DHA YURT ÖZEL GÜNDEMİ-TEKRAR - Son Dakika
Güncel

DHA YURT ÖZEL GÜNDEMİ-TEKRAR

DHA YURT ÖZEL GÜNDEMİ-TEKRAR

Koronavirüs limona talebi artırdı; dalında kilosu 5 liraya çıktı TÜRKİYE'nin limon deposu olarak bilinen Mersin'in Erdemli ilçesinde kısa süre önce dalında kilosu 2 liradan hasat edilen limon, koronavirüs salgını nedeniyle artan talebin ardından 5 liradan alıcı buluyor.

24.03.2020 12:30

Koronavirüs limona talebi artırdı; dalında kilosu 5 liraya çıktı

TÜRKİYE'nin limon deposu olarak bilinen Mersin'in Erdemli ilçesinde kısa süre önce dalında kilosu 2 liradan hasat edilen limon, koronavirüs salgını nedeniyle artan talebin ardından 5 liradan alıcı buluyor.

Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi ilan edilen koronavirüs salgını, limona olan talebi artırdı. Uzmanların özellikle 'C vitamini tüketin' çağrısından sonra vatandaşlar limon tüketimine yöneldi. Limona olan talep artınca, fiyatlarda da yükseliş gözlemlendi. Erdemli ilçesinde kısa süre öncesine kadar kilosu 2 liraya hasat edilen limon, talebin artmasıyla dalında 5 liraya kadar yükseldi. Mersin Turunçgil Üreticiler Birliği (MERTUB) Başkanı Ahmet Dursen Şahin, hasadın sonlarına yaklaşıldığı bugünlerde şifa niyetine tüketimi artan limonun, talebin yüksek olması nedeniyle dalında 5 liradan satılmaya başlandığını söyledi.

'LİMONUN DEĞERLİ BİR ÜRÜN OLDUĞU ANLAŞILDI'

Koronavirüs tehdidiyle birlikte limonun değerli bir ürün olduğunun anlaşıldığına dikkat çeken Başkan Şahin, "Limon artık şifa kaynağı olarak kullanılmaya başlandı. Yıllardır yemeklerde kullanılan limon, artık ilaç niyetine tüketilmeye başlanıldığı bugünlerde revaçta. Limona olan talep oldukça arttı. Daha önceleri üretilen limonların yarısı iç piyasada tüketiliyordu. Ama artık limon ülkemizde daha fazla tüketilmeye başlandı. Limonu sağlığa çok faydalı olduğu, direnci arttırdığı ve sağlığa olan faydasının çok fazla olduğu için tüketmeliyiz" diye konuştu.

'LİMON TÜKETELİM SAĞLIKLI KALALIM'

Türkiye genelinde tüketimi artmasından dolayı limon fiyatlarının yükselidiğini anlatan Şahin, şöyle devam etti:

"Limon tüketimin sağlık için önemli olduğu bugünlerde limon fiyatları da yükselişe geçti. Limon uzun yıllardır görmediği bir fiyatı gördü. Bu yıl limon, hem üreticisinin, hem alıcısının, hem de satıcısının yüzünü güldürdü. İnşallah bundan sonra da bu fiyatlar devam eder. Limon tüketelim sağlıklı kalalım."

'LİMON ÜRETİCİLERİNİN YÜZÜ GÜLDÜ'

Erdemli'de limon üreticisi Ahmet Bilgiç ise "Limonumuz dalında 2 liradan başladı, şu anda 5 liradan alıcı buluyor. Biz, limon fiyatlarından çok mutluyuz. Yılın 12 ayı bahçeden çıkmadığımız için limonların para etmesi bizleri çok mutlu ediyor. Biz, üretici olarak limonu çok tüketiyoruz. Halkımıza da limon tüketmelerini öneriyoruz. Bu yıl limon üreticilerinin yüzü güldü. İnşallah bu fiyatlar, bu şekilde devam eder." ifadelerini kullandı.

Görüntü Dökümü+-----------------------Limon hasadı yapılırkenLimon paketleme fabrikası- Limonun  dalında görüntüsüKüfeyle limon taşınırkenMuhabir anonsuMERTUB Başkanı Ahmet Dursen Şahin ile röp.Limon üreticisi İbrahim Bilgiç ile röp.Limon bahçesiGenel ve detay görüntüler

SÜRE: 05'00 Boyut: 575 MB

Haber-Kamera: Mehmet DOĞANER/ERDEMLİ (Mersin),

Haber Kodu : 200324024

===========

Hastalara, koronavirüse karşı video konferanslı ziyaret

KORONAVİRÜS tedbirleri kapsamında hastanelere ziyaretçi kısıtlaması getirilmesinin ardından Malatya İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi'nde hizmete giren 'Görüntülü Görüşme Merkezi' ile hasta yakınları yoğun bakımda yatan hastaları ile anlık görüntülü görüştürülüyor.

Çin'de ortaya çıkan ve küresel salgına dönüşen yeni koronavirüse (Kovid-19) karşı önlemler artırılıyor. Türkiye'de de ölümlere yol açan virüsün yayılmaması içi ülke genelinde önlemler alındı. Sağlık Bakanlığı tarafından genişletilen tedbirler kapsamında, hastanelerin yoğun bakım ve palyatif bakım servislerinde yatan hastalar için ziyaretler yasaklandı. Malatya İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi'nde ise 'Görüntülü Görüşme Merkezi' ile hasta yakınları yoğun bakımda yatan hastaları ile anlık görüntülü görüştürülüyor. Türkiye'de sayılı hastanede bulunan sistemle, tedavi gören hastalar, yakınlarına hekim ve personel eşliğinde görüntülü olarak gösteriliyor. Görüntülü ziyarette ayrıca hastanın tedavisiyle ilgilenen doktor da yakınlarına, hastalarına ilişkin bilgiler aktarıyor. 4 personel eşliğinde yapılan sesli ve görüntülü konuşma imkanının sağlandığı yöntem sayesinde hastanın moralinin en üst seviyede tutulması sağlanıyor.

'HASTALARIMIZA MORAL OLUYOR'

Turgut Özal Tıp Merkezi Hastane Müdür Yardımcısı Vahap Cömert, 'Görüntülü Görüşme Merkezi'nin 2013 yılında kurulduğunu kaydederek, "Şu anda hastanemizde 14 farklı branşta 301 yoğun bakım yatağımız var. Hasta yakınları burada hastalarını bu sistem aracılığıyla görebiliyorlar, hastaları hakkında hekimlerinden bilgi alıyorlar. Şu anda koronavirüs vakasından dolayı Sağlık Bakanlığınca yayınlanmış olan genelgede tüm yoğun bakımlarda hasta ziyareti yasakladı. Ancak, görüntülü görüşme sayesinde hasta yakınlarımız hastalarını bire bir görebilmekteler ve hekimlerinden bilgi almaktalar" dedi.

Hasta yakınları da yoğun bakım ünitelerinde faaliyet gösteren uygulamadan memnun kaldıklarını kaydetti.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ+------------------------------------Görüntülü Görüşme Merkezi'nden detaylarVatandaşların beklemesiYakınlarıyla görüntülü görüşenlerHasta yakınlarının hastasına el sallamasıDoktorun hasta yakınlarına görüntülü bilgi vermesiHasta yakınları röp.Hastane Müd. Yrd. Vahap Cömert röp.Yoğun bakımdan görüntülerGenel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Taha AYHAN-MALATYA-DHA

Haber Kodu : 200324040==========

Filosundaki tüm araçları kamu kurumlarına ücretsiz tahsis edecek KOCAELİ'nin Darıca ilçesinde otomobil kiralama firması sahibi İdris Zengin, koronavirüs salgını nedeniyle filosundaki 25 aracın tamamını talep olması halinde kamu kurumlarına ücretsiz tahsis edeceğini söyledi.

Darıca ilçesi Zincirlikuyu Mahallesi'nde otomobil kiralama firması bulunan İdris Zengin, filosundaki tüm araçları talep olması halinde kamu kurumlarına ücretsiz tahsis edeceğini açıkladı. Filosunda toplam 25 araç bulunduğunu belirten Zengin, her vatandaşın imkanları ölçüsünde elini taşın altına koyması gerektiğini söyledi.

Vatandaşlık görevini yaptığını belirten İdris Zengin, "Darıca'da faaliyet gösteriyoruz. 35 senedir Darıca'dayız. Toplam 25 araçlık bir filomuz var. Bu 25 araçlık filomuzu koronavirüs nedeniyle Darıca Belediyesi, Darıca Kaymakamlığı ve Darıca Hastanemize ücretsiz olarak tahsis edeceğiz. Burada vatandaşlık görevimizi yapıyoruz. Her şeyi devletten beklememek lazım. Bu insani bir görevdir. Herkes gücü yettiği kadar, imkanı yettiği kadar elini taşın altına koymalı. Bu zor günleri inşallah hep birlikte atlatacağız. Burada insanları daha duyarlı olmaya ve dışarı çıkmamaya davet ediyorum." dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:  +İdris Zengin ofisinde çalışırken görüntü Zengin'in araçları temizlemesi İdris Zengin ile röp. Detay HABER: Dinçer AKBİR-KAMERA: Alişan KOYUNCU/DARICA(Kocaeli),

Haber Kodu : 200324025

============================================

Sağlık çalışanlarının maske ihtiyacını karşılıyor

ZONGULDAK'ta maske fabrikasında iş geliştirme mühendisi Cansın Piyan, 250 çalışanlarıyla Sağlık Bakanlığı'nın en önemli maske tedarikçisi durumunda olduklarını söyledi. 3 vardiya olarak sağlık çalışanlarının maske ihtiyacını karşılamak üzere çalıştıklarını ifade eden Piyan, "Bu salgından önce belli hatlarla iki vardiya olarak çalışıyorduk. Artan talep üzerine tüm hatlarla birlikte 3 vardiya çalışarak günde 150 bin maske üretmeye başladık" dedi.

Zonguldak'ta yılda 24 milyon maske üreterek Avrupa'nın en büyük üretim kapasiteli maske üretim tesislerinden olan M.F.A. İş Güvenliği Medikal Tekstil, çalışan sayısını iki katına çıkartarak 250 personelle Sağlık Bakanlığı'nın en önemli maske tedarikçisi durumuna geldi. Koronavirüs salgınıyla birlikte üretim kapasitesini arttıran ve günde 150 bin maske üreten firma, 3 vardiya olarak çalışmasını sürdürüyor.   Fabrikanın genel müdürü Fatih Furtun ve genel koordinatör Murat Uzun, bakanlığın talebini karşılamak için gece gündüz çalışıyor. Zonguldak Valiliği ile birlikte imzaladıkları protokolle halk eğitim merkezinde maske üretimi için hammadde bağışı da yapan firma adına konuşan iş geliştirme mühendisi Cansın Piyan, zor süreçte firma olarak ellerini taşın altına koyduklarını söyledi.   Ticareti düşünmeden Türkiye'nin taleplerine öncelik verdiklerini ifade eden Piyan, "Her birimizin bu zor süreçte elini taşı altına koyması gerekiyor. Covid 19 hastalığı ortaya çıkışının ardından ticareti bir kenara bırakarak önceliği halk sağlığına yani Sağlık Bakanlığı'na ayırmış durumdayız. 250 çalışanımızla Sağlık Bakanlığı'nın en büyük tedarikçisiyiz. Bu süreci ülkemiz olarak en kısa sürede en az zararla atlatmayı ümit ediyoruz." dedi.

"3 VARDİYA GÜNDE 150 BİN MASKE ÜRETİYORUZ"Salgın öncesi belirli hatlarda üretimler yaptıklarını, ancak maske ihtiyacının artmasıyla tam kapasiteye çıktıklarını açıklayan Piyan, şöyle dedi:  "Üretim olarak bizler sipariş üzerine çalışıyorduk bugüne kadar. Belli hatlarla çalışıyorduk. Siparişe göre aktif ediyorduk. Bu salgından önce yani belli hatlarla iki vardiya olarak çalışıyorduk. Artan talep üzerine tüm hatlarla birlikte 3 vardiya çalışarak günde 150 bin maske üretmeye başladık. Çok ürün ve bilgi kirliliği var ve fahiş fiyatlarla satılıyor bu ürünler. Artan hammadde giderlerine karşı biz aynı fiyattan tedarik sağlamaya devam ettik. Bu doğrultuda çalışmaya devam ediyoruz. Ürettiğimiz maskenin büyük kısmı Sağlık Bakanlığı'na gidiyor."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ+--------------------------------Cansın Piyan ile röp.-Fabrikadan detaylar

Haber-Kamera: Gürkay GÜNDOĞAN/ZONGULDAK,

Haber Kodu : 200324020

==========================

Pazarda 'seçmece' tartışması

ERZURUM'da, semt pazarlarında koronavirüse karşı alınan önlemler kapsamında pazarcıya eldiven ve maske takma zorunluluğu getirilirken, vatandaşlara da 'seç-al' yasaklandı. Seç- al yönteminin kaldırılması üzerine rastgele ürün dolduran pazarcıyla müşteriler arasında 'çürük', 'ezik' ya da 'küçük' sebze- meyve koyma tartışması çıkmaya başladı.     Dünyaya yayılan ve Dünya Sağlık Örgütü'nce pandemi ilan eidlan koronavirüsün Türkiye'de de vaka sayısının her gün artması üzerine ülke genelinde sıkı tedbirler alınıyor. 65 yaş ve üzeri ile kronik hastalığı bulunan vatandaşlar için sokağa çıkma yasağı getirilmesinin yanı sıra Sağlık Bakanlığı'nca her fırsatta diğer vatandaşlar için de gerekmedikçe 'sokağa çıkmayın, evde kalın' çağrısı yapılıyor. Halkın yoğun olarak gittiği semt pazarlarına da salgına karşı alınan önlemler kapsamında bazı kurallar getirildi. Sebze ve meyve satışlarının yapıldığı pazarlarda esnafa maske ve eldiven takma zorunluluğu getirildi. Pazara gelen vatandaşa da 'seç-al' şeklindeki satış kaldırıldı.    Erzurum'da Pazarı gezen zabıta ve polis memurları esnafı maske ve eldivenle çalışmalarını, müşterilere de sebze ve meyvelere temas etmemeleri için sık sık uyarılarda bulundu. Alınan önlemler kapsamında esnaf poşete rastgele ürün doldurunca pazarcı ile müşteri arasında 'çürük', 'ezik' ya da 'küçük' sebze- meyve tartışmaları çıkmaya başladı. Semt pazarlarında belediye tarafından görevlendirilen kişiler pazara giren herkesin eline antiseptik solüsyon sıkıyor.    Alışveriş için pazara gelen birçok kişinin yanında getirdiği çocuğunda maske varken kendilerinde olmaması dikkat çekti. 65 yaş üzerinde olmasına rağmen dışarı çıkan bazı vatandaşlar ise evde oturmaktan ve eşlerinin çok konuşmasından dolayı bunaldıkları için dışarı çıktıklarını anlattı. Maske takmayanlar ise, "Herkes bize tuhaf tuhaf baktığı için takmıyoruz" diye kendilerini savundu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: +-Pazar yeri-Alış-veriş yapanlar-Maske ve eldiven takan pazarcılar-Pazarcı ile tartışan müşteri-Vatandaş ve pazarcılarla röp-Maske takmayanlarla röp-Yaşlı bir amca ile röp-Belediye gödevlileri pazara giren herkesin eline antiseptik solüsyon sıkıyor

Haber: Turgay İPEK/ Kamera: Zafer KUMRU/ ERZURUM,

Haber Kodu : 200324027

===================================

Bağışıklığı güçlendiren mor ekmek üretildi, yok satıyor TRABZON'un ekmeği ile ünlü Vakfıkebir ilçesinde son yılların beslenme trendi mor sebze ve meyvelerin karışımı ile elde edilen ekşi maya katkılı besin değeri yüksek mor ekmek üretimi başladı. Koronavirüs salgını nedeniyle doğal ve organik ürünlere yönelenlerin tercihi de mor ekmek olurken, il dışından da yoğun ekmek siparişleri geliyor.

Türkiye genelinde vatandaşlar, koronavirüs salgını nedeniyle, bağışıklık sistemlerini güçlendirmek için doğal ve organik ürünlere yöneldi. Trabzon'da ekmeği ile ünlü Vakfıkebir ilçesinde son yılların beslenme trendi mor sebze ve meyvelerin karışımı ile elde edilen ekşi maya katkılı besin değeri yüksek mor ekmek üretildi. Karışımında kiraz, mürdüm eriği, kırmızı pancar gibi mor meyve ve sebzelerin yer aldığı ekşi maya kullanılan ekmek, diyabet, tansiyon, kalp damar hastalıkları ile vücut bağışıklığına iyi geliyor. Koronavirüs salgını nedeniyle doğal ve organik ürünlere yönelenlerin tercihi de mor ekmekten yana oldu. İlçede mor ekmek üreten fırın işletmelerine Trabzon'un yanı sıra il dışından ilçeye yoğun ekmek siparişleri gelmeye başladı.

'SATIŞLARIMIZ ARTTI'

Vakfıkebir ilçesinde fırıncı Yunus Emre Kutoğlu, aile olarak 1930 yılından beri yürüttüklerini fırıncılık mesleğinde yeni bir ürün ürettiklerini belirterek, "Mor Vakfıkebir ekmeği üretmeye başladık. Ekşi mayayı hamurumuza katıp fonksiyonel bir ürün elde ediyoruz. İçerisinde 'Antosiyanin' ve 'Polifenol' mevcuttur ve bunlar bağışıklık sistemini güçlendirici maddelerdir. Kalp damar, şeker, sindirim yolundaki hastalıklara iyi geliyor. Alzheimer hastalığı üzerindeki etkileri için çalışmalar yapılıyor. Koronavirüs yüzünden herkes bağışıklık sistemini kuvvetlendirici ve sağlıklı gıdalar tüketmeye başladı. Yüksek olan satışlarımız da daha da arttı. İlçemizden ve il dışından gelen mor ekmek taleplerini kargoyla yetiştirmeye çalışıyoruz" diye konuştu.

'LİMON SIKINCA RENGİ KIRMIZIYA DÖNÜŞÜR'

Kutoğlu, piyasada mor ekmek olarak satılan ancak gıda boyasıyla renklendirilen ekmek ile doğal karışım kullanılan ekmeği limon testi yapılarak ayırt edilebileceğini belirterek, "Gıda boyaları hamurdan ayrılamaz. Mor ekmeğin üzerine limon sıktığınız zaman mor olan rengi zamanla kırmızıya dönüşüyor. Bu sayede gerçek olup olmadığını anlayabiliyoruz" dedi.

'DOĞAL GIDALARA YÖNELİYORUZ'

Mor ekmek alan Hamdi Kuleyin, "Mor ekmeğin insan sağlığına çok faydası var. Bu faydaları nedeniyle mor ekmeği tercih ettim. Son zamanlarda özellikle koronavirüs salgınıyla birlikte sağlıklı gıdaya yönelik bir talep oluşmaya başladı. İnsanlar da buna yöneliyor. Biz de kendimizi korumak, bağışıklık sistemini güçlendirmek için doğal gıdaya doğru yönelmeye başlıyoruz. Mor ekmek de bunlarda bir tanesi diyebilirim" ifadelerini kullandı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ+

- Mor ekmek hamurunun yapımından görüntüler

- Mor ekmeğe limon sıkılmasından görüntüler

- Röportajlar

- Detaylar

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 942 MB

Haber: Selay SAYKAL/ Kamera: Tolga SAĞLAM/TRABZON

Haber Kodu : 200324022

=================================

Rize-Artvin Havalimanı'nın yüzde 62'si tamamlandı ULAŞTIRMA ve Altyapı Bakanlığı'nca 766 hektarlık alanda projelendirilen ve temeli 3 yıl önce atılan, Türkiye'nin deniz dolgusuna inşa edilecek 2'nci havalimanı, Rize- Artvin Havalimanı'nın yapım çalışmaları sürüyor. Gece gündüz aralıksız kamyonlar ve hafriyat gemilerinin malzeme taşıdığı deniz dolgusunun yüzde 62'si tamamlandı.

Rize'nin Pazar ilçesine bağlı Yeşilköy'de, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'nca, 766 hektarlık alanda projelendirilen ve temeli 3 Nisan 2017'de, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından atılan Rize-Artvin Havalimanı için 266 hektarlık alanda 88,5 milyon ton taş kullanılacak. 350 kamyonla gece gündüz malzeme taşınan alanda, deniz dolgusuna devam ediliyor. Çalışmalarda kamyonların yanı sıra 2 hafriyat gemisi de kullanılıyor. Günlük 120 bin tona yakın dolgunun yapıldığı havalimanı inşaatında, pist dolgu işlemi sürdürülüyor. Proje sahasına 3 kilometre uzaklıktaki Kanlımezra ve 7 kilometre uzaklıkta olan Tektaş taş ocaklarından kamyonlarla taşınan taşlar, bağlantı yolu ile denize dökülüyor.

Hafriyat gemilerine kamyonlarla doldurulan taşlar, açıkta 28 metre derinlikte denize boşaltılıyor. Mendireğin iç alanı yaklaşık 2 milyon metrekare olacak ve toplam 2 milyon 400 bin metrekarelik deniz dolgusu yapılacak. Yüzde 62'si tamamlanan projede, tarama ve dolgu imalatı süren pist, apron ve taksi yolu sahalarında önümüzdeki aylarda alt temel ve kaplama imalatlarına başlanması planlanıyor. Yılda 3 milyon yolcu tarafından kullanılması beklenen Rize-Artvin Havalimanı'nın altyapı çalışmaları, 1 milyar 78 milyon liraya mal olacak.

'HEDEF 29 EKİM 2020'

Havalimanı inşaatında incelemelerde bulunan Rize Valisi Kemal Çeber, Türkiye için çok önemli bir yatırım olan Rize-Artvin Havalimanı inşaatının hızla devam ettiğini söyledi. Vali Çeber, "Havalimanının inşaatında aralıksız 3 vardiya çalışılıyor. Havalimanı inşaatının yüzde 95'i dolgu inşaatı. Kalanı ise üst yapı inşaatından oluşuyor. Üst yapı inşaatının ihalesi bir ay önce tamamlandı, yer teslimi yapıldı. Üst yapı için de çalışmalar başlıyor. Dolgu çalışmalarında yüzde 62 seviyelerine ulaştık. Günlük 120 bin ton dolgu yapılmaya devam ediliyor. Çalışan kamyon sayısı 350 oldu. Üst yapı ile birlikte çalışan iş makinesi sayısı 450'ye yükselecek. Yapılan iş planına göre havalimanını 29 Ekim 2020 tarihine kadar yetiştirmek istiyoruz" dedi.

'50 MİLYON TON DOLGU YAPILDI'

Rize'nin iklim durumu ve coğrafi şartları nedeniyle inşaatta bazı zorluklarla karşılaşıldığını söyleyen Vali Çeber, "Yaptığımız işin dünya çapında mühendislik özellikleri, devasa bir deniz dolgusu, ölçütlerinin büyüklüğü gibi nedenleri üst üste koyduğumuzda sürenin biraz uzayabileceğini değerlendiriyoruz. Ama tüm ekiplerimiz 24 saat esasına göre büyük bir gayretle çalışıyor. Toplamda yapılacak 85 milyon ton dolgunun 50 milyon tonu yapıldı. Kalan bölüm için günde 120 bin tonla denize dökülmeye devam ediyor. Bu rakam benim Rize'ye geldiğim ilk zamanlar 60 bin ton civarındaydı. İş takvimini güncellemekten dolayı araç ve çalışan sayısı artırıldı. Belirtilen tarihte yetişmesi için üstün bir gayret ediliyor. İnşallah kalan yüzde 40'lık bölümü de ön gördüğümüz zamanda da tamamlamaya gayret ediyoruzö dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ +

Havalimanı inşaatı drone detayları

Çalışmalardan detay

Vali Kemal Çeber'in açıklaması

Haber-Kamera: Aytekin KALENDER RİZE-DHA

Haber Kodu : 200324023

================================

Evde, sehpa ve su bidonları ile olimpiyata hazırlanıyor

DÜNYADA çok sayıda insanın ölmesine neden olan koranavirüs salgını nedeniyle bütün spor aktiviteleri iptal edilip, spor salonları da kapatılınca kayakla atlamada Türkiye'nin gururu olan Erzurumlu Fatih Arda İpcioğlu (22), evini spor salonuna çevirdi. Annesinin sehpalarını yan yana dizerek engelli parkuru oluşturan İpcioğlu, ortasına sırık geçirdiği 5 litrelik su bidonları ile de ağırlık çalışıyor. 'Evde kal' çağrısına uyan İpcioğlu, "2022 Kış Olimpiyatları'na hazırlanmam lazım. Koronovirüs nedeniyle spor salonları kapatıldı. Ben de sehpa ve su bidonları spor aletlerine çevirdim. Yurt dışındaki antrenörümüzle görüşüp onun verdiği programalar dayanarak hazırlıklarımı devam ettirmeye çalışıyorum" dedi.    Hatice- Muhittin Çetin İpcioğlu çiftinin iki çocuğundan en küçüğü olan Erzurum Atatürk Üniversitesi Spor Bilimleri Yüksek Lisans öğrencisi Fatih Arda İpcioğlu, Türkiye'nin, Erzurum'da düzenlenen 2011 Kış Üniversite Oyunları ile tanıştığı kayakla atlamada büyük bir başarıya imza attı. 2018 yılında Güney Kore'de düzenlenen Kış Olimpiyat Oyunları'na katılan ilk Türk sporcu olma unvanını kazanan İpcioğlu, Erzurum'dan Olimpiyatlara uzanan hikayesi ile ülkesinin yüzünü güldürürdü ve genç yaşında elde ettiği başarıyla dikkatleri üzerine çekti. Kayakla Atlama Milli Takım sporcusu Fatih Arda İpcioğlu, dünyada çok sayıda kişinin ölmesine neden olan koranavirüs salgını nedeniyle spor salonları kapatılınca evini spor salonuna çevirdi. Annesinin sehpalarını koridora yan yana dizerek engelli parkuru oluşturan İpcioğlu, ortasına sırık geçirdiği 5 litrelik su bidonları ile de ağırlık çalışıyor. Yaklaşık bir saat bisiklet çeviren İpcioğlu hem olimpiyatlara hazırlanıyor hem de 'Evde kal' çağrısına örnek bir uygulama gösteriyor.    Koronovirüs salgınına rağmen Çin'in Pekin kentinde yapılacak olan 2022 Kış Olimpiyat Oyunları'na hazırlıklarını aksatmadan sürdüren Fatih Arda İpcioğlu, çalışmalarından dolayı zaman zaman rahatsızlık verdiği komşularından özür diledi. Evde kendisinin geliştirdiği spor aletleri ile her gün yaklaşık bir saat çalışan İpcioğlu şunları söyledi:     "Koronavirüs sebebiyle bütün sporcu arkadaşlarım devlet büyüklerimizin söylediği gibi evden dışarı çıkmıyoruz. Bu süreçte 2022 Kış Olimpiyatları'na hazırlanmamız lazım. Evde geliştirdiği spor aletleri yurtdışındaki antrenörümle görüşüp onun verdiği programlara dayanarak hazırlıklarımızı devam ettirmeye çalışıyoruz. Tatbiki fitnes kadar etkili olmuyor ama tekrar sayısın fazla tutuyorum. Spor salonlarına gidip aletleri getirebilirim ama riskle karşılaşmamak için evdeki eşyaları kullanmaya gayret gösteriyorum. Sıçramak için misafirler için kullanılan sehpalardan yararlanıyorum. Sonra su bidonlarıyla ağırlık çalışıyorum. Annem ve ablam biraz şaşkın bakıyorlar, babam dikkatli olmam konusunda uyarıyor. Sabah erken saatlerde antrenman yaptığım için bazen ses oluyor. Komşumuzu rahatsız ediyorum ama onlar da ister istemez bu süreçte bana destek oluyorlar. Benim için önemli bir süreç başlıyor. 2021'de olimpiyat elemeleri yapılacak. Yiyip, içip ve uyumak olmaz. Bir şekilde antrenmanlarımı devam ettirmek zorundayım."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ+-Arda'nın sehpaları salona hazırlaması-Arda'nın sehpalar üzerinden atlamasından görüntü-Sehpa atlayışından genel ve detaylar-Su bidonlarıyla ağırlık çalışması-Arda'nın salonda bisiklet çalışması-Arda'nın tv'de haberleri izlemesi-Bisiklet sürmesinden detay-Arda ile röp

Haber: Turgay İPEK - Kamera: Salih TEKİN/ ERZURUM,

Haber Kodu : 200324021

=====================================

Evden çıkamayan vatandaşın market alış verişini polis yaptı

EDİRNE'de koronovirüs tedbirleri kapsamında sokağa çıkmasına kısıtlama getirilen Salim Altunhan'ın(71), market alış verişini Vefa Sosyal Destek Grubu'nda görevli polis memurları yaptı. Uygulamadan memnun olduğunu söyleyen Altunhan, "112'yi  arayıp yardım istedim Onlarda beni 155 polis hattına yönlendirdi. Telefona çıkan polis ekiplerinden marketten alışveriş için yardım istedim. Onlarda çok kısa sürede gelip, siparişleri liste halinde not alıp gittikleri markette alış verişi yaptılar ve bana getirdiler" dedi.

Çin'in Vuhan kentinden dünyaya yayılıp Tükiye'de etkili olan koronavirüs salgını tedbirleri kapsamında 65 yaş üstü yaşlılar ve kronik rahatsızları bulunanlara sokağa çıkma kısıtlaması getirildi. Kısıtlamanın ardından 18 ilde 65 yaş üstü ve kronik rahatsızlıkları bulunan vatandaşların ihtiyaçlarının karşılanması için Vefa Sosyal Destek Grubu oluşturuldu. Polis, jandarma ve AFAD ekiplerinden oluşturulan grup, vatandaşların ihtiyaçlarını karşılamayı sürdürüyor.

POLİS, MARKETTEN ALIŞ VERİŞ YAPTI

Edirne Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı ekipler kent genelinde vatandaşını huzurunu sağlamak amacıyla asayiş, trafik gibi rutin görevlerini yerini getirirken  'Vefa Sosyal Destek Grubu' doğrultusunda evden çıkamayan vatandaşların da  alış verişlerini yapıyorlar. Şükrüpaşa Mahallesi Akasya Evleri Sitesi'nde oturan Salim Altunhan,  155 polis hattını arayıp, ihtiyaçları bulunduğunu bildirip, yardım istedi. Bir polis ekibi hemen Altunhan'ın evine gidip siparişlerini not aldıktan sonra gittikleri markette alış veriş yaptı. Polis ekibi alış verişi tamamladıktan sonra istediği ihtiyaçlarını evine götürüp Altunhan'a teslim etti.

Kendisi için alış veriş yapan polis ekiplerine teşekkür eden Salim Altunhan, "65 yaş üstü olduğumuz için evden çıkamıyoruz. Bu nedenle telefonla 112'yi  arayıp yardım istedim Onlarda beni 155 polis hattına yönlendirdi. Telefona çıkan polis ekiplerinden marketten alışveriş için yardım istedim. Onlarda çok kısa sürede gelip, siparişleri liste halinde not alıp gittikleri markette alış verişi yaptılar ve bana getirdiler. Bu uygulamadan çok memnunum" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ+----------------------------------Polis aracının sokakta adres araması-Polisin apartmana girişi-Salim Altunhan'ın sipariş vermesi-Polisin markete gidip alış veriş yapması-Muhabir Ali Can Zeray'ın anonsu-Polisin malzemelere eve götürmesi-Ali Can Zeray'ın anonsu-Malzemelerin Altunhan'a teslimi-Altunhan ile röp.-Detaylar

Haber-Kamera: Ali Can ZERAY-Resul ORUÇOĞLU/EDİRNE,

Haber Kodu : 200324018

===========================================

Eczanede, naylonlu koronavirüs önlemi EDİRNE'de, eczacı Oğuzhan Sancıklı, çok sayıda vatandaşın ilaç almaya geldiği iş yerinde müşteriler ile çalışanlar arasında şeffaf naylon perde çekerek koronavirüse karşı önlem aldı. Sancaklı, "Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını nedeniyle böyle bir alan oluşturduk" dedi.

Türkiye'de de her geçen gün vaka sayısının artığı koronavirüs salgınına karşı, tüm kesimler önlemlerini en üst seviyede almayı sürdürüyor. Edirne'nin Dilaverbey Mahallesi'nde eczacı Oğuzhan Sancaklı da çok sayıda vatandaşın ilaç almaya geldiği iş yerinde müşteriler ile çalışanlar arasında şeffaf naylon perde çekerek salgının bulaşma riskine karşı önlem aldı. Naylon perdenin üzerine, 'Eczanemiz günde iki defa sabah ve akşam dezenfekte edilmektedir' gibi uyarı yazıları da asan Sancaklı, müşteri ile şeffaf naylon perdenin arkasından iletişim kuruyor, açılan küçük bölümden ilaçları veriyor.

'GEÇİCİ BİR ÇÖZÜM İLERDE DAHA FARKLI ÖNLEMLER ALACAĞIZ'

Koronavirüs salgını nedeniyle böyle bir önlem aldıklarını belirten Oğuzhan Sancaklı, "Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını nedeniyle böyle bir alan oluşturduk. Bazı arkadaşlarımız kapının dışında önlem alıyordu, yağmurlu günler başlıyor. Biz de gelenleri dışarıda bırakıp ıslanmasınlar diye eczane içinde böyle bir alan oluşturduk. Şimdilik geçici böyle bir çözüm bulduk ileride daha farklı önlemler almak için düşüncelerimiz var" dedi.

'BU ÖNLEMLERLE SALGININ YAYILMASI ÖNLENEBİLİR'

Eczaneye ilaç almaya gelen Ayfer Koşucu, alınan önlemin yerinde olduğunu belirterek, "Bu önlemi çok beğendim, teşekkür ediyorum kendilerine böyle bir önlem aldıkları için. Herkesin böyle önlemler almalarını istiyoruz. Özelikle yaşlı hastalarımız çok var" diye konuştu.

Uygulamayı beğendiğini söyleyen Ali Çakır ise, "Ben bu uygulamayı çok beğendim, yerinde bir uygulama. Önlemlerin artırılması gerekiyor. Bu önlemler sayesinde salgının yayılmasını önleyebiliriz" ifadelerini kullandı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ+------------------------------Dışarıdan eczaneNaylondan detayİş yerinden detayOğuzhan Sancaklı ile röp.Detay görüntüİlaç alanlar ile röp.Farklı açılardan detaylar

Haber-Kamera: Ali Can ZERAY/DHA,(EDİRNE)

Haber Kodu : 200324037==================================

Lisinia'da 14 milyon lavanta ve ada çayı fidesi üretildi BURDUR'un Karakent köyü yakınlarındaki Lisinia Doğa Proje alanında 14 milyon lavanta ve adaçayı fidesi üretildi. Proje sorumlusu Öztürk Sarıca, "En azından yurt dışından gelecek fide miktarını bir nebze azaltabilmek ve üretim alanlarımızı bir miktar genişletebilmek, daha uygun fiyata lavanta ve adaçayı fidelerini ülkemize sunabilmek maksadıyla 10 tür üzerinde çalışıyoruz" dedi.

Karakent köyü yakınlarında kurulu Lisinia Doğa Proje alanında lavanta ve adaçayı fideleri üretimi yapılıyor. Başta Göller Yöresi olmak üzere Türkiye'de az su tüketen ürünlerin yetiştirilmesi ve üretilmesine yönelik yürütülen çalışmalar kapsamında Lisinia'da lavanta ve adaçayı fidelerinin de üretimi yapılıyor. Proje sorumlusu Öztürk Sarıca, Türkiye'de son yıllarda tıbbi ve aromatik bitkiler konusunda ciddi ilerlemeler olduğunu söyledi. Yaklaşık 10 yıldan beri tıbbi ve aromatik bitkilere, su istemeden yetiştiği için ciddi anlamda önem verdiklerini vurgulayan Öztürk Sarıca, birçok tıbbi aromatik bitki fidesinin yurt dışından geldiğini anlattı.

'BU YIL 14 MİLYON FİDE ÜRETTİK'

Öztürk Sarıca, son yıllarda pek çok aromatik bitkinin fidelerinin yurt dışından geldiğini söyleyerek şöyle konuştu:

"Türkiye'nin parası ciddi anlamda yurt dışına gitmekte. Özellikle Bulgaristan'dan geçen yıl 11 milyon fide girişi var ülkemize. Ekonomik olarak ciddi anlamda zor bir dönemden geçtiğimiz şu günlerde. Oysa ki bu ağaçların büyük bir kısmı Lisinia olarak bizim elimizde var. Buna bir çare olabilmek için bu yıl 14 milyon fide ürettik. En azından yurt dışından gelecek fide miktarını bir nebze azaltabilmek ve üretim alanlarımızı bir miktar genişletebilmek, daha uygun fiyata lavanta ve adaçayı fidelerini ülkemize sunabilmek maksadıyla 10 tür üzerinde çalışıyoruz. Lavanta Angustifolia'nın beş ayrı türü var. Yubileina, Sevtopolis, Hemus, Lavandula Dentata dediğimiz Fransız ve İngiliz lavantasının üretimlerini yapıyoruz. Bunun yanında yerli türümüz karabaş otunun da ciddi anlamda üretimleri başladı. Adaçayı türlerinden de Salvia officinalis, Salvia officinalisin melezleri, özellikle Salvia fruticosa, özellikle Anadolu adaçayını burada kültüre alıp, ciddi anlamda üretimlerine başladık. Önümüzdeki yıllarda özellikle Mercan Köşk'ün tüm dünyada kullanımı için ki Türkiye'de zaten üretiliyor, doğal olarak yetişiyor bunu da kültüre alıp çoğaltılmasını sağladık."

'EKONOMİMİZE CİDDİ ANLAMDA KATKISI OLACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM'

Aromatik bitkilerin su tüketmediği için çok önemli olduğunu anlatan Öztürk Sarıca, "Her geçen gün içme sularımız azalıyor. Diğer taraftan tüm dünyada yaygın olarak kullanılmaya başlanmış olan doğal bitki, doğal bitkilerin uçucu yağları, aromatik bitkilerin uçucu yağları ve yıllık ihracatımıza kekik ve diğer bunun yanında artık önümüzdeki yıllarda lavanta ve diğer aromatik bitkilerin de ekonomimize ciddi anlamda katkısı olacağını düşünüyorum. Bu fidelerini Türkiye geneli tedariklerini yapıyoruz" diye konuştu.

'GÖLLER YÖRESİNDE HER GEÇEN GÜN SULARIN AZALDIĞI BİLİNMEKTE'

Lisinia olarak pek çok aromatik bitki, özellikle lavanta ve adaçayı konusunda ciddi çalışmalar yaptıklarını kaydeden Sarıca, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu konuyla ilgili olarak Burdur Valiliğimizin ve Bakanlıklarımızın çok ciddi çalışmaları var. Göller yöresinde her geçen gün suların azaldığı bilinmekte. Dolayısıyla buradaki üretim potansiyelinin büyükbaş hayvancılıktan bir miktar küçükbaş hayvancılığa ve tıbbi aromatik bitkilere doğru genişletilmesi bölge ekonomisine ciddi anlamda katkı sağlayacaktır. Bunun yanında suların az tüketilmesiyle birlikte göllerin yok olması, içme sularının yok olmasının da bir anlamda önüne geçilecektir"

'ANADOLU ADAÇAYI TÜM DÜNYADA RAKİPSİZ'

Fide üretimini 10 bin dekar alanda yaptıklarını aktaran Öztürk Sarıca, "14 milyon fide ortalama 10 bin dekar alan için gerekli fide sayısı. Fidelerin yüzde 80'i lavanta. Bu haliyle düşündüğümüzde 7- 8 bin dönüm araziye yetecek oranda elimizde lavanta fidesi var. Biz özellikle lavantanın üretimini önemsiyoruz çünkü Türkiye toprakları bunun üretimine çok uygun ve son yıllarda da adaçayı üzerine çok ciddi çalışmalarımız var. Şu anda tüm dünyada adaçayında ABD ve Rusya lider durumda. Oysa ki Anadolu adaçayı tüm dünyada rakipsiz adaçayı türlerinden. Özellikle bu türün yetiştirilmesinin yaygınlaştırılması ciddi anlamda ekonomik getiri sağlayacaktır" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ+--------------Dikimi yapılan fidelerRÖP: Öztürk SarıcaFidelerÖztürk Sarıca'nın açıklamalarıDetay

HABER -KAMERA: Mesut MADAN/BURDUR,

Haber Kodu : 200324017===================================

Uzmanlar, koronavirüse karşı beslenmeyi anlattı TÜRKİYE'de koronavirüs vakalarının görülmesinin ardından bağışıklık sistemlerini güçlendiren besinlere talep arttı. Vatandaşlara önerilerde bulunan uzmanlar da bu dönemde özellikle vitamin ve protein ağırlıklı beslenilmesi gerektiğini söyledi.

Türkiye'de koronavirüs salgınıyla birlikte çeşitli önlemler alan vatandaşlar, beslenmelerine de daha fazla dikkat etmeye başladı. Virüse karşı bağışıklık sistemini güçlendirmek isteyen vatandaşlar için uzmanlar, bolca tüketilmesi gereken besinleri anlattı. Salgından korunmak için öncelikle vitamin ve mineral yönünden zengin beslenmenin önemine dikkat çeken uzmanlar, A, C, D vitaminleri ve minerallerden demir, selenyum ile çinko destekli bir beslenme ile bağışıklık sisteminin güçlendirilebileceğini söylüyor.

Enfeksiyon hastalıklarında her zaman bağışıklık sistemini ayakta tutmanın önemi vurgulayan uzmanlar, bu süre zarfından taze sebze ve meyve tüketiminin oldukça fayda sağladığını hatırlattı.

'BİRİNCİSİ VİTAMİN, İKİNCİSİ PROTEİN'

Koronavirüse karşı insanların direncini artırması gerektiğini belirten İç Hastalıkları Uzmanı Necdet Yetim, bunun için 2 besin ögesine dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayarak, şunları söyledi:

"Bütün enfeksiyonlara karşı direncimizin artırılması gerekmektedir. Bunun için iki önemli madde var. Birisi vitamin, ikincisi ise yeterli miktarda protein almak. Başta C olmak üzere tüm vitaminleri almamız gerekiyor. Özellikle C vitamininin enfeksiyonlarda direncin arttırılmasına önemli bir etkisi var, bunu herkes biliyor. Hayvansal protein tüketimi de çok önemli. Et, yumurta, süt ve ürünleri ya da balık gibi protein kaynaklı besinler tüketmeniz gerekiyor. Günlük yiyeceğimizde en az vücut ağırlığınız kadar protein almamız gerekiyor. Örneğin 70 kilo biri 70 gram protein almalı. 70 gram protein almak için de en az 150-200 gram et tüketmeniz gerekiyor. Vitamine dönersek en çok meyvelerde ve yeşil sebzelerde var. bu nedenle Taze bir şekilde bol miktarda meyve ve sebze de tüketmeliyiz."

'KIRMIZI, TURUNCU, YEŞİL YAPRAKLI SEBZELER TERCİH EDİN'

Uzman Diyetisyen Ceren Batmaz Sarı ise, "Başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere uzmanlarımızın da vurguladıkları gibi, kişisel hijyen ve sosyal mesafelerimizi korumamız önemli. Beslenme de bu dönemde çok önemli. Günde 5 öğün meyve sebze tüketilmesi faydalı. Özellikle kırmızı turuncu yeşil yapraklı sebzelerin tercih edilmesi gerekir. Bir diğer önemli nokta bağırsak sağlığımızın korunması. İyi bir bağırsak sağlığı için önemli bir faktör. Bu yönden de gün içinde probiyotikten zengin besinleri tüketmek gerekir. Aynı zamanda C vitaminlerini tüketmemiz önemli. Bunun yanı sıra demir alımı, çinko alımı önemli. Bir diğer dikkat edilmesi gereken nokta sıvı tüketimi. Günde 8 bardak önerimiz. Çeşitli bitki çayları da kullanabiliriz dönemde" dedi.

'SİGARA VE ALKOLDEN UZAK DURUN'

Uzak durulması gereken maddelere de Sarı, "Bu dönemde bağışıklığı azaltıcı sigara ve alkol gibi ürünlerin tüketilmemesi gerekiyor. Ayrıca tüketilen şeker miktarının azaltılması önemli. Güzel bir uyku fayda sağlar. Ayrıca kalabalıkların olmadığı açık alanlarda egzersiz yapmakta faydalı olur" diye konuştu.

VATANDAŞLAR 'ÖNLEMLERİ ARTIRDIK' DEDİ

Evli ve 2 çocuk annesi Hidayet Azazi (44), "Bu dönemlerde önlemlerimizi artırdık. Hijyen olarak, sosyal mesafe olarak daha dikkatliyiz. 1- 1,5 metre mesafede duruyoruz. Misafirliğe gidip gelmeye azalttık. Hem hastalığa yakalanmamak, hem de kimseye bir hastalık bulaştırmamak için çekirdek ailemizle yaşıyoruz. Bu dönem vitamin adımını arttırdık. Meyve sebze almamızı arttırdık. Uykumuzu daha düzenli yapıyoruz" dedi.

İşçi emeklisi Ayşe Toksabay (61) ise, "Hayatımıza çok dikkat eder olduk. Çantamdan kolonya ve su eksik etmiyorum. Bağışıklığımı güçlendirici C vitamini alıyorum bu dönemde. Yağ ve şekerden uzak duruyorum. Kalabalıktan uzak yürüyüşe çıkıyorum. 30 dakika egzersiz yapıyorum" ifadelerini kullandı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: +Anonsİç Hastalıkları Uzmanı Necdet YetimUzman Diyetisyen Ceren Batmaz Sarı Ayşe ToksabayHidayet AzaziÇeşitli besinlerden görüntüGenel ve Detay görüntüHaber: Kadir ÖZEN- Kamera: Tolga TAHÇI/ İZMİR, DHA)

Haber Kodu : 200324028

======================================

İzmir'den 65 yaş üstündeki vatandaşların yardımına polisler koşuyor

KORONAVİRÜS salgını nedeniyle 65 yaş üstündeki kişiler ile kronik rahatsızlığı bulunanlara sokağa çıkma yasağı getirilmesinin ardından, bu kişilerden bazılarının ihtiyaçları polisler tarafından gideriliyor. Polisin, kendilerine çeşitli gıda, hijyen ürünleri aldığı İzmir'deki Rabia (65) ve Muzaffer Abalı (73) çifti de, yardımlarına koşan polislere teşekkür ederek, "Sağlığımıza dikkat edelim, sokağa çıkmayalım" uyarısında bulundu.

Koronavirüs salgınına karşı bir süredir getirilen sosyal kısıtlama kararlarına, son olarak 65 yaş üstündekiler ile kronik rahatsızlığı bulunan vatandaşların sokağa çıkması yasaklanması eklendi. Bu kararla birlikte, evden çıkamayan bu kişilerin ihtiyaçları, yakınları tarafından karşılanmaya başlandı. İhtiyaç malzemelerini kendilerine getirecek yakınları olmayanın kişilerin yardımlarına ise, polisler koştu. İzmir'in Buca ilçesindeki Kozağaç Mahallesi'nde oturan Rabia ve Muzaffer Abalı çifti de, polisin yardım eli uzattığı kişiler oldu. TEŞEKKÜR ETTİLERRabia Adalı'nın, 155'i arayıp pamuk, kolonya gibi hijyen ürünlerinin yanı sıra, çay, ekmek, su gibi gıda ürünlerine ihtiyacı olduğunu söylemesinin ardından harekete geçen Buca İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, söz konusu malzemeleri marketlerden temin edip, çiftin yaşadığı eve götürdü. Ödenen miktarı polislere veren ve teşekkür eden Rabia Adalı, "Çok mutlu olduk, kendimizi güvende hissettik. Eşimle birlikte 2 kişi yaşıyoruz ve ikimiz de 65 yaşının üstündeyiz. Eşimin de bazı rahatsızlıkları var. 155'i aradım ve ihtiyacım olan şeyleri söyledim. Polislerimiz de sürekli beni telefondan arayarak ilgilendiler. Hepsine tek tek teşekkür ederim" dedi. Muzaffer Abalı da, vatandaşlara seslenerek, "Lütfen evinizde kalın ve ihtiyacınız olmadıkça sokağa çıkmayın" çağrısında bulundu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: +Polisin telsizden haberleşmesiPolisin poşetlerle binaya gelmesiPolisin içeriye girip poşetleri teslim etmesiMuzaffer ve Rabia Abalı ile röportajGenel ve detay görüntüHaber: Davut CAN - Kamera: Mücahit BEKTAŞ/ İZMİR,

Haber Kodu : 200324026

======================================

Muhtar, evden çıkamayan 65 yaş üstü vatandaşların ihtiyacını karşılıyor AYDIN'ın Nazilli ilçesinde muhtar Mustafa Certel, koronavirüse karşı alınan tedbirler kapsamında sokağa çıkmaları yasaklanan 65 yaş ve üzeri vatandaşların market ihtiyaçlarını karşılıyor.

Türkiye'de koronavirüs salgınına karış risk grubunda olan 65 yaş ve üzeri ile kronik hastalığı olan vatandaşlara sokağa çıkma yasağı getirilmesinin ardından Nazilli ilçesine bağlı Zafer Mahallesi'nin Muhtarı Mustafa Certel, harekete geçti. Evden çıkamayan vatandaşlar, muhtarlığı telefonla arayıp, market listelerini bırakıyor. Certel de markete gidip, bu kişilerin ihtiyaç listelerini tamamlayarak evlerine teslim ediyor.

Yardım isteyen bir vatandaşın ihtiyacını almak için markete giden Muhtar Certel, "Şu anda markete geldik. Adem Dedemizin ihtiyacı olan un, kesme şeker ve 2 ekmek alıyoruz. Marketimizde ekmeklerde poşete konulmuş. Bu durum da çok güzel. İyi bir uygulama. Ben bunun için de marketimize çok teşekkür ediyorum" dedi.

Certel'in ürünleri teslim ettiği Adem Salık (72) ise, "Kendisine ve hükümetimize çok teşekkür ediyorum. Sağlık Bakanımızın emri ile sokağa çıkma yasağına uyuyoruz. Evimizde bulunuyoruz. Bunun içinde sağlık Bakanımıza çok teşekkür ediyorum. Tüm 65 yaş üzeri vatandaşlarımızın da kurallara uyarak, sağlığımızı düşünerek, kendi sağlıklarını düşünerek sokağa çıkmamaları için tavsiyede bulunuyorum" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ+Muhtar Mustafa Certel telefonla sipariş almasından görüntüMuhtarın markete giderek siparişleri temin etmesinden görüntüMuhtarın marketten temin ettiği gıda maddelerini Adem Salık'a teslim etmesinden görüntüAdem Salık konuşmalarından görüntü

Haber- Kamera : Bahattin ALBAYRAK/ NAZİLLİ (Aydın),

Haber Kodu : 200324036

======================================

Koronavirüse karşı online zumba dersi

UŞAK'ta koronavirüs tedbirleri kapsamında halkın evlerinde kalmasını teşvik etmek amacıyla, sosyal medya üzerinden canlı yayında zumba dersi vererek, online etkinliklerine başlandı.

İl Gençlik ve Spor Müdürlüğü, dünyayı etkisi altına alan koronavirüse karşı vatandaşın sağlığını korumak ve evde kaldıkları sürede sosyal etkinliklerinden geri kalmamaları adına online zumba derslerine başladı. İl Gençlik ve Spor Müdürlüğü'nün sosyal medya hesapları üzerinden canlı yayında zumba dersiyle vatandaşın, sağlıklı ve zinde kalması hedefleniyor.  Canlı yayında zumba dersi veren beden eğitimi öğretmeni Melis Gültekin, "Bence herkes bu dönem boyunca yani virüsten, salgından dolayı evimizde olduğumuz süre boyunca, sağlıklı bir yaşam istiyorlarsa, ekran başlarına gelsinler. Canlı yayınlara, web sitelere, telefon başlarına gelsinler ve bizimle beraber spor yapsınlar. Hem onların sağlıkları açısından hem de psikolojik olarak çok iyi yararlara sağlayacağına eminim" dedi. İl Gençlik ve Spor Hizmetleri Müdürü Tahir Emre Can ise, "Önümüzdeki günlerde halkımızın evden katılabileceği yarışmalar düzenleyeceğiz. Bu bir sosyal sorumluluk projesi. Halkımıza, sporseverlerimize, insanımızın evde kalmalarını motive etmek, kaldıkları süre zarfında yapabilecekleri etkinlikleri canlı, interaktif bir şekilde yapmaya gayret ediyoruz" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ;+Zumba dersinden genel ve yakın detaylarZumba dersinin canlı yayına verilmesinden yakın detaylarBeden Eğitimi Melis Gültekin'le röp.İl Gençlik ve Spor müdür Tahir Emre Can ile röp.Haber- Kamera: Feyzi DAVULCU/ UŞAK,

Haber Kodu : 200324035======================================

Koronavirüsün çiçek sektörüne etkisi 30 milyon dolar ÇİN'de ortaya çıkan ve tüm dünyaya yayılan koronavirüs salgını dünya ekonomisini de olumsuz etkiledi. Turizm kenti Antalya'da ise tamamı örtü altında yetiştirilen renk renk kesme çiçekler elde kaldı. Süs Bitkileri İhracatçıları Derneği Başkanı Harun Yeter, "Sektörümüzün yaklaşık 30 milyon dolar gibi bir zararı var. Sınır kapıları kapalı olunca sevkiyat yok. Sevkiyat olsa bile sokaklarda insan yok, kim, çiçeği ne yapsın?" dedi.

Tüm dünyada etkili olan koronavirüs salgını, insan sağlığını tehdit etmeye devam ediyor. Uzmanlar virüse karşı bir aşı ya da ilaç geliştirmek için çaba harcarken, diğer yandan da ölümlerin önüne geçilmesi için bazı önlemler alınıyor. Her türlü önleme karşın virüsten ölenlerin sayısı gün geçtikte artıyor.

Koronavirüs salgını, insanları olduğu kadar dünya ekonomisini de olumsuz etkiledi. Bazı ülkeler tedbir amaçlı tüm özel, kamu kurum ve kuruluşlarını kapattı. Birçok ülke de yurt dışına giriş ve çıkışları yasaklarken, ticaretin yapıldığı sınır kapılarını da bir süreliğine kapatarak ithalat ve ihracatı durdurdu. İthalat ve ihracatın durması bazı sektörleri büyük ölçüde çıkmaza sürükledi. Turizm kenti Antalya'da tamamı örtü altında yetiştirilen ve başta Avrupa ülkeleri olmak üzere Balkan ve Türki Cumhuriyetlere gönderilen renk renk kesme çiçekler elde kaldı.

30 MİLYON DOLAR ZARAR

Orta Anadolu Süs Bitkileri ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı, aynı zamanda Süs Bitkileri İhracatçıları Derneği Başkanı Harun Yeter, Hollanda'da çiçek mezadının kapanmasının ve ardından pek çok ülkeyle sınır kapılarının kapanmasının sektörü milyonlarca lira zarara uğrattığını söyledi. 2020 yılında 14 Şubat Sevgililer Günü, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde gelen sipariş ve hareketle sektör adına umutlu olduklarını, ancak bir anda koronavirüs salgınıyla karşılaştıklarını anlatan Yeter, "Başta Hollanda mezadı olmak üzere Avrupa ve Balkan çiçek halleri mezatları kapatılmış durumda. Sınır kapıları da kapalı olunca sevkiyat yok. Sevkiyat olsa bile sokaklarda insan yok kim çiçeği ne yapsın? Hasat döneminin yarısında bu krize yakalandık" dedi.

Sektör olarak zor günlerle baş başa kaldıklarını ve üreticilerin ürünlerini satacakları bir ortamın kalmadığını anlatan Harun Yeter, "Sektörümüzün yaklaşık 30 milyon dolar gibi bir zararı var. İşçilerimiz ve bizler mağduruz. Önümüzde kredi borçları ve çeklerimiz var. Devlet büyüklerimizden kredilerimizin 1- 2 yıl gibi ertelenmesini istiyoruz. Bize destek verilmesini istiyoruz. Bizim için artık sezon kapandı. Bu çiçekler açtığı için artık ihraç edilemez. Depolar zaten ağzına kadar dolu. Stoklanacak bir ürün değil bizim ürünümüz" diye konuştu.

ÇİÇEKLER ÇÖPE DÖKÜLDÜ

Üretici Servet Karakurt, çiçek depolarının ağzına kadar dolduğunu ancak bir adet bile satamadığını belirterek şöyle konuştu:

"Depolarımız tamamen dolu. 15 gündür bir tek dal satmadık. Tüm kapılar kapalı. Bu kadar işçi ve arazi ne olacak bilmiyorum. Bakarken içimiz yanıyor. Birisinin bu işe bir çare bulması lazım. 1 milyon dal çiçeği çöpe atacağım ama kalanı ne olacak? 1 milyon lira zararım var. Sadece bunlar depoda olanlar."

Karakurt, daha sonra elinde kalan ve çürümek üzere olan açmış kesme çiçekleri deste deste çöpe döktü.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: -------------------------------Karanfil serasından görüntüKesilen karanfillerden ve kesilirken görüntüRÖP: Harun Yeter ile röportajDHA Muhabiri Alparslan Çınar'ın anonsuDepodan karanfil görüntüsüleriRÖP: Servet Karakurt ile röportajÇiçeklerin araziye atılırkenDetay

HABER: Alparslan ÇINAR -KAMERA: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA,

Haber Kodu : 200324029

======================================

Mendereslilerden Papa'ya mektup: Meryem Ana Evi yakınına çöp tesisi kuruyorlar İZMİR Büyükşehir Belediyesi'nin Menderes ilçesinde kurmayı planladığı 2 bin ton kapasiteli Menderes Güney- 2 Entegre Katı Atık Yönetim Tesisi, ilçedeki üreticilerin tepkisine neden oldu. Tesisin kurulacağı Çakaltepe Gölova mevkisinin Meryem Ana Evi'ne 13 kilometre uzaklıkta olduğunu söyleyen Menderes Ziraat Odası Başkanı Kadir Telli, Vatikan Devlet Başkanı Papa Franciscus'a konuyla ilgili mektup göndereceğini belirterek, "Bizim kutsal toprağımız nasıl Mekke ise onlar için de kutsal toprak burası. Meryem Ana Evi'nin dibine çöp tesisi kuruyorlar. Bu tesis olursa pislik, koku oraya da gelecek. Onlar da tepki verirler" dedi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi kentin çöp sorunu çözmek ve çöpü ekonomik değere dönüştürmek için Menderes ilçesinde katı atık bertaraf tesisi kurmaya hazırlanıyor. 10 MW enerji üretim kapasiteli tesis, Çakaltepe Gölova mevkisinde kurulacak.

Menderes ile Gaziemir, Karabağlar, Buca, Balçova ve Narlıdere ilçelerinin atıklarının değerlendirileceği, günde 2 bin ton kapasiteli Menderes Güney-2 Entegre Katı Atık Yönetim Tesisi'nin ihalesi yapıldı. İhaleyi, yılda 4 milyon 250 bin TL kira bedeliyle en yüksek teklifi veren Doğu Star Elektrik Üretim A.Ş. kazandı. Söz konusu şirket tesisi kuracak ve 15 yıl boyunca Büyükşehir Belediyesi'ne kira vererek, işletecek.

İzmir'in 4'üncü katı atık bertaraf tesisi olacak olan Menderes Güney- 2 Entegre Katı Atık Yönetim Tesisi, Menderesli üreticilerin tepkisine neden oldu. Bölgedeki 20 bin dönümde sera kurulduğunu ve yılın 12 ayı tarımsal üretim yapıldığını ifade eden Menderes Ziraat Odası Başkanı Kadir Telli, zeytin, şeftali, domates ve mandalina gibi çok sayıda üründe kalite ve verim kaybı yaşanabileceğini dile getirdi.  Selçuk, Zeytinköy, Kuşadası ve Barutçu'nun su şebekesinin bölgeden geçtiğini söyleyen Telli, "Burada hayvan çiftlikleri var, zeytin alanlarımız çok geniş. Aynı zamanda tarihi İpek Yolu güzergahındayız. Meryem Ana Evi'ne 13, Selçuk ve Efes'e 10 kilometre uzaklıktayız. Selçuk Belediyesi, Zeytinköy ve Pamucak'taki otellere içme suyu buradan gidiyor. Artık buraya her gün tonlarca çöp gelecek. Etrafı çevirecekler, ağaçları sökecekler. Bizim başka şansımız yok. Sanayi gelişmemiş, tarım yapıyoruz" dedi.

'KANAYAN YARAYI KUCAĞIMIZDA BULDUK'

Katı atık tesisine Menderes halkı olarak kesinlikle karşı olduklarını anlatan Telli, biri Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, diğeri Vatikan Büyükelçiliği'ne gönderilmek üzere 2 mektup yazdığını söyleyerek şöyle devam etti:

"Katı atık tesisine taşınacak çöplerin etrafa dökülmemesi için uçan yol yapmaları lazım. Çöp, İzmir'in yıllardır kanayan yarası, biz bunu kucağımızda bulduk. Biri Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a diğeri de Papa'ya verilmek üzere iki mektup yazdım. Bizim kutsal toprağımız nasıl Mekke ise onlar için de kutsal toprak burası. Meryem Ana Evi'nin dibine çöp tesisi kuruyorlar. Bu tesis olursa pislik koku oraya da gelecek. Onlar da tepki verirler. Ayrıca nerede bu çevreciler? Burada insan hayatı söz konusu. Buranın suyu Tahtalı Barajı'na karışıyor. "

'ORMAN KATLİAMI YAPACAKLAR'

Üreticilerden Süleyman Kaplan da Türkiye'deki en iyi domatesin bölgelerinde yetiştiğini söyleyerek, "En iyi domatesi Bursa yetiştiriyor denir. Biz Bursa'yı geçtik. Türkiye'nin en iyi domatesi bizde. Jeoloji mühendislerinin açıkladığına göre yere düşen bir damla pisliğin 15 kilometreye yayılma ihtimali var. Çöp taşıyan araçlar gelip köyün içinden geçecek, sızıntıları olacak. Alternatif yol için orman katliamı yapacaklar. Köyümüzde 10 bin şeftali ağacı var. 10 bin dönümde domates üretiliyor. Tüm ürünler yerle bir olur. Biz çöplük istemiyoruz" dedi.

Menderes Gölova Mahalle Muhtarı Murat Kepenek de şunları söyledi:

"44 muhtar olarak bu çöpü istemiyoruz. Köyün nefes alacağı yer burası. Zeytinle uğraşıyoruz. Burada çöp tesisi istemiyoruz. Çöp tesisi Sakaltepe Gölova sınırlarında kurulacak. Burası köye yakın, anayola yakın. Rüzgar köyün üstüne getirir kokuyu."

'ZEYTİN SİNEĞİ ARTAR'

Çakaltepe Köyü Muhtarı Güven Yılmaz da ise köyünde 3 bin kişi yaşadığını söyleyerek, "Gelir kaynağımız zeytinyağı. Buraya çöplük kurulursa kimse gelip zeytinyağı almaz" dedi. Menderes'te oturan İlyas Çamlı (78), "Ben burada doğdum büyüdüm. Bu çöp tesisi virüsten daha fena olacak. Biz zeytincilikten geçiniyoruz. En kaliteli mal bizde. Çöplük yaparlarsa bu köyün buradan kalkması lazım. Burası mahvolacak. Çoluğumuz çocuğumuz tehlikede" diye konuştu.

Mustafa Ay (75) toprakların çok verimli olduğuna dikkat çekerek,"Çöplük istemiyoruz, toprağımız, havamız, suyumuz tehlikede. Kimse bize gelip bir şey sormadı. Bilgi veren olmadı. Razı mısınız diye soran olmadı" dedi. Zeytin üretimi yapan Osman Ali Çimen (58) de şöyle konuştu:

"4 senedir en az 20 bin Gemlik zeytini dikildi. Ben en az 3 bin zeytin diktim. Çöp olursa zeytinlerimize çok zarar verecek. Zeytinde verim alamayız. Belediye de her yıl belli miktarda zeytin veriyor. Kendi paramızla da aldık. Çöp gelirse hayat durur. Zeytinlerimizi zaten meyve sineğinden kurtaramıyoruz. Sinekler daha da artacak. Kalite düşer, verim düşer."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: -Katı atık tesisinin kurulacağı alandan görüntü,-Üreticilerden detay görüntü,-Zeytin ağaçlarından görüntü,-Menderes Ziraat Odası Başkanı Kadir Telli ve üreticilerle röportaj-Anons,-Zeytin ve zeytinyağı görüntüsü

Haber: Nevra UÇKAÇ - Kamera: Tekin GÜRBULAK/ İZMİR,

Haber Kodu : 200324064

======================================


Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel DHA YURT ÖZEL GÜNDEMİ-TEKRAR - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement