Gül 5.harald Basın Toplantısı

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, AB katılım müzakerelerinde 3 yıl aradan sonra yeni faslın açılmasına ilişkin, "Yeni bir faslın açılması tabii önemli bir adım ama muhakkak ki diğer fasılların da açılması gerekir" dedi.

Cumhurbaşkanı Gül, resmi davetlisi olarak Türkiye'de bulunan Norveç Kralı 5. Harald ile yaptığı görüşmelerin ardından, düzenlenen ortak basın toplantısında, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Gül, Norveçli bir gazetecinin ülkesinin Suriye konusundaki yardımlarını yeterli bulup bulmadığını sorması üzerine, Suriye'de büyük bir trajedinin yaşandığnı, Suriye halkının yarısının neredeyse mülteci durumuna geldiğini ifade etti.

Komşu olması nedeniyle, 600 bin civarında Suriyeli'nin Türkiye'ye geldiğini, bunlardan 200 bininin çadırlarda yaşadığını ve ihtiyaçlarının karşılandığını dile getiren Gül, "Şimdiye kadar 2 milyar dolar civarında bir harcamamız olmuştur. Ama bu insanlığın gereği olduğu için bunu yapmaktan mutluyuz. Bunun bir onur olduğuna inanıyoruz. Tabii ki uluslararası camianında çeşitli katkıları olmaktadır ama bunu burada itiraf etmek durumundayım ki uluslararası camiadan çok ciddi bir katkı yoktur" dedi.

Başka ülkelerde de çok sayıda insanın bulunduğuna dikkati çeken Gül, Norveç'in duyarlılığına teşekkür ettiklerini belirterek "Şüphesizki daha fazla ilgiyi her zaman bekleriz" diye konuştu.

Başka bir Norveçli gazetecinin, "Ülkenizdeki insan haklarını nasıl görüyorsunuz?" sorusu üzerine de Gül, "Samimiyetle ifade etmek isterim ki geçmişte bu konularda bizim, eksikliklerimiz vardı. Biz de bunun farkındaydık. Onun için hükümetimiz, Türkiye Büyük Millet Meclisimiz, parlamentomuz büyük bir elbirliği içinde son yıllarda çok köklü reformlar yaptık ve Türk demokrasisinin standartlarını çok yükselttik" açıklamasında bulundu.

İnsan hakları standartlarının yüksek olmasının ülkelere daima onur vereceğinin altını çizen Gül, şunları kaydetti:

"Biz de daima bundan onur duyarız. Halkımızın, vatandaşlarımızın en gelişmiş demokrasilerdeki gibi özgürlüklerini, düşüncelerini çok rahatlıkla kullanmaları o ülkenin onurudur. O açıdan şunu bugün söyleyebilirim ki Türkiye  geçmişteki noksanlıklarını yükseltmiştir. Şüphesiz ki iyileşmenin sonu yoktur. Eminim ki sizin ülkenizde de bir sürü tenkipler, bir sürü yeni talepler söz konusu olabilir, Amerika Birleşik Devletleri'nde de başka ülkelerde de olabilir ama önemli olan şey bu konudaki bakıştır, zihniyet meselesidir. O açıdan Türkiye'nin bugünkü zihniyeti, hepimizin, ülkeyi yönetenlerin  insan hakları meselesin çok önemli olduğunu ve hepimizin buna çok önem verdiğimizi  ve bu konuda herhangi bir talep olduğunda bunlara duyarsız kalmadğımızı, kalmayacağımızı da ifade etmek isterim."

-AB ile müzakereler

Cumhurbaşkanı Gül, AB katılım müzakerelerinde 3 yıl aradan sonra yeni faslın açılmasına ilişkin bir soruyu yanıtlarken de AB ile müzarekerde uzun bir süreli duraklama olduğuna dikkati çekti.

Gül, şunları söyledi:

"O bakımdan yeni bir faslın açılması tabii önemli bir adım ama muhakkak ki diğer fasılların da açılması gerekir. Ben her zaman şunu ifade ettim; önce önemli olan şey müzakereleri tamamlamak. Müzakereleri tamamladıktan sonra tam üyelik konusu, bazı ülkelerin aldıkları refarandum kararları var, onlara bağlı. Onun için Türkiye olarak bizim hedefimiz tam üyelik müzakerelerini kesinlikle başarılı bir şekilde tamamlamak. Bunun içinde AB üyesi ülkeler, bizim müzakere sürecimizi tıkamamaları lazım. Nihayette siyasi kararlar verilecektir ilerde, bu anlamda Norveç en iyi örnektir. Zaman zaman Norveç örneğini de veriyorum biliyorsunuz. Belki müzakereleri bitirdikten sonra Türk halkı da Norveç gibi olmak ister veyahut da Fransızlar, referandum kararı aldılar 'Hayır' diyebilirler. Bunları hiç bugün tartışmamamız lazım. Bunlar bugünün konusu değil, özellikle ben AB'deki muhataplarımıza hep söylüyorum, buna bugün hiç uğraşmamamız lazım. Bugünün konusu müzakerelerin başarıyla bitirilmesidir."

"Müzakereleri başarıyla bitirmek demek, AB müktesebatını, standartlarını her alanda üstlenmek demektir" ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Gül, "Bundan da herhalde her AB üyesi ülkenin memnun olması gerekir. Ayrıca bu sürecinde Türk ekonomisini, Türk demokrasisini, Türk hukuk yapısını güçlendirdiği de gayet ortadadır. O açıdan biz bu hedeflerimize sıkı sıkı bağlı olacağız. Nihai durum, o siyasi bir konudur. Günü geldiğinde ortaya çıkacaktır. O zaman da eminim ki Türkiye'nin değerini bugün tereddütle karşılayan bazı üye ülkeler çok daha iyi takdir edeceklerdir" değerlendirmesini yaptı.

- Ankara