Eski Adalet Bakanı Ergin: "Siyasiler, Toplum Mühendislerinin Tuzaklarına Düşmeyecek"

Adalet eski Bakanı ve Ak Parti Hatay Milletvekili adayı Sadullah Ergin, toplum mühendislerinin kendi işini yapması gerektiğini belirterek, "Siyasiler, toplum mühendislerinin tuzaklarına düşmeyecek" dedi. Ak Parti'nin seçim çalışmalarına destek vermek için Niğde'ye gelen Sadullah Ergin, Tarım Açık Cezaevi'ni ziyaret etti. Ardından Paşakapı Caddesi'nde esnaf ziyaretlerinde bulunan Ergin, gazetecilerinde sorularını yanıtladı.

'Seçim konvoylarına yapılan saldırıların terör örgütlerimi yoksa muhalefet organizasyonumu?' şeklindeki bir soruyu değerlendiren Ergin, " Türkiye'deki gelişmeler hoşa gitmediğinde, toplum mühendisliği yapan odaklar, buradan kimi anlıyorsanız anlarsınız. Toplum mühendisliği yapanlar belli provokatif faaliyetlere müracaat ediyorlar. Anayasa değişikliği, referandum öncesinde karakol baskınları, şehit cenazelerinin gelmesi, önemli olaylar öncesindeki asayiş ve terör olaylarındaki artış bütün bunlar biri birinden bağımsız değil. Şimdi de seçimlere 10 gün kalmış, Türkiye'deki seçimlerle ilgili çalışmalar birilerinin hoşuna gitmedi.

AK Parti'nin şuanda gelmiş olduğu nokta, yakalamış olduğu performans birilerini rahatsız etmiş olmalı ki seçim sathı dahilinde farklı olaylarla sabote etmeye dönük hareketler görüyoruz. Ancak biz Ak Parti teşkilatları olarak, soğukkanlı ve ferasetli bir duruş sergileyeceğiz. Bu tahrik ve provokasyonlara gelmeyeceğiz. 'İstikrar sürsün, Türkiye büyüsün' ilkesi gereğince çalışmalarımıza devam edeceğiz. Ama bilesiniz ki Türkiye'de toplum mühendisliği yapan unsurlar boş durmuyorlar, çalışmalarına devam ediyorlar. Onlar kendi işlerini yapacak. Siyasette onlar, toplum mühendislerinin kurduğu tuzaklara düşmemek noktasında akıllı ve ferasetli davranacak. Tuzaklara düşmeyecek" dedi.

TERÖRLE MÜCADELE YANLIŞ YAPILMIŞ

Pişmanlık yasası ile ilgili eleştiriler de sorulan Ergin, "Pişmanlık Yasası yeni çıkartılırmış bir yasa değil, yıllar önce çıkartılmış bir yasa. Bu kişiler aşağıya inip devlete yardımcı olup, terör örgütünün çökertilmesine gayret edip, sonrada kalan kısmını cezalarını yatıp, topluma katılmalarımı faydalıdır, yoksa ölünceye kadar dağda askerimizle, polisimizle mücadele etmesi mi faydalıdır? Biz bu terör illetiyle 30 yıldır mücadele ediyoruz. Bu 30 yıl içerisinde geçmiş dönemlerde yapılan mücadeleler acaba terörü bitirdi mi azdırdı mı? Yoksa tabana mı yaydı? Bunun çok sağlıklı bir şekilde değerlendirmesini yapmamız lazım.

'Bir avuç eşkıya' diye başlanılan bir mücadeleydi. Ama uygulanan yöntemler 30 yıl boyunca, olağan üstü hal uygulandı, sıkıyönetim uygulandı, farklı yöntemler denendi. Ama bu uygulanan yöntemler sonucunda geldiğimiz nokta maalesef uyguladığımız yöntemlerin doğru olmadığı şeklinde ortaya yaygın bir kanaat çıktı. Hatta geçmişte terörle mücadele konusunda çok mücadele etmiş güvenlik görevlilerimizin başındaki birim amirleri geçmişe dönük öz eleştirilerini yapıyorlar şuanda. Dolayısıyla Türkiye'de bu terör fitnesinin bitirilmesi noktasında yeni bir perspektifle ufuk açmak gerekiyor. Nedir o? Biz bu ülkede yaşayan 74 milyon vatandaşımızın her birinin evrensel haklarını teslim edeceğiz. Ama biz bu hakları sağlamamıza rağmen elinde silahla 'ben şunu da isterim bunu da isterim' diye devlete karşı silah kullanan unsurlara da en amansız biçimde meşru müdafaamızı yapacağız. İnsan öldürerek ve hayat karartarak hak aranmaz. O acıdan bu caniliktir, bu alacaklıktır" diye konuştu.

'Mahkemeler adliye sarayında olur dışarıda olmaz' şeklindeki tepkilere ise Ergin şöyle dedi:

"Bunu diyenler 1999'da İmralı Adası'nda mahkeme kurmadılar mı? Getirip Bursa'da mı, Ankara'da mı yargıladılar. Mahkeme Ankara Adliyesi tarafından yapıldı. Abdullah Öcalan'ın terörist başının yargılaması Ankara Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yapıldı. Ama gidildi mahkeme İmralı Adası'nda yargılamayı yaptı. Onu söyleyenler onu izah etsinler. "