Dha Yurt Bülteni-5 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni-5

1)YRD. DOÇ DR. OĞUZ GÜNDOĞDU: ASIL TEHLİKE UZUN SÜREDİR SESSİZ DURAN BİGA FAYINDAİSTANBUL Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr.

03.03.2017 11:22

1)YRD. DOÇ DR. OĞUZ GÜNDOĞDU: ASIL TEHLİKE UZUN SÜREDİR SESSİZ DURAN BİGA FAYINDA

İSTANBUL Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu, Marmara Bölgesi'nde büyük deprem beklendiğini belirterek, "Asıl tehlikeyi ise uzun süredir sessiz duran Biga fayında görüyorum" dedi.

Bandırma Gazeteciler Cemiyeti (BGC) ile Bandırma Dağcılık ve Arama Kurtarma İhtisas Derneği'nin (BANDAK) düzenlediği 'Bandırma Depremi Konuşuyor' paneli, Santral Kültür Merkezi'nde yapıldı.

Panelde konuşan Yrd. Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu, dönemlerde Ege ve Akdeniz'deki depremlerin hem sayı, hem de büyüklük açısından arttığına dikkat çekerek, "Bu bölgelerde, tarih boyunca büyük tsunamiler görüldü. Yine, tsunami tehlikesi var" dedi.

Marmara Bölgesi'nde büyük deprem beklendiğini de kaydeden Gündoğdu, şöyle devam etti: " İstanbul'da, 1894 yılında yıkıcı bir deprem gerçekleşmişti. Şimdi, bu bölgede kırılmamış bir fay var. Bu fayın, Bakırköy açıklarından, Tekirdağ açıklarına dek kırılmasını bekliyoruz. Bandırma ve yöresinde en önemli fay, Erdek Kyzikos'ta bulunuyor. Bu fay, antik dönemde iki yıkıcı depreme yol açtı. Ancak bu fayın denizde devam edip etmediği bilinmiyor. Yine, İstanbul'da beklenen büyük depremin, Erdek Kyzikos depremi üzerinde tetikleyici olup olmayacağını da bilmiyoruz. Yenice- Gönen fayı üzerinde, 1953 yılında, 7.4 büyüklüğünde gerçekleşen deprem, levha içi depremdi. Şimdi, bu bölgede ağır sanayi tesisleri kurulmasının planlandığını öğrendim. Bunun büyük hata olacağını düşünüyorum. Yine de bu fayın, 250 yıl boyunca deprem üretmesini de beklemiyorum. Asıl tehlikeyi ise uzun süredir sessiz duran Biga fayında görüyorum."

Yrd. Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu, deprem sonrasında okullara, gerekli bina denetimi yapılmaksızın öğrencilerin alınmaması gerektiğini sözlerine ekledi.

Paneli ikinci konuşmasını, afet yönetim uzmanı Özden Işık yaptı. Ülkemizdeki iki 'katil fay' olarak Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu faylarını gösteren Işık, " Türkiye, 1999 yılındaki Körfez Depremi'nden beri sadece kriz yönetimine yöneldi. Oysa asıl önemli olan afet öncesi risk yönetimini sağlamaktır. Ancak bu gerçekleşirse, depremin zararları biraz olsun azaltılabilir. Depremle mücadelede sivil toplum örgütlerinin çalışmaları da çok önemlidir. En büyük afet ise az gelişmişliktir" dedi.

Panelin son konuşmasını yapan BANDAK üyesi adet eğitimcisi Zafer Ergün, afete yapılacak hazırlığın, afetin az hasarla atlatılmasını sağlayacağına işaret ederken, okullara 'temel afet bilinci7 dersi konulmasını istedi.

Panelistlerin, izleyenlerin sorularını yanıtlamasının ardından belediyenin, deprem ile ilgili yaptığı çalışmaları değerlendiren Bandırma Belediye Başkanı Dursun Mirza, depremin zararlarının önlenmesi için Kaymakamlık, yerel yönetim, Büyükşehir Belediyesi ve sivil toplum örgütlerinin eşgüdümlü olarak çalışma yapmaları gerektiğini belirtti.Panelin sonunda Mirza, panelistlere ve panel yöneticisine 'Bandırma Vapuru' maketini armağan etti.

Görüntü Dökümü

------------------

-Oğuz Gündoğdu nun açıklamaları

BANDIRMA/DHA

==========================================================

2)YEREL GAZETE SAHİBİNİN OTOMOBİLİNİN KUNDAKLANMASI KAMERADA

GAZİANTEP'te, yerel gazete sahibi Ökkeş Sabah'ın evinin önünde park halinde bulunan otomobili, kimliği bilinmeyen bir kişi tarafından benzin dökülerek kundaklandı. Otomobilin yanma anı binada bulunan güvenlik kamerası tarafından kaydedildi.

Olay, dün gece Emek Mahallesi'nde meydana geldi. İş yerinden çıkarak 27 AIP 67 plakalı otomobili ile evine gelen Ökkeş Sabah, uyandığında otomobilini yanmış halde buldu. Sabah, durumu polis ekiplerine bildirdi. Olay yerine gelen polis ekipleri, çevredeki güvenlik kameralarını inceleyerek otomobili kundaklayan kişinin bulunması için çalışma başlattı. Kundaklama olayı ise binanın güvenlik kamerası tarafından kaydedildi. Görüntülerde bir kişinin yanına geldiği otomobile benzin döküp ateşe verdikten sonra uzaklaştığı görülüyor.

Yerel gazete sahibi Ökkeş Sabah, 2 ay önce de silahlı saldırıya uğramış ve sol ayağından hafif şekilde yaralanmıştı.

Görüntü Dökümü

----------------------------

Park halindeki araç

Şüphelenin araca yaklaşması

Şüphelinin aracı yakması

Alevler içinde kalan araç

Genel ve detay görüntüler

Haber: Ahmet ÖZER-Kamera: GAZİANTEP-DHA)

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 76 MB

======================================================

3)MANİSA'DA SOPALI HIRSIZLIK NÖBETİ

MANİSA'da son zamanlarda artan hırsızlık olayları nedeniyle Yeni Mahalle sakinleri, ellerinde sopa ve küreklerle nöbete başladı. Mahalle sakinleri, polisin hırsızlık olaylarına karşı gece belli saatlerde devriye görevine çıkmasını istedi.

Yunusemre ilçesinde Yeni Mahalle'deki 4738, 4753 ve 4754 sokaktaki işyeri ve evlerde son günlerde çok sayıda hırsızlık olayı yaşanması mahalle sakinlerini isyan ