"Hayalden Hakikate Yarım Asırdır Devam Eden Avrupa Birliği Yolculuğu" Konferansı

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye'de çözüm sürecinin devam ettiğini belirterek,  "Başarılı bir şekilde de devam ediyor. Aslında yaşanan son günlerdeki bazı olumsuz gelişmelerin (Taksim Gezi Parkı'ndaki olaylar), bunu çekemeyen çevrelerin de etkisiyle abartıldığı ve büyük bir fitne mekanizmasıyla, adeta yangına benzinle gidildiği de aşikardır" dedi.

Yıldız Sarayı Vakfı ve Kültür Bakanlığı Yıldız Sarayı Müze Müdürlüğü işbirliğiyle düzenlenen "Saray Akademi Yıldız" projesi çerçevesinde gerçekleştirilen, "Hayalden Hakikate Yarım Asırdır Devam Eden Avrupa Birliği Yolculuğu" konulu konferans, Yıldız Sarayı Tiyatro Salonu'nda yapıldı.

Konferansa  konuşmacı olarak katılan AB Bakanı ve Başmüzakereci  Egemen Bağış, Yıldız Sarayı'nda yer alan  tiyatro salonunda konferansa katılmaktan dolayı mutluluk duyduğunu belirterek, tiyatronun tarihiyle ilgili de bilgi verdi. Türkiye'nin AB kimliğini sorgulanmanın hiç kimsenin haddi olmadığını belirten Bağış, AB sürecinde en büyük engel olan önyargıları kırmakta herkesin atması gereken adımlar olduğunu söyledi. Türkiye'ye önyargısı olan birçok kişinin de aslında Türkiye'ye gelmemiş olduğuna dikkati çeken Bağış, "Türkiye'nin kendini tanıtmak ve anlatmakta çok ciddi sorunları var. İşte birkaç gündür ülkemizde bazı olaylar yaşanıyor. Bu olayların özellikle bazı dış medyanın yansıtmasının yarattığı intiba maalesef gerçek Türkiye fotoğrafıyla alakasasız bir intibadır. Türkiye, AB sürecinde o kadar çok şey yapmışken, Türkiye tarihinin en demokratik, en şeffaf, en müreffeh en özgüvene sahip dönemindeyken,  dışarıya verilen intiba maalesef bunun tam tersidir. Demek ki, biz bu ön yargıları kırmak için uğraşırken, birileri de artırmak için uğraşıyor. Ona karşı hepimizin ortak mücadele sergilemesi gerekir diye düşünüyorum" dedi.

Türkiye'nin AB sürecinin aslında hayalden hakikate bir yolculuk olduğunu ifade eden Bakan Bağış, şunları kaydetti:

"Bizim devlet politikamız her zaman insanlarımıza daha iyiyi yaşatmak ve daha yüksek standartlara ulaştırabilmek adına kurulu olmuştur. Bu süreç Türkiye'nin farklı kesimlerinin buluştuğu platformlardan biri olmuştur. Bu süreci tarihsel olarak başlatan ve ilk başvuru yapan rahmetli Adnan Menderes'tir. 31 Temmuz 1959'da Türkiye ilk başvuruyu yapmıştır ama o başvuruyu resmileştirip Ankara Anlaşması'nı imzalayan da 1963 yılında rahmetli İsmet İnönü'dür. Türkiye'nin o günden bugüne kadar gelmiş geçmiş bütün hükümetlerinin aslında bir devlet politikası olarak görüp, üzerine yoğunlaştıkları ve vatandaşlarımızın yaşam kalitesini artırmak için emek verdikleri bir süreç olmuştur. O yılların Türkiyesi bugünkü gibi değildi. 1959 Türkiyesi'nin toplam 14 üniversitesi vardı. Bugün ise 200 üniversiteye yaklaştık. O günlerin Türkiyesi'nin kişi başına düşen geliri 350 dolardı ve bugün 11 bin doları yakaladık. Fakat 25 bin dolar hedefiyle kenetlenmiş bulunmaktayız. O yılarda Türkiye'nin yıllık turizm geliri, 9 milyon dolardı. Bugün 30 milyar dolar sadece turizmden ülkemize her yıl fon aktarımı söz konusu. Bugünün Türkiyesi bu noktaya gelebildiyse, çok daha büyük hedefleri varsa ve  dünyanın en güçlü 10 ekonomisinden biri  olma konusunda bir azim sergileyebiliyorsa, bunda Avrupa Birliği sürecimizin çok önemli bir rolü var."

-Gezi Parkı'nda yaşanan olaylar-

Türkiye'de son dönemlerde yaşanan Gezi Parkı'ndaki eylemlere de değinen Bakan Bağış, "Bugün Türkiye'de 'çözüm süreci' devam ediyor. Başarılı bir şekilde de devam ediyor. Aslında yaşanan son günlerdeki bazı olumsuz gelişmelerin,  bunu çekemeyen çevrelerin de etkisiyle abartıldığı ve büyük bir fitne mekanizmasıyla,  adeta yangına benzinle gidildiği de aşikardır. Mayıs 2013, iddia ederek söylüyorum, belki de Cumhuriyet tarihindeki en başarılı aylarımızdan bir tanesidir. Mayıs 2013'te ne oldu? Mayıs 2013'te çözüm sürecinde çok önemli bir adım atıldı. 40 yıllık bir bela ortadan kalkıyor ve terör örgütü eylemlerine son vermekle kalmadı. Artık topraklarımızı terk etmeye başladığını ilan etti" diye konuştu.

IMF'ye olan borçların son taksidinin ödenmesini, İstanbul'da 3. havalalanı projesini ve işsizlik rakamlarındaki düşüşü Mayıs ayının olumlu gelişmeleri olarak sıralayan Bakan Bağış, sözlerine şöyle devam etti:

"Ben bu eylemleri yapanların önemli bir kısmının, özellikle başlatanların samimi duygularla, gerçekten çevre ve ağaç sevgisiyle bunu başlattıklarına inanıyorum. Fakat maalesef yaşanan süreçteki iki yanlış bir doğru yapmaz. Bu süreç tamamen o iyi niyetli insanların kontrolünden çıkmıştır. Farklı kesimlerin, farklı çabaların ve kötü bir takım emellerin kurbanı olma riskiyle başbaşa kalmıştır. Peki burada gündeme getirilen ifade, gösteri yapma ve eylem yapma özgürlüğünün AB sürecindeki karşılığı nedir? Çözüm süreci aslında Avrupa Birliği sürecinden ayrı değerlendirilecek bir süreç değildir. Ecdad 'insanı yücelt ki, devlet yücelsin' derken, 'şu insanı yücelt ama bunu yüceltme' dememiştir. Bütün insanları yüceltmekten bahsetmiştir."

Türkiye'nin AB üyelik sürecinde attığı adımlardan bahseden Bakan Egemen Bağış, Türkiye'de geçmişte insanların etnik kökenlerini ve anadillerini söylemeye korktuklarını anlattı.

Bağış, "20 yıl önce başbakan ve cumhurbaşkanları bile 'Kürdüm' demeye korkuyordu. Aynı ülkede bugün devletin televizyonu günde 24 saat Kürtçe yayın yapabiliyor. Mahkumlar kendilerini ziyaret eden anneleriyle anadillerinde konuşabiliyor" dedi.

Bakan Bağış, konferanın sonunda, vatandaşların AB süreci ve vize işlemleriyle ilgili sorularını da yanıtladı. Bakan Bağış'a Yıldız Sarayı Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Arzu Enver Eroğan, üzerinde Yıldız Sarayı ve Sultan İkinci Abdülhamid'in görsellerinin bulunduğu, 'ilk gün' damgalı özel gün pulu ve zarfı hediye etti. -