Haber: Ahmet ÜN – Kamera: Mehmet Mucahit CEYLAN
(DİYARBAKIR) - DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, ana dilde özgürce ibadet edilebilmesi gerektiğini ifade ederek, "Kürtler kamusal alanda Kürtçe Kur'an okuyabilmeli, Kürtçe vaaz verebilmelidir. Ölüye saygı gösterilmelidir bu topraklarda. Ama ne yazık ki mevcut olan siyasal İslam'la bezenmiş bu devlet anlayışı bunu yapmıyor" dedi.
Mezopotamya İslami Araştırmalar Federasyonu 1. Olağan Kongresi Sezai Karakoç Kültür ve Kongre Merkezi'nde başladı.
Burada konuşan Hatimoğulları, Mezopotamya İslami Araştırmalar Federasyonu'nun önemli çalışmalar yürüttüğünü belirtti. Kongrenin başarılı geçmesini dileyen Hatimoğulları, "Canıyürekten bu çalışmayı kutluyorum. Neden? Çünkü bu çalışma bizim üzerinde yaşadığımız coğrafyanın ihtiyaç duyduğu çalışma" dedi.
Erken İslam döneminden sonra sömürgeci güçlerin Orta Doğu'da, Afrika'da dinleri ve inançlar karşı karşıya getirdiğini söyleyen Hatimoğulları, şunları kaydetti:
"Mezhep savaşlarını iç içe tartarak emperyalist güçler kendi sömürge sistemlerini bu şekilde inşa ettiler bu topraklarda. Yüzyıllardır kanlarımız akıyor bu coğrafyada ve kanlarımız akarken ne yazık ki siyasallaştırılmış İslam bunun ön ayakçısı oluyor ve bunu kabul etmek mümkün değil. Bölgemizde özellikle yanı başımızda yaşanan, son yıllarda daha da ön plana çıkan siyasal İslam'ın yaratmış olduğu negatifliklerle karşı karşıyayız. Bugün IŞİD, El Nusra, El Kaide ve onun uzantısı örgütler, Nijerya'da Boko Haram gibi örgütler ne yazık ki siyasal İslam'ın arkasına sığınarak kardeş kanı döküyor. Ne yazık ki kadınları, çocukları kaçırıyorlar. Yanı başımızdaki Suriye'nin ve IŞİD'in bu bölgeye neler ettiklerine hep birlikte tanıklık ettik. İşte bunu ters yüz etmemiz gerekiyor.
"İslam'ın kendi değerleriyle demokratik bir zeminde buluşturulması çok önemli"
İslam'ın en önemli değerlerinin içini boşaltarak bu şekildeki örgütlenmelere karşı güçlü bir şekilde bir demokratik İslam çizgisinin isminden de anlaşıldığı gibi selam olan yani barış olan İslam'ın kendi değerleriyle demokratik bir zeminde buluşturulması çok önemli. O nedenle sizlerin yaptığı bu çalışma sadece Türkiye'nin, sadece Kürdistan coğrafyasının, sadece Mezopotamya'nın değil, bütün İslam coğrafyasının, İslam inancına sahip her kesimin yürekten ihtiyaç duyduğu bir çalışma ve bu anlamıyla son derece önemli. Hazreti Muhammed Sallahü Aleyhi ve Sellem hadisişerifinde şöyle der; 'Ben nefsime zulmü haram ettim. Onu sizin aranızda da haram ettim. Öyleyse birbirinize zulmetmeyin'. Öyleyse bu coğrafyayı hep beraber zulümden kurtaralım."
"21. yüzyılın Muaviyeleriyle de karşı karşıyayız"
Muaviye döneminde yaşananlara hatırlatmada bulunan Hatimoğulları, şöyle konuştu:
"Ne yazık ki 21. yüzyılın Muaviyeleriyle de karşı karşıyayız. Aynı mücadeleyi 21. yüzyılın Muaviyelerine karşı hep birlikte vermeliyiz. Sayın Abdullah Öcalan'ın tam da yapmış olduğu çağrı, barış ve demokratik toplum çağrısı bu mantık ve bu fikrin buluştuğu çağrının ta kendisidir. Bu coğrafyanın duyduğu, ihtiyaç duyduğu gerçekliğin ta kendisidir. Bizler bu çağrıyla birlikte batılı halk olarak laf edenlere karşı çok güçlü bir yanıtı hep beraber verebiliriz. Müminin yegane amacı adaleti kendinde başlatmak ve aynı zamanda kendindeki adaleti bir toplumsal adalete dönüştürmek, bir toplumsal adaletin inşacısı olmak. Sayın Öcalan'ın çağrısından da anlaşılacağı gibi bizlerin demokratik bir toplumu inşa etme gibi bir görev ve sorumluluğumuz var. Buna başta demokratik İslam çizgisinin inşası, güçlenmesi, gelişmesi, yayılması ve toplamda zuhur etmesini sağlamak çok kıymetli ve değerli ve bunun bütün kapılarını ardına kadar açmak hepimizin görevi ve sorumluluğu. Yine bir noktaya daha değinmek isterim ki Sayın Öcalan'ın çağrısında Kürt sorunu bu ülkenin bir kadim sorunudur. Hakiki bir meselesidir. Herkesin yüzleşmesi gereken bir meseledir ve sadece yüzleşmek değil, çözmemiz gereken bir meseledir. Bunun için bu sürecin ikinci aşamasında Sayın Öcalan'ın da ifade ettiği gibi hukuki adımların, barış ve demokratik yasaların yapılması gereken bir süreçten geçiyoruz ve bu konuda hepimize görev ve sorumluluklar düştüğünün hepimiz farkındayız."
"Suriye'de Alevi ve Dürzi kardeşlerimiz katlediliyor"
Türkiye'de tesis edilecek barışın aynı zamanda Suriye'de de barışının kapısını açmaya destek olacağını dile getiren Hatimoğulları, "Bugün ne yazık ki Suriye'de Alevi kardeşlerimiz katlediliyor. Dürzi kardeşlerimiz katlediliyor. Kürt kardeşlerimizin orada ademimerkeziyetçi bir anlayışla, kadın özgürlükçü bir anlayışla bütün farklı halkların ve inançların ortak bir yönetim zemininde Suriye yönetimi modeli oluşturan bir anlayışla varlık göstermeleri hem Suriye halkları için büyük bir şans hem Orta Doğu halkları için çok büyük bir şanstır. Bu şans çok iyi değerlendirilmeli herkes tarafından" ifadelerini kullandı.
Hatimoğulları, demokratik İslam çizgisinin bu topraklarda güçlenmesini sağlamanın, kadim sorunlarının çözümüne de ışık tutacağına inandıklarını belirtti.
Kadın cinayetlerini, kadına yönelik şiddeti, çocuğa şiddeti ve istismarı, uyuşturucu kullanımını hiçbir dinin kabul etmeyeceği belirten Hatimoğulları, şöyle devam etti:
"Açlık, yoksulluk hiçbir din kabul etmez. Mesela Peygamber efendimizin en bilinen sözlerinden birisi 'Komşusu açken yatan yatan bizden değildir'. Bu sadece kendi kapı komşunu kastetmez. Bu aynı zamanda bir sistemi kasteder. Bu sistem kesinlikle değişmeli ve müminler zulme karşı mutlaka direnmeli. Oysa mevcut iktidar yine siyasal İslam'ı kullanarak diyor ki, 'Mümin sabreder'. Bizler çektiğimiz acılara elbette sabrederiz. Ama bizler çektiğimiz acılığı kaderimiz olarak görmek istemez ve buna karşı sabretmek istemeyiz. Mücadele etmek ister, örgütlenmek ister ve bu sistemi kesinlikle değiştirmek isteriz. ve din kardeşliği, din bezirganları din kardeşliğini istismar etmektedirler. Din bezirganlığına bu coğrafyada kesinlikle izin vermemeliyiz. Elbette din kardeşliği önemli, aynı zamanda coğrafya kardeşliği de önemlidir."
"Ölüye saygı gösterilmelidir"
Ana dilde özgürce ibadet edilmesi gerektiğini söyleyen Hatimoğulları, şunları kaydetti:
"Kürtler kamusal alanda Kürtçe Kur'an okuyabilmeli Kürtçe vaaz verebilmelidir. Ölüye saygı gösterilmelidir bu topraklarda. Ama ne yazık ki mevcut olan siyasal İslam'la bezenmiş bu devlet anlayışı bunu yapmıyor. Cenazelerimizin toprakla buluşmasını engelliyor. Tırnak içinde bu teröristtir. İmama diyor ki sen bunun duasını okuyamazsın, namazını kılamazsın. Cenaze aracı vermiyor. Cenazelerimize müdahale ediyorlar. Gömülmesini müsaade edilmiyor. Gidin gece aileden beş kişiyle gömün diyorlar. Bu kabul edilemez. Ölüye saygı her şeyden önce gelir. Özellikle İslami değeri savunanlar ve bu topraklarda biz hep şuna inanırız; bir cenazenin bedeninin toprakla buluşması çok önemli bir şeydir. ve bizim o insana karşı yapacağımız en önemli son görevimizdir. Fakat ne yazık ki ölüye de saygı gösterilmiyor ve bunlara karışılıyor. Buradan özellikle bu barış sürecini konuştuğumuz bugünlerde bir an önce cenazelere müdahalelerden, taziyelere müdahalelerden vazgeçilmesinin çağrısını yapıyoruz. Bizler biliyoruz ki gerçek anlamda bir barışı, gerçek anlamda bir adaleti tesis etmenin yolu eşit yurttaşlık hakkının hukuki zemininin oluşmasından geçer."
Öcalan'ın mesajı
Kongrede terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan'ın gönderdiği mesaj da okundu.
Öcalan mesajında İslam'ın özgürlüğün, adaletin ve eşitliğin dini olduğunu belirterek, "Kapitalist modernitenin iktidar ve talan aracı haline getirdiği resmi devlet İslamı ya da cemaatçi yapılar, bu özü yitirmiştir. Demokratik İslam ise Medine Vesikası'nın ruhuna dönmektir. O sözleşme farklı inançların, halkların ve kültürlerin öz iradesiyle, baskısız bir arada yaşama sözleşmesidir. Bilinmelidir ki gerçek cihad, nefsimize ve zulme karşı sürekli özeleştiriyle sürdürülen mücadeledir. İslam'daki şura anlayışı ise kolektif akıl ve demokratik karar alma anlamına gelmektedir" ifadelerini kullandı.
İslam'ın ne devletin ne de herhangi bir grubun siyasi aracı yapılmadan, toplumun tabandan örgütlenen özgür yaşamına hizmet ettirilmesi gerektiğini ifade eden Öcalan, şunları kaydetti:
"Demokratik İslam kadın özgürlüğünü, ekolojik dengeyi ve halkların kardeşliğini merkeze alan bir uygarlık alternatifidir. Orta Doğu'nun kanayan yaralarına ancak bu demokratik yorum şifa olabilir. Bu çerçevede tartışmalarınızın başlattığımız demokratik toplum sürecine hizmet edeceğini umuyorum. Sevgi ve selamlarımla."
Son Dakika › Güncel › Kürtçe İbadet Hakkı Talebi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?