2026 Bütçesi TBMM Genel Kurulu'nda. - Son Dakika
Son Dakika Logo
Güncel

2026 Bütçesi TBMM Genel Kurulu'nda.

09.12.2025 21:24

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, "Suriye’nin uluslararası topluma yeniden entegrasyonu yolunda kısa zamanda büyük mesafe katedilmiştir. Farklı dini ve etnik grupların huzur içinde bir arada yaşadığı bir Suriye hedefini desteklemekteyiz. Arapların, Kürtlerin, Türkmenlerin, Sunni, Durzi, Nusayri, Hrıstiyan, Şii yani bütün kesimlerin huzur içinde yaşadığı bir Suriye'yi görmek istiyoruz. Bu açıdan SDG ile başlatılan 10 Mart Mütabakatı'nın bir an önce hayata geçirilmesinin Suriye'nin istikrarına büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz." dedi.

(ANKARA) - Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, " Suriye'nin uluslararası topluma yeniden entegrasyonu yolunda kısa zamanda büyük mesafe katedilmiştir. Farklı dini ve etnik grupların huzur içinde bir arada yaşadığı bir Suriye hedefini desteklemekteyiz. Arapların, Kürtlerin, Türkmenlerin, Sunni, Durzi, Nusayri, Hrıstiyan, Şii yani bütün kesimlerin huzur içinde yaşadığı bir Suriye'yi görmek istiyoruz. Bu açıdan SDG ile başlatılan 10 Mart Mütabakatı'nın bir an önce hayata geçirilmesinin Suriye'nin istikrarına büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz." dedi.

Bakan Fidan, TBMM Genel Kurulunda 2026 Yılı Bütçe Görüşmelerinde konuştu. Fidan, konuşmasında şunları söyledi:

"Barış ve istikrar yolunda bazı önemli adımlar atılmış olsa da, 2025 yılı, çatışmaların sürdüğü ve küresel rekabetin daha da keskinleştiği bir yıl olmuştur. Bugün karşı karşıya bulunduğumuz tablo, küresel düzeyde artan güvensizliğe, öngörülemezliğe ve dolayısıyla derinleşen stratejik risklere işaret etmektedir. Tırmanan jeopolitik gerilimlerin yanısıra yükselen ticari korumacılık, bloklaşma eğilimini artırmaktadır. Dünya hızla 'Genel Yapay Zeka' çağına doğru ilerlerken; ekonomiden güvenliğe, toplumsal hayattan diplomasiye tüm alanlar bu değişimden etkilenmektedir. Önümüzdeki dönemde siber güvenlik, Arktik ve uzay konuları da rekabetin yeni cepheleri olarak gündemimizi daha fazla meşgul edecektir. Güç dengelerinin yeniden şekillendiği ve belirsizliğin hakim olduğu bu tablo karşısında, Dışişleri Bakanlığı olarak, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde çok boyutlu ve ön alıcı; aynı zamanda sağduyulu ve gerçekçi bir dış politika izlemekteyiz.

Sadece bölgemizde değil, dünyanın dört bir yanında barış ve istikrarı önceleyen, çözüm odaklı diplomatik girişimlere öncülük etmekteyiz. Milli çıkarlarımızın korunması için yoğun mesaimizi sürdürmekte; haklı davalarımızın küresel ölçekte savunulması üzerinde hassasiyetle durmaktayız. Gelinen noktada Türkiye, Gazze'den Ukrayna'ya, Güney Kafkasya'dan Afrika Boynuzu'na uzanan geniş bir coğrafyada barış ve istikrarı önceleyen dış politikası ve üstlendiği arabuluculuk ve kolaylaştırıcılık rolüyle, uluslararası düzlemde itibar gören ve desteği aranan bir aktör olarak öne çıkmaktadır.

"Nihai ve değişmez hedefimiz; bağımsız bir Filistin Devleti'dir"

