Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Merkez Bankasının faiz indirimi tartışmalarına ilişkin, "Son zamanlarda Merkez Bankasının faiz oranları üzerinden yapılan tartışma, aslında Türkiye'nin geleceği ile ilgili bir tartışmadır. Biz merkez bankalarının araçsal bağımsızlığı üzerine en ufak bir tartışma yapmıyoruz. Tartıştığımız husus, Türkiye'deki bu kadar yüksek faizlere KOBİ'lerin dayanamayacağı, bu kadar yüksek kredi maliyetleriyle Türkiye'nin yüzde 5'lik bir kalkınma hedefini tutturamayacağıdır" dedi.
Kurtulmuş, Vilayetler Evi'nde düzenlenen "Valiler Buluşması"nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin 12-13 yıllık süreçte önemli değişim ve dönüşümlerden geçtiğini söyledi.
Ülkede gerçekleştirilmeye başlanan en önemli değişikliğin, devletin zihniyetinde yaşandığına dikkati çeken Kurtulmuş, bunu değiştirmenin "deveye hendek atlatmaktan" daha zor olduğunu ifade etti.
Kurtulmuş, valilerin bunu herkesten daha iyi yaşadığını ve bildiğini dile getirerek, Türkiye'nin eski ceberut devlet anlayışından kerim devlet anlayışına doğru önemli bir gelişme kaydettiğini bildirdi.
Bu değişim sürecinin henüz tam anlamıyla gerçekleşmediğine işaret eden Kurtulmuş, şöyle konuştu:
"Henüz yolun yarısındayız. Dolayısıyla valiler olarak, Türkiye'yi yöneten insanlar olarak bir numaralı vazifemizin Türkiye'deki bu devlet zihniyetindeki ceberut devlet anlayışından kerim devlet anlayışına doğru geçişi hızlandırmak olduğunu unutmamamız gerekiyor. Vatandaşına karşı yukarıdan bakan, tepeden bakan, vatandaşını adam edilmesi gereken bir güruh olarak gören, elindeki devlet erkini kanunun kendisine verdiği yetkiyi ve gücü bu anlamda hem milleti tasnif ederek hem milletin farklılıklarından korkarak, milleti terbiye etmeye hazırlanan hasreden bir devlet anlayışı vardı. Vatandaşın her türlü farklılığı bir türlü telafi edilmesi gereken, bir türlü baskılanması gereken, bir türlü ötekileştirilmesi gereken hususlar olarak görülüyor. Maalesef çoğu kez bu devlet eliyle gerçekleştiriliyordu. Bence Türkiye'nin 12-13 yılda, hatta daha ileri gidelim, 65 yıllık çok partili siyasi hayatımızda gerçekleştirmeye, başarmaya başladığımız en önemli husus Türkiye'deki devlet zihniyetindeki değişimdir."
-"Devlet başka, halk başkaydı"
Kurtulmuş, çocukluğu, gençliği dönemlerinde, devleti temsil eden adamları çok fazla halkın arasında görmediklerine dikkati çekerek, "Devlet, şehirlerde gerçekten çatık kaşlı bir zat, kırsal alanda ise sadece jandarmanın dipçiğinden ibaretti" dedi.
Vali, belediye başkanı, rektör ve savcının, hiçbirinin geçmişte halkın arasına karışmadığını aktaran Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Devleti temsil eden herkes milletten ayrı bir elit sınıf oluştururdu. Çoğunuz hatırlarsınız, yakın zamanlara kadar şehir kulüpleri vardı. Şehri yönetenler, sadece şehir kulüplerinde bir araya gelirler, halkın çarşısında, pazarında, kahvesinde, düğününde, halayında bulunmazlar, halkın taziyesinde, cenazesinde bulunmazlardı. Onlar ayrı bir sınıftı. Çünkü devlet başka, halk başkaydı, millet başkaydı.
Şimdi çok şükür gittiğimiz her yerde iftiharla görüyoruz. Gerçekten bundan övünç duyuyoruz. Valilerimiz, rektörlerimiz, hakimlerimiz, savcılarımız yani devleti temsil eden herkes halkın içerisinde, halkın arasında bulunuyor. Bunu artırmak durumundayız. Halk, devleti yöneten adamları, devleti temsil eden adamları şehirlerinde, illerinde görmeli, onlara dokunmalı, onlara ciddi şekilde derdini anlatabilmeli, onlarla hemhal olabilmeli. Dolayısıyla bu Türkiye'deki zihniyet değişiminin önemli göstergelerinden birisidir. Bu açıdan hepinize teşekkür ediyoruz."
Kurtulmuş, artık Türkiye'nin hem kamu hem de sivil toplum kuruluşları vasıtasıyla dünyanın dört bir tarafına elini uzatan bir ülke haline geldiğini vurgulayarak, bunun da zihniyet değişiminin bir başka göstergesi olduğunu anlattı.
-"Demokratik dönüşüm süreci tamamlanmak zorunda"
Türkiye'nin, demokratik dönüşüm sürecini tamamlamak zorunda olduğunu belirten Kurtulmuş, 2023 hedefini de bunun oluşturduğunu söyledi.
Kurtulmuş, dönüşüm alanlarında ilerleyen dönemlerde üzerinde odaklanacakları 3 temel alan bulunduğuna işaret etti.
Ekonomik reformların sürdürülmesi ve dönüşüm adımlarının atılmasının bunlardan biri olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, geçmiş dönemde Türkiye'nin makro ekonomik dengeler bakımından büyük başarılar sağladığını ancak yeterli olmadığını anlattı.
Türkiye'nin, dünyanın 10 büyük ekonomisinden birisi olabilmesi için makro ekonomik dengelerin mikro başarılarla taçlandırılması gerektiğini ifade eden Kurtulmuş, bunun için ülkenin daha çok üretmesi ve istihdam sağlanmasının önemine değindi.
Ülkenin dünya ölçeğinde rekabet edebilen markalarının olması gerektiğini dile getiren Kurtulmuş, "Ancak kalıcı bir ekonomik başarının anahtarı, orta sınıfların güçlendirilmesidir. Orta sınıfların güçlendirilmesi de Türkiye'nin özellikle çok ciddi bir yatırım atmosferine sahip olmasıyla mümkündür. Türkiye ekonomisinin ekonomik büyüklük olarak yüzde 65'i, istihdam bakımından da yüzde 80'i KOBİ'ler tarafından gerçekleştiriliyor. Dolayısıyla KOBİ'lerin güçlendirilmesi 62. hükümetin en önemli perspektiflerinden birisidir" diye konuştu.
-Merkez Bankasının faiz indirimi tartışmaları
Merkez Bankasının faiz indirimi tartışmalarına da değinen Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Son zamanlarda Merkez Bankasının faiz oranları üzerinden yapılan tartışma, aslında Türkiye'nin geleceği ile ilgili bir tartışmadır. Biz merkez bankalarının araçsal bağımsızlığı üzerine en ufak bir tartışma yapmıyoruz. Tartıştığımız husus Türkiye'deki bu kadar yüksek faizlere KOBİ'lerin dayanamayacağı, bu kadar yüksek kredi maliyetleriyle Türkiye'nin yüzde 5'lik bir kalkınma hedefini tutturamayacağıdır. Sadece kağıt üzerinde birtakım hesaplamalarla, ekonominin makro değerleri üzerinde durarak, Türkiye ekonomisinin de başka bir ekonominin de ileri gitmesi mümkün değildir. Onun için ısrarla mevcut faiz oranlarının düşürülmesini talep ediyor, bununla ilgili fikirlerimizi gündeme getiriyoruz.
Yunanistan'da Syriza diye bir hareket iş başına geldi. Ben Syriza'yı yakinen takip etmeye çalışan, Syriza'nın fikir babalarının yazdıklarını okumaya çalışan birisi olarak söylüyorum. Syriza tesadüfen ortaya çıkmadı. Bu Merkez Bankası faiz tartışmalarının arkasındaki esas tartışma, bir ekonomik sistem tartışmasıdır."
-"Syriza benzeri bir parti iktidarda olurdu"
Türkiye'nin yaşadığı ekonomik krizler hakkında değerlendirmelerde bulunan Kurtulmuş, "Sizi temin ederim ki eğer Türkiye 2001'deki programı yani 17, 18 ve 19. IMF programlarıyla uyguladıkları şeyi eğer birebir uygulasaydı, yani sosyal politikalar, fakirlere yardım, orta direğin güçlendirilmesi programına, perspektifine Sayın Cumhurbaşkanımız, Başbakanlığı sırasında sahip olmasaydı, bugün Türkiye'de AK Parti değil Syriza benzeri bir parti iktidarda olurdu" dedi.
Bundan sonra dünya ekonomisinde daha çok üretebilen, daha çok istihdam oluşturabilen ülkelerin ayakta kalabileceğini belirten Kurtulmuş, Türkiye'nin ekonomideki dönüşümünün temel perspektifinin bu olduğunu söyledi.
Kurtulmu, sadece masa başında makro ekonomik büyüklükler üzerinden dengelerin sağlanmasının ve bunun sayesinde ayakta kalmanın, sürdürülebilir bir kalkınmaya imkan vermeyeceğini dile getirdi. Daha çok üreteceklerini ve daha çok satacaklarını vurgulayan Kurtulmuş, bunun için de Türkiye'nin orta direğini her alanda desteklemeyi ve Türkiye'nin güçlü milli ekonomisini yeniden ayağa kaldırmayı hedeflediklerini kaydetti.
(Sürecek)
Son Dakika › Güncel › Valiler Buluşması - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?