Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday adayı olduğunu açıklayan Gaziantepli iş adamı Burhan Cahit Bingöl, seçim sürecini ve ülkede yaşananları değerlendirdi.
Türkiye'de büyükşehir belediye başkan aday adaylığını açıklayan ilk isim olma özelliğiyle dikkat çeken CHP'li Bingöl, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Son iki seçimde yüzde 60 oy potansiyeliyle AK Parti'nin elinde olan Gaziantep'te Cumhuriyet Halk Partisi ile ilgili 'öteki' algısını yıkacağım."
Gaziantep'i CHP'nin kazanabilmesi için adayların bugünden tespit edilerek çalışmaların başlatılması gerektiğini söyleyen Bingöl, yerel yönetimlerde AK Parti'nin önde olduğu Gaziantep'te Cumhuriyet Halk Partisi'nin adeta ayrık otuna benzetildiğini öne sürerek, şöyle konuştu: "Ben Gaziantep'te büyümüş ve burada yaşamış biri olarak CHP'nin üzerindeki ayrık otu algısını yıkmaya kararlıyım. Birlikte yaşadığım Gaziantep halkına CHP'nin bu ülkenin kurtuluşunda emeği geçmiş insanlardan kurulmuş bir parti olduğunu anlatmak istiyorum. İşte bu nedenle aday adaylığımı kimilerine göre erken sayılabilecek bir tarihte açıkladım ve seçim çalışmalarımı başlattım."
Dünya genelinde adaylık sürecinin bir yıl öncesinden başladığına işaret eden CHP'li Bingöl, "Bizdeki gibi 40 güne sıkıştırılan adaylık süreçleri hemen hemen hiç yoktur. Siz birlikte yaşadığınız halk ile aynı baklavayı yerseniz, aynı namazı kılarsanız, aynı duayı okursanız, onlar da sizin farklı olmadığınızı görürler. Ne yazık ki bunu bugüne kadar Gaziantep halkına anlatamadık. Ama bu seçimlerde anlatacağız" dedi.
Gaziantep'in bir turizm şehri olduğu yönündeki açıklamaları da değerlendiren Bingöl, "Gaziantep turizmden yeterli payı almalıdır. Bu şehrin kongre ve fuar turizmini de geliştirmek gerekiyor. Bütün bunlara rağmen sorun şu; turizm belgeli ne kadar restoran var bu şehirde. İpek yolu üstündeki sanayi ve ticaret şehrini turizm şehri yapma projelerinin dayanağı nedir diye sorarlar insana. Bu şehir marka ve sanayisiyle ticaretiyle büyümüş ve isim yapmıştır. 4 etrafı teşvikli şehirlerle çevrilidir. Turizm diyerek bu şehre emeği ve yüreğiyle katkı sağlayan, bu noktaya getirmiş sanayici ve tüccarlarını yok sayamazsınız. Belediyecilik onlara da bu kesime de hizmet etmek demektir. Bu şehir, kebap, baklava, lahmacun, lokanta sektörünün yani hizmet sektörünün daha da fazlalaşması mı istenmektedir?
Açıkçası bu şehir turizmden pay alacaktır ama turizm şehri olma olasılığı yok denecek kadar azdır. Geçiş güzergahı üzerinde olduğu için günübirlik turların birkaç saat zaman geçirdiği bir özellikten öteye gidemeyeceği gibi bir Mardin olma şansı da şu aşamada yoktur. Ancak antik kent kazıları tamamlanıp bunlar bir Efes gibi arkeolojik parka dönüştürülürse ki bu ortalama 30-50 yıllık bir süreç gerektirir; o zaman ancak düşünülebilir. Gaziantep bir sanayi ve ticaret şehridir. Şehrin bu yapısıyla oynamak bu şehre ve yaşayanlarına ihanetten öteye gidemez" diye konuştu.
Türkiye'de olduğu gibi Gaziantep'te de kentsel dönüşümün başarısız olacağını ve temel amacın yeni bir üst sınıf oluşturmak olduğunu savunan Bingöl, "Siz sırf bir tek sektör ayakta kalsın diye ülkenin tarihini, kültürünü yok ederseniz; yeşil alanlarını, ormanlarını yok ederseniz; meralarını, su havzalarını, tarım alanlarını yok ederseniz; bütün yapıları, sokakları, semtleri birbirine benzetir, birbirinin aynı lüks konutlar ya da gökdelenler ya da alış veriş merkezleri ve otellerden oluşan prototip projeleri bir yere uygularsanız, bu şekilde asla kenti bir noktaya getiremezsiniz. Sadece yoksulların değil, koruduğunuz, gözettiğiniz üst kademe sınıfın da nefes alamayacağı bir kent oluşturursunuz. Banliyölerini, fakir-fukaranın, yoksulların gelir düzeyi düşük olan insanların şehir dışlarına uzaklaştırmaya çalışarak almaya kalkarsanız, oksijeni kalmayan bir kentte trilyonlar verseniz nefes almayı satın alamazsınız. Öbür taraftan bütün bu olasılığı sunsanız bile bir yerden bir yere 2 saatte gidiliyor ise olanak ve hizmetlerden yeterince faydalanamayacağını da bilmeniz gerekir. İnsanların mutlu ve huzurlu bir hayat yaşayabileceği bir kent yapmak zorundasınız, eğer yeniden yapılanıyorsanız. Bu arada günümüzde kentteki bütün kamusal alanlar özelleştirilerek, kent alanları sadece parası olan, gelir düzeyi yüksek sınıflara kullanıma açık hale getirilirse bu süreçte kent kaynak ve olanaklarından tamamen dışlanan halkın, huzursuzluğunu isyanını da durduramazsınız, toplumsal ayaklanmaların önünü kesemezsiniz. Yoksulların artan sayısı, artan işsizliğin, evsizlerin sayısının çoğaldığı ve ötekileştirilmiş boş görülen insanlardan oluşan bir halkın sisteme karşı düşmanlık beslemesini önleyemezsiniz. Ne güvenlikli sitelerin ardına saklanmakla başarabilirsiniz bunu, ne de halka silah doğrultmakla. Bunların hiçbiri huzur ve istikrar sağlamaz. Sürdürülebilir bir toplum, sürdürülebilir bir sistem, sürdürülebilir bir kent yapılamaz. Yapılması gereken insanları tıkış tıkış yerlere, tıkış tıkış kapatarak ve onları dışlayarak, onları yok sayarak, sonra onları biraz daha fakirleştirip, oy potansiyeliyle bakarsanız belki yakın olmaz ama orta bir gelecekte her şeyi alt üst edersiniz. Ben şahsen kentsel dönüşüm politikalarına bu şekilde yaklaşıyorum ve buna tamamen bu mantıkla gidilirse karşı olduğumu da söylüyorum. Çekinmeden gidişatı beğenmiyorum diyebilirim" ifadelerini kullandı. - GAZİANTEP
Son Dakika › Yerel › CHP'li Bingöl'den Değerlendirmeler - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?