Sayın Milletvekilleri, Küresel vicdanın kanayan yarası Gazze ve Ortadoğu'daki gelişmeler, 2025 yılında da öncelikli gündem maddelerimizden birini teşkil etmiştir. İsrail yönetimi, saldırganlığını Gazze ile sınırlı tutmamış; Lübnan, Suriye, Yemen, İran ve Katar'a yayarak bölgeyi istikrarsızlaştırma politikasını sürdürmüştür. Gazze'de işlenen soykırımda şehit edilen Filistinli kardeşlerimizin sayısı 70 bini aşmıştır. Sahadaki bu vahşet, uluslararası toplumda bir uyanışa da vesile olmuştur. Ülkemizin de aktif çabaları neticesinde, 7 Ekim sonrasında İsrail'e koşulsuz destek veren ülkelerin dahi, bu hukuksuzluğun yanında duramadığı bir noktaya gelinmiştir. 11 ülkenin daha Filistin Devleti'ni tanımasıyla, iki devletli çözüm iradesi küresel bir mutabakata dönüşmüştür. Bugün gelinen noktada, BM Güvenlik Konseyi'nin beş daimi üyesinden dördünün Filistin'i tanıdığı tarihi bir eşikteyiz. Önümüzdeki dönemde önceliğimiz, Gazze'de ateşkesin tahkimi, bölgenin yeniden imarı ve insani yardımların kesintisiz akışının sağlanmasıdır. Nihai ve değişmez hedefimiz ise 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız, egemen ve toprak bütünlüğünü haiz bir Filistin Devleti'nin vücut bulmasıdır. Türkiye, Gazze'nin geleceğinin Filistin halkının iradesiyle şekillenmesi için, tarihin doğru tarafında, Filistinli kardeşlerinin yanında durmaya devam edecektir.

"Savaşın tüm Karadeniz sathına yayılmasının önlenmesi için tüm taraflarla temaslar yürütülmektedir"

Sayın Milletvekilleri, Kuzeyimizde ise, dördüncü yılını tamamlamak üzere olan Rusya-Ukrayna savaşı bölgemizin güvenlik ve istikrarını yakından etkilemeyi sürdürmektedir. Savaşın başından bu yana ihtilafın diyalog ve diplomasi yoluyla çözülmesi gerektiğini savunduk. Ukrayna'da kalıcı ve adil bir barış için gereken desteği verdik. 2025 yılında Rusya ile Ukrayna arasında üç tur doğrudan görüşmelere İstanbul'da ev sahipliği yaparak barış çabalarında kritik rol üstlendik. Son dönemde diplomatik çözüm arayışlarında sağlanan ivmeyle tüm taraflarla yakın temas ve eşgüdüm sürdürülmektedir. Diğer yandan, Karadeniz'de Münhasır Ekonomik Bölgemizde son dönemde meydana gelen hadiseler; bölgede seyir, can, mal ve çevre emniyeti bakımından riskler doğurmuştur. Savaşın tüm Karadeniz sathına yayılmasının önlenmesi için tüm taraflarla temaslar yürütülmektedir. Bölgede dengenin ve istikrarın teminatı olan Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ni titizlikle uygulamaya devam edeceğiz.

"SDG ile başlatılan 10 Mart Mütabakatı'nın bir an önce hayata geçirilmesinin ülkenin istikrarına büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz"

Sayın Milletvekilleri, Geçtiğimiz yıl bu kürsüden Suriye'nin 8 Aralık tarihi itibarıyla geri dönülemez yeni bir döneme girdiğini ifade etmiştim. Bu dönem, yalnızca Suriyeli kardeşlerimiz için değil, tüm bölgemizin istikrarı açısından tarihi bir fırsat penceresi açmıştır. Bu kapsamda, bölge ülkeleriyle etkin eşgüdüm yürütülmüştür. ABD ve Avrupa ülkelerinin Suriye yönetimiyle yapıcı angajman geliştirmesine destek olunmuş, yaptırımların kaldırılması sürecinde kolaylaştırıcı rol üstlenilmiştir. Ülkemizin öncülüğünde Suriye 13 yıl aradan sonra İslam İşbirliği Teşkilatı üyeliğine dönmüştür. Suriye'nin uluslararası topluma yeniden entegrasyonu yolunda kısa zamanda büyük mesafe katedilmiştir. Farklı dini ve etnik grupların huzur içinde bir arada yaşadığı bir Suriye hedefini desteklemekteyiz. Arapların, Kürtlerin, Türkmenlerin, Sunni, Durzi, Nusayri, Hrıstiyan, Şii yani bütün kesimlerin huzur içinde yaşadığı bir Suriye'yi görmek istiyoruz. Bu açıdan SDG ile başlatılan 10 Mart Mütabakatı'nın bir an önce hayata geçirilmesinin ülkenin istikrarına büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz.

"560 bin Suriyeli kardeşimiz gönüllü, güvenli ve onurlu bir şekilde ülkelerine geri dönmüştür"

Rejimin devrilmesinden bu yana, geçici koruma altındaki yaklaşık 560 bin Suriyeli kardeşimiz gönüllü, güvenli ve onurlu bir şekilde ülkelerine geri dönmüştür. Halihazırda ülkemizde bulunan Suriyelilerin geri dönüşlerinin sürdürülebilir kılınması amacıyla, uluslararası  toplumun desteğiyle yürütülen yeniden imar ve kalkınma projelerine hız verilmektedir. Öte yandan İsrail'in Suriye'nin güneyinde yürüttüğü faaliyetlerin yeni bir gerilim hattı yarattığı görülmektedir. Ayrıca, ülkedeki geçiş sürecinden faydalanma arayışındaki terör odaklarının yarattığı tehdit de göz ardı edilmemektedir. Bu gelişmeleri yakından takip ediyoruz.

"Kürt Bölgesel Yönetimi ile Bağdat Merkezi Hükümeti arasındaki ilişkinin istikrarlı olmasını yakından takip ediyoruz"

Suriye'de sergilenen kararlı vizyon, güney sınırımızın diğer kritik halkası olan Irak ile ilişkilerde de aynen sürdürülmektedir. Irak'la birçok alandaki işbirliğimizi kurumsal bir çerçevede ilerletmekteyiz. Bu süreç karşılıklı ziyaretlerle ivme kazanmış ve 4. Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey toplantısı ile taçlanmıştır. İmzalanan toplam 38 anlaşma ile işbirliğimizin hukuki zemini tahkim edilmiştir. İlişkilerin hayati boyutlarından olan su konusunda da somut ilerleme sağlanmış, Su Çerçeve Anlaşması'nın hayata geçirilmesi için kritik önem taşıyan Finansman Mekanizması tesis edilmiştir. Kalkınma Yolu Projesi'ne güçlü destek verilmektedir. Halihazırda dördüncü ihracat ortağımız olan Irak ile ticaret hacmimizi 30 milyar Dolar seviyesine çıkarma hedefindeyiz. Ekonomik kalkınmanın ön şartı olan güvenlik konusunda da Bağdat yönetimiyle tam bir mutabakat içerisindeyiz. Irak makamlarının "Terörsüz Türkiye" vizyonuna verdikleri destekten memnuniyet duymaktayız. Nihai hedefimiz; terörün iki ülkenin ortak gündeminden bir an evvel tamamen çıkarılmasıdır. Irak'ın asli unsuru olan Türkmen soydaşlarımızın hak ve menfaatlerinin takipçisi olmaya devam ediyoruz. Kürt Bölgesel Yönetimi ile Bağdat Merkezi Hükümeti arasındaki ilişkinin istikrarlı olmasını Türkiye olarak yakından takip ediyoruz. Bu ilişkinin istikrarı Irak'taki iç barışı, enerji güvenliğini, kalkınmayı, güvenliği çok yakından etkilemekte. Hem Kürt Bölgesel Yönetimi'yle hem Bağdat yönetimiyle olan yakınlığımızı kullanarak iki taraf arasındaki ilişkilerin dengeli ve istikrarlı, bölge barışını tehdit etmeyecek, huzurunu tehdit etmeyecek bir şekilde devam etmesi için de çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Bu çerçevede, bildiğiniz gibi, Irak'ta seçim olmuştu; Irak'ta yeni Hükümetin kapsayıcı dengeli ve Irak'ın istikrarı ile kalkınmasına hizmet edecek şekilde bir an önce teşkil edilmesini temenni ediyoruz; yeni Hükümetle ilişkilerimizde de iş birliğimizde yakaladığımız ivmeyi sürdürmeyi arzuluyoruz.

"Ege Denizi'ni ve Doğu Akdeniz'i bir istikrar ve refah bölgesi olarak görmek istiyoruz"

Sayın milletvekilleri, güney sınırlarımızda yürütülen bu stratejinin Doğu Akdeniz'deki en hayati ve ayrılmaz parçası şüphesiz milli davamız olan Kıbrıs'tır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin uluslararası toplumda hak ettiği konuma ulaşması ve Kıbrıslı Türklere yönelik gayriinsani ambargonun kaldırılması başlıca önceliklerimiz arasındadır. Yunanistan'la olumlu gündemin geliştirilmesine yönelik irademizi muhafaza etmekteyiz. Batı Trakya Türk azınlığının haklarının korunması yönündeki girişimlerimizi gerektiğinde mütekabil adımlar atmak suretiyle sürdürüyoruz. Doğu Akdeniz'i hakça paylaşım ilkesini savunmaya devam ediyor, hak ve çıkarlarımızı korumaya yönelik adımlarımızı kararlılıkla atıyoruz. Tüm Ege ihtilaflarının bir bütün olarak ele alınmasını ve bunlara uluslararası hukuk ve iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde anlamlı ve yapıcı bir diyalogla çözüm bulunmasını da savunuyoruz. Ege Denizi'ni ve Doğu Akdeniz'i bir istikrar ve refah bölgesi olarak görmek istiyoruz; bu, Cumhurbaşkanımızın da iradesi.

"İran'la ticaret, ulaştırma, enerji ve diğer pek çok alanda iş birliğimizi derinleştirecek adımlar atmaktayız"

Sayın milletvekilleri, Doğu Akdeniz'deki kilit ortağımız Libya'ya yönelik ilkeli ve kapsayıcı yaklaşımımızı 2025 yılında da sürdürdük. Sahadaki sükünetin korunmasında oynadığımız yapıcı rol, Libyalı kardeşlerimizin ve uluslararası toplumun takdirine mazhar olmuştur. Önümüzdeki dönemde de "Tek Libya" politikamız doğrultusunda Libya'nın istikrarına ve bütünleşmesine katkı sağlamaya devam edeceğiz. Bölgenin bir diğer ağırlık merkezi olan Mısırla üst düzey temaslarımız 2025 yılı boyunca da artarak devam etmiştir. Türkiye-Mısır 2'nci Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi Toplantısı'nın 2026 yılında icra edilmesi planlanmaktadır.

Komşumuz İran'la yürüttüğümüz diyalog hem ikili ilişkilerimizin sağlıklı şekilde ilerlemesi hem de bölgesel istikrarın korunması açısından özel önem taşımaktadır. İran'la ticaret, ulaştırma, enerji ve diğer pek çok alanda iş birliğimizi derinleştirecek adımlar atmaktayız. Önümüzdeki dönemde Tahran'da düzenlenmesi planlanan Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi'nin 9'uncu toplantısına yönelik hazırlıklarımızı da sürdürmekteyiz. Haziran ayında on iki gün süren İran-İsrail savaşı bölgesel ve küresel ölçekte ciddi riskler yaratmıştır. İsrail'in saldırganlığını açık bir dille kınadık ve sorunun ancak diplomatik kanalların işletilmesiyle çözüme kavuşturulması gerektiğinin altını çizdik. İran'la ilgili meselelerin diplomasi yoluyla çözümlenmesine yönelik çabalarımıza da devam edeceğiz. Aksi takdirde, bölgemizde yeni ve büyük bir savaş hiç kimsenin lehine ve menfaatine olmayacaktır.

"Ermenistan'la normalleşme sürecimiz 2025 yılında da Azerbaycan'la eş güdüm içinde yürütülmüştür"

Sayın milletvekilleri, Avrupa'ya açılan kapımız ve gönül coğrafyamız olan Balkanlarda da aynı iş birliği ruhunu hassasiyetlesürdürmekteyiz. 2025 yılı Bosna Hersek'teki siyasi tıkanıklığın aşılmasına yönelik temaslarımız, Belgrad-Priştine Diyaloğu'na sunduğumuz özgün katkılar ve KFOR komutasını yeniden üstlenmemiz çerçevesinde Türkiye'nin bölgede istikrarı güçlendiren ülke vasfının pekiştirildiği bir yıl olmuştur. Bu anlayışla, bölge ülkelerini bir araya getirdiğimiz Balkan Barış Platformu'nu hatırlayacağınız üzere kurduk. Yürütülen tüm bu diplomatik, siyasi ve askeri gayretlerimizle Balkanlardaki soydaş ve akraba topluluklarımızın huzur, güven ve refahını sağlaması hedefimizi de daima hatırda tutuyoruz. Tarihi ve kültürel bağlarımızın bulunduğu Güney Kafkasya'da 2025 yılında önemli gelişmelere sahne olmuştur. Kardeşlik ve müttefiklik ilişkilerine sahip olduğumuz can Azerbaycan'la istisnai düzeydeki ikili ilişkilerimiz Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Cumhurbaşkanı Sayın Aliyev'in ziyaretleri başta olmak üzere karşılıklı üst düzey ziyaretlerle hız kesmeden devam etmektedir. Ermenistan'la normalleşme sürecimiz 2025 yılında da Azerbaycan'la eş güdüm içinde yürütülmüştür. Önümüzdeki dönemde bölgede kalıcı barışın tesisi için üzerimize düşeni yapmaya ve ortaya çıkan tarihi fırsatın değerlendirilmesi için tarafları teşvik etmeye devam edeceğiz.

"Türk Devletleri Teşkilatı'nın Dönem Başkanlığını 2026'da Azerbaycan'dan devralacağız"

Sayın milletvekilleri, kadim medeniyet havzamız Orta Asya ülkeleriyle ilişkilerimiz 2025 yılında da hemen her alanı kapsayan somut ve çok boyutlu bir iş birliği zeminine oturmuştur. Kazakistan Cumhurbaşkanının ülkemizi ziyaretiyle ilişkilerimiz ivme kazanmış, Kırgızistan ve Özbekistan'la düzenlenen Hükümetler Arası Karma Ekonomik Komisyon toplantıları ticari ve iktisadi bağlarımızın kurumsal zeminini tahkim etmiştir. Bölgeyle kurulan bu sıkı temas trafiği parlamenter diplomasiyle de desteklenmiş, bölge ülkesinin tamamıyla Meclis Başkanlığı düzeyinde ziyaretler gerçekleştirilmiştir. Bu yoğun diplomasi trafiği önümüzdeki günlerde Sayın Cumhurbaşkanımızın Türkmenistan'a gerçekleştirmeleri öngörülen ziyaretle taçlanacaktır. Orta Asya'yla kurduğumuz bu köklü ve dinamik iş birliği tarihi bağlarımızın bulunduğu Moğolistan'la ocak ayında tesis edilen stratejik ortaklıkla Asya bozkırlarının en doğusuna kadar uzanan geniş bir hatta sürdürülmektedir.

Türk dünyasında bütünleşme çabalarının ana çatısını oluşturan Türk Devletleri Teşkilatı Avrasya coğrafyasında istikrar ve refah iklimini güçlendiren muteber bir platform konumuna yükselmiştir. Teşkilat bünyesinde bu yıl gerçekleştirilen iki zirvede tarihi kazanımlar elde edilirken Türk devletlerinin KKTC ve Kıbrıs Türklerine desteği zirve bildirilerinde en güçlü şekilde kayda geçirilmiştir. KKTC'nin Türk Akademisine gözlemci olarak kabul edilmesi adanın Türk iş birliği teşkilatlarıyla bütünleşmesi yolunda atılan önemli bir adım olmuştur. 2026 yılında ev sahipliğini yapacağımız müteakip zirveyle teşkilatın Dönem Başkanlığını Azerbaycan'dan devralacağız. Dönem Başkanlığımızın teşkilatımızın uluslararası rolünü pekiştiren, iş birliği ufkunu genişleten ve Türk dünyasının yararına somut katkılar sunan bir atılım dönemi olmasını hedeflemekteyiz.

"NATO Ankara Zirvesi'nde, somut çıktılar elde etmeyi hedefliyoruz"

Stratejik ortağımız Amerika Birleşik Devletleri'yle yürütülen temaslar karşılıklı çıkar ve saygı temelinde artarak devam etmektedir. Bu kapsamda, Sayın Cumhurbaşkanımızın 25 Eylülde Washington'da Başkan Trump'la gerçekleştirdikleri görüşme önemli bir kilometre taşı olmuştur. Bu üst düzey diyaloğun devamı olarak kasım ayında ABD'ye gerçekleştirdiğimiz ziyarette başta Suriye dosyası olmak üzere, ulusal güvenliğimizi ilgilendiren kritik meseleler kapsamlı şekilde ele alınmıştır. Savunma sanayisi alanındaki kısıtlamaların tamamen kaldırılmasına yönelik girişimlerimizi de kesintisiz sürdürmekteyiz. Bölgesel konularda ABD'yle diyalog ve eşgüdüm mekanizmalarımızı ortak çıkarlar temelinde yürütmekteyiz.

Sayın Milletvekilleri, NATO nezdindeki konumumuz da her geçen gün güçlenmektedir. Türkiye ittifak içinde güvenilir, yüksek kabiliyet sahibi ve istikrar sağlayıcı bir güç olarak öne çıkmaktadır. Ülkemiz güvenliğin bölünmezliği anlayışıyla, müttefik ülkeler arasında savunma sanayisi alanında kısıtlamalar uygulanmaması gerektiği görüşündedir ve bunu da her platformda savunmaktayız. Bu yaklaşımımız 2023 Vilnius, 2024 Washington ve 2025 Lahey NATO Zirvelerinde kabul edilen bildirilerle de teyit edilmiş ve kayda geçirilmiştir. 2026 yılında ev sahipliği yapacağımız NATO Ankara Zirvesi'nde ittifakın birliğini, hazırlık seviyesini ve dayanıklılığını güçlendirecek somut çıktılar elde etmeyi hedefliyoruz.

"Türkiye-AB iş birliği tüm Avrupa coğrafyasının menfaatinedir"

Değerli milletvekilleri, Avrupa Kıtası'yla ilişkilerimiz 2005 yılında hem ekonomik hem stratejik düzlemde derinleşerek devam etmiştir. Son dönemde birçok AB üyesinin Türkiye'yle ilişkilerin stratejik önemini daha net kavradığı ve ülkemizle diyaloğu güçlendirme arayışında olduğu görülmektedir. Avrupa Birliğine üyelik sürecimizin canlandırılması başlıca konularımızdandır. AB'yle ilişkilerimizde diğer temel önceliklerimiz diyalog mekanizmalarının yeniden işler hale getirilmesi, gümrük birliğinin güncellenmesi ve vize serbestisi sürecinin hızlandırılmasıdır. Türkiye-AB iş birliği tüm Avrupa coğrafyasının menfaatinedir. Bu anlayışla çalışmalarımızı sürdürürken AB'den de aynı stratejik vizyonu beklediğimizi her platformda açıkça ifade ediyoruz. En büyük ticari ortaklarımızın başında gelen Almanya'yla iş birliğimiz karşılıklı üst düzey ziyaretlerle ivme kazanmıştır. Savunma alanındaki kısıtlamaların kaldırılması konusunda büyük mesafe katedilmiştir. Son yirmi yılda ülkemizde en fazla doğrudan yatırım yapan ülke konumundaki Hollanda'yla savunma alanındaki iş birliğimizi güçlendirmek amacıyla da niyet beyanı imzalanmıştır. Belçika tarafından ülkemize uygulanan ihracat kısıtlamaları da yıl içerisinde kaldırılmıştır.

"Tüm Avrupa ülkeleriyle temaslarımızı artırarak sürdürme kararlılığındayız"

NATO müttefikimiz ve stratejik ortağımız Birleşik Krallık'la Eurofighter Typhoon tedarikine yönelik anlaşmayı ekim ayında imzaladık. Birleşik Krallık'la serbest ticaret anlaşmasının güncellenmesine yönelik müzakerelerde önemli ilerlemeler kaydettik. Fransa'da yıl içinde meydana gelen hükümet değişikliklerine karşın ilişkilerimizi üst düzey, düzenli diyalogla olumlu gündem üzerinden geliştirmeyi sürdürdük. İtalya'yla nisan ayında düzenlenen 4. Hükümetlerarası Zirve ve imzalanan 10 anlaşma iş birliğimizin hukuki zeminini tahkim etmiştir. Bu stratejik ortaklığı bölgesel düzleme de taşıyarak İstanbul'da gerçekleştirdiğimiz Türkiye, İtalya ve Libya İşbirliği Zirvesi'yle Akdeniz Havzası'nda istikrar ve kalkınma odaklı üçlü bir mekanizmanın temellerini attık. İspanya'yla ilişkilerimizi ekonomi ve savunma sanayisi başta olmak üzere farklı alanlarda, somut projelerle geliştirmeyi sürdürdük.

Bu kapsamda, ülkemizin İspanya'ya HÜRJET tedarik etmesine ilişkin çalışmalarda son aşamaya gelmiş durumdayız. Macaristan'la olan ilişkilerimiz geliştirilmiş stratejik ortaklık seviyesinde ilerlemektedir. 8 Aralıkta İstanbul'da düzenlenen YDSK 7. Toplantısı'nda tesis edilen ortak istişare mekanizması bu iş birliğinin kurumsal derinliğini artırmıştır. Benzer bir stratejik derinleşme Slovakya ile de yaşanmış, ilişkilerimiz stratejik ortaklık seviyesine yükseltilmiştir. Finlandiya ve İsveç ile işbirliğimiz, NATO müttefikliği boyutunun da eklenmesiyle ivme kazanmıştır. NATO'ya üyelik sürecinde Finlandiya ve İsveç ile 2022 yılında imzaladığımız Üçlü Mutabakat Zaptı çerçevesinde, terörle mücadele başta olmak üzere işbirliğimizi daha da güçlendiren adımlar atmayı sürdürüyoruz. 2026 yılında, diplomatik ilişkilerin yeniden tesisinin 100. yılını kutlayacağımız Portekiz ve 75. yılını idrak edeceğimiz İrlanda dahil olmak üzere, tüm Avrupa ülkeleriyle temaslarımızı artırarak sürdürme kararlılığındayız.

"KİK ile kurumsal diyalog sürecine hız verilmiş olup, stratejik diyalog toplantısının hazırlıkları sürdürülmektedir

Sayın Milletvekilleri, Körfez ülkeleriyle ilişkilerimizde tesis edilen güçlü işbirliği zemini, 2025 yılında güçlenmiştir. Birleşik Arap Emirlikleri Devlet Başkanı'nın ülkemizi ziyaretiyle Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey mekanizması hayata geçirilmiş; Sayın Cumhurbaşkanımızın Kuveyt, Katar ve Umman'ı kapsayan bölge turu ise işbirliği irademizi perçinlemiştir. Katar ile gerçekleştirilen Yüksek Stratejik Komite toplantısı, stratejik ortaklığımızın derinliğini teyit etmiştir. Aynı zamanda, Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ile kurumsal diyalog sürecine hız verilmiş olup, stratejik diyalog toplantısının hazırlıkları sürdürülmektedir. Türkiye, Yemen'in egemenliği, siyasi birliği ve toprak bütünlüğü temelinde kalıcı barışın tesis edilmesi yönündeki uluslararası çabalara desteğini kararlılıkla sürdürmektedir. Diğer yandan, İslam Alemi'nin küresel sesi olan İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) nezdinde tarihi bir sorumluluk üstlendik. Ülkemiz, 21-22 Haziran'da İstanbul'da İİT 51. Dışişleri Bakanları Konseyi toplantısıyla, İİT Dönem Başkanlığını üstlenmiştir.

Sayın Milletvekilleri, Yemen'de istikrar arayışımız, Babü'l Mendeb Boğazı'nın karşı yakasındaki Afrika Boynuzu ile de doğal bir bütünlük arz etmektedir. Somali ve Etiyopya'nın ülkemize duyduğu güvenin bir tezahürü olan Ankara Bildirisi süreci, 2025 yılında da gerilimin düşürülmesine ve diyaloğun sürdürülmesine zemin sağlamıştır. Sudan'ın birliği, toprak bütünlüğü ve egemenliği çerçevesinde ateşkesin sağlanmasına yönelik diplomatik girişimlere destek vermekteyiz. Ülkedeki insani krizin hafifletilmesi için hem ikili hem de çok taraflı zeminde gayret göstermekteyiz. Sayın Milletvekilleri, Afrika Boynuzu'nda istikrarı destekleyen bu somut adımlarımız, aslında Kıta genelindeki köklü vizyonumuzun bir yansımasıdır. Türkiye'nin Afrika ile stratejik ortaklığı, son çeyrek asırda atılan kararlı adımlarla dış politikamızın en dinamik unsurlarından biri haline gelmiştir. Kıta ülkeleriyle ikili ilişkilerin yanı sıra, bütünleşmenin ana aktörü olan Afrika Birliği ile kurumsal işbirliğine de büyük önem atfediyoruz. Bu kapsamda, stratejik ortağı olduğumuz Afrika Birliği ile Dördüncü Ortaklık Zirvesi'nin, 2026 yılı içerisinde Libya'nın ev sahipliğinde düzenlenmesi öngörülmektedir. Değerli Milletvekilleri, Küresel nüfusun dörtte birine ev sahipliği yapan Güney Asya coğrafyasında bölgesel dengelerin ne denli hassas olduğu, Mayıs ayında Hindistan ve Pakistan arasında yaşanan tırmanmayla bir kez daha görülmüştür. Bu kırılgan süreçte taraflara itidal çağrısında bulunduk; sağduyunun galip gelmesiyle varılan ateşkes kararını memnuniyetle karşıladık. Öte yandan, dost ve kardeş Bangladeş'te "Temmuz Devrimi"nin ardından yaşanan gelişmeleri yakından takip ediyor, ülkedeki reform sürecini destekliyoruz.

"Afganistan'da istikrarın temini için Geçici Hükümet'le pratik ve yapıcı angajman politikamızı sürdürüyoruz"

Afganistan'da istikrarın temini için Geçici Hükümet'le pratik ve yapıcı angajman politikamızı sürdürüyor, uluslararası toplumu da bu yönde teşvik ediyoruz. Bölgesel güvenliğimizi de yakından ilgilendiren Afganistan-Pakistan hattındaki gerilim bağlamında, her iki tarafla da eş zamanlı ve kesintisiz temaslarımızı sürdürerek sağduyunun hakim olmasına katkı sağladık. Küresel ekonominin ve jeopolitiğin yeni ağırlık merkezi Asya-Pasifik bölgesine yönelik olarak "Yeniden Asya Girişimimiz" çerçevesinde şekillenen vizyoner ve çok boyutlu politikalarımızın somut meyvelerini topladığımızı görüyoruz. Bölgenin küresel aktörü Çin Halk Cumhuriyeti ile ilişkilerimiz, karşılıklı saygı ve ortak fayda temelinde ilerletilmektedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın Şanhay İşbirliği Teşkilatı Zirvesi marjında Çin Devlet Başkanı ile gerçekleştirdikleri görüşme, işbirliğimize ivme kazandırmıştır. Kuşak ve Yol Girişimi'nin Orta Koridor'la uyumlaştırılmasına stratejik önem atfediyoruz. Çin'in toprak bütünlüğüne saygı çerçevesinde, Uygur Türkleri'nin barış ve güven içinde olmalarına ve kültürlerini özgürce yaşamalarına yönelik beklentilerimizi vurgulamaya devam ediyoruz.

Sayın Milletvekilleri, 2024 yılında diplomatik ilişkilerin 100. yıldönümünü kutladığımız stratejik ortağımız Japonya ile yıl boyunca icra edilen karşılıklı üst düzey ziyaretler, dostluğumuzu perçinlemiştir. Bu yıl, Türk-Japon dostluğunun temel taşlarından olan Ertuğrul Fırkateyni hadisesinin 135. yıldönümünü idrak ediyoruz.  Asya'nın yükselen gücü ASEAN ülkeleriyle ilişkilerimizde de kurumsallaşma dönemi hız kazanmıştır. Endonezya ve Malezya ile tesis edilen Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi mekanizmaları sayesinde; savunma sanayiinden teknolojiye, geniş bir yelpazede ikili işbirliklerimiz derinleşmektedir. Bölgenin diğer dinamik ekonomileri Vietnam ve Tayland ile de stratejik ortaklık tesisi

yönündeki çalışmalarımız sürmektedir. Avustralya ve Yeni Zelanda ile de bağlarımızı tahkim ediyoruz. Papua Yeni Gine'de açılacak Büyükelçiliğimiz ile diplomatik ağımız Pasifik'in en uç noktasına kadar genişletilmektedir.

"2026 yılı bütçemiz, tasarruf tedbirlerine titizlikle uyularak etkili ve verimli bir şekilde kullanacak"

Ben son şeyi söyleyeyim size: Sayın milletvekilleri, 2024 yılı kesin hesabına göre Bakanlığımıza yıl sonu itibarıyla toplam 29,5 milyar TL ödenek tahsis edilmiştir. Harcamamız 26,6 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'yle Bakanlığımıza 46,8 milyar TL ödenek tahsis edilmesi öngörülmekte. Bazı milletvekillerimiz bütçe orantılarını genel bütçeye oranla söylediler, onları not ettim; onunla ilgili gerekli çalışmaları hem kabinede hem Maliye Bakanlığında yapacağız. Bu yapıcı eleştiriler için de ayrıca teşekkür ediyorum. Buna ilaveten 9,3 milyar TL Ulusal Ajans ve AB programlarına ulusal katkı payı olmak üzere AB Başkanlığı için 10,2 milyar, Türk Akreditasyon Kurumu için 478 milyon TL tutarında bütçe teklifi de onayınıza sunulmuştur. Avrupa Birliği Bakanlığımızın ilgili kuruluşu Türkiye Ulusal Ajansı, Avrupa Birliğinin Erasmus ve Avrupa Dayanışma Programlarını yürütmektedir. Her yıl yaklaşık 45 bin vatandaşımıza yurt dışında eğitim, öğretim ve staj, gönüllülük fırsatları sunan ajansımız insan kaynağı ve iş gücümüz...

Değerli milletvekilleri, mali iş ve işlemlerini mali disiplin ve saydamlık ilkelerine uygun olarak gerçekleştirilen Bakanlığımız, Sayıştay Başkanlığımızla yakın iş birliğini sürdürmeye devam etmekte ve Sayıştay Denetim Raporu'nda işaret edilen hususlarla ilgili gerekli tüm tedbirleri hızla hayata geçirmektedir. 2026 yılı bütçemizin tasarruf tedbirlerine titizlikle uyularak etkili ve verimli bir şekilde kullanacağımızı belirterek hayırlara vesile olmasını diliyorum. Yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum."

Kaynak: ANKA

Son Dakika Güncel 2026 Bütçesi TBMM Genel Kurulu'nda. - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement