EMRAH YAŞAR - Bireysel silahlanmaya karşı mücadele eden Umut Vakfı, "Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi İstanbul Sözleşmesi"ni ilk imzalayan ülkelerden biri Türkiye olmasına rağmen hemen her gün en az bir kadının öldürüldüğüne dikkat çekildi.
Vakfın hazırladığı raporlarda, 2013 yılında 268 kadının öldürüldüğü, 143 kadın tecavüze, 245 kadın tacize uğradığı, baskı sonucu intihara kalkışan 70 kadından 58'i yaşamını yitirdiği bildirildi.
Türkiye'de geçen yıl ise 302 kadının, başkaları tarafından gördükleri şiddet yüzünden hayatını kaybettiği, 131 kadının ise yaralandığı aktarılarak, bu cinayetlerde kadınlar ya da genç kızların genellikle eş, nişanlı, sevgili, erkek arkadaş gibi en yakınlarındaki erkeklerin şiddetine maruz kaldığı vurgulandı. Vakfın şu tespitlerine yer verildi:
"2014 yılında, bu cinayetleri işleyen erkeklerin yüzde 14'ü yani 51'i, eşini ya da boşandığı eşini, çocuklarını öldürdükten sonra intihar etti. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Emniyet Genel Müdürlüğünün verilerine göre ise ülke genelinde geçen yıl 294 kadın öldürüldü. Bu kadınların yüzde 28'i 25 yaş altındaydı. Kadınların çoğu boşandığı veya boşanma aşamasında olduğu eşleri tarafından öldürüldü. Türkiye'de 2014 yılında 120 bin kadın, şiddet gördüğü gerekçesiyle polise başvurdu. 78 bin kadın hakkında 'geçici koruma tedbir kararı' alındı. 2014'te 30 bini aşkın kadın, sığınma evlerine yerleştirildi. Emniyet ve jandarma kayıtlarına göre yine Türkiye'de kayıp çocuklar listesinde bin 300 kız çocuğu var. Kayıp kızlar ağırlıklı olarak 3-10 yaş arası ve yetiştirme yurtlarında, sevgi evlerinde kalanlardan oluşuyor. Yıl 2015... Katliamlar sürüyor. Bu yılın ilk 66 gününde yani 8 Mart'a kadar 62'si silahla olmak üzere 66 kadın cinayeti işlendi. 68 kadın ve aile bireyi katledildi, 14 kadın ve aile bireyi ise yaralandı. Kadını öldüren erkeklerin yüzde 11'i ise intihar etti."
"Özgecan Aslan cinayeti milat olacaktı"
Mersin'in Tarsus ilçesinde üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ın öldürülmesinin toplumu derinden sarstığına değinilerek, bunun ardından kadınlar kadar erkeklerin de tepki gösterdiği, anneler kadar babaların da kederli olduğu belirtildi.
Toplumun tüm kesimlerinin, kadına yönelik şiddet konusunda bu olayın miat olmasını istediği ifade edilerek, buna karşın cinayetlerin sürdüğüne vurgu yapıldı.
Raporlarda, Özgecan Aslan'dan sonra 26 kadın ve aile bireyinin öldürüldüğü, 5'inin yaralandığı, 3 zanlı eşin ise intihar ettiğinin basına yansıdığı bilgisi aktarılarak, şunlar kaydedildi:
"Türkiye'de 2014 yılı ağustos ayı itibarıyla cezaevlerinde 5 bin 407'si kadın, bin 799'u çocuk toplam 151 bin 323 tutuklu ve hükümlü bulunuyor. Bu tutuklu ve hükümlülerden 46 bin 139'u adam öldürme, öldürmeye teşebbüs ve yaralama suçlarından cezaevinde. Ayrıca 28 Şubat 2014 itibarıyla 247 bin 641 kişi adli kontrol ve denetimli serbestlik uygulamasından yararlanıyor. Her yıl ortalama 4 bin 500 kişi bireysel silahlarla hayatını kaybediyor. Bu küçük çaplı bir savaş demek. Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi İstanbul Sözleşmesi, 1 Ağustos 2014'te yürürlüğe girdi. Türkiye, sözleşmeyi ilk imzalayan ülkelerden ancak kadın cinayetleri de tüm hızıyla sürüyor. Hemen her güne bir kadın cinayeti düşüyor. Bazı günler iki-üç hatta beş kadın gözlerimizin önünde katlediliyor."
Son Dakika › Yerel › Önlemlere Rağmen Kadın Cinayetleri Durmuyor' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?