
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün atadığı ilk rektör olan Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Rektörü Fazıl Tekin, yeni ders yılı açılış töreninde, Türkiye'yi bölmek isteyenlere karşı birlik mesajları vererek, YÖK'ün hükümetlerle işbirliği içinde stratejiler geliştirmesini, üniversitelerde yıkıcı çatışma ve egemenlik arayışına son verilmesi istedi.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi'nin 2007-2008 eğitim ve öğretim yılı açılış töreni, Meşelik Kampusü'ndeki spor salonunda yapıldı. Törende konuşan ESOGÜ Rektörü Fazlıl Tekin, yeni öğretim yılında öğrenci odaklı bir cumhuriyet üniversitesi olarak Atatürk ilke ve devrimleri ışığında Türkiye Cumhuriyeti'nin yükseltilmesi için çalışacaklarını söyledi. Üniversitede sahip olduklarının değerini bilerek, bilimsel güce inanarak, başarı düzeyini daha yükseklere çıkarmak, bilgi üretmek, öğretim kalitesini
arttırmak, ülkenin gereksinim duyduğu birikimli, yetenekleri gelişmiş girişimci insan gücü yetiştirmeyi hedeflediklerini belirten Prof. Dr. Tekin, "Dünyanın bir çok ülkesinin geçmişte ve günümüzde değişik amaçlarla yakından ilgilendiği en güzel ve en önemli coğrafyalardan birinin üzerinde bulunuyoruz. Bulunduğu coğrafya, tarihte ülkelerin kaderi, huzur ve geleceği üzerinde önemli rol oynadı. Günümüzde, Ortadoğu'daki ülkelerin ve ülkemizin sınırlarını adeta tartışmaya açmak isteyen sanal haritaların varlığı
ve diğer olaylar hepimizce bilinmektedir. Böyle bir ortamda bizi bağımsızlık savaşına sürükleyen sebeplerden biri olan Sevr'i, bazılarının ileri sürdüğü görüşlere karşın unutmaya ve unutturmaya hakkımız olmadığını düşünüyorum" diye konuştu.
ABD'NİN ERMENİ SOYKIRIMI KARARINA KINAMA
Rektör Fazıl Tekin, Türkiye'nin dünyadaki konumu ve dinamik dünya koşulları sebebiyle tarihsel süreçte olduğu gibi cumhuriyetin temel niteliklerine karşı koymak isteyenlerin olduğunu kaydederek, şunları söyledi:
"Bugün de üniter devlet yapımızı yıkmak, milletimizi ve ülkemizi bölmek isteyenler vardır. Gelecekte de olacaklardır. Ancak, bunlara karşı hepimizin birey, kurum ve kuruluşlar olarak tek devlet, tek millet, tek bayrak ve tek dil ülküsüyle hareket edeceğimizden kimsenin kuşkusu olmamalıdır. Bize demokrasi, insan hakları ve düşünce özgürlüğünü kendi tekellerindeymiş gibi sunan ABD Dış İlişkiler Komisyonu'nun Ermeni meselesi ile ilgili aldığı siyasetin, tarih, akıl ve bilimin önüne geçirildiği kararı
şiddetle kınıyoruz."
"YÜKSEKÖĞRETİM YENİDEN YAPILANDIRILMALI"
Üniversite sistemine ilişkin düşünce ve görüşlerini de aktaran Tekin, "Türkiye'de yükseköğretim konusunda çeşitli taraf ve aktörlerin (üniversite-devlet, üniversite-hükümet, üniversite-bakanlık, üniversite-toplum, üniversite-ekonomi) ilişki ve etkileşiminin bir sistem bütünlüğü içinde, çok yönlü olarak yeniden düşünülüp, tanımlanması ve yerel bir zemine kavuşturulması gerekir. Dünyada soğuk savaş döneminin sona ermesi ve ülkelerin milli güvenlikle ilgili kavram ve stratejilerini yeniden belirlemeleri
sürecinde, Türkiye'nin de yükseköğretimi, stratejik bir alan olarak ülkenin geleceğinin kurgulanmasında temel aktör olarak yeniden yapılandırılması gerekir. Üniversite yapısı içinde yer alan her kurulun katılımcılık ilkesine bağlı olarak gerek üniversite içinden, gerekse üniversite dışından temsili üyelerin yer aldığı kurullara dönüştürülmesi ve yöneticilerin bu kurullara hesap vermesi sağlanmalıdır. Üniversitelerde her düzeydeki yönetici kadrolarına seçim ve atamalarda ve öğretim elemanı istihdamında,
ideolojik ve siyasi tercihleri ortadan kaldıracak yeterliliğe dayalı objektif ölçütlerin geliştirilmesi gerekir. Rektör ve dekan atamalarında işlevsiz seçimler yerine, aranacak belirli ölçütlere ve yeterliliklere dayalı olarak aday belirlemede belirli kurulların etkin konuma getirilmesi ve üst yöneticilerin bu konuda sadece onay makamı olması gerekir" ifadelerini kullandı.
