'Uluslararası Kadın Müzeleri Konferansı"

İstanbul Kadın Müzesi ve İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi'nin ortak çalışmasıyla düzenlenen "Uluslararası Kadın Müzeleri Konferansı" başladı.

Kadın müzelerinin 21. yüzyılda toplumsal değişimdeki yol açıcı etkilerinin tartışılacağı konferansa, Türkiye'nin yanı sıra birçok ülkedeki kadın müzelerinden küratörler ve yöneticiler katıldı.

Salt Galata'daki konferansın açılış konuşmasını yapan Uluslararası Müzeler Konseyi Başkanı Suay Aksoy, dünyada çok sayıda kadın müzesinin olmadığını ama kadını çok yönlü ele alan çok sayıda müzenin olduğunu söyledi.

Dünyadaki kadın müzelerinden birinin İstanbul Kadın Müzesi olduğunu ifade eden Aksoy, "Ben bu müzeyi kurulduğundan beri biliyorum. Müzenin kendini kültürler arası bir yol olarak tanımlaması o gün de çok önemliydi, bu gün için de öyle." diye konuştu.

Aksoy, İstanbul Kadın Müzesi'nin toplumsal barışa ve uzlaşma kültürüne vurgu yaptığını ve önemli bir role sahip olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"Türkiye'de 1990'da faaliyete giren Kadın Eserleri Kütüphanesi, kadın tarihinin yazılmasına katkı verecek araştırma kaynaklarını toplamasının ötesinde Türkiye'de kadının örgütlenmesi açısından adeta bir kuluçka merkezi olmuştur. Bu bağlamda da dönüm noktasıdır. İstanbul Kadın Müzesi de bu konferansta dünyanın farklı köşelerinden uzmanları bir araya getirerek çeşitli fikirlerin paylaşılmasına konum oluşturmak istemiştir."

İstanbul Kadın Müzesi Küratörü Meral Akkent ise konferansa katılanlara teşekkür ederek kadın müzelerinin, geleneksel müzelerde kadınsız tarih sunumunu eleştirdiğini söyledi.

Bundan dolayı alternatif müzeler oluşturulduğunu belirten Akkent, "Kadın araştırmalarının verilerini, akademiyanın kapalı ortamından çıkardılar, pratikte uyguladılar. Disiplinlerarası çalışmalarla toplumsal cinsiyet konusunda eleştirel analizlerle çalışan muhalif eylem alanları ve kültürel üretimin alanını genişleten kurumlar oldular." dedi.

Akkent, ilk kadın müzelerinin ortaya çıkışından 40 yıl sonra İstanbul'da konferansla bir araya geldiklerini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Çok geniş bir konu yelpazesinde çalışan 70 kadar kadın müzesi arasından sadece kapsayıcı konseptlerle çalışan müze örneklerini bir araya getirdik. Bu müzelerin ilk grubu, yerel kadın potansiyelini müzesinin sosyo-kültürel etkinliklerine entegre ediyor ve böylece bulundukları küçük yerleşim birimlerindeki kadın yaşamlarında yeni alanlar açılmasında rol oynuyor. İkinci grup, küresel çalışma stratejileri geliştiren kadın müzeleri. Bu müzeler kadın yaşamlarındaki varoluşsal ortak meseleler temelinde, coğrafi anlamda uzak olan kadınları, ortak politik eyleme davet eden projeler yapıyor. Bu projeler sayesinde kadınların birbiriyle yakın temasını sağlıyor. Üçüncü kategorideki kadın müzeleri ise toplumsal barışın tesisi konusunda çalışıyor. Geçmişi; günümüzde sorumluluk almak için hatırlıyor ve daha da önemlisi hepimize hatırlatıyorlar."

Konferans, 22 Ekim'de sona erecek.