Ergenekon Davası'nda savcıların sunduğu mütalaada 'Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs' ve 'Danıştay saldırısını azmettirmek' iddialarıyla 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin son savunmasını yaptı. Tekin, emekli Tuğgeneral Veli Küçük ile davanın en ağır cezalar istenen sanıkları olduğunu ifade ederek 2 saatlik süreyi aşabileceğini ve hoşgörü gösterilmesini istedi. Ancak Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, 2 saatlik süreye uymasını istedi.
Savunma yapan Tekin, Danıştay saldırısının asıl faillerin gizlendiğini öne sürerek, şu ifadeleri kullandı:
"Bugünlerde televizyon ekranlarında izlenme oranı oldukça yüksek olan bir dizi yayınlanmakta. İsmi 'Karadayı' olan bu dizi, başlarken 'buradaki kişi ve olayların gerçekle bir ilgisi bulunmamaktadır' şeklinde bir uyarı yazısı ekrana çıkmaktadır. Dizi, devlet bürokrasisi ile suç dünyası arasında yürütülen kirli ilişkileri açığa çıkarmak üzere olan bir Cumhuriyet Başsavcısının cinayete kurban gitmesi üzerine gelişen olayları konu alıyor. Cinayetin asıl faili, kirli ilişkilerin adli kanadında bulunarak, maktül ile aynı çatı altında görev yapan, şeytani bir zekaya sahip bir başka savcıdır. Büyük bir komplo kurularak suç masum bir insan üzerine atılır ve türlü desiselerle idam cezasına mahkum ettirme çabaları ne hukuk ne de vicdan dinlemektedir! Danıştay saldırısı akabinde düğmeye basılarak şahsıma yaşatılanlar ise Karadayı adlı dizinin gerçek hayata yansımasından farklı bir durum değildir. Hayali karakterlerin dahi karşısında çaresiz kaldığına ...... bizler yıllardır göğüs geriyoruz! Asli faillerin gizlenerek, menfur Danıştay saldırısını masum insanlara yıkmak adına bu toprakların daha önce hiç görmediği, şahit olmadığı adaletsizlikler ve vicdansızlıklar fütursuzca uygulanmaktadır."
"SAVCI DAVALARI PEK GÜZELCE ÇÖZMÜŞTÜR"
Mütalaada eleştiren ve mütalaada kendisine yöneltilen suçlamaların dayanaksız olduğunu savunan Tekin, "Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, sahip olduğu benzersiz donanım ve niteliklerinin sadece dört tanesini kullanarak bu davaları pek güzelce çözmüştür: 1. Titri Savcı, 2. Başbakan'ın, mesleğini elinden almasından sonra Nihat Taşkın ile birlikte avukat, 3., Lehte olan delilleri yok etmesi ve Osman Yıldırım'ın lehine delil yaratması ile İllüzyonist. 4-.İnsanların beyinlerini okuması ve müthiş öngörü, meşhur kanaatleri ile geleceği gören bir medyum."
Tekin'in bu sözleri sırasında Savcı Pekgüzel, mikrofona basarak ısrarla söz isteyerek "Savunma kesilmez ama sanığın savunma sınırlarını aşan sözlerini uyarırsanız" şeklinde konuştu.
"ARSLAN İLE GÖRÜŞMEDİĞİMİ HAYKIRDIM"
Mütalaada, Osman Yıldırım'a Danıştay saldırısından 'Eylemden vazgeçtiği' iddiasıyla ceza istenmediğine dikkat çeken Tekin sözlerini şöyle tamamladı:
"Mütalaada savcı Mehmet Ali Pekgüzel, Osman Yıldırım'ı Danıştay saldırısının azmettiriciliğinden aklamak istemektedir. Osman Yıldırım, kesinlikle bu eylemin yapılmasını engellemek düşüncesinde değildir ve olmamıştır. Yıldırım, Alparslan Arslan'ı yüreklendirmekte fakat sonucun vehametini bildiği için de geri planda kalıp kaçış hesapları yapmaktadır. Alparslan Arslan ile de menfur Danıştay saldırısından geriye dönük 1-1.5 yıl hiç görüşmediğimi yıllarca haykırdım. Söylediklerimin teyidi ise babasının da ifade ettiği gibi saldırı öncesi bürosuna sık gitmediği, aynı eve paylaşan arkadaşlarının da Salih Kurter'in dergahına son 1-1,5 yıl çok sıklıkla gittiği şeklindeydi."
Duruşma tutuklu sanık İsmail Yıldız'ın savunmasının alınması ile devam ediyor. - İstanbul/ Silivri
Son Dakika › Güncel › Ergenekon Davası'nda Söz Sanıklarda (2) - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?