İNCİ GÜNDAĞ/GÖKHAN KURTARAN - Romanya ve Bulgaristan vatandaşlarının Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde çalışmasına konan sınırlamaların 1 Ocak 2014'te kalkacak olması, göçmenler için cazibesini her daim koruyan İngiltere'yi yeni bir göç dalgası olasılığına karşı endişelendiriyor.
Bulgaristan ve Romanya'dan gelebilecek olası bir göç dalgasına karşı yakın zamanda bir takım yeni kısıtlamaların uygulanabileceği yönündeki tartışmalara ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Londra King's College Avrupa ve Uluslararası Çalışmalar Öğretim Üyesi Christos Kourtelis, "Kısıtlamanın arkasındaki nedenler ekonomik değil ancak bu tür kısıtlamalar, AB'nin sosyal dokusunda değişiklikler için Avrupalıların korkularını yansıtıyor" dedi.
Kourtelis, Bulgar ve Rumen vatandaşlarına yönelik uygulanması planlanan olası yeni kısıtlamaların AB yasalarıyla uyuşmadığının belirterek, "(Kısıtlamayı isteyenler) AB'nin temel değerlerini hiçe sayıyorlar. AB üyesi olarak İngiliz hükümetinin AB antlaşmalarına karşı kafa tutan bu kısıtlamaları nasıl yürürlüğe koyacaklarını anlamıyorum" ifadelerini kullandı.
"Korkuların bilimsel yanı yok"-
İngiliz hükümetinin, ülkenin "Bulgar ve Rumen akınına uğraması" korkusunun hiçbir bilimsel bilgiye dayanmadığının savunan Kourtelis, "Birçok tahmin yürütülüyor ve hepsi daha önceki vakalara dayandırılıyor" ifadesini kullandı.
İngiltere'nin 2014 yılında yeni bir göçmen akını ile karşılaşabileceği yönündeki endişeleri ilişkin, Londra Queen Mary Üniversitesi Uluslararası Politikalar Öğretim Üyesi Dr. Lee Jones ise "Artış yaşanacağını düşünüyorum ancak bir 'akın' olacağını sanmıyorum" dedi.
Jones, şöyle devam etti:
" Hükümet, bir süredir yürüttüğü reklam kampanyalarıyla AB üyesi ülkelerden gelecek göçmenleri caydırmaya çalışıyor zaten. Bulgar ve Rumenlerin, İngiltere'nin 'süt ve bal ülkesi' olmadığını, İngiliz ekonomisindeki durgunluğa bakarak yeterince anlıyorlar. Eğer büyük ölçekli bir göç olsa bile, tüm bilimsel deliller, göçün, net ekonomik çıktıyı artırtığını gösteriyor. Yani göçmenler tükettikleri kaynaklardan çok daha fazla üretiyor."
Jones, İngiliz hükümetinin uyguladığı katı kemer sıkma politikası sebebiyle hali hazırda İngiltere'de üniversite mezunlar arasında işsizliğin çok yüksek olduğunu belirterek, iş bulmak konusundaki sıkıntının Romanya ve Bulgaristan'dan gelecek üniversitede mezunları için de geçerli olabileceğine dikkati çekti.
Genellikle göçlerin daha önceleri Polonya örneğinde de görüldüğü üzere inşaat ve inşaatla ilgili beden gücü gerektiren sektörlerde olduğunu belirten Jones, İngiliz vatandaşlarının, AB ülkelerinden gelen göçe sınırlama getirilmemesi halinde birlikten çıkılması yönünde oy kullanacakları yönündeki ifadelere ise katılmadığını söyledi.
Jones, "Muhafazakarlar, sınırlı sayıda olan destekçilerini kaybetmeyi önlemek için umutsuz bir girişimle, İngiltere'yi Avrupa'dan izole etmeye, AB ile antlaşmaları bozmaya, potansiyel göçmenlere karşı hoşgörüsüz bir tavır almaya hazırlanıyorlar" dedi.
"Göçmenlerle ilgili endişeleri kınıyorum"-
İstihdam ortamını zedeleyen asıl unsurun, göçmenlerin İngiltere'ye gelmesinden daha çok, İngiliz hükümeti ve diğer AB ülkeleri tarafından uygulanan kemer sıkma politikalar olduğunu belirten Jones, "Romanların çalıştıkları işe bağlı kalmadığını ve bu nedenle suç işleyeceklerini varsayan bazı yayınlar, sürekli Roman göçmenlerle ilgili hususi endişelere yer veriyor. Bunu tamamen kınıyorum" ifadelerini kullandı.
Aslında İngiltere'ye gelen göçmenlerin sanılanın aksine İngiliz vatandaşlarının işini ellerinden almadığını belirten Jones, "AB'den İngiltere'ye daha iyi bir yaşam için gelen göçmenler, çoğunlukla İngilizlerin yapmayı reddettiği işleri yapıyor" diyerek göçmenlerin ülke ekonomisine katkı yaptığını vurguladı.
-Göçmenlere kısıtlama tartışmaları-
Geçen haftalarda İngiliz basınına sızan ve öneri niteliğinde olan İçişleri Bakanlığı belgesine göre bakanlığın, AB'den Birleşik Krallık'a gelen yıllık göçmen sayısını düşürebileceği iddia edilmişti. Bu iddiayı takiben İngiltere Başbakan Yardımcısı ve Liberal Demokrat Parti Genel Başkanı Nick Clegg, İçişleri Bakanlığı'nın AB'den gelen göçmen sayısına sınırlama getirilmesi yönündeki planının "yasa dışı ve uygulanamaz" olduğunu ifade etmişti.
İngiliz hükümetinin ortaklarından Liberal Demokrat Parti üyesi Vince Cable da yakın zamanda göçmen sayısına herhangi bir sınırlama getirilmeyeceğini söyleyerek, serbest dolaşım kurallarında daha fazla değişiklik yapılmaması gerektiğini kaydetmişti.
Hükümetin göçmen sayısını sınırlama planlarını değerlendiren Jones, "Avrupalı göçmen sayısına sınırlama getirilemez, çünkü arada serbest dolaşım anlaşması var. Anlaşmayı yeniden müzakere etmek gerekecektir, öylece tek taraflı olarak bozulamaz. Bu durum, Muhafazakar Partililer gibi anti-göçmen partilere sorun yaratıyor çünkü İngiltere'ye gelen göçmenlerin yüzde 80'inden fazlası AB ülkelerinden geliyor. Yani açık sınır bağlamında aslında göçmen sayısını düşüremezler" dedi.
İlk üç ay işsizlik, kira yardımı başvurusu yok, sınırdışı var-
Göçmenlerin özellikle AB yasalarından doğan hakları çerçevesinde İngiltere devletinin yardımlarından faydalanması kamuoyunda sıklıkla tartışılıyor. İngiltere Başbakanı David Cameron da birçok kez AB içinden gelen göçmenlerin İngiliz sisteminin maddi olanaklardan ve devlet yardımlarından faydalanmasından duyduğu rahatsızlığı dile getirmişti.
Cameron, AB ülkelerinden İngiltere'ye gelen göçmenlerin ülkeye gelir gelmez devletten işsizlik ve kira gibi yardımlar alamayacağını, üç ay beklemeleri gerekeceğini söylemiş, İngiliz toplumunun haklı olarak, göçmenlerin bu ülkeye gelerek kamu hizmetlerini ve devlet yardımı sistemini suistimal etmelerinden endişe duyduğunu vurgulamıştı.
İngiliz medyasında olası düzenleme kapsamında İngiltere'ye gelen göçmenlerin eğer geliş amaçları çalışmak değilse, örneğin dilenerek yaşamaksa, söz konusu göçmenlerin sınır dışı edebileceği ve ülkeye yeniden girişlerine de bir yıl boyunca izin verilmeyebileceği tartışılıyor.
Ekonomik olarak İngiltere göç için hala cazip mi?-
Ulusal Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü'nün araştırmasına göre, 2007 yılından itibaren Bulgaristan ve Romanya'dan en güçlü göç dalgası İspanya'ya yaşandı.
Resmi ekonomik veriler ise İngiltere'nin halen yeni yasayla birlikte göçmenler için cazip bir tercih olabileceğini gösterir nitelikte. Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) Dünya Ekonomik Görünüm 2013 raporunda, geçen sene sonu itibariyle kişi başına düşen milli gelirde Bulgaristan 14,102 dolar ile 69. sırada, Romanya ise 12,722 dolar ile 76. sırada yer alıyor. Öte yandan İngiltere ise kişi başına düşen milli gelir sıralamasında 36,569 dolar ile tüm ülkeler arasında 21. sırada geliyor.
Öte yandan 2008 ekonomik krizi ile ekonomik dengeleri diğer Avrupa Birliği ülkeleri gibi sarsılan ve yakın zamanda yeniden ekonomik büyüme ile istihdam yaratmaya başlayan İngiltere'deki genç işsizlik oranı da Romanya ve Bulgaristan'a kıyasla ciddi oranda düşük seviyede değil.
Eurostats'ın verilerine göre, 2012 yıl sonu itibariyle Romanya'daki genç işsizlik oranı yüzde 22,7 iken, Bulgaristan'da yüzde 28,1 ve İngiltere'de yüzde 21 seviyesinde kaydedildi. Eurostats verilerine göre, genel işsizlik oranı ise geçen yıl sonu itibariyle Bulgaristan'da yüzde 12,3 ile üç ülke arasında en yüksek seviyeye ulaşırken, Romanya'nın işsizlik oranı yüzde 7,0, İngiltere'nin genel işsizlik oranı yüzde 7,9 seviyesinde kaydedildi.
Avrupa'nın en yoksul ülkeleri arasında yer alan Romanya ve Bulgaristan 2007 yılında Avrupa Birliği'ne katıldığında bu ülkelerden kitlesel bir göç olabileceği endişesiyle, çalışma hakkı beş yıl ile sınırlandırılmıştı. Bu sınırlamanın 1 Ocak 2014 itibariyle kalkmasıyla birlikte yeni yılın ilk gününden itibaren Bulgaristan ve Romanya vatandaşları diğer AB vatandaşları ile eşit haklara sahip olacaklar. - London, City of
Son Dakika › Güncel › İngiltere Yeni Yıla 'Göç Dalgası' Korkusuyla Giriyor - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?