Hdp Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, İstanbul'da Rum, Süryani, Ermeni ve Yahudi toplumunun temsilcileriyle kahvaltılı toplantıda buluştu. Beyoğlu'ndaki bir otelde gerçekleşen toplantının basına açık bölümünde konuşan Demirtaş, Mecidiyeköy'deki Koza İpek Grubu'na ait Kanaltürk TV, Bugün ve Millet gazetelerinin bulunduğu bina önündeki arbede ve kayyumun binaya girişini değerlendirdi.
Demirtaş, "Güne iyi başlamadık. Sabah bir basın yayın kuruluşuna zorla el koyma zulüm uygulamasıyla başladık. Çok mu şaşırdık, yok. Burası maalesef AKP Türkiye'si... Çok uzun süredir benzer uygulamalar, şu veya bu düzeyde hukuksuz, anayasaya uymayan, hiçbir iç hukukumuzda veya uluslararası hukukta yeri olmayan çok sayıda uygulama ile karşı karşıyayız" dedi.
Uygulamanın kabul edilemez olduğunu belirten Demirtaş, "Bu baskı uygulamaları belki bir medya grubuna yönelik gibi görünüyor. Ancak toplumun tamamı hedefleniyor. Basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü, en geniş tanımıyla düşünce özgürlüğü, hak ve özgürlüklerin anasıdır. Onun ihlal edildiği yerde geri kalan hiçbir özgürlüğü koruyamazsınız. Yaşam hakkı en kutsal olandır ama yaşam hakkını koruyabilmenin ilk şartı düşünce özgürlüğüdür" diye konuştu.
"BİZ TEK'LİĞİ REDDEDİYORUZ"
Demirtaş, Türkiye'nin bütün 'öteki'leriyle beraber yeni bir gelecek inşa etmenin mümkün olduğunu vurgulayarak, "En büyük eksiğimiz birleşmek ve bir arada duramamaktır" dedi. Demirtaş, şöyle devam etti:
"HDP'nin varlığı bu eksikliği gidermek üzere ortaya çıkmış bir partidir. Bir yandan bize 'tek'lik dayatılırdı ki halen daha dayatılıyor. Tek olmalıyız, yoksa bölünürüz; tek olmalıyız, düşmanlar etrafımızı sarmış durumda; tek olmazsak perişan oluruz...Oysa bize dayatılan kavramın kendisi toplumdaki en büyük arıza nedenidir. Biz, tek'liği reddediyoruz, ancak yerine bir şey koymamız lazım. Biz ona HDP olarak 'birlik' diyoruz. Herkesin kendi öz varlığıyla, her şeyiyle birlikte, onları inkar etmeden, korku, kaygı gerekçesi olmadan veya ötekileşmeden, ötekileştirmeden, nar gibi bir kavuk içinde çok sayıda tanenin bir arada durabilmesidir. Bizce gelecek Türkiye'sinin inşa edilmesinde birlik kavramı ana kavramdır, etrafında birleşmemiz gereken kavramdır."
YENİ ANAYASAYA HAKKINDA
Selahattin Demirtaş, geleceğin inşa edilmesinde 3 temel sorunun olduğunu ve bunun çözümü için yeni bir anayasanın yapılması gerektiğini vurguladı. Demirtaş şöyle konuştu:
"Birincisi, toplumun çoğulcu yapısına uygun yeni bir anayasa, yeni bir vatandaşlık tanımı, tek tip yerine çoğulcu bir ulus anlayışını, bizi bir arada tutacak değerler sistemini anayasada tanzim edebilmek. İkincisi, böylesine çoğulcu bir ulus yapısına uygun bir devlet yönetimi ve biçimi...Tekçi bir ulusun tekçi bir devlet modeli olur. Çoğulcu bir ulusun çoğulculuğa uygun bir devlet yönetme biçimi olur. O da diktatörlük, tek adamlık değildir. Hatta tek parlamento değildir. Bizim buradaki önerimiz, özyönetim, yerinden yönetim, özerklik gibi, kavram olarak neyi kullanırsanız... Nihayetinde, yerel parlamento dediğimiz denetim meclisleri, il genel meclislerinin yetkili olduğu, kendi alanıyla ilgili yasa yapma, bütçe yapma, karar alma, eğitim, yerel güvenlik, kadın ve sosyal politikalar, yani o yerelde ne varsa ona ilişkin her konuda yetki sahibi bir yerel yönetime ihtiyacımız var. Ulusal güvenlik, genel yargı, hazine ve bütçe hizmetler ile bütün ülkeyi ve ulusu ilgilendiren kararları da Ankara'daki parlamento alır."
"BENİM KIZIMIN SINIFINDA SINIF BAŞKANI VE 2 YARDIMCISI VAR"
Türkiye'de başkanlık modeline ihtiyaç olmadığını kaydeden Demirtaş, tek adamlık modelinin tehlikeli bir model olduğunu söyledi. Demirtaş, "Kendi içimizde bu kadar farklıyken, 80 milyonluk büyük bir nüfus, büyük bir coğrafyadayken, bunu nasıl bir tek kişi yönetebilir? Bir sınıfı bile tek kişi yönetmiyor. Sınıf başkanı ve yardımcısı var. Benim kızımın sınıfında sınıf başkanı ve 2 yardımcısı var. Tek başına yönetemez çünkü o sınıfı. 80 milyonluk ülkeyi tek başına yıllardır yönetiyor ve ısrarla 'Ben yöneteceğim' diyor. Biz güçlü bir demokrasiyi savunuyoruz. Onlar her şeyin tekleştiği, neredeyse faşizmin kıyısındaki bir anlayışı savunuyorlar. Neredeyse diyorum, çünkü bir adım ötesi buz gibi faşizmdir" diye konuştu.
"HDP BARAJ ALTINDA KALIRSA NE OLUR?"
7 Haziran'da önemli zorluklara rağmen büyük bir başarı elde ettiklerini Demirtaş, 7 Haziran seçimleri öncesi yaşadıkları olumsuzlukları anlattı. 1 Kasım seçimlerine yönelik de konuşan Demirtaş, iktidarın partisini baraj altında bırakmaya çalıştığını iddia ederek, "HDP baraj altında kalırsa ne olur peki? Kıyamet kopmaz. Yani HDP barajı geçince ortalık nasıl güllük gülistanlık olmuyorsa, baraj altında kalınca da kötü olmaz. Bundan daha kötü ne yaşayacağız? Ancak zulüm kendi ömrünü biraz daha uzatmış olur. Zalimler kendi iktidar sürelerini biraz daha uzatmış olurlar. Er ya da geç gidecekler...Ancak biz istiyoruz ki, daha çabuk gitseler de, ödenmiş ve ödenecek bedeller az olsun. HDP bir kez daha oylarını artırırsa, sadece AKP'yi durdurmuş olmuyor, doğru şeyler söyleyerek durdurmuş oluyor. Zulme karşı AKP'yi demokratik çizgi ile durdurabilmek çok önemlidir. Bu nedenle partimizin başarısını çok önemsiyoruz" şeklinde konuştu.
"HDP 276 VEKİL KAZANSA BİLE KOALİSYON YAPACAK"
Demirtaş, 7 Haziran'da HDP'nin AK Parti'yi iktidardan düşürdüğünü belirterek, tek parti iktidarının tehdit, koalisyonun ise umut olduğunu kaydetti. Demirtaş şunları söyledi:
"Recep Tayyip Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu seçimlerden sonra tek başına iktidar olamadılar. Bunu biz başardık. İyi ki de yaptık, iyi ki da başardık. 1 Kasım'da daha iyisini yapacağız inşallah. Şu anda güçlü bir veya tek başına AKP iktidarı umut vaat etmiyor. Etrafına tehlike saçıyor. Yoksa ülkelerde partilerin tek başına iktidar olması son derece normaldir. Ancak şu an ülkemiz tehdit altında. Koalisyon bir umuttur. Gücü, yönetimi paylaşmak toplumu rahatlatacaktır, nefes aldıracaktır. Toplumun en büyük beklentisi, 'Hiçbir parti tek başına iktidar olmasın'dır. Ben de partimin tek başına iktidar olmasını istemiyorum. 276 vekil kazansak dahi koalisyon yapmamız lazım. Bugün HDP'nin tek başına iktidar olduğu bir Türkiye'de, HDP'ye güvenmeyen, anlamayan, tanımayanların hepsi korkacak, kaygı duyacaktır. Çünkü kamplaşma, kutuplaşma o kadar derin ki, hiçbir parti bütünleştirici, birleştirici davranamıyor. O yüzden siyasette, yukarıda birlikte yöneterek, oradan başlayarak, toplumsal kutuplaşmayı en aza indirgememiz lazım. Koalisyonun böyle bir faydası olacak."
Öte yandan, toplantının basına açık bölümü yaklaşık 40 dakika sürdü. Daha sonraki kapalı bölümde ise Selahattin Demirtaş katılımcıları dinledi. - İstanbul
Son Dakika › Güncel › Selahattin Demirtaş: 'Koalisyon Bir Umuttur' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?