"ÜNİVERSİTELERİN BİRBİRİNE BENZETİLMESİ YERİNE KENDİ FARKLILIKLARI KORUNMALI"
Prof. Dr. Fazıl Tekin, üniversitelerde stratejik önem ve öncelikleri olan alanlar dışında, bütün bölümlerde bir norm kadro uygulamasının sağlanmasını ve böylece öğretim elemanı israfına son verilmesi gerektiğini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Üniversitelerde belirli fakülte ve birimlerin diğerleri üzerinde egemenlik kurması, kaynak kullanımında birimlerarası adaletsizliğin ortadan kaldırılması ve eşitliğin sağlanması temelinde, işbirlikçi, disiplinlerarası çalışmayı özendiren bir kurumsal kültür oluşturulmasına dönük önlemler alınmalı. Topluma açık ve hesap verebilir üniversite anlayışına dayalı olarak üniversite yönetiminde toplum ve devletin temsilcilerine yer verilmeli. Programların oluşturulmasında toplumun beklentileri ve bilgi
ekonomisinin gerekleri göz önüne alınmalı, bu konuda işbirlikleri oluşturulup geliştirilmelidir. Üniversitelerde evrensel değerlere dayalı bir akademik özgürlük anlayışı yerleştirilmelidir. Bu bağlamda öğretim üyeleri üzerindeki psikolojik baskılar ortadan kaldırılmalı, öğretim üyelerinin düşünce ve ifade özgürlükleri güçlendirilmelidir. Türkiye'de üniversite kapılarında bekleyen ve yükseköğretim görme talebinde bulunan genç kitlenin bu talebini karşılamaya dönük ivedi çözümler bulunmalı. Eğitimde nitelik
ve kapasite kaygısıyla bunlara karşı çıkmaktan vazgeçilerek, üniversite sayısının artırılması için hükümetlerle işbirliği içinde stratejiler geliştirilmelidir. Uzaktan eğitim konusu, belirli üniversitelerin teoü kendi tekellerindeymiş gibi sunan ABD Dış İlikelinde olan bir konu olarak algılanmayıp, bütün üniversitelerin internet ortamında e-öğrenme kapsamında yüksek lisans ve doktora programları başta olmak üzere kurumsal bir kapasite oluşturma yolunda derhal çalışmalara başlanması, bunun için yasal
düzenlemeler ve denetimin sağlanması gerekmektedir. Üniversitelerde proje tabanlı ve sorun çözme merkezli bir öğrenme anlayışı yerleştirilmeli, öğrenci merkezli bir eğitim anlayışı kurumsallaştırılmalıdır. Üniversite toplumunu oluşturan öğretim elemanı, öğrenci ve diğer çalışanlarda yaşanan motivasyon krizi üzerinde ciddi şekilde düşünülmeli. Gerek kurum içi, gerekse üniversite ile devlet ve hükümetler arasında yaşanan yıkıcı çatışma ve egemenlik anlayışına son verilmeli. Müzakere ve koalisyon oluşturma
ve birlikte yaşamayı öğrenme anlayışına dayalı, farklılıkları besleyen ve farklılıklardan yararlanan, üniversitelerin birbirine benzetilmesi yerine kendi farklılıklarını koruyarak kendi kurumsal kültürlerini oluşturup, güçlendirebilecekleri esnek bir yönetim ve kurum kültürünün oluşturulması gerekmektedir."
Öğrenciler adına Serdar Zavrak ile Eskişehir Valisi Kadir Çalışıcı'nın da birer konuşma yaptığı tören esnasında, Kürşat Yılmaz adlı güvenlik görevlisi baygınlık geçirdi. Prof. Dr. Arif Akşit'in ilk müdahalede bulunduğu görevli, ambulansın hazır bekletilmediği salona çağrılan 112 Acil Servis ekibi tarafından kampus içindeki üniversite hastanesine kaldırıldı. Bu arada, tribündeki bir çok koltuğun boş kalması dikkati çekti.
Eğitim Fakültesi Dekanı Naci Ekem'in "Türk Dili Bilinci ve Yeterliliği" konusunda ilk dersi verdiği törene, Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, Anadolu Üniversitesi Rektörü Fevzi Sürmeli, çok sayıda yetkili, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.
(OÖ-İHS-ÖK-Y)
Son Dakika › Güncel › Gül'ün Atadığı İlk Rektörün İlk Mesajı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?