SEVİM HATUN - Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatı (UNESCO) tarafından ilan edilen ve her yıl 21 şubat günü kutlanan Uluslararası Anadil Günü, bu yıl Türkiye'de çözüm süreci ve demokratikleşme paketlerinin etkisiyle farklı dil ve lehçelerde konuşan kesimlerce ayrı bir atmosferde değerlendiriliyor. Kürtçe, Lazca ve Ahbazca dilleri enstitüleri, yaşanan gelişmelerden ve atılan adımlardan memnun.
"Kürtçe ve Lazca nefes aldı"
İstanbul Abhaz Kültür Derneği Başkanı Hakan Ander, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Ülkemizde çözüm süreciyle birlikte Kürtçe ve Lazca'nın nefes aldıklarını görüyoruz. 24 saat Kürtçe yayın yapan TRT Şeş'in hayata geçirilmesi, özel Kürtçe eğitim kurumlarının açılması, okullarda Lazca seçmeli derslerin hayata geçirilmesi ve Laz Araştırma Enstitüsü'nün kurulmasını memnuniyet verici gelişmeler olarak görüyoruz" dedi.
Dünyada 6 bin civarında dilin konuşulduğunu ancak toplam dünya nüfusunun yüzde 90'nının resmi dil olarak yaklaşık 100 dili kullandığını anlatan Ander, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan dilleri korumak için bazı tedbirlerin alınması gerektiğini kaydetti.
Ander, dernek olarak Abhaz dilinin öğretilmesi için Abhaz kursları açtıklarını, Abhazya Cumhuriyeti'ne öğrenci gönderdiklerini, dil öğrenimi ile ilgili kitap, dergi, CD, broşür ve benzeri eğitim materyalleri temin ettiklerini ancak bütün bu çalışma ve gayretlerin yeterli olmadığını, Abhazcanın Türkiye'de süratle kaybolduğunu ileri sürdü.
"Diğer dil ve lehçeler için TRT devreye girsin"
Diğer dil ve lehçelerin yok olmaması için TRT'nin devreye girmesini isteyen Hakan Ander, "Başta Abhazca, Çerkesce, Romanca, Hemşince ve Kürtçenin Zazaki lehçesi gibi diğer kaybolmakta olan diller için de TRT tarafından sürekli yayın yapan bir televizyon kanalı kurularak tahsis edilmeli. Ayrıca eğitim ve araştırma fonunun zaman kaybetmeden hayata geçirilmesi hususu en büyük dileğimizdir" diye konuştu.
"Laz Enstitüsü'nü kurduk"
Laz Enstitüsü Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Avcı Bucaklişi, Lazca dilinin yaşatılması için son yıllarda önemli çalışmalar başlattıklarını ifade ederek, şunları söyledi:
"Lazika Yayın Kollektifi'ni kurduktan sonra Laz dili ve kültürü üzerine 30 kitap yayınladık. Örneğin dünya klasiklerinden olan Küçük Prens romanı Lazca'ya çevrildi, Kardeş Diller Sözlüğü yayınlandı. Bu sözlükte farklı dil ve lehçelerde 600 temel kelime bulunuyor. Ayrıca Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu başkanlığında geçtiğimiz yıl Laz Enstitüsü'nü kurduk. Laz Enstitüsü, Milli Eğitim Bakanlığı ile yaptığı sözleşme gereği ortaokul 5., 6., 7. ve 8. sınıflarda okutulmak üzere ders kitapları hazırlamaya başladı."
Devlet desteği şart
Bucaklişi, dillerin yaşaması için devlet desteğinin şart olduğunu ifade ederek, "Dil ölümü bir halkın ölümü, kültür erozyonu demektir. Yeryüzünün en büyük entellektüel felaketi, kimlik kaybı ve dejenerasyon nedenidir. Çünkü dil ile ölen sadece kelimeler değil aynı zamanda kültür, gelenek ve tarihtir" dedi.
"Lazca televizyon kanalı istiyoruz"
Çok konuşulan bölgelerde Lazca'nın eğitim müfredatında zorunlu dersler arasına alınması gerektiğini ifade eden İsmail Avcı Bucaklişi, şunları söyledi:
"Neden İngilizce zorunlu bir ders de, benim anadilim olan Lazca değil? Ayrıca, devlet televizyonunda Lazca yayın yapan bir kanal açılmasını talep ediyoruz. Bu topraklarda konuşulan anadillerin koruma altına alınması devletin sorumluluğudur. Biz Laz Enstitüsü olarak gereken desteği vermeye hazırız."
Almanya'da çalışmalarını sürdüren Kürt Bilim ve Araştırma Enstitüsü Başkanı Araştırmacı Yazar Fevzi Özmen de çözüm sürecini önemli bulduklarını ve desteklediklerini belirterek, atılan adımların kalıcı hale getirilmesi gerektiğini dile getirdi.
Anadilde eğitim gerekiyor
Nübihar Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Süleyman Çevik ise yaptığı değerlendirmede son yıllarda açıklanan demokratikleşme paketleri ile devam eden çözüm sürecinin Türkçe dışında konuşulan dillerin gelişmesine kapı araladığını ve olumlu manada etki yaptığını ifade ederek, dillerin korunması bağlamında henüz yolun başında olduklarını söyledi.
Çevik, dünyada bir çok dilin unutularak yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kaldığını söyleyerek bu dillerin BM, ilgili uluslararası kurum ve devletlerce koruma altına alınması gerektiğini kaydetti. Dillerin korunma altına alınmasının ancak eğitim dili olmasıyla mümkün olabileceğini dile getiren Çevik,Türkiye'de Kürtçe'nin yanı sıra diğer dillerin de seçmeli ders statüsünden kaldırılarak, anaokuldan başlamak suretiyle üniversiteye kadar okutulması gerektiğini belirtti.
Dünya Anadil Günü dolayısıyla bu konuların gündeme gelmesinden ayrıca memnunluk duyduğunu ifade eden Çevik, "Bütün dillerin ve renklerin Allah tarafından yaratıldığına inanıyoruz. Bunun için her dili kendi bahçemizden bir çiçek gibi algılayıp sahip çıkmamız gerekiyor" dedi. - Ankara
Son Dakika › Güncel › Dünya Anadil Günü - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?