Berberoğlu: "Devletin 'Sen Gazetecisin', 'Sen Gazeteci Değilsin' Deme Hakkı Olduğunu Düşünmüyorum" - Son Dakika
Güncel

Berberoğlu: "Devletin 'Sen Gazetecisin', 'Sen Gazeteci Değilsin' Deme Hakkı Olduğunu Düşünmüyorum"

CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu, “İletişim Başkanlığı 17 bin 382 kart vermiş ama aynı metinde kaç kartın iptal edildiği yazmıyor. Bu da başka bir haksızlık. Çünkü gazeteciyi, gazeteci olarak tarif eden çalıştığı kurumdur. Bir yere gönderdiği zaman onu bir tanıtım kartı olarak verir. Devletin ‘sen gazetecisin’, ‘sen gazeteci değilsin’ deme hakkı olduğunu düşünmüyorum. Benim ne yapıp, yapmadığımı beni çalıştıran kişi bilir. Maaşımı ödeyen karşılığında gazetesini satıp parasını cebine koyan kişi bilir. Anadolu Ajansı’ysa devlet bilir” dedi.

25.11.2022 18:20  Güncelleme: 18:41

CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu, "İletişim Başkanlığı 17 bin 382 kart vermiş ama aynı metinde kaç kartın iptal edildiği yazmıyor. Bu da başka bir haksızlık. Çünkü gazeteciyi, gazeteci olarak tarif eden çalıştığı kurumdur. Bir yere gönderdiği zaman onu bir tanıtım kartı olarak verir. Devletin 'sen gazetecisin', 'sen gazeteci değilsin' deme hakkı olduğunu düşünmüyorum. Benim ne yapıp, yapmadığımı beni çalıştıran kişi bilir. Maaşımı ödeyen karşılığında gazetesini satıp parasını cebine koyan kişi bilir. Anadolu Ajansı'ysa devlet bilir" dedi.

CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu, bugün Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülmekte olan Cumhurbaşkanlığı bütçesinde konuştu. Berberoğlu şunları söyledi:

"İLETİŞİM BAŞKANLIĞI'NIN FAALİYETLERİNDEN ÇOK AKLIMDA KALAN TARAFLI CEZALARIDIR"

"Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü'nden evirilerek, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde İletişim Başkanlığı'na dönüşen bu kurulun icraatları hakkında biraz cahilim. Kocaman binasının önünden her geçtiğimde neler yapıyor diye merakta kaldım. Fuat Oktay Bey, tadat etmiş, bu kurumun faaliyetlerini; 'kamu diplomasisi, dezenformasyonla mücadele, devlet-millet ilişkisini güçlendirme.' Ama maalesef eski bir haberci olarak İletişim Başkanlığı'nın bu faaliyetlerinden çok aklımda kalan taraflı cezalarıdır.

Son bir yıl içinde Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Türkiye Gazeteciler Sendikası'nın ortak toplantılarından çıkan rakamlara göre kesilen cezaların İletişim Başkanlığı'na bağlı Basın İlan Kurumu tarafından yüzde 88'i muhalif medyaya dönük. Bu zaten bir fikir veriyor. Bu sene yapılan bir başka icraat açıkçası benim kafamda çok ciddi soru işaretleri yarattı. Sosyalist çizgideki bir gazetenin Evrensel'in tiraj rakamlarına dayanılarak ve bu konuda bir teftişi müteakip hem ilanlarının kesilmesi hem basın kartlarının iptali, hem de cezaevlerine girişi yasaklanmış durumda. Soracağım ama muhtemelen cevap da almayacağım: Başka herhangi bir gazeteye böyle bir tiraj denetimi uygulandı mı?

Tirajların ne kadar uyduruk olduğu, eski bir gazeteci sıfatıyla konuşuyorum, ama bugünkü gazetecilerin de çok iyi bildiği bir şeydir. Basın İlan Kurumu'nun ilanını hak etmek için belli bir tiraj tavanı vardır, basın kartını hak kazanmak için belli bir personel sayısı vardır. Bunlar genellikle denetlenmezse şişirilir. Bu da eski mesleğimin deformasyonlarından birisidir.

"İLETİŞİM BAŞKANLIĞI 17 BİN 382 KART VERMİŞ AMA AYNI METİNDE KAÇ KARTIN İPTAL EDİLDİĞİ YAZMIYOR"

İletişim Başkanlığı 17 bin 382 kart vermiş ama aynı metinde kaç kartın iptal edildiği yazmıyor. Bu da başka bir haksızlık. Çünkü gazeteciyi, gazeteci olarak tarif eden çalıştığı kurumdur. Bir yere gönderdiği zaman onu bir tanıtım kartı olarak verir. Devletin 'sen gazetecisin', 'sen gazeteci değilsin' deme hakkı olduğunu düşünmüyorum. Benim ne yapıp, yapmadığımı beni çalıştıran kişi bilir. Maaşımı ödeyen karşılığında gazetesini satıp parasını cebine koyan kişi bilir. Anadolu Ajansı'ysa devlet bilir.

'Sansür Yasası' hakkında söyleyeceğim çok basit, böyle bir zaten uygulanamaz. Çünkü bu yasanın uygulanacağı kişiler bu yasadan korkmaz. Öteki türlü de zaten medyanın yüzde 90'ına sahip bir siyasi iktidardan bahsediyoruz. Onlarda zaten bu yasanın konusu olmaz. İletişim Başkanlığı yerini aldığı kurumun işlevini tamamen unutmuş gibi gözüküyor. O da Anadolu matbuatını adil bir şekilde ilanla desteklemek, gazetecilere gereken tanıtıma desteğini vermek. Bütün bunlar unutulmuş bir kişinin iletişimini yapar hale gelmiştir."

Berberoğlu: "Devletin \'Sen Gazetecisin\', \'Sen Gazeteci Değilsin\' Deme Hakkı Olduğunu Düşünmüyorum"
Kaynak: ANKA

Son Dakika Güncel Berberoğlu: 'Devletin 'Sen Gazetecisin', 'Sen Gazeteci Değilsin' Deme Hakkı Olduğunu Düşünmüyorum' - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement