Sevgiliye nostaljik hediye
İZMİR'de, 14 Şubat Sevgililer Günü öncesi el yapımı, retro ve antika ürünlerinin sergilendiği hediyelik eşya pazarı kuruldu. Her yaştan çiftin ziyaret ettiği pazarda ebru tasarımları, kağıttan yapılan tablolar ve ahşap eserlerin yanı sıra antika eşyalar da yer aldı.
Karşıyaka ilçesindeki Bostanlı pazar yerinde hediyelik eşya pazarı kuruldu. 14 Şubat Sevgililer Günü'ne sayılı günler kala sevgilisini hediyelerle mutlu etmek isteyenler pazarı ziyaret ederek tezgahtaki ürünleri inceledi. Genç, yaşlı ve orta yaş grubundan müşterilerin pazara gelip, alışveriş yaptığını anlatan Ata Önder Uğurer, farklı dönemlere ait antika, ikinci el eşyalar ile halıların yoğun ilgi gördüğünü söyledi. Uğurer, bakır malzemeler, Osmanlı ocakları, pirinç şömine, maşa takımı, teneke kutular ve şamdanları sergilediklerini belirtip, "Burada 100 liradan 10 bin liraya kadar ürün bulabilirsiniz. Herkesin bütçesine uygun hediyelikler var. Bizim ürünler antika olduğu için fiyatlar biraz daha yüksek. Dokuma halılar 300 liradan başlıyor 3 bin liraya kadar çıkıyor" dedi. Koleksiyon ürünlerini satışa çıkaranlardan Nejdet Özkesen özellikle kadınların hediyelik eşya pazara ilgi gösterdiğini belirtip, yabancı ve Türk paralar ile pul ve farklı antika objeleri sergilediğini söyledi. Bir kadın müşterisinin sevgilisine çakı aldığını kaydeden Özkesen, tezgahındaki ürünlerle ilgili şunları söyledi:
"Ürünlerim arasında Osmanlı dönemine ait bir dirhem yani ağırlık birimi bulunuyor. Cumhuriyet öncesindeki ticaret hayatında kullanıldığını biliyorum. Bu eşyaları seyahatlerim sırasında farklı illerden topladım. Ama henüz eşi ya da sevgilisi için soran olmadı. Daha çok koleksiyonerler ilgileniyor."
KAĞITTAN 3 BOYUTLU TABLO
Pazara 1972 yılında düzenlenen Münih Olimpiyatları'nın maskotundan yapılan bir radyo getiren Orhan Timuçin Karaca da "Bu vintij (vintage) yani eski yıllarda kullanılmış bir üründür. Ben bir örneğini görmedim. Almanya'dan aldım, bin lira fiyat koydum. İlgi çekeceğini düşünüyorum" dedi. 33 yıllık devlet memurluğunun ardından hobi olarak el sanatlarıyla ilgilenen Sevim Özkan, tablolarına talep artınca satışa başladığını söyledi. Kağıt malzemeden hazırladığı tabloların 3 boyutlu ahşap rölyef ismiyle anıldığını kaydeden Özkan şöyle konuştu:
"Bu tabloları ahşap malzeme, tutkal, boya ve mukavva kullanarak hazırlıyorum. Tamamen el emeği. Fiyatları 3 bin ile 10 bin lira arasında değişiyor. Restoranlar bu tarz tabloları tercih ediyor. Birini hazırlamak 6-7 ayımı alıyor."
GENÇLERDEN ANTİKAYA İLGİ
Sevdiklerine en özel hediyeyi seçmek için pazarı ziyaret eden Damla Bağlam (22), "Önümüz Sevgililer Günü. Erkek arkadaşıma farklı bir hediye almak istiyorum. İkimizin de antika düşkünlüğü var. Plakları takip ediyoruz. Eskilerini bulmaya çalışıyoruz. Sosyal medyada bu etkinliği duyunca buraya bakmak istedim" dedi. Can Yüksel (25) de, "Önümüzdeki hafta Sevgililer Günü. Kız arkadaşıma hediye almak istiyorum. Ona takı alacağım" diye konuştu.GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-------------------------------Pazardaki tezgahlardan detay görüntü,-Satıcılarla röp,-Alışveriş yapanlarla röp.
Haber - Kamera: Nevra UÇKAÇ/ İZMİR,
Haber Kodu : 200210012==============================
Rizeli taksiciler, boş vakitlerinde ahşaptan süs eşyası üretiyor
RİZE'de bir grup taksici, taksi duraklarında oluşturdukları mini atölyede, ahşaptan süs eşyaları üreterek boş zamanlarını değerlendiriyor. Taksicilerin maharetli elleriyle ahşaptan yaptıkları saat ve ayaklı lambanın yanı sıra pek çok süs eşyaları da ilgi görüyor.
Rize merkezde taksicilik yapan bir grup esnaf, boş zamanlarını değerlendirmek için taksi durağında mini bir atölye oluşturdu. İlk önce taksici Gülali Dinçer, taksi için müşteri beklerken boş zamanında babasından öğrendiği marangozluk bilgileri ile ahşaptan süs eşyaları yapamaya başladı. Zamanla diğer taksicilerde Dinçer'in bu merakına ortak oldu. Taksi durağının arkasında mini bir atölye oluşturan taksiciler, ahşaptan saat, ayaklı lamba, masa gibi süs eşyaları üretmeye başladı. Yaptıkları ürünleri sosyal medyada sergileyen taksicilerin el emekleri kısa sürede beğeni topladı. Taksicilerin hünerli ellerinde üretilen eşyalar, müşterilerinin yanı sıra çevredekilerin de ilgi odağı oluyor. Taksi durağında, ürünler karşısında şaşkınlıklarını gizleyemeyen bazı müşteriler de, taksicilerin uğraşlarını merakla izliyor, bu anları cep telefonuna kaydedip, sosyal medyada hesaplarından paylaşıyor. Paylaşımlara, sosyal medya takipçilerin de beğenisi topluyor.
'GÜZEL ESERLER ORTAYA ÇIKIYOR'Kentte 8 yıldır taksi şoförlüğü yapan Gülali Dinçer, taksi durağında müşteri gelene kadar oldukça fazla boş zamanları olduğunu belirterek, "İlk başlarda boş boş oturuyorduk. Zamanın geçmesi için de oyalanmak için bir şeyler arıyorduk. Ben de baba mesleği marangozluktan edindiğim tecrübeler ile küçük süs eşyaları yapmaya başladım. Benden gören arkadaşlar da eşlik etmeye başladı. Taksi durağının arkasında küçük bir atölye oluşturduk, boş zamanı olan sıra bekleyen arkadaşlar oraya geliyor zamanı değerlendiriyor. Herkesin elinden bir iş geliyor, hepimizin elinin değdiği güzel eserler ortaya çıkartıyoruzö dedi.
'BOŞ ZAMANLARIMIZDA AHŞAPA ŞEKİL VERİYORUZ'Boş vakitlerini ahşaba şekil vererek değerlendirdiklerini kaydeden Dinçer, "Arkadaşlarım ilk başlarda gözlemciydi, beni izlediler. Ben yaptıkça onların da hoşuna gitti 'şurayı yapabiliriz, ben şunu yapayım' derken şimdi hepimiz hep beraber güzel eserler ortaya çıkartıyoruz. Boş zamanlarımızda ahşaba şekil veriyoruz. Sırası gelen taksiye çıkıyor kalanlar atölyede çalışmaya devam ediyor. Önce ahşaptan mumluk yapıyorduk. Sonra saat yapamaya başladık. Rizespor aşkımız ön plana çıktı ve Rizespor saatleri yapmaya başladık. Herkes bir fikir veriyor, bir şeyi yapıyor. Hepimizin fikirleri ile beraber iş genişlemeye başladı. Küçük el aletleri ile beraber oluşturduğumuz mini atölyemizde saatler, mumluklar, lambaderler (ayaklı lamba) gibi süs eşyaları yapıyoruz. Yaptıklarımızı da sosyal medyaya atıyoruz, görenler beğenenler bizden yapmamızı talep ediyorlarö diye konuştu.
'USTAMIZ ALİ USTA, ONA DESTEK OLUYORUZ'Gülali Dinçer'in ahşapla yaptığı çalışmaları gördükçe heveslendiklerini anlatan taksici Ali Öztürk de "Taksicilik ettiğimiz için sırada müşteri bekliyoruz, boş boş oturarak da zaman geçmiyor. 26 yıldır taksicilik yapıyorum. Ali arkadaşımız geldikten sonra biz bu işlerle ilgilenmeye başladık. Biz arkadaşımızı burada uğraşırken gördük, önce izledik, sonra yardım ederek iş öğrenmeye çalıştık. Bu şekilde bir şeyler yaparak meşgul oluyoruz ve boş zamanımızı değerlendiriyoruz. Ustamız Ali usta, biz de ona elimizden geldiğince destek oluyoruzö dedi.
'ÜRETEREK MUTLU OLUYORUZ'Taksici Yasin Koçoğlu ise "İlk başlarda Ali arkadaşımız kendi uğraşıyordu. Onu izledim, dikkatimi çekti. El becerimiz gelişsin diye ufak yardımlar yapmaya ve zamanımı değerlendirmeye başladı. Şimdi ona yardım ediyorum. Şu an çoğunlukla saat yapıyoruz. Ustalık Ali kardeşimizin biz kalfalık yapıyoruz ona" diyerek boş zamanlarını üreterek değerlendirdiklerini söyledi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-------------------------------Taksi durağından detaylar-Taksicilerin mini atölyesi-Yapılan eserlerden detaylar-Taksicilerin atölyedeki çalışmaları-Röportajlar
HABER-KAMERA: Arzu ERBAŞ/ RİZE
Haber Kodu : 200210022=============================
İlçeye inen domuz sürüsü görüntülendi
KIŞ mevsiminin ilk kar yağışının yaşandığı Erzurum'un Olur ilçesi kırsalında 50'ye yakın yaban domuzu görüntülendi.
Erzurum'a 161 kilometre mesafede ve 1327 metre rakımda bulunan Olur ilçesi ve bağlı mahallelere kış mevsiminin ilk kar yağışı cuma ve cumartesi günleri oldu. Karadeniz iklimi özellikleri taşıyan ilçede beyaz örtü ile kaplanan kar yağışı sonrası vatandaşlar, kırsal alanda 50'ye yakın yaban domuzunu görüntüledi. İlçe merkezinden aracıyla Şalpazarı Mahallesi'ne giden Selami Koçak, dağlık araziden inen domuz sürüsünü görünce cep telefonuna kaydetti. Selami Koçak, ilk defa bu kadar kalabalık bir domuz sürüsüne rastladığını söyledi.
TİLKİYE YİYECEK VERDİLERBu arada Kars'ın Arpaçay ilçesinde ise vatandaşlar arazide yiyecek arayan tilkinin karnını doyordu. Yolda giderken yol kenarında bekleyen tilkiyi gören vatandaşlar, yanlarında bulunan yiyecekleri verdi. Karlı zemine bırakılan yiyecekleri yiyen tilki, karnını doyurduktan sonra bölgeden uzaklaştı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-Domuz sürüsünün dağdan inmesi-Çalılıklar arasındaki domuz sürüsü-Dağdan inen domuz sürüsünün derede kaybolması-Domuz sürüsünü görüntüleyen Selami Koçak-Tilkinin verilen yemleri yemesi-Tilkinin görüntüsü-Tilkinin bölgeden uzaklaşmasıHaber-Kamera: Murat AYDIN - Bedir ALTUNOK/ OLTU (Erzurum)/KARS,
Haber Kodu : 200210014
=============================
Kar ve tipi Çıldır Gölü'ndeki kızakçıları vurdu
DOĞU Anadolu Bölgesi'nde etkili olan kar ve tipi, Ardahan Çıldır Gölü'ndeki kızakçıları etkiledi. Olumsuz hava koşulları nedeniyle bekledikleri kafileler gelmeyen 11 kızakçı, hafta sonunu bekleyerek geçirdi.
Kış mevsiminin başlamasıyla birlikte yüzeyi buz tutan Çıldır Gölü'nde yerli ve yabancı turistleri gezdirerek geçimlerini sağlayan atlı kızakçılar, bu hafta sonu umduklarını bulamadı. Cuma günü başlayan ve hafta sonu etkili olan kar yağışı ve tipi sebebiyle turist kafilelerinin gelmediği Çıldır Gölü'nde kızakçılar, vakitlerini sohbet ederek geçirdi. 16 yıldır kızakçılık yapan Tekin Akçay (58), "Hava muhalefeti nedeniyle beklenen turist kafileleri gelmedi. Günü siftah yapamadan geçirdik" dedi.
Bekledikleri turist kafileleleri gelmeyen atlı kızakçılar gölden ayrılarak evlerinin yolunu tuttu. Otobüsle Çıldır Gölü'ne gelen vatandaşlar, yoğun tipi altında buzla kaplı gölü gezdi. Vatandaşlar, yerel sanatçı Turgay Demir'in türküleri eşliğinde halay çekti. Bu arada kızakçıların ayrılmasıyla birlikte göle gelen araç sürücüleri drift keyfi yaşadı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-Çıldır gölünde atlı kızakçıların beklemesi-Kızakçıların sohbet etmesi-Kızakçıların gölden ayrılmaları-Göl üzerinde minibüsle drift-Göle gelen kafileden görüntü-Kafilenin gölde gezintisi-Sanatçı Turgay Demir'in türkü söylemesi-Kafilenin göl üzerinde halay çekmesiHaber-Kamera: Suat DENİZ/ARPAÇAY (Kars),
Haber Kodu : 200210013===============================
Oltulu çocukların poşetle kayak keyfi
ERZURUM'un Oltu ilçesi, mevsimin ilk kar yağışı ile beyaz örtü ile kaplanırken, çocuklar ellerine geçirdikleri haylon poşetlerle kayarak eğlenmeye çalıştı. Çocuklar, Belediye Başkanı Necmettin Taşçı'dan kızak talebinde bulundu.
Oltu Mehterdere Mahallesi'nde çocuklar, ilçelerine yağan karı büyük sevinçle karşıladı. Mevsimin ilk kar yağışında çocuklar, kızak bulamayınca naylon poşetlerle kayarak eğlendi. Soğuk havaya aldırmadan saatlerce karın keyfini çıkardı. Üşüdükleri zaman yaktıkları ateşin etrafında toplanarak ısınmaya çalışan çocuklar, ardından tekrar beyüz örtü ile kaplanan mahallelerindeki yüksek kesimlerde kayak yapmayı sürdürdü. Belediye Başkanı Necmettin Taşçı'dan da birer kızak talebinde bulunan çocuklar, kış sporlarını da çok sevdiklerini bu konuda da destek beklediklerini belirttiler.
Çocuklardan Mustafa Burak Sağdıç, "Uzun zamandır beklediğimiz kar yağdı ama kızaklarımız olmadığı için poşetlerle kayıyoruz. Belediye Başkanımız Necmettin Taşçı'dan ricamız, bize kızak yaptırırsa çok güzel olur. Kış sporlarını çok seviyoruz. İmkanımız olmadığı için poşetle kayıyoruz. Bizlere paten yardımı yapılırsa çok seviriz" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-Çocukların poşetlerle kayması-Poşetlerle kayak keyfinden görüntü-Çocuklarla röp
Haber-Kamera: Murat AYDIN/ OLTU (Erzurum),
Haber Kodu : 200210011==================================
Sevgililer için suda 170 bin lale
KESME çiçek sektörünün Türkiye'deki en büyük üretim merkezi Antalya'da bir firma, sadece saf su kullanarak, serada topraksız lale üretimi yapıyor. Hollanda'da uygulandığı gibi üretimde, kimyasal ilaç ve gübre gibi başka materyal kullanılmadığı belirtildi. 14 Şubat Sevgililer Günü için yurtiçinde toplam 170 bin adet suda lale sevkiyatı tamamlandı.
Antalya'nın Serik ilçesine bağlı Belek bölgesinde 'Flash Tarım' firması tarafından yaklaşık 6 yıldır suda lale üretiliyor. 500 metrekarelik serada, hiçbir kimyasal ilaç ve gübre kullanılmayan üretimde, Hollanda'da uygulanan üretim modeli kullanılıyor. Firma bu yıl tamamı yurtiçinde süpermarket reyonları ve çiçekçilere gönderilmek üzere, 14 Şubat Sevgililer Günü için 170 bin adet lale üretip sevkiyatını tamamladı. 6 renkte üretilen laleler, her renkten birer tane konularak hazırlanan buket halinde Sevgililer Günü'ne özel satışa sunuldu.
ÜRETİM 270 BİN ADETE YÜKSELDİLale soğanlarının su kaplarında, soğuk hava deposunda 4 ile 8 hafta arasında, 7- 8 derecede bekletilip, soğuklama ihtiyacı karşılandıktan sonra seraya çıkarıldığını belirten ziraat mühendisi Anıl Yolcular, serada da su dolu kasalar içinde bekletilen lalelerin 21- 25 gün sonra hasadının yapıldığını kaydetti. 500 metrekarelik serada, yaklaşık 4 aylık süreçte bu yıl 270 bin lale üretim hedefleri olduğunu belirten Yolcular, üretimde saf su dışında, kimyasal ilaç ve gübre gibi başka materyal kullanılmadığını söyledi.
TÜRKİYE'DE SUDA LALE ÜRETİMİNDE TÜRKİYE'DE TEK FİRMASuda lale üretimini yapan Türkiye'deki tek firma olduklarını belirten Anıl Yolcular, 500 metrekarelik serada yaptıkları suda üretimin, aynı büyüklükte toprakta yapılan üretimin beş katı olduğunu dile getirdi. Yolcular, "Örneğin biz bu alanda 100 bin adet üretirken, toprakta aynı büyüklükteki alanda 20-25 bin adet lale üretilebilir. Su buharıyla ısıtma yapılıyor. 500 metrekarelik alanda bir turda 100 bin adet üretim yapıyoruz. Üç parti üretim yapıyoruz. Küçük alanda hızlı ve fazla mahsul alınabiliyor" dedi.
SEVGİLİLER EN ÇOK KIRMIZI VE SARI İSTİYORSuda ürettikleri lalenin en çok talep gördüğü dönemin 14 Şubat Sevgililer Günü olduğunu vurgulayan Yolcular, "Bu yılki toplam üretim planımız 270 bin civarında, Sevgililer Günü için 170 bin adet. Diğer 100 binlik üretim ise 8 Mart Dünya Kadınlar Günü için hazırlanacak. Tamamını yurtiçine gönderiyoruz. Sonrasında yurtdışına da ihracat hedefimiz var. 6 çeşit renkte üretim yapıyoruz,. Ana renkler kırmızı, beyaz, pembe, sarı, mor ve çift rengimiz var. Sevgililer Günü'nde ise en çok kırmızı ve sarı gidiyor. İstihdamda ise kadın ağırlıklı çalışıyoruz, günlük lale üretiminde 30-35 kadın çalışanımız var" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ--------------LalelerdenÇalışan kadınlardanAnıl Yolcular röportaj
HABER: Mehmet ÇINAR- KAMERA: Tolga YILDIRIM/ANTALYA,
Haber Kodu : 200210018==============================
Manisa'da üzüm bağları kış uykusunda
TÜRKİYE'nin çekirdeksiz kuru üzüm üretiminin neredeyse tamamının karşılandığı Manisa'da yaklaşık bir milyon dekar bağ, asma yaprakları ve arta kalan dalları budanıp, güprelendikten sonra kış uykusuna yattı.
Yıllık ortalama 300 bin ton rekolteyle Türkiye'nin çekirdeksiz kuru üzüm üretim ambarı durumundaki Manisa'daki bağlar, yaz sezonu öncesi hazırlıkları tamamlanarak kış uykusuna yattı. Üzüm kalitesi ve verimini arttırmak için fazla meyve gözü bulunan taze asma çubukları dalında bırakıldı. İnce ve az gözlü çubukları ise budanan bağlar, ilkbaharda ilaçlanıp, yaza hazırlanmayı beklemeye başladı.
Saruhanlı Ziraat Odası Başkanı Aydoğan Okur, geçtiğimiz yıl il genelin 280 bin ton çekirdeksiz kuru üzüm rekoltesine ulaşıldığını belirterek, "Üzümün başkenti Saruhanlı, 2020 yılı hasat sezonuna, bağlarını budamasının ardından girmeye başladı. Bağlarımız şu an kış uykusuna yatmış durumda. Kış uykusu hazırlıkları aşamasında, bağlarımız bir kaç aşamadaki işlemlerden geçiyor. İlk olarak bağların geçtiğimiz sezondan kalan asma yaprakları ve arta kalan dalları budanıyor. Ardından asmalar ile bağın içerisinde bulunan direklerin arasına teller çekiliyor. Sonra kış gübresi dediğimiz gübreler atılıyor. Bu saatten sonra kış uykusuna geçen bağlarımız, Mart ayında yapılacak ilaçlama işlemiyle birlikte yaz için hazırlanmaya başlanıyor" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: -Üzüm bağlarından drone görüntüsü -Uyuyan üzüm bağlarından görüntü-Saruhanlı Ziraat Odası Başkanı Aydoğan Okur röp.Haber - Kamera: Cemil SEVAL/ MANİSA, Haber Kodu : 200210020==============================
Damla Deresi'nde kartpostallık görüntü
MUĞLA'da kültür turizmin gözbebeği konumundaki doğa harikası 'Damla Deresi' kış aylarında ayrı bir güzelliğe bürünüyor. Yazın doğal bir klima olan dere, kışın ise kartpostallık görüntü oluşturuyor.
Muğla'nın merkez ilçesi Menteşe'ye 19 kilometre uzaklıktaki Yerkesik Mahallesi'ndeki Damla Deresi, doğal güzelliğiyle görenleri büyülüyor. İşadamı Murat Çakır tarafından Orman Genel Müdürlüğü'nden 29 yıllığına kiralanan, asırlık çınar ile çam ve sığla ağaçlarıyla çevrili Damla Deresi, hava sıcaklığının sıfırın altına düştüğü kış aylarında oluşan sarkıt ve dikitlerle buzul çağlarından kalmış bir görüntü sunuyor. Ziyaretçiler bu görüntüleri fotoğraflayarak ölümsüzleştiriyor. Buz gibi suların aktığı 2 kilometre uzunluğundaki kanyonun, kullanılır hale getirilen 100 metrelik bölümü, görenleri hayran bırakıyor. Tarihi çınar ağaçlarının köklerinin, kanyonun iki yanından 15 metreye kadar yükselen kayalarla iç içe geçmiş görüntüsü, tabloları aratmıyor.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: -Damla Deresi'nden genel görüntü-Kanyondan görüntü-Kanyon içinde oluşan sarkıt ve dikit buzullardan görüntü-Dereden akan suyun görüntüsü
Haber-Kamera: Cavit AKGÜN/ MUĞLA,
Haber Kodu : 200210046==============================
Yayla Gölü kış mevsiminde hayran bırakıyor
DENİZLİ'nin Buldan ilçesinde 1155 metre yükseklikteki, 180 kuş çeşidinin yaşadığı Yayla Gölü'nde kar yağışının ardından kartpostallık görüntüler ortaya çıktı.
Buldan ilçe merkezine 8 kilometre mesafedeki Süleymanlı Mahallesi'nde bulunan Yayla Gölü, etkili olan kar yağışının ardından oluşan doğal güzelliğiyle görenleri kendine hayran bırakıyor. Hava sıcaklığının sıfırın altına düştüğü 50 hektarlık gölde kar yağışıyla birlikte oluşan manzara, ziyaretçilerine eşsiz bir görsel şölen sunuyor. 180 tür kuşa ev sahipliği yapan göl, kent merkezinden ve çevre illerden de ziyaretçi alıyor. Bazı vatandaşlar aileleriyle birlikte kar üzerinde piknik yaparken bazıları ise gölün etrafında yürüyüş yapıp, fotoğraf çekerek doğal güzelliği yerinde görmenin tadını çıkarıyor. Çok sayıda fotoğraf ve yürüyüş gruplarını da ağırlayan göle ayrı bir güzellik katan kazlar ve karabataklar, bölgeye gelen turistlerin ilgisini çekiyor.
'HARİKA BİR ATMOSFERİ VAR'Gölün ziyaretçilerinden Sevgi Demir, Yayla Gölü'nün görülmesi gereken bir doğal güzellik olduğunu belirtip, "Burası çok güzel bir yer. Harika bir atmosferi var. Muhteşem ve kartpostallık bir güzelliği gezme fırsatı yaşadık. Çocuklarımızla eğlenip kar topu oynadık. Bol bol fotoğraf çektirdik. Herkesi bu güzelliği görmeye davet ediyorum" dedi.
'HAVASI ÇOK TEMİZ, DOĞAL ORTAM ÇOK GÜZEL'Simay Demir ise soğuk havaya rağmen gölü gezmenin keyifli olduğunu ifade edip, "Havası çok temiz, doğal ortam çok güzel. Göl, ağaçlar ve kar tabakası, bir resim tablosundaki gibi harika bir görüntü oluşturuyor. Eğlenip, güzel vakit geçirebilecek bir yer" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-Gölden görüntü-Göldeki kazlardan görüntü-Göl manzarasından görüntü-Gölde gezenlerden görüntü-Fotoğraf çekilenlerden görüntü-Sevgi ve Simay Demir ile röp.Haber-Kamera: Deniz TOKAT/ DENİZLİ,
Haber Kodu : 200210019==============================
Kare pistonlu araç motoru tasarladı, yüzde 70 tasarruf sağlayacak
TÜRKİYE'de 1978 yılında LPG'yi otomobilde kullanma fikrinin mucidi olarak tanınan Halit Avcıoğlu (69), kendi imkanları kare ve yuvarlak pistonlu yerli ve milli araç motoru tasarladı. Tasarımının test çalışmalarını sürdüren Avcıoğlu, yüzde 70 yakıt tasarrufu sağlanacağını belirterek, "Bu motorla 1 litre benzin ile 100 kilometre yol kat edilebilecek. Bu tasarımda karbüratör yok, enjektör yok. Bu motor benzini buharlaştırıp yakacak. Kesinlikle hava kirliliği yaratmayacak bir motor olacak. Bu motorun tamiri gerekmeyecek. Aküler nasıl değişiyor ise çanta gibi yerinden alınıp yenisi konulabilecek" dedi.
Tekirdağ Oto Sanayi Sitesi'nde motor tamirciliği yapan ve 1978 yılında LPG'yi otomobilde kullanma fikrinin mucidi olarak tanınan Halit Avcıoğlu, o dönem kamuoyunda büyük ilgi gördü. Yıllardır motor tamirciliği yapan Avcıoğlu, şimdi de yerli ve milli biri kare pistonlu diğeri yuvarlık pistonlu olmak üzere iki araç motoru tasarladı. Yıllarca araştırıp yeni motor tasarladığını ifade eden Halit Avcıoğlu, danıştığı uzmanların da tasarladığı motora şaşırdığını söyledi.
Tasarladığı motorun bilinen motorlardan farklı olduğunu kaydeden Halit Avcıoğlu, "Bilinen tüm motorların aksine 100 CC'lik bu motoru 2 bin 500 CC gücüne çıkarıp ve bu gücü elde ederken de yüzde 70 yakıt tasarrufu sağlayacağız. Dünya üzerinde böyle bir tasarım yok. Bunu çok araştırdım. Bu işin uzmanlarına sordum şaşırdılar. Bu motorla 1 litre benzin ile 100 kilometre yol kat edilebilecek. Bu tasarımda karbüratör yok, enjektör yok. Bu motor benzini buharlaştırıp yakacak. Kesinlikle hava kirliliği yaratmayacak bir motor olacak" dedi.
'BİR HAFTA SONRA MARŞA BASACAĞIM'Tasarladığı motorun bütün parçalarını yaptırdığını söyleyen Avcıoğlu, "Şu anda bütün parçalar hazır montaj çalışmalarım sürüyor. Sanırım bir hafta sonra kontağına basacağız. Motoru test emek için bir araba aldım. Arabaya bu motoru monte ettikten sonra kendimiz önce bir sürüş yaparak provasını yapacağız. Bütün testlerimizi geçtikten sonra artık TÜBİTAK veya hangi kuruluş ilgilenecekse oraya başvuracağız. Ben bu işe yürekten inanıyor ve kendime güveniyorum. Şu ana kadar sadece bir motor tasarımına 100 bin lira bütçe harcadım. Yaptığım her iki tasarım içinde patent başvurusunda bulundum ve patentlerini de aldım sayılır. Bu tasarım tamamen yeni bir icat olacak. Dünyada olmayan bir çalışma olacak. Ayrıca bu tasarım sadece otomobillerde kullanılmayacak. Motosiklet, traktör, çim makineleri ve teknelere kadar bir çok alan da kullanılabilecek" diye konuştu.
LPG'li otomobil fikrinden sonra hep böyle bir motor tasarlamayı daima arzu ettiğini belirten Avcıoğlu, "Yurt dışına çalışmaya gittim. ve oradan emekli olup Türkiye'ye döndüm. Emekli olduktan sonra zamanım bol olunca bu tasarımı hayata geçirmeye karar verdim. ve bu icadım tamamen Türk malı olmasını, Türkiye'de böyle bir motor artık üretilsin istiyorum. Tek arzum bu. Bu motor hem ekonomik hem güçlü, yüksek performanslı sessiz ve asla hava kirliliği yaratmayacak. Şu kare pistonlu motorun özelliklerini anlatmakla bitiremem. Bu kare pistonlu tasarım da sekman ve tırnak aralığı diye bir şey yok. Kartele kompresör yapmayacak. Motor ustaları bilir kartele kompresör yapmayan bir motorun, motor yağının evsafı bozulmaz. Günümüz motorlarında 15-20 bin kilometrede motor yağı değiştiriliyor ise, bu motor tam randımanla çalıştığında belki yılda bir kere motor yağı değiştirme ihtiyacı duyulabilir" dedi.
'TASARIM ÇANTA MOTOR OLACAK, AKÜ GİBİ DEĞİŞTİRİLECEKAvcıoğlu, bilinen motorların verdiği başlıca arızaları vermesinin tasarladığı motorda olmayacağını ve uzun ömürlü olacağını savundu. Avcıoğlu, "Bu motorun tamiri gerekmeyecek. Aküler nasıl değişiyor ise çanta gibi yerinden alınıp yenisi konulabilecek. Bir motorun kompresörü ne kadar iyi ise o kadar güçlü olur" dedi.Seri üretim yapmaya kendisinin bütçesinin yetmeyeceğini belirten Avcıoğlu, "Benim ne bütçem ne de imkanım buna yetmez. Ancak ülkemizde varlıklı müteşebbislerimiz var. ya da birkaç kuruluş bir araya gelir bir konsorsiyum oluşturur, üretimini yapabilirler. Ben ülkemde bir şeyi var etmeyi istiyorum, bu tasarıma ilgi göstersinler. Tabi ki hayata geçtiğinde bizde ekmeğimizi kazanacağız. Benim tasarladığım LPG'li otomobil tasarımımdan binlerce insan ekmek yiyor şu anda" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-----------------Sanayideki çalışma yapılan iş yeri-İşyeri tabelası-İş yerinden detaylar-Yeni tasarlanan motorlar ve motorlardan detay görüntüleri-Halit Avcıoğlu'nun tasarımı anlatması-Daha önce tasarlayıp çalıştırdığı motor-Yeni icadının çalıştırma denemeleri
Haber-Kamera: Ruhan YALÇIN/TEKİRDAĞ,
Haber Kodu : 200210041==============================
Depremin etkisini yüzde 80 azaltan izolatörler Türkiye'de sadece bu merkezde test ediliyor
DEPREM hasarını yüzde 80 oranında azaltılmasını sağlayan sismik izolatörlerin test edildiği Eskişehir Teknik Üniversitesi (ESTÜ) Sismik İzolatör Test Merkezi'nin Türkiye'de tek, dünyada ise se ilk 5 laboratuvar arasında yer aldığı ifade edildi. Merkezin sorumlusu Doç. Dr. Gökhan Özdemir, Türkiye'nin yanı sıra farklı ülkelerden gelen prototip izolatörleri düşeyde 2 bin ton, yatayda 200 ton yükleme kapasitesiyle test ettiklerini belirterek, "Doğru tasarlanmış bir yapıyla bu amacımızı gerçekleştiriyorsak eğer, yüzde 80 oranında bizim binamızın üzerine gelecek olan deprem kuvvetlerine azaltmamız mümkün, depreme karşı sismik izolasyonun en büyük avantajı da buö dedi.
Elazığ ve Malatya'da yaşanan depremin ardından, deprem hasarlarını yüzde 80 oranında azaltan sistem olarak bilinen izolatörler yeniden gündeme geldi. Eskişehir Teknik Üniversitesi (ESTÜ) Sismik İzolatör Test Merkezi ise yapıda uygun görülen katlara, kolonlara ve betonarme perdelerin altlarına yerleştirilerek depremin etkisini azaltan izolatörlerin test edildiği Türkiye'deki tek bağımsız merkez olarak dikkat çekiyor. Merkezde yerli ve yabancı firmalar tarafından üretilen izolatör prototiplerinin, deprem sırasında binaya zarar verecek olan farklı şiddetlerdeki kuvvetlerle test edilerek sağlamlığı kontrol ediliyor.
'TÜRKİYE'DE TEK, DÜNYADA İLK 5 ARASINDA'Sismik İzolatör Test Merkezi sorumlusu Doç. Dr. Gökhan Özdemir, depremin etkisini azaltmak için kullanılan izolatörlerin testlerin yapıldığı Türkiye'de tek, dünyada ise ilk 5 laboratuvar arasında olduklarını söyledi. Testlerde izolatör üzerine düşeyde 2 bin ton, yatayda 200 ton yükleme kapasiteleri olduğunu ifade eden Özdemir, "Sismik izolatör test laboratuvarı, prototip testleri yapabilen Türkiye'deki tek laboratuvar. Türkiye'de tek olmasının yanı sıra dünyada bağımsız laboratuvarlar arasında sahip olduğumuz yükleme kapasiteleri nedeniyle prototip test yapabilen ilk 5 arasında yer alıyoruz. Düşeyde 2 bin ton, yatayda 200 ton yükleme kapasitemiz var. Yataydaki yüklemeyi, deprem simülasyonlarını doğru yapabilmek için de çok hızlı olmasını sağlayan hidrolik ünitelerimiz, 1 m/s maksimum hızına çıkabilmemizi sağlıyor. Sismik izolatörler sahada kullanılmadan önce iki aşamada kontrol ediliyor. Birincisi prototip aşamasında, üretilen numunenin sahada kullanılacak ve tasarımına uygun olarak üretildiğinden emin olması aşamasıdır. Bu süreçte prototipler çok zorlu yüklemelere tabii tutuluyor. Tasarım depremini, 2500 yılda bir olacağı var sayılan çok büyük bir depremi dikkati alarak tasarlanır. Biz o tasarım sonucunda bulunan deplasman değerlerini bu ürünlere bir çok defa uygularız. Hasar alıp almadığını, ne kadar farklılaşma oluyor ve bunlar kabul edilebilir sınırlar içerisinde mi onları tespit ediyoruz. Seri üretime geçenlerde de yüzde 30'u rastgele seçilerek üretim testlerine geliyor. Bu testlerin de amacı prototip testinden geçen numuneler artık belirli bir standartta üretiliyor mu? Sadece standartlara uygun olup olmadığına bakılırö dedi.
BİR ÇOK ÜLKEDEN PROTİPLER GELİYORTürkiye'de izolatör üretimi yapan firmaların dışında yurt dışından da çok sayıda izolatör testi kabul ettiklerini ekteren Özdemir, "Şu ana kadar test ettiğimiz projelerin yüzde 80'i yurt dışından geliyor. Romanya, İsrail, İran, Filipinler, Meksika ve Makedonya'dan izolatörler geliyor ve testlerini bu merkezde yapıyoruz. Merkezimi faaliyete girdikten sonra inşası devam eden yada yeni başlayan projelerin bir çoğunda bu izolatörlerin testlerini biz yapıyoruz. Örneğin Bilecik, Yalova, Hatay Dört, Malatya ve Kütahya Şehir Hastanesi gibi. Sismik izolasyon uygulaması ülkemizde alınan çok yerinde bir kararla hastanelerde zorunlu hale getirdi. Dünyada bu sistemin kullanımın zorunlu olduğu tek ülke Türkiye. 2013 yılında Sağlık Bakanlığı yayınladığı genelgeyle birlikte 100 ve daha üzeri yatak kapasiteli hastanelerde birinci ve ikinci deprem bölgelerinde inşa edilecek hastanelerde bu işin kullanımı zorunlu hale getirildiö diye konuştu.
'MALİYETİ YÜKSEK DEĞİL'Sismik izolatör maliyetlerinin çok katlı binalar için neredeyse yüzde 5 ve 10 arasında değişen rakamlarda yapılabildiğini ifade eden Doç. Dr. Gökhan Özdemir, "En çok merak edilen kısım ise maliyet. Rakamsal olarak bir hastanenin mekanik, elektrik ve kaba inşaatının yer aldığı maliyetin yüzde 5 ile 10 arasında değişen bir maliyeti var. Bu kullandığınız izolatörlerin sayısına, boyutuna ve her türlü parametresine göre değişiyor. Sismik izolasyon yeni binalarda değil, mevcut yapılara uygulanması söz konusu. Uygulayanlar artık tecrübeli hale geldiö dedi.
DEPREMİN ETKİSİNİ YÜZDE 80 AZALTIYORÖzdemir, doğru tasarlanmış bir yapıda kullanılan izolatörlerin, deprem etkisini yüzde 80 oranında azalttığını da sözlerine ekledi. İzolatörler özellikle taşıyıcı kolonlara yerleştirilirken, deprem anında meydana gelen sarsıntı sırasında yük altındaki izolatör sistemi sağa ve sola doğru kayarak depremin etkisini üst katlara yüzde 80 oranında azaltarak yansıtıyor. Bu sistem sayesinde büyük depremlerde bile binalarda hasar oluşmasının önüne geçiliyor.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: -----------------Sismik izolatör test merkezi-Testin yapıldığı makine-İzolatör parçası-İzolatör detay-Test çalışması-Gökhan Özdemir ile röp.-Ölçüm ve değerlendirme birimi-Ekranlar ve test cihazı-Genel görüntüler
Haber-Kamera: Engin ÖZMEN-Hakan TÜRKTAN/ESKİŞEHİR,-
Haber Kodu : 200210015===============================
Burdur'da seyrine doyumsuz kar manzaraları
BURDUR'da kar yağışıyla birlikte gözel görüntüler de ortaya çıktı.
Burdur, kent merkezi mevsimin ilk karının yağmasıyla beyaza büründü. Evlerin çatıları, araçların üzeri, yollar ve ağaç dallarına biriken kar uzun zamandır kendisini bekleyen kent sakinlerini mutlu etti. Kenti beyaz örtüyle kaplayan kar, doyumsuz manzaralar da ortaya çıkardı. Kentte gündüz saatlerinde sıfırın altında 1- 2 derecelerde olan hava sıcaklığı gece ise sıfırın altında 9'u buluyor.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-------------------------------
-Kentin çeşitli yerlerinden kar manzaraları
HABER- KAMERA: Mesut MADAN/BURDUR,
Haber Kodu : 200210017
Son Dakika › Güncel › DHA YURT ÖZEL GÜNDEM -TEKRAR - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?