Veriler Fed'in Faiz Kararını Değil Iletişim Dilini Etkileyecek

İş gücüne katılım oranı yüzde 62,4'ten yüzde 62,5'a yükseldi, bu da işgücü piyasası adına olumlu bir gelişme olarak önümüze çıkıyor. İşsizlik oranı, Fed'in işaret ettiği tam istihdam oranına yaklaşmışken, katılım oranındaki artış önemli. Ücret artışlarında da aylık bazda yüzde 0,2, yıllık bazda yüzde 2,3 ile piyasa beklentilerine paralel bir veri almış bulunmaktayız. Ekim ayı revizyonu da yukarı yönlü yapıldı, böylece Ekim ayında da istihdam artışı 298 bin olarak gerçekleşmiş oldu

Tabii küresel bazda dolar hareketi ve Fed faiz artırım projeksiyonları üzerinden baktığımız zaman, hafta içinde Draghi açıklamaları sonrasında güçlenen Euro'nun etkisiyle zayıflayan dolar endeksinde oluşan kayıpların bir miktarının geri alınacağını düşünebiliriz. Ancak tabii burada asıl etki gelişmekte olan ülke para birimlerinde olacaktır, dolar yüksek ihtimalle çok olumsuz ABD gelişmeleri olmazsa 16 Aralık'a kadar bu para birimleri karşısında güçlü kalabilir. ABD faizlerindeki harekete de dikkat edilmelidir. ABD 10 yıllıkları veri sonrasında 2,35 üzerini test ederken, faize daha duyarlı olan 2 yıllık tahvil faizlerinin yüzde 1,00 üzerine çıkması dolardaki değer kazançlarını destekleyebilir.

Veri çok iyi ya da çok kötü gelmediği sürece Fed'in Aralık'ta faiz artırma kararını zaten tartışmaya açmayacaktı. Ancak mevcut göstergelerin önemi Fed'in Aralık faiz adımı için değil, iletişim dili açısından önem arz ediyor. 25 bps'lik faiz artışının artık bir önemi olmamakla birlikte, Fed'in Aralık'tan sonra nasıl bir politika duruşu sergileyeceği ve faiz artırımının hızı artık asıl izlenmesi gereken konu olarak öne çıkıyor. Bu noktada Fed'i Avrupa ve Çin'in toparlanmasının hızıyla beraber okumak gerekecektir. Haliyle Fed'in faiz artırımlarına devam edip etmeyeceği ve 2016 yılında kaç faiz artırımı yapacağı ana tartışma konusu olacaktır.