim her birine kadar, kendi kendine yetecek, kendi kendini yönetecek bir örgüt düzeyini yakalamamız gerekiyor. Bunu yakalarsak, toplumun yeni boyutunu ortaya çıkarmış oluruz. Bunu geliştirirken, elbette müdahaleler olabilir, engellenmek istenebilir, buna karşı bir öz savunma oluşturulmalıdır. Bir de bunun ekonomik altyapısı oluşturulmalıdır. Birçok konuda devletten kopmaları yaşayabiliriz, ama toplumumuz devlete ekonomik olarak göbekten bağlıdır, bunu koparmanın alt ve üst yapısını da oluşturmamız gerekiyor. Mezopotamya gibi zengin bir alan üzerinde yaşıyoruz, ama toplumumuz, halkımız aç. Bazı şeyleri devletle izah edebiliriz, ama artık devletle izah edemeyeceğimiz boyutları da yaşıyoruz. Artık bunu değiştirmek ve geliştirmek gerekiyor. Halkımızı bu cendereden, bu çarktan kurtarmak durumundayız. Bunu geliştirdiğimiz oranda devlete rağmen, kapitalist moderniteye rağmen, yeni toplumu geliştirebiliriz. Aksi halde farklı bir aşamayı yaratamayız. Partinin misyonu nedir dersek, işte bu noktada toplumu ileri bir düzeye götürecek kadroları geliştirmek olacaktır. Halkın örgütlülük gücünü geliştirmek için bunu yapacağız. Bu kentin sağlığını, iç ekonomisini, güvenliğini geliştirmek için bu örgütlülüğü geliştirmek durumundayız. Amatör bir şekilde artık bunu yapamıyoruz. Demokratik özerk bölgeler, kantonlar yönetmek için kendimizi hazır hale getirecek örgütsel bir boyuta getirmek durumundayız. Bu çerçevede bir örgütlenmeyi esas alacağız. Kendimizi bireysel çıkarlardan uzak tutarak, bu tarihsel görevi yerine getirecek düzeyde olan arkadaşlarla böylesi bir kadro ve parti gücünü oluşturacağız" dedi.
BELEDİYELERE KARIŞMAYACAĞIZ
Belediyelerin içişlerine karışılmaması gerektiğini vurgalayan Yüksek, "Buna artık müsaade etmiyorum. İçinde olan varsa da artık bırakmalıdır, terk etmelidir. Belediyeler demokratik kurumlar bizim partimiz bizim. Kurumlarımızı eleştireceğiz, eksik yetersizliklerini eleştireceğiz, gündeme getireceğiz, tartışacağız. Ama yıpratmayacağız, güçten düşürmeyeceğiz, engellemeye çalışmayacağız. Görevi ve sorumluluğu devrim olanlar başta bizim çalışanlarımız asla bunların peşine koşmayacak. Bundan sonra böyle bir şey olmayacak. Parti olarak biz zaten temel bir ilke kararı almış durumdayız. Bundan sonra belediyenin iç işi, kendi işi, personeli, alımı, işçisi, girdisi, çıktısına biz girmiyoruz. Seçip getirmişsek başına koymuşsak kendileri yapacak. Parti İş ve İşçi Bulma Kurumu olmaktan çıkacak" diye konuştu.
ÖCALAN'IN MESAJI
İmralı'dan Abdullah Öcalan gönderdiği mesajında, yaşanan koşullar gereği yenilenmeye şiddetle ihtiyaç duyulduğunu belirterek, iki yönde reforma şiddetle ihtiyaç olduğunu söyledi. Öcalan, mesajında şunları söyledi:
"Esas olarak temsil etmeye, iradesi olmaya çalıştığımız Kürt toplumu, halkı ve ulusu için Türkiye koşullarında, onun devletsel, hukuki, siyasal, sosyal ve ekonomik gerçekliğinde en doğru mekansal konumlanmanın ve iradeleşmenin partisel ifadesi bölgesel demokrasi veya demokratik bölgeler partisi biçiminde olabilir. Yani özde ve biçimde genelde Türkiye demokrasisine, özelde Kürt sorununun demokratik çözümüne bu adlardan biri altında daha somut, gerçekçi olarak hizmet edilebilir. Dikkat edilirse sadece ad değişikliği önermiyorum. Çok anlamlı ve hem genele hem özele hizmet edebilecek bir(okunmuyor). İkinci önemli reform önerim " de facto" da olsa kendini yenilerken resmi ifadesini Türkiye'nin geneline hizmet etmek durumunda olan HDP amatör bir güç olarak yer almasıdır. Bu yer alış mekanik değildir. Diyalektik ve resmi toplum gereğidir. Türkiye 60 yılı aşkındır gladyonun ayrıştırma ve çatıştırma pratiğine kurban edilmektedir. Bu oyun günümüze doğru da en çok Kürtler üzerinde tezgahlanmaktadır. HDPye yönelik saldırıların altında da bu gerçeklik yatmaktadır. Bu oyunu ancak hem bölgesel (yerel) demokrasiye ilkesel yer vermeyi ulusal düzeyde resmi bir çatı ( sadece çatı değil, demokratik ulus toplumun) da bütünleştirmekle bozabiliriz. Yani Türkiye gerçeğinde yerel ve ulusal demokrasi aynı oranda örülmeden kapitalizmin, günümüzde neoliberalizmin gladio kapanından sağlıklı bir çıkış gerçekleştirilemez. Bu iki ana hususta reformla bağlantılı olarak yeni partileşmenizin en bariz niteliği ve toplumun en çok ihtiyacını duyduğu husus ideolojik- örgütsel kadro eğitimidir."
Öcalan, amatörlerle bu işin yürümediği yeterince açığa çıktığını belirterek, şunları söyledi:
"Yeni parti yönetimi kolektif iradesi olmaya çalıştığı toplumun her alandaki (8 alanı müzakereler için önermiştim.) ihtiyaç için yeterli kadro eğitmeyi yeterli ve yedekli örgütlemeyi, bunu tüm bölgelere yaymadan başarılı olamaz. Bu temelde; bir hususta resmi siyasal politikayı ulusal partiye ve belediyelere bırakırken, kendi yönetimlerinin HDP ve belediyelerin resmi meclislerinde yer almamasıdır. Kısacası güncel pratik politikanın icrasını HDP ve belediye organlarına bırakırken, kendilerini daha orta ve uzun vadeli kalıcı kadrolaşmaya ve tüm toplumsal çeperlerde örgütlemeye hasretlidir. Bu ayrımın daha başarılı sonuç vereceği kanısındayım. Bu iki platform arasında geçişkenlik olmayacak anlamına gelmez. Tersine daha yerinde ve zamanında başarılı geçişkenlikler için fırsat sağlar. Diğer bir husus demokratik ulus modeline uygun bir altyapı ihtiyacı bizi bu tür bir reforma zorluyor. Türkiye' de çok güçlü olan karşılıklı inkarcı kutuplaşmayı doğuran şoven milliyetçilikleri aşmak için demokratik ulus modeline bölgesel demokrasiyle en uygun biçimde varılabilir. Ayrılıkçılığa savrulmayı sözde en katı ulus devletçiler yol açmaktadır. Bizler ne ideolojik, ne pratik olarak milliyetçiliğin bu oyununa gelemeyiz. Sonuç olarak BDP'nin bu yönlü gerçekleştireceği reform güncel politik tıkanmayı, kilitlenmeyi açacak en uygun taktik adım olarak değerlendirilmelidir. İlerde gerektiğinde yeni taktik adımlar ve stratejiler geliştirilebilir. Örneğin seçimlerde iki gruba yetecek kadar milletvekili seçilirse her iki partinin de grupsal temsili uygun bir taktik olabilir. Son savunmalarımda özellikle demokratik ulus çözümünde fazlasıyla bahsettiğim bu pratik hususlar için yeterli teorik ve pratik- politik tespitler vardır. Su gibi özümsemeden, ihtiyaç duymadan demokratik çözüm çabanızdaki katkılarınızın yeterli olmayacağını bilerek yeni dönemin parti görevlerine yoğunlaşmalı ve bunun gerekli kıldığı arzuyu, azmi ve iradeyi mutlaka kendinizde gerçekleştirmelisiniz. Tarzını ve temposunu tutturacak çabayı sergilemelisiniz. Tarih hayati sorunların başka türlü çözülemeyeceğinin sayısız örnekleriyle doludur." - Diyarbakır
Son Dakika › Güncel › DBP'li Yüksek: Öz Savunma Oluşturulmalıdır - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?