''Mavi Marmara Gazze Özgürlük Filosu'' Bosnalı okurlarla buluştu (1) - Son Dakika
Kültür Sanat

''Mavi Marmara Gazze Özgürlük Filosu'' Bosnalı okurlarla buluştu (1)

\'\'Mavi Marmara Gazze Özgürlük Filosu\'\' Bosnalı okurlarla buluştu (1)

Kayhan Gül - Sırbistan'ın güneyinde, Boşnak nüfusun yoğun olarak yaşadığı Novi Pazar (Yeni Pazar) kentinde yaşayan Avdiya Salkoviç, yazar Zahide Tuba Kor'a ait, "Küresel Vicdanın Dilinde...

12.11.2013 14:27

Kayhan Gül - Sırbistan'ın güneyinde, Boşnak nüfusun yoğun olarak yaşadığı Novi Pazar (Yeni Pazar) kentinde yaşayan Avdiya Salkoviç, yazar Zahide Tuba Kor'a ait, "Küresel Vicdanın Dilinden Özgürlük Filosu - Yolcularla Söyleşiler" kitabını Boşnakça'ya çevirerek, Balkan coğrafyasındaki okurların beğenisine sundu.

Hüseyin Besli ve Ömer Özbay tarafından kaleme alınan "Bir Liderin Doğuşu: Recep Tayyip Erdoğan" adlı kitabı da Boşnakça'ya çeviren Salkoviç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yüksek öğrenim için 1990'lı yıllarda Türkiye'ye gittiğini ve Marmara Üniversitesi Elektronik Bölümü'nden mezun olduktan sonra, yeniden ülkesine döndüğünü ve daha sonra Belgrad Üniversitesi Filoloji Fakültesi Türkoloji Bölümü'nde yüksek lisans yaptığını kaydetti.

Halen de doktorasını aynı bölümde tamamlamak üzere olduğunu ifade eden Salkoviç, boş zamanlarında, "çok sevdiği Türk kültürü, tarihi ve İslami anlayışı unutmamak için ve Türkiye'de yaşadığı deneyimleri ülkesindeki insanlarla paylaşmak" için kitap tercüe ettiğini ve şu ana kadar Türkçe'den Boşnakça'ya 20'den fazla kitap çevirdiğini söyledi.

Son olarak "Küresel Vicdanın Dilinden Özgürlük Filosu - Yolcularla Söyleşiler" kitabını Boşnakça'ya tercüme ettiğini belirten Salkoviç, şunları kaydetti:

"Hepimizin bildiği gibi, bundan üç yıl önce, 2010 yılı Mayıs ayında, inanılmaz bir olay gerçekleşmiş, uluslararası sularda İsrail devleti yardım konvoyuna bir saldırı düzenlemişti. Bu saldırıda, dokuz kişi katledildi. Mavi Marmara, bir dünya gemisiydi. Mavi Marmara, dünya vicdanını temsil ediyordu. Orada sadece Türkiye'den ve Arap ülkelerinden Müslümanlar yoktu, Hristiyanlar da vardı. Bu olayın unutulmaması için, ki unutulmaması da lazım, ben de milletime bu konuyu sunmak istedim. En uygun olarak da bu kitabı gördüm."

Yazar Zahide Tuba Kor'un, o gün gemide bulunan 39 kişiyle söyleşi yaptığını ve bu söyleşilerin kitapta yayımlandığını söyleyen Salkoviç, "Bir yazar olarak, Zahide Tuba Hanım'ın ağzından da bu konuyu dinleyebilirdik, ancak bunu bizzat olayı yaşayanlardan duyarsak, daha anlamlı ve daha güzel olur diye ben de bu kitaba yöneldim" dedi.

Kitabın tercümesini çok kısa bir süre içerisinde tamamladığını kaydeden Salkoviç, "Hevesle çalıştım. Bu arada şunu da söylemeliyim. Ben, maalesef, Mavi Marmara'da bulunamamıştım. Bu yüzden omuzlarımda bir borç vardı. Umarım, az da olsa, üzerimdeki bu borç gitmiştir" diye konuştu.

-En fazla, ABDli eski askerin hikayesi etkiledi

Kitabı tercüme ettiği sırada, seçilen 39 kişinin her birinin çarpıcı hikayelerine tanıklık ettiğini kaydeden Salkoviç, içlerinde Kenneth O'Keefe isimli yolculunun kendisi için ayrı bir yeri olduğunu söyledi.

Salkoviç, "Kendisi eski bir ABD Ordusu mensubu. Irak'taki ilk savaşa katılmış. Orada gördüğü bir olaydan sonra, orduyu terk edip, kendisini barış çalışmalarına adıyor. Filistin için çok çalışıyor. Hatta, Filistinli bir kadınla da evlendi. Ben, onun hikayesinden çok etkilendim" diye konuştu.

"Filistin meselesi, sadece Müslümanlar'ın meselesi değil" diyen Salkoviç, "Bu kitapla, bunu açık bir şekilde gördüm. Mesela, Mavi Marmara'dakilerin yarısından fazlası Müslüman değildi. Bunlar kimdi? Bunlar dünyanın vicdanıydı. Dünya için umut var. Ben bu umudu, Kenneth O'Keefe'nin hikayesinde gördüm" ifadelerini kullandı.

-"Bir Liderin Doğuşu" bölgede büyük ilgi gördü

Salkoviç'in Boşnakça'ya tercüme ettiği kitaplar arasında, bölge ülkelerinde en fazla ilgi gören Hüseyin Besli ve Ömer Özbay'ın yazdığı "Bir Liderin Doğuşu: Recep Tayyip Erdoğan" kitabı oldu.

Bu kitabı tercüme etmeye nasıl karar verdiğine dair, Salkoviç şunları söyledi:

"Boşnaklar olarak, bizler, kendimizi Fatih'in torunları olarak görüyoruz. Osmanlılık bir üst kimlik olduğu için, rahatlıkla 'Osmanlıyız' diyebiliriz. Türkiye'nin şanlı tarihinden ne gelirse, biz bunu okur ve seve seve sahip çıkarız. Biliyorsunuz, burada 50 yıl süren bir komünist rejim vardı ve bu dönemde, bahsettiğim konularda çeviri yapılmıyordu. Ama şunu da belirtmek ve altını çizmek istiyorum ki o yıllarda Türkiye'nin de bir gayesi, dışa açılmak ya da kendi mirasçılarına sahip çıkmak gibi bir niyeti yoktu. Türkiye, kendi sınırları içinde yaşayan kapalı bir devletti. Durum böyle olunca, birbirimizden çok uzaklaşmış olduk.

Ben 1990'lı yıllarda Türkiye'ye eğitim için gittim. Ben İstanbul'a ilk geldiğimde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, belediye başkanlığına yeni seçilmişti. O dönemde, benim Türkiye'ye olan sevgim yükselmeye başlamıştı. Savaştan gelen bir Boşnak olarak, Türkiye'de o sıcaklığı görünce, üzerimde bir yük hissetmeye başladım. Bana verilen bir burs, bir destek, bir güvence ve vadedilmiş bir gelecek vardı. Yani her şey benim elimdeydi. Okulum bitince de bir borcum olduğunu ve bunu ödemem gerektiğini düşündüm. Türkiye, artık bir dünya yıldızı ve dünya, Türkiye'ye artık farklı bir gözle bakıyor. Aynı şekilde, Başbakan Erdoğan da artık bir dünya lideri. Biz, ona sahip çıkmalıyız. Mesela, bir ay ve yıldız var Türk bayrağında. Eğer o ay, Türk milleti ise, o yıldız da Recep Tayyip Erdoğan'dır. Bizler buna böyle bakıyoruz. Neden mi? Çünkü, Osmanlı buralardan çekildikten sonra, bizim için o yıldız ve o ay batmıştı. Karanlık günler başlamıştı. Elhamdulillah, doğudan yeniden o ay ve yıldız yükseliyor. Her yerde söylüyorum. Biz Recep Tayyip Erdoğan'a sahip çıkmalıyız

Kaynak: AA

Son Dakika Kültür Sanat ''Mavi Marmara Gazze Özgürlük Filosu'' Bosnalı okurlarla buluştu (1) - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement