TAEK'den 'Nükleer' Propagandası

Nükleer güç santrallerinin kurulmasına ilişkin yasanın çıkmasının ardından Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) halkı bilgilendirme broşürleri bastı. TAEK tarafından hazırlanan broşürlerde, nükleerin tıptan endüstriye, enerjiden bilim ve teknolojinin gelişmesine kadar bir çok alanda faydaları sıralandı. Ancak, bu broşürlerde dünyada yaşanan nükleer kazalara, atıkların depolanmasında yaşanan sıkıntılara, radyasyonun insan yaşamında olumsuz etkilerine ise yer verilmemesi dikkat çekti.

Nükleer Güç Santrallerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışına İlişkin Yasa'ya göre,Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, kurumların görüşlerini alarak nükleer santral işletecek şirketlerin seçilme sürecini başlatacak. TAEK'in belirlediği ölçütleri karşılayan şirketler bu sürece katılabilecek. Atom Enerjisi Kurumu, Türkiye'nin nükleer hammadde rezervlerinden santrallerde deprem güvenliğine kadar bir dizi konunun yer aldığı 15 bilgilendirme broşürü yayınladı. Halkı bilgilendirme broşürlerinde sadece nükleerin faydalarına yer verilmesi dikkat çekti. Broşürlerde şu tespitlere yer verildi:

Türkiye'de, nükleer enerjinin hammaddesi olan uranyum ve toryum aramalarının 1953 yılından bu yana sürdürüyor.

Salihli- Köprübaşı, Yozgat- Sorgun, Uşak-Fakılı, Aydın-Demirtep ve Küçükçavdar'da ekonomik olabilecek 9 bin 129 ton uranyum bulundu. Kırşehir- Kırıkkale bölgesinde de 2005 yılından bu yana uranyum arama çalışmaları sürüyor. Ayrıca, Batı Anadolu'da çok sayıda radyoaktif anomalinin varlığının saptandı. Dünyanın ikinci büyük toryum rezervine sahip Eskişehir-Beylikahır bölgesinde de 380 bin ton toryum içeren elementlere, Malatya, Diyarbakır, Kayseri, Sivas'ta da toryum izlerine rastlandı.

NÜKLEERİN ÇEVREYE ETKİSİ

Nükleer enerji üretimi, nükleer güvenlik ve radyasyondan korunma standartlarına uygun gerçekleşirse, çevreye ve canlılara karşı zararlı bir etkisi bulunmaz. Nükleer enerji sera gazı etkisine yol açmaz ve asit yağmurlarına neden olmaz. Nükleer enerji üretimi daha az miktarda yakıt gerektirir. Üretimde ortaya çıkan atıklar güvenli şekilde depolanabilir. Santralardan alınan yapay radyasyon, doğal radyasyona göre çok düşük seviyede bulunuyor. Çevreye ve insana zarar verebilecek şekilde kaza yapma riski, günümüzde kullandığımız diğer teknolojik ürün ve süreçlere göre yok denecek kadar azdır.

DEPREM GÜVENLİĞİ

Santralar, aktif fay hattının tam üzerinde olmamak koşuluyla değişik seviyelerde deprem riski taşıyan sahalarda inşa edilebilir. ABD, Japonya gibi bir çok ülkede deprem riski yüksek bölgelerde inşa edilmiş bir çok nükleer santral bulunuyor. Bunlarda, her hangi bir hasar veya arıza olmaksızın bir çok depreme karşı koydu. Dünyada toplam 442 reaktör işletiliyor. Buna ek olarak da toplam 27 adet nükleer güç reaktörü de inşa halinde bulunuyor. Dünyada, nükleer enerjiye yönelim hızlanırken, Avrupa ülkelerinin yanı sıra, gelişmekte olan ülkelerde nükleer enerjiye yeni yatırımlar planlıyor.

DIŞA BAĞIMLILIK AZALTACAK

Nükleer teknikler, endüstride her gün daha da artarak kullanılıyor. Nükleer enerji santraları ile enerji temininde dışa bağımlılık azalacak. Enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesine katkıda bulunacak. Elektrik enerjisi üretim maliyetlerinde istikrar sağlanacak. Güvenilir baz-yükü enerjisi sağlayacak. Küresel ısınmaya yol açıp iklim değişikliğine neden olan CO2 salımının azaltılmasına katkıda bulunacak. Bu amaçla kurulacak tesisler, bilim ve teknolojinin gelişmesine önemli katkıda bulunacak.

YATIRIM MALİYETİ YÜKSEK

Nükleer güç santralarının ilk yatırım maliyeti diğer santral teknolojilerine göre yüksek. Bunda yüksek güvenlik ve kalite anlayışı önemli rol oynuyor. Nükleer santralarda inşaat maliyetinin yaklaşık olarak yüzde 60'ı nükleer güvenlik giderlerine harcanıyor. Personel maliyeti, malzeme ve ekipman yurtiçi fiyatı, altyapı, yer şartları, ekonominin büyüklüğü gibi yatırım maliyetini etkileyen unsurlar ülkeden ülkeye değişiyor.

TIPTAKİ YERİ ÖNEMLİ

Tıbbi alandaki radyasyon uygulamaları, radyasyonla görüntü elde edebilme, radyasyonun hücre veya tümörleri yok edebilme yeteğine sahip olması temeline dayanıyor. Bu özellikleri nedeniyle, hastalıkların teşhis ve tedavisinde önemli rol oynuyor.(ANKA)