Fetö'nün Medya Yapılanmasının "Darbe Çağrışımı" Davası - Son Dakika
Güncel

Fetö'nün Medya Yapılanmasının "Darbe Çağrışımı" Davası

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimini önceden bildikleri iddiasıyla yargılanan Mehmet Altan, Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak'ın da aralarında bulunduğu 7 sanığın yargılandığı davaya ilişkin açıklanan mütalaanın detayları ortaya çıktı.

11.12.2017 18:26

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimini önceden bildikleri iddiasıyla yargılanan Mehmet Altan, Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak'ın da aralarında bulunduğu 7 sanığın yargılandığı davaya ilişkin açıklanan mütalaanın detayları ortaya çıktı.

Cumhuriyet Savcısı Eray Akkavak tarafından hazırlanan ve mahkemeye sunulan 18 sayfalık mütalaada, FETÖ'nün yapısı ve medya içerisindeki faaliyetlerine yer verildi.

Davanın sanıklarının örgüt içerisinde yer aldığı anlatılan mütalaada, "(Sanıkların) Daha önceki örneklerinden farklı ve ilk olacak şekilde anayasal düzeni hedef alan terör örgütünün eylemlerinden biri olarak örgütün silahlı kuvvetler içerisine sızmış grup içerisindeki bir kısım hücrelerinin harekete geçirilmesi suretiyle gerçekleşmiş, örgütün yalnızca asker ve polislerden oluşan silahlı ve kamu görevlisi görünümlü unsurları haricinde 'abi-imam' diye tabir edilen sivil unsurlar ile darbe girişiminden önceki süreçte ve darbe girişimi günü kalkışmayı çağrıştırıcı, destekleyici ve toplumun darbeye karşı koymamasını telkin edici söylemlerde bulunarak, bir bütün olarak hiyerarşik bağlılık ve örgütsel emir komuta zinciri içerisinde darbe girişimine iştirak ettiklerinin kabulü gerekmiştir." denildi.

Darbe girişiminde yer alan kamu görevlileri haricinde, kalkışma öncesi ve gününde eylemleri tespit edilen ve terör örgütündeki hiyerarşik yapıya dahil olan veya dahil olmayarak birlikte örgüt adına faaliyet gösteren, bilerek yardım eden medya unsurlarının da silahlı unsurlar gibi kalkışma girişiminin faili oldukları vurgulanan mütalaada, etki gücü bulunan medya unsurlarının da eylemleriyle darbe girişimi üzerinde silahlı unsurlarla birlikte ortak hakimiyet sağladığı belirtildi.

Mütalaada, sanıkların tek tek dava konusu eylemlerine yer verilerek, sanık eski Polis Akademisi Öğretim Görevlisi Şükrü Tuğrul Özşengül'ün örgüte müzahir "samanyoluhaber" sitesinde yazarlık yaptığını, sanığın örgütün üst düzey yöneticisi olan Abdullah Aymaz ve "Fuatavni" hesabının kurucuları arasında yer alan Said Sefa ile irtibatının bulunduğu, yine sanığın kullandığı twitter hesabında "çok ciddi askeri darbe kokusu var havada" şeklinde paylaşımda bulunduğu aktarıldı.

Sanık Özşengül'ün darbe girişimi günü internet üzerinden yayın yapan STV kanalında "Özgürlük zamanı" isimli programa katılarak, kalkışmayı destekleyen övücü söylem ve açıklamalar da yaptığı ayrıca darbecilere karşı sokağa çıkan halka karşı telkinlerde bulunduğu anlatılan mütalaada, tüm dosya kapsamı ile birlikte değerlendirildiğinde sanığın "anayasayı ihlal" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması talep edildi.

Sanık Fevzi Yazıcı'nın da örgüte müzahir Zaman gazetesinde görsel yönetmen-grafik tasarım sorumlusu olarak görev yaptığı, örgüt talimatı sonrasında Bank Asya'daki hesabında yüklü miktarda artış olduğu, örgüte müzahir olan ve KHK ile kapatılan sendikaya üye olduğu belirtilen mütalaada, sanık Yakup Şimşek ile ilgili olarak da örgüte müzahir Zaman gazetesinde marka pazarlama direktörü olarak çalıştığı, sanığın ikametinde yapılan aramada örgüt elebaşısı Gülen'in yazmış olduğu örgütsel dokümanların ele geçirildiği, yine örgüt talimatı sonrasında sanığı eşinin Bank Asya'ya para yatırdığı çocuklarının da yeni hesap açtığı, sanığın örgütün üst düzey yöneticileri Abdullah Aymaz, Hidayet Karaca, Hüseyin Kara, Alaaddin Kaya, Halit Esendir, Selman Kuzu ve Ahmet Kirmiş ile irtibatlı oldukları kaydedildi.

Darbe çağrışımı yapan reklam filmi

Mütalaada, örgütün yayın organı Zaman gazetesinin 2015 yılı güz dönemine ait kısa reklam filminin "Zaman TV" isimli youtube kanalında "Zaman gazetesi reklam filmi -Sükutun Çığlığı- Ekim 2015" ismiyle 5 Ekim 2015 günü bir dakika süreli olarak yayınlanan ve bebeği normal doğum süresine göre 9 ay 10 gün sonra (15 Temmuz 2016) darbe iması çağrıştıran ve 20 saniye süren reklam filminde olağanüstü ve tehdit durumlarında uyarı amaçlı çalınan siren sesleri eşliğinde boş görünümlü binaların, insansız sokakların olduğu terk edilmiş izlenimi veren bir yerleşim yerinin havadan çekilmiş görüntüleriyle başladığı, ardından gülen bir yeni doğmuş bebeğin ekrana geldiği, akabinde askeriyenin kullanmış olduğu zırhlı araçlara ait top sesi eşliğinde Zaman gazetesinin logosunun göründüğü, bu kısa reklam filminin sonunda duyulan top sesinin, başlangıçta gösterilen yerleşim yerinin bombalandığı algısını oluşturduğunun tespit edildiği bildirildi.

Örgüte iltisaklı birçok suçtan hakkında soruşturma yürüten Ekrem Dumanlı'nın reklam filmi ile ilgili "Sükutun çığlıklarından esinlenilerek hazırlanan reklam, hiçbir şey demeden çok şey söyleyecek" şeklinde söylemde bulunduğu anımsatılan mütalaada, FETÖ elebaşı Gülen'in vaaz ve sohbetlerinin paylaşıldığı internet sitesinde "Sükutun çığlıkları" adlı Gülen tarafından yazılan bir kitabın kapak fotoğrafının paylaşıldığı kaydedildi.

Söz konusu reklam filmi ile örgütün "şifreli ve bilinç altı mesaj verme" amacını taşıdığı, Zaman gazetesinin eski çalışanları olan tanık beyan ve değerlendirmesine göre de 9 ay 10 gün sonra darbe olacağı mesajını içerir reklam filminin 5 Ekim 2015 tarihinde yayınlandığı, söz konusu 9 ay 10 gün sonra yani 15 Temmuz 2016 tarihinde de kakışmanın gerçekleştiği anlatıldı.

Mütalaada, örgüte organik bağlı oldukları belirtilen sanıklar Yazıcı ve Şimşek'in, firari sanıklar Ekrem Dumanlı, Faruk Kardıç, Ali Çolak ve Mehmet Kamış ile birlikte söz konusu reklam filminin hazırlanıp yayınlanması ve anlatılan şekilde darbe girişimini önceden bilerek, darbe girişimine iştirak ettikleri gerekçesiyle sanıkların ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması istendi.

Mütalaada, tutuksuz sanık Sanlıman'ın örgütün yayın organlarının reklam işlerini üstlendiği ancak örgüt adına eylemde bulunduğuna dair yeterli delil bulunamadığı aktarılarak, söz konusu reklam filminin sanığın kendisine ait reklam ajansı aracılığıyla yayınlandığı belirtildi. Mütalaada, sanığın "örgüte üye olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçundan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.

Altan kardeşler

Sanık Ahmet Altan'ın FETÖ'ye müzahir olduğu gerekçesiyle kapatılan Taraf gazetesinde genel yayın yönetmenliği yaptığı, sanığın örgütün sosyal medyadaki hesabı olan "fuat avni" tarafından propagandasının yapıldığı, yine terör örgütü yöneticilerinden Said Sefa'nın başında bulunduğu "haberdar.com" isimli sitede yazılar yazdığı anlatılan mütalaada, sanığın başında bulunduğu Taraf gazetesinde Mehmet Baransu, Yıldıray Oğur ve Yasemin Çongar imzasıyla "Balyoz darbe planına" ilişkin haberlerin yayınlandığı, bu konuyla ilgili soruşturma başlatılarak, TSK içerisindeki terör örgütü mensubu olmayan subayların tasfiye edilerek yerlerine örgüt mensubu subayların getirildiği kaydedildi.

Önceden örgütün üst düzey yöneticiliğini yapan ve daha sonra ayrılan Nurettin Veren'in ifadesine yer verilen mütalaada, Veren'in, medya unsurunu en güç ismini Alaeddin Kaya'nın olduğunu, bu şahsın Gülen ile medya mensuplarının ilişkisini sağladığı, bu kapsamda, Ahmet Altan, Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak gibi gazetecilerin örgüt elebaşı Gülen ile arasındaki ilişkiyi sağladığını öne sürdüğü belirtildi.

Alaeddin Kaya ile Taraf gazetesinin arasındaki bağın da anlatıldığı mütalaada, sanık Ahmet Altan'ın Alaeddin Kaya ile bir görüşmesini Mart 2012 yılında köşesine taşıdığı, bu yazısından sonra Kaya'nın tepkisi üzerine Ahmet Altan'ın örgüt elebaşısı Gülen'den özür dileyerek, "Sırat köprüsünde sizi sırtımda taşırım" diye yazdığı kaydedildi.

Sanığın yazılarına yer verilen mütalaada, sanık Altan'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın aleyhinde yazılar yazdığı hatta 12 Mayıs 2016 tarihli yazısında "Sanırım kötü bir piyesin son perdesini seyrediyoruz. Bedeli biraz ağır oluyor ama biteceğini bilmek gene de iyi" şeklinde ifadeler kullandığı, yine sanığın darbe girişimine giden süreçte, örgüt tarafından planlanan darbe girişimine hazırlamak amacıyla birçok yazılar yazdığı ifade edildi.

Sanık Altan'ın, örgütün üst yöneticileri olan Önder Aytaç ve Ekrem Dumanlı ile de irtibatlı olduğu anlatılan mütalaada, yine örgütün yöneticilerinden olan Erkam Tufan Aytav'ın "ByLock" yazışmalarına yer verildi. Bu yazışmalarda, Aytav'ın örgüt mensuplarıyla ilgili durumun "Altanlar, Taha Akyollar, milletvekillerine...", "işte onlara duyuracağız" dediği belirtilen mütalaada, sanığın diğer sanıklar Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak ile örgüte müzahir olduğu gerekçesiyle kapatılan Can Erzincan TV'de darbe girişiminden bir gün önce yaptıkları programın içeriğine yer verildi. Mütalaada, söz konusu programda Cumhurbaşkanı aleyhine sözler sarf edildiği, ülkedeki yapılanların askeri darbelerin önünü açtığını gibi söylemlerde bulundukları anlatıldı.

-"Mehmet Altan'ın şüpheli yapmamışlar"

Mütalaada, söz konusu programda sanık Mehmet Altan'ın "Türkiye devleti içinde de muhtemelen bütün bu gelişmeleri dış dünyada daha fazla belgeleyen izleyen bir başka da yapı var. Onun ne zaman torbadan elini çıkaracağı nasıl elini çıkaracağı belli değil" dediği de bildirildi.

Sanık Mehmet Altan'ın da örgütün üst düzey yöneticileri Alaeddin Kaya, Hidayet Karaca, Cemal Uşak, Mustafa Yeşil, Önder Aytaç ile irtibatlı olduğu, sanığın evinde yapılan aramada 1 dolar bulunduğu anlatılan mütalaada, FETÖ şüphelisi polislerin yaptığı sözde "Kudüs Ordusu terör örgütü" soruşturmasında, herkesi şüpheli yaparken, Mehmet Altan'ı soruşturmaya dahil etmedikleri kaydedildi.

Söz konusu olay mütalaada şu şekilde anlatıldı:

"Emniyete sızmış FETÖ mensuplarınca 'Selam Tevhid' soruşturması olarak bilinen sözde 'Kudüs Ordusu terör örgütü' soruşturmasında, Akabe Eğitim ve Kültür Merkezi'ne yönelik yapılan izlemede, sanık Mehmet Altan'ın 1 Haziran 2012'de saat 17.51'de geldiği, yine saat 20.04 çıktığı şeklinde tespitinin yapıldığı, ancak sözde soruşturmayı yürüten şüpheliler tarafından tespiti yapılan kişiler herhangi bir delil aranmaksızın soruşturmaya şüpheli olarak dahil edilirken, Mehmet Altan soruşturmaya dahil edilmemiştir."

Mütalaada, sanık Mehmet Altan hakkında da yine örgütün yöneticilerinden olan Erkam Tufan Aytav'ın Bylock yazışmalarına yer verildi. Yazışmalarda, Aytav'ın Abant toplantısı ile ilgili başka bir örgüt mensubu ile yaptığı görüşmede, "(Abant platformu) 80 bin TL maliyeti olacak yapalım mı? Para konusunda yardımcı olunabilir mi? Mehmet Altan, Mümtazer Türköne ile görüştük 'yapalım' diyorlar. Bir sorum daha var. Vakfa yönelik bir tehlike arifesinde Cemal Bey'in yerine 15 günlük nöbetçi başkanlar olsun diyoruz. (bu konuya ) Türköne ve Altan 'tamam' dedi." şeklinde ifadelerin yer aldığı belirtilen mütalaada, sanığın yazdığı yazılar ile örgüt ideolojisi ve doğrultusunda kamuoyu oluşturmaya çalıştığı anlatıldı.

Sanık Nazlı Ilıcak'ın da örgüte müzahir gazetelerde yazılar yazdığını, 2012 yılında "Her taşın altında The Cemaat mi var?" isimli bir kitap yazdığı ifade edilen mütalaada, kitapta, örgütün eylemleri konusunda dezenformasyon faaliyetinde bulunduğu, sosyal medya hesaplarından, örgütün propaganda aracı olan sosyal medyadaki hesapları sürekli olarak paylaştığı, örgütün yöneticileri olan Ekrem Dumanlı, Halit Esendir, Harun Tokak ve Akın İpek ile irtibatının bulunduğu belirtildi.

Sanık Ilıcak'ın Koza İpek grubundan 15 ayrı işlemde toplam 342 bin lira havale aldığı belirtilen mütalaada, sanığın ikametinde ele geçirilen "Bloknot"un içerisinde yer alan notlara da yer verildi.

Mütalaada, sanık Ilıcak ve diğer sanık Altan kardeşler hakkında "anayasayı ihlal" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi.

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Fetö'nün Medya Yapılanmasının 'Darbe Çağrışımı' Davası - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement