KAAN BOZDOĞAN - Diyarbakır'ın Sur ilçesinde PKK'lı teröristlerin saldırıları nedeniyle yaşamlarını sürdürdükleri ev ve mahalleleri terk etmek zorunda kalan aileler, yaşadıkları zor günleri devletin desteğiyle geride bırakmak istiyor.
Sur'da sokağa çıkma yasağının uygulandığı Cevatpaşa, Fatihpaşa, Dabanoğlu, Hasırlı, Cemal Yılmaz ve Savaş mahallelerinde kamu düzeninin sağlanması, barikatların kaldırılması, çukurların kapatılması ve patlayıcıların imhası için başlatılan operasyon, 28 Kasım 2015'ten bu yana devam ediyor.
İlçedeki evlerini terk ederek yakınlarının yanına veya kiraladıkları evlere yerleşip uyum sağlamaya çalışan terör mağduru aileler, ilçenin teröristlerden temizlenmesiyle eski huzurlu yaşamlarına geri dönerek, tüm olumsuzlukların izini silmek istiyor.
"Çocukluğumuz, hatıralarımız orada kaldı"
Uzun yıllar ikamet ettiği Fatihpaşa Mahallesi'ndeki evini terk etmek zorunda kalan B.T, AA muhabirine yaptığı açıklamada, silah ve patlama seslerinden dolayı korku dolu günler yaşadıklarını söyledi.
Teröristlerin saldırıları sebebiyle birkaç gün evde mahsur kaldıklarını belirten B.T, "Evden güçlükle çıktık. Polis geldi, önce bölgede güvenlik tedbiri aldı. Daha sonra anons yaptı ve biz çıktık. Çıktık ancak eşyalarımız evimizde kaldı. Evimizi bırakıp, kiraya geldik. Artık huzur içinde yaşamak istiyoruz" dedi.
Hasırlı Mahallesi'ndeki evlerini çatışmalar nedeniyle terk ettiklerini dile getiren K.A. da annesi, eşi ve çocuklarıyla güçlükle çıktıkları evden yanlarına sadece televizyonu alabildiklerini, diğer eşyalarının kaldığını kaydetti.
K.A, yarım asırdır aynı evde ikamet ettiklerini, komşuluk ve arkadaşlık bağlarının orada güçlü olduğunu vurgulayarak, "Yıllardır oturduğumuz evi, mahalleyi terk etmek zorunda kaldık. Çocukluğumuz orada geçti. Oradaki sokaklarda büyüdük. Çocukluğumuz, hatıralarımız, anılarımız orada kaldı. Yaşamımız orasıydı. Beraber büyüdüğümüz arkadaşlar vardı, hepsi dağıldı. Çukurların kazılması hayatı olumsuz etkiledi. Tek isteğimiz olayların bitmesi" diye konuştu.
"Bitsin artık bu olaylar"
Yeni bir yaşama alışmaya çalıştıklarını ifade eden K.A, bu durumdan en çok çocuklarının mağdur olduğuna dikkati çekti.
Terör saldırılarının çocuklarının da psikolojisini etkilediğini belirten K.A, çocuklarının eğitime ara vermek zorunda kaldığını bildirdi.
K.A, yaşadıkları korku dolu günleri şöyle anlattı:
"Çukurlar kazıldı, polisler de operasyon başlattı. Biz de çıkmak zorunda kaldık. İlk defa böyle bir şey başımıza geldi. 1990'ları da gördük ama şimdi daha farklı. Her tarafta silahlar var, çukurlar var. Silahlar sustuğunda biraz ortam düzelmişti. Ortam daha da güzel olacak dedik ama buralar daha kötü oldu. Suriçi tarihi bir yerdi, turistler geliyordu. Şimdi bir Allah'ın kulunu bulamazsınız."
Terör saldırılarının başladığı günden bugüne işsiz olduğuna işaret eden K.A, daha önce inşaatlarda çalışarak ailesinin geçimini sağladığını kaydetti.
K.A, bu olaylardan dolayı çalışma imkanlarının kalmadığını dile getirerek, şöyle devam etti:
"Çocuklar bazen çikolata ve şeker istiyor alamayınca ağlıyorlar. Ne yapayım, nereden getireyim? Durumumuzu bilen borç para da vermiyor. Oturup bekliyoruz. Artık bir tek isteğim var o da olayların bitmesi. Her gün insanlar ölüyor. Yazıktır, günahtır. Bir insanın ölmesi çok zor bir şeydir. Günahtır, benim de çocuklarım var. Yarın öbür gün büyüdükleri zaman diyorum ki 'Acaba onların nasıl bir yaşamı olacak?' Bitsin artık bu olaylar."
En büyük temennilerinin ülkeye ve bölgeye huzur gelmesi olduğunu vurgulayan K.A, çocuklarını huzurlu bir ortamda büyütmek istediğini sözlerine ekledi.
"Hiçbir akrabamız bize kapısını açmadı"
Fatihpaşa Mahallesi'nden evini ve marketini bırakarak, kiraladıkları eve yerleşen H.G. ise evin girişinde derme çatma kulübede tavuk eti ve sakatat satarak geçimini sağlamaya çalışıyor.
"Varlık içinde yokluk çekiyoruz" diyen H.G, ekmek bulabildiği için bugünlere de şükrettiğini söyledi.
H.G, "Evimizden ayrıldığımızda hiçbir akrabamız bize kapısını açmadı. Çok kötü şeylerle karşılaştım. Ufak tefek işler yaparak çoluk çocuğumun ihtiyacını karşılamaya çalışıyorum" ifadelerini kullandı.
Olayların, çocuklarının da ruh sağlığını etkilediğini vurgulayan H.G, şunları kaydetti:
"Evimizin bulunduğu sokakta bombalar, keleşler vardı. Çocuklarımın psikolojisi bozuldu ve göç etmek zorunda kaldım. Çocuklarımı başka okula kaydettim. 10 gün boyunca ağladılar. Öğretmeni bizi çağırdı ve 'Bu çocuğun neyi var?' dedi. Ben de öğretmene yaşadıklarımızı anlattım. Öğretmen, çocuğumun arkadaşlarıyla uyum sağlamakta zorlandığını söyledi. Başbakan'ın terör mağduru ailelere kira yardımı yapılacağını belirtmesiyle mutluluk yaşadık. Yardımlarla mağduriyetimiz bir nebze olsa giderilebilecek."
Hasırlı Mahallesi'ndeki evlerinden ayrılan 2 çocuk annesi N.D. ise yaşadıklarını Kürtçe anlattı.
Terör saldırıları sebebiyle 4 ay evde mahsur kaldıklarına dikkati çeken N.D, "Mermiler başımızın üstünden geçiyordu. Baktık canımız tehlikede, sokakları aşarak mahalleden çıktık. Evde mahsurken dışarı çıkamıyorduk. Gece olunca kapılarımıza vuruyorlardı, korkudan açamıyorduk. Çocuklarım gece uyuyamıyordu. Onları kucağıma alıp yatıştırmaya çalışıyordum" şeklindeki görüşlerini paylaştı.
Son Dakika › Güncel › Terörün İzlerini Yaşamlarından Silmek İstiyorlar - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?