Girişimci Kadınlar - Tuğlalarını Enkazdan Topladığı Fırında Köy Ekmeği Üretiyor - Son Dakika
Güncel

Girişimci Kadınlar - Tuğlalarını Enkazdan Topladığı Fırında Köy Ekmeği Üretiyor

Sakarya'da 17 Ağustos 1999'da meydana gelen Marmara Depremi'nin ardından enkazlardan topladığı tuğlalarla kendi fırının yaptıktan sonra doğal malzemelerle yaptığı ekmekleri Türkiye'nin yanı sıra dışında yurt dışındaki birçok müşterisine gönderen 55 yaşındaki Müzeyyen Altıparmak,...

14.09.2017 12:40

İBRAHİM YOZOĞLU - Sakarya'da 17 Ağustos 1999'da meydana gelen Marmara Depremi'nin ardından enkazlardan topladığı tuğlalarla kendi fırının yaptıktan sonra doğal malzemelerle yaptığı ekmekleri Türkiye'nin yanı sıra dışında yurt dışındaki birçok müşterisine gönderen 55 yaşındaki Müzeyyen Altıparmak, çalışkanlığıyla hemcinslerine örnek oluyor.

Serdivan ilçesi Selahiye Mahallesinde 25 yıl çiftçilik yapan Altıparmak, iki kızını büyüttükten sonra hayalindeki işi kurabilmek adına malzemeye ve ustalara verecek parası olmadığı için 17 Ağustos 1999'da meydana gelen Marmara Depremi'nin ardından kendilerinin ve komşularının enkazlarından topladığı tuğlalarla fırın yapmaya başladı. Babasının tarifiyle sırtında taşıdığı çamur ve tuğlalarla yaz kış demeden fırını yapmaya çalışan Altıparmak, yaklaşık 7 aylık hummalı çalışmasının ardından kendine küçük bir fırın yaptı. Burada günde 5-10 ekmek yaparak geçimini sağlamaya çalışan mahallenin Müzeyyen ablası, doğal malzemelerle yaptığı ekmeğinin ününü kısa sürede kent geneline duyurmayı başardı.

Yamaç paraşütüyle ekmeğinin reklamını yaparak her kesime ulaşmaya çalışan Altıparmak, başta İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirler olmak üzere birçok kente tanıdıkları vasıtasıyla ekmek gönderiyor. Kente gelip ekmeğinin ününü duyan gurbetçiler aracılığıyla da birçok Avrupa ülkesinin yanı sıra Avusturalya'ya kadar ekmek gönderen ve internetten de ekmek satışları yapan Müzeyyen Altıparmak, Zeyyen markasıyla patentini aldığı ekmeğinin oda sıcaklığında 7 gün, buzdolabında 15 gün, dondurucuda ise istendiği kadar saklanabildiğini belirtiyor.

El emeğiyle zor şartlar altında yaptığı fırınınında çalışmanın mutluluğunu yaşayan Altıparmak, bebek gibi ilgi gösterdiği ekmeklerini yaparken yaklaşık 700 derece sıcaklığa sahip fırının önünde akşama kadar çalışıyor. Sabahın ilk saatlerinde fırına gidip müşterilerinin sabah kahvaltısına ekmek yetiştiren mahallenin müzeyyen ablası, hemcinslerine evinde oturmamalarını, hayal ettikleri işi severek ve sabırla yaptıkları takdirde başarılı olacakları tavsiyesinde bulunuyor.

Ekmekleri yurt içi ve yurt dışına gidiyor

Altıparmak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 8 yıl önce ekmek yapmaya başladığını söyledi.

İşe başlamak için bütçesinin olmadığını dağa gidip toprak getirdiğini anlatan Altıparmak, "Deprem enkazından tuğlalar toplayarak sıfırdan başladım. Depremde yıkılan binalardan topladım. Kendi binamızdan komşuların binalarından toplayarak yaptım. Bir haftada yapılması gereken fırınları ben 7 ayda yaptım. Çünkü malzemem yoktu, yavaş yavaş oldu. Fırında ilk gün börek yaptım sonra ekmeğe döndüm. O Fırınlar yetmedi biraz daha büyütmek zorunda kaldık. Büyüte büyüte bu zamana kadar geldik. 5-10 ekmekle başladık sonra git gide artırarak 300'e kadar ulaştık." dedi.

Yaz sıcaklığına bir de fırının sıcaklığının eklendiğini ifade eden Altıparmak, severek yaptığı için fırının kendisine hiç sıcak gelmediğini anlattı.

Ekmeğin hamurunun doğal olduğunu dile getiren Altıparmak, şöyle devam etti:

"Doğal olduğu için annelerden, anneannelerden gelen bir ekmek. İnsanlar geçmişini de yaşıyor burada. Ekmeklerini kaybetmemek için 'sana bir şey olmasın' diye dua ediyorlar, ilgi gösteriyorlar. Ekmeği, yıllardır elden ele gelen komşuların birbirinden aldığı ekşi maya ile yapıyorum. Şu anda hiçbir yere ekmek vermiyoruz insanlar kendisi gelip alıyor. İzmit'ten, İstanbul'dan, Ankara'dan, Adana'dan yani Türkiye'nin her yerinden gelip buradan ekmek alıyorlar. Birisi buraya bir kişi getiriyor 'bakın burada güzel ekmek var' diyor. O kişi 10 kişiyi daha getiriyor. Sağ olsun eşle dostla bu güne kadar geldik. Yurt dışına giden akrabalarına gönderiyorlar, kendileri tatile gelmiş oluyorlar gelip alıyorlar, onlar da götürdükleri yerde ikram ediyorlar o ona o ona inanın dünyaya yayıldık. Ekmeklerim Avusturalya'ya, Amerika'ya, İngiltere'ye Almanya'ya her yere gitmiştir. Türkiye'nin de her yerine gitmiştir. Ben sevgiyle yaptığım için ekmeklerim çok güzel oluyor."

Ekmeklerini yeni doğan bebek gibi seviyor

Ekmek alanları güler yüzü tatlı diliyle karşıladığını, müşterilerinin ekmeğin tadından ve kalitesinden memnun kaldığını anlatan Altıparmak, fırında çalışırken tüm dertlerini unuttuğunu aktardı.

Ekmeği yaparken kendimden geçtiğini, müşterilerinin memnun kaldıkça daha da mutlu olduğunu ifade eden Altıparmak, şunları kaydetti:

"Ekmekler bana çocuklarım gibi geliyor. Hamuru yaparken o kadar mutlu oluyorum ki sanki yeni bir çocuk dünyaya gelecekmiş gibi o sevgiyle işe başlıyorum. Tepsilere koyma zamanı geldikten sonra çocuğumun bakımına özenir gibi ekmeğimin yapımına özeniyorum. Her seferinde ilk defa yapıyormuşum gibi geliyor ve o heyecanı hissediyorum. Yıllarca şarkı söyleyen sanatçılar 'sahneye çıktığı zaman heyecanlanıyorum' dediklerinde inanmıyordum ama ben o heyecanı ekmeklerimde gerçekten yaşıyorum. Fırınımın sıcaklığına bakıyorum, sürekli takip ediyorum, onlar kabardıkça kızarmaya başladıkça sanki dünyalar benim oluyor. İnsanlar geliyor ekmekleri bekliyor, sıraya giriyor. Onlara ekmek verdikçe onların mutluluğu da bana yansıyor. Onlar sanki buradan ekmek değil de birer altın vermişim gibi dönüyorlar. İşim bitiyor ertesi günü gene heyecanla bekliyorum. Demek ki sevgi, iş, aş, aşk, emek buymuş. Emeklerimle geldiğim için çok çok çok seviyorum işimi." şeklinde konuştu.

Komşularının yardıma geldiğini ve bir de sigortalı çalışan elemanı olduğunu aktaran Altıparmak, günde 150 ila 300 arasında ekmek çıkardığını ekmekleri müşterilerin gelip aldığını, toplu satış yapmadığını söyledi. Ev hanımlarına tavsiyelerde bulunan Altıparmak, "Kadınlar istediği işi yapabilir istemek önemli. Bu kadın erkek için fark etmez istemek, yılmamak ve yorulmamak... Bunlar oluyorsa o insan zaten başarılı olur. Hoşgörülü olmak lazım. Kadınlar kesinlikle evde oturmasınlar. İstedikleri işi yapabilirler insanlar yeter ki istesin. İstemeyince olmaz. Buraya gelen bir işçi üç ay dayanabiliyor 'çok zor böyle iş olmaz' diyen çok oldu ama ben dayandım herkes dayanabilir. İsteyince oluyor istemek önemli." diye konuştu.

Girişimci Kadınlar - Tuğlalarını Enkazdan Topladığı Fırında Köy Ekmeği Üretiyor
Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Girişimci Kadınlar - Tuğlalarını Enkazdan Topladığı Fırında Köy Ekmeği Üretiyor - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement