Başbakan Davutoğlu: (1) - Son Dakika
Politika

Başbakan Davutoğlu: (1)

Başbakan Ahmet Davutoğlu, AK Parti dışında toplumun bütün katmanlarını bünyesinde barındıran başka bir parti olmadığını ifade ederek, "Türkiye'nin kaderiyle AK Parti'nin dokusu ve kaderi örtüşmüş durumda.

16.09.2015 19:17

Başbakan Ahmet Davutoğlu, AK Parti dışında toplumun bütün katmanlarını bünyesinde barındıran başka bir parti olmadığını ifade ederek, " Türkiye'nin kaderiyle AK Parti'nin dokusu ve kaderi örtüşmüş durumda. Geleceğe dönük olarak, AK Parti'de ortaya çıkabilecek herhangi bir sorun bir anda ülke sorunu haline dönüşebiliyor, bir parti sorunu olmaktan çıkıp ülke sorunu haline dönüşebiliyor" dedi.

Davutoğlu, NTV'deki canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

AK Parti'nin 5. Olağan Büyük Kongresi ile ilgili, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ağırlığında bir MKYK listesi hazırlandığına, Binali Yıldırım'ın imza topladığına" ilişkin haberler yapıldığının hatırlatılması ve kongrede ve öncesinde neler yaşandığının sorulması üzerine Davutoğlu, kongrelerin partilerin ortak akıl ve vicdanının harekete geçtiği zeminler olduğunu söyledi.

Türkiye'nin en genç partilerinden olmasına rağmen AK Parti'de çok köklü teamüller ve ortak davranış kodları oluştuğuna işaret eden Davutoğlu, 14 yılda, aynı anda birçok MKYK, birçok kabine çıkaracak kadar başarılı isimlerin bir araya geldiğini anlattı.

Başbakan Davutoğlu, "Geriye dönük baktığımızda çok geniş bir insan havuzumuz var. İleriye dönük baktığımızda, şu anda her parti kendi siyasi kaderini yaşar, bir partiyle örtüşmez bir ülkenin kaderi ama herhalde demokrasi tarihimizde AK Parti'nin kaderiyle ülke kaderinin bu kadar örtüşmesi bağlamında, herhangi bir partinin ülke kaderiyle bu kadar örtüşmesi söz konusu olmadı" diye konuştu.

Türkiye'de, 1950'den bugüne siyasi hayata bakıldığında, Demokrat Parti'nin karşısında her an iktidara gelme ümidi taşıyan bir CHP olduğunu, 1960'lı yıllarda Adalet Partisi'nin karşısında yine CHP'nin yer aldığını, 1980'li, 1990'lı yıllarda ANAP, DYP ve bir çok partinin birbiriyle alternatif bir yapı oluşturduğunu anlatan Davutoğlu, "Burada, AK Parti'nin hakim parti olduğu anlamına dikkatinizi çekmek istemiyorum, başka bir şeye dikkatinizi çekmek istiyorum. O yılların Adalet Partisi, CHP ve ANAP ile kıyas edildiğinde bugün, AK Parti dışında toplumun bütün katmanlarını bünyesinde barındıran bir başka parti yok. Türkiye'nin kaderiyle AK Parti'nin dokusu ve kaderi örtüşmüş durumda. Geleceğe dönük olarak, AK Parti'de ortaya çıkabilecek herhangi bir sorun, bir anda ülke sorunu haline dönüşebiliyor, bir parti sorunu olmaktan çıkıp ülke sorunu haline dönüşebiliyor" değerlendirmesini yaptı.

"Vaktinde kongre yapılacağı, vaktinde seçim yapılacağı algısı"

CHP kongrelerinde yaşanan bir çok türbülansın parti içi olarak görüldüğünü ve bu kadar değerlendirmeye alınmadığını dile getiren Davutoğlu, "Onun için bizim kongremizle ilgili yapılan yorumlar, bir an ülke gündeminin ana esası oldu, çünkü şu anda Türkiye'de tek başına iktidar olma iddiasına ve imkanına sahip yegane parti, AK Parti. Diğer partileri önemsiz gördüğüm için söylemiyorum ama realist olarak herkes biliyor ki 1 Kasım'da da AK Parti tek başına iktidar olma şansı olan tek parti durumunda" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan görevi devraldığı 1. Olağanüstü Kongre'den sonra hedefler belirlediğini anımsatan Davutoğlu, AK Parti'deki birliği, beraberliği sağlamak, Erdoğan'ın genel başkanlığı döneminde oturmuş olan köklü değer, mekanizma ve uygulamaları sürdürmek ve geliştirmek, ülkeyi seçime götürmek ve 2023 Vizyonu çerçevesinde toplumu motive etmek için çalıştığını anlattı.

Görevi devralmasından bugüne geçen bir yıllık sürede hem il kongrelerinin yapıldığına hem de milletvekili genel seçimi için sandık başına gidildiğine işaret eden Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

"Türkiye, demokratik bir seçimi uluslararası standartlarda gerçekleştirdi. Hemen arkasından terör olayları ve küresel ekonomik krizle bir taraftan boğuşurken kongre kararı aldık. Bunun altını çizmek istiyorum. Kongreyi seçim öncesinde yapma kararı bile önemliydi. Bunu yapma sebebimiz, Türkiye'de her şeyin normal seyrinde, AK Parti içinde her şeyin normal seyrettiği, vaktinde kongre yapılacağı, vaktinde seçim yapılacağı algısını topluma yerleştirmemiz. Bu anlamda bence son derece başarılı bir kongre süreci yaşanmıştır.

Görüş farklılıkları olur her toplumda. Aile içinde görüş ayrılıkları söz konusu olabilir ama kongreye giden sürece baktığımızda, ben bütün kurucularla, eski MKYK üyeleriyle, ulaşabildiğim herkesle de istişare içinde, sayın Cumhurbaşkanımız da dahil bir hazırlık dönemi gerçekleştirmeye özen gösterdim. Sonunda da ortaya çıkan birlik ve beraberliğin tahkim edildiği, değişik yorumlar yapılır, nihayette bin 353 geçerli oyun tümünü alarak genel başkan seçilmiş olmam, AK Parti delegelerinin, AK Parti'nin ortak aklının ve AK Parti'de oluşan 14 yıllık birikimin bana gösterdiği teveccüh. MKYK listesi de bu anlamda, bütün bu tecrübeleri yansıtan, belli tecrübeyle yenileşmeyi, tazelenmeyi yansıtan bir liste halinde ortaya çıktı ve birlikte sunuldu. Kongreye, genel başkan adaylığı ve MKYK listesi tek bir bütün içinde sunuldu. Bu anlamda, AK Parti bu kongreden güçlenmiş olarak çıktı."

Kongrede, şehitler nedeniyle müzik yayını yapılmamasına, coşku ifade eden unsurlar yer almamasına rağmen, salondaki coşkunun herkes tarafından görüldüğünü söyleyen Davutoğlu, delegelerin sadece oy vermediğini, konuşmasının her aşamasında desteklerini gösterdiklerini ifade etti.

Başbakan Davutoğlu, "Bir kongrede olması gereken her şeyin olduğu, netice itibarıyla da ulaşılması gereken her şeye ulaşılan başarılı bir kongre süreci yaşadık" diye konuştu.

"Hiçbirimiz değerleri ikame edemeyiz"

Kongre öncesinde "AK Parti'nin fabrika ayarlarına dönmesi, kuruluş felsefesine vurgu yapılması" gibi kavramlar kullanıldığı anımsatılarak, "AK Parti hangi değerlerinden uzaklaştı da tekrar bu değerleri öne çıkartan bir rota çizdiniz" diye sorulması karşısında Davutoğlu, "fabrika ayarlarına dönme" tabirini çok mekanik bulduğu için hiç kullanmadığını, ancak "kurucu değerler" ifadesine önem verdiğini söyledi.

Tarihi süreçlerde "kurucu liderler" ve "kurucu değerler" kavramlarının öne çıktığına dikkati çeken Davutoğlu, "Eğer bir harekette çok kuvvetli şahsiyetler yoksa, sadece değerlerden bahsediliyorsa, o hareket bir müddet sonra hamasi bir nitelik taşır. Değerler dile getirilir ama başarı beraberinde gelmez. Eğer bir harekette çok güçlü bir insan potansiyeli var ama değerler zafiyet göstermişse o hareket de bir müddet sonra özünü, muhtevasını kaybeder. Çünkü hiçbirimiz o anlamda değerleri ikame edemeyiz. Biz, değerleri hayata geçirerek onları ikame edebiliriz" ifadelerini kullandı.

Davutoğlu, Türk siyasi tarihinin geçmişteki zaaflarını ortaya koyduğu için AK Parti'nin kuruluşunda yapılan vurguları hatırlattı. Türkiye'de 8190'li, 1990'lı yıllarda ortak aklı üretme kabiliyetini, istişareyi, mekanizmaları harekete geçirme düşüncesini kaybeden siyasi yapının zamanla gücünü de kaybettiğini söyleyen Davutoğlu, AK Parti'nin bu anlamda çok köklü bir geleneğe sahip olduğunu, bunun da korunması gerektiğini kaydetti.

"2001'de yola çıktığımızda bizim gücümüz, makamlarımız yoktu"

Ortak vicdan niteliği taşıyan temel unsurların altını çizen Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ortak ahlaki referanslar var. Kibirden, şatafattan, millete mesafeli durmaktan uzak durmak... 'Millete tepeden bakılmaz', biz sürekli bunu söyledik ama herhangi bir yerde 'AK Parti kadroları elde ettikleri güç dolayısıyla milletten uzaklaştılar' diye bir algı oluşmuşsa o algıyı düzeltmek bizim görevimiz, milletin görevi değil. Böyle bir algı belli zeminlerde var mı? Bazı araştırmalarda bu ortaya çıkıyor.

O zaman benim genel başkan olarak görevim, arkadaşlarıma, kadrolara, liderlik kadrolarına 'Arkadaşlar, 2001'de yola çıktığımızda bizim gücümüz, makamlarımız yoktu. Hiçbirimiz bakan, hiçbirimiz belediye başkanı, belki daha eskiden olanlar hariç, şu veya bu teşkilatta üst düzey yönetici değildik ama bir şeyimiz vardı, değerlerimiz. Onlardan hareket ettiğimizde bütün bu makamlar anlam kazandı. Kibirden uzaklaşıp tevazuyla, aşkla, karşılıksız bir şekilde, diğerkamlıkla, fedakarlıkla yol yürüdüğümüzde bu makamlara geldik ama bunları terk edersek bu makamlarda duramayız'. Benim görevim bunu hatırlatmak. Başta kendime, kendi nefsime hatırlatmak. Makamların geçici, değerlerin kalıcı olduğunu. Dolayısıyla bir fabrika ayarı gibi mekanik bir şekilde ayarlanan bir şeyden değil, bir zihniyetten bahsediyoruz."

(Sürecek)

Kaynak: AA

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement