Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, öğrenci evlerine yönelik tartışmayla ilgili, "CHP'nin Sayın Genel Başkanı ve genel başkan yardımcıları ve bu işe karşı çıkanlara soruyorum, siz, kendi oğlunuzun veya kızınızın üniversite okurken başka erkeklerle veya kızlarla aynı evde kalmasını, kabul eder misiniz, etmez misiniz. Ben eminim ki böyle bir açıklamayı hiçbirisi yapmayacaktır. Onlar da bunun yanlış olduğunu düşünüyorlar ama siyaseten AK Parti'ye muhalefet etmek için bunu söylüyorlar" dedi.
Bozdağ, resmi temaslarda bulunmak üzere geldiği Kamerun'un Başkenti Yaounde'deki Türk Büyükelçiliğinde gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı ve değerlendirmelerde bulundu.
Öğrenci evlerine yönelik tartışmalara ilişkin değerlendirmesi sorulan Bozdağ, tartışmanın doğru bir zeminde yapılması durumunda faydalı sonuçlar ortaya çıkarılabileceğini söyledi.
Yükseköğrenimde okuyan öğrencilerin, kadın-erkek aynı evde veya aynı yurtta yaşamalarının doğru olup olmadığının tartışılan ana konu olduğunu dile getiren Bozdağ, "Biz bunun üzerinde duruyoruz. Başbakanımızın da bizim de yaptığımız açıklamalarda kadın-erkek yükseköğrenim öğrencilerinin, aynı yurtta veya aynı evde yaşamalarının yanlış olduğuna, doğru olmadığına yönelik bir yaklaşımdır. Bu sadece bizim tespitimiz değil, Türk toplumunun kahir ekseriyetinin kabulü, kadın-erkek öğrencilerin bir yerde yaşamasının yanlış olduğu yönündedir" diye konuştu.
"Bugün bu konudaki düşüncemizi eleştiren CHP'ye, diğer partilere oy veren seçmenlerin kahir ekseriyeti de bu kanaati paylaşmaktadır" diyen Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
"CHP adına konuşan genel başkan başkan yardımcıları, MHP adına ve BDP adına konuşanların tabanları da bizimle aynı kanaati taşımaktadır. Ben Bekir Bozdağ olarak oğlumun üniversitede bayan öğrencilerle aynı evde veya aynı yurtta yaşamasını doğru görmem. Kızımın da aynı şekilde erkek öğrencilerle aynı evde aynı yurtta yaşamasını doğru görmem. Muvafakatim de olmaz çocuklarım da böyle bir şeyi arzu etmez. Bizim yetiştiğimiz kültür bunu gerektirir. Türk toplumunun kahir ekseriyetinin sahip olduğu kültür de bunu gerektirir.
Buradan şunu özellikle ifade etmek isterim. CHP'nin Sayın Genel Başkanı ve genel başkan yardımcıları ve bu işe karşı çıkanlar, yöneticileri, gazeteciler, televizyoncular hepsine soruyorum: Siz, kendi oğlunuzun veya kızınızın üniversite okurken başka erkeklerle veya kızlarla aynı evde kalmasını, kabul eder misiniz, etmez misiniz. Sayın Kılıçdaroğlu çıksın desin ki: 'Ben oğlumun bayan öğrencilerle aynı evde veya aynı yurtta kalmasını doğru buluyorum. Benim çocuğum da böyle bir yerde kalıyor', Genel Başkan yardımcıları çıksın desin ki: 'Benim oğlum olsa veya kızım olsa böyle bir ortamda kalmasını arzu ederim' diye lütfen açıklama yapsınlar. Gazeteciler de açıklama yapsınlar. Kendi çocukları varsa örnek olsun diye 'kızım veya oğlum böyle bir ortamda kalıyor, saygı içerisinde aynı ortamı paylaşıyorlar' diye açıklama yapsınlar, kamuoyuna lütfen örnek göstersinler.
Eminim ki böyle bir açıklamayı hiçbirisi yapmayacaktır. Onlar da bunun yanlış olduğunu düşünüyorlar ama siyaseten AK Parti'ye muhalefet etmek için bunu söylüyorlar. Siz kendi evlatlarınız için istemediğiniz bir şeyi milletin çocukları için neden istiyorsunuz? Millet adına siyaset yapıyorsak, kendi adımıza istediğimizi bu milletin çocukları için de aynı şeyi istememiz lazım. Kendi evlatlarımızın kızlı erkekli aynı evlerde kalmasını istemiyorsak o zaman bu milletin evlatları için de istemeyeceğiz. Maalesef burada da ikiyüzlü bir siyaset görüyoruz."
-"Gayrı samimi buluyorum"
Yeni anayasa çalışmaları kapsamında üzerinde uzlaşılan 60 maddenin yasalaştırılması konusunda, CHP'nin 4 partinin uzlaşması gerektiği yönündeki yaklaşımı sorulan Bozdağ, bu durumu çok gayrı samimi bulduğunu söyledi.
Siyasetin, verilen sözlerin tutulduğu bir alan olması gerektiğini ifade eden Bozdağ, "Anamuhalefet partisi milletin gözünün içine baka baka bir çağrıda bulunduysa bu çağrının arkasında durması lazımdır" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 48 madde üzerinde mutabakat olduğu dönemde "gelin bu 48 maddeyi birlikte yasalaştıralım" dediğini ve çağrıda bulunduğunu anımsatan Bozdağ, o çağrıya CHP'nin olumlu yanıt vermediğini, MHP'nin ise önce "olur", sonra "hayır" dediğini ve çağrının karşılıksız kaldığını anlattı.
Anayasa Uzlaşma Komisyonunun mutabakata vardığı madde sayısı 60'a ulaştığında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir açıklama yaparak, "uzlaşılan 60 maddeyi geçirelim" dediğini anımsatan Bozdağ, şöyle konuştu:
"AK Parti'ye bir çağrı yaptı. 'Uzlaşılan 60 maddeyi birlikte yasalaştıralım' dedi. Sayın Başbakanımız, Sayın Kılıçdaroğlu'nun çağrısını kabul eden bir davranış ortaya koydu. Grup başkanvekillerimizi, CHP grup başkanvekillerine gönderdi. Onlar 'Biz partimizin yetkili organlarında bunu görüşeceğiz' dediler. Esasında çağrıda bulunan ve davet eden CHP'dir. Bu çağrıyı ve daveti kabul eden biziz. Burada bir icap ve kabul var. Bu sefer de yetkili organlarında konuşup '4 parti uzlaşırsa bu işe varız' diyorlar. Milletin gözünün içine baka baka çark etmek, milletin gözünün içine baka baka bütün millet ve siyaseti aldatmak, iki yüzlü siyaset ortaya koymak nedir derseniz, tam da bu olaydır."
-"Kendi önerdiği tekliften çark eden bir anlayış ortaya koydular"
AK Parti'nin CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun teklifini kabul ettiği halde, CHP'nin farklı bir tutum sergilediğini dile getiren Bozdağ, şunları kaydetti:
"İşin doğrusu Ben Kılıçdaroğlu'nun söylediği bu sözden ne zaman çark edeceğini merak ediyordum. Bizim arkadaşlar görüştüğünde, 'Biz bu konuyu yetkili organlarımızda görüşeceğiz' dedikleri zaman ben dedim ki 'Bunlar vazgeçme için bahane arayışı içerisindeler. Belli ki bahaneyi hemen üretemediler zaman kazanıp bir bahane üretecekler. Kendi sözlerinin unutulmasını bekleyecekler.' Sonra da '4 parti yoksa biz uzlaşmada yokuz' diye bir açıklama yapıyorlar. İlk defa Türkiye'de bir parti, kendi çağrısını ve kendi davetine başka bir parti 'evet' demesine ragmen çark eden bir yaklaşım ortaya koydu. Bu samimi bir durum da değil."
MHP'nin "Anayasa'nın tamamı olursa biz varız, yoksa biz yokuz" açıklaması olduğunu, Kılıçdaroğlu ve CHP yöneticilerinin bunu bildiğini dile getiren Bozdağ, "Buna rağmen '4 parti uzlaşmazsa biz yokuz' demeleri milleti bir başka aldatma yöntemidir, 'Ben bu işi yapmak istemiyorum' demektir. 'Bu işten çark etmek için bir bahane arıyordum böyle bir bahaneyi buldum' demektir. Ama siyasette bu kadar milletin gözünün içine baka baka milleti aldatmak yakışmıyor, anamuhalefet partisine hiç yakışmıyor. Ama benim için şaşırtıcı bir durum olmadı, bildik bir manzara tekrar tecelli etti" değerlendirmesinde bulundu. - Ankara
Son Dakika › Politika › Başbakan Yardımcısı Bozdağ, Kamerun'da - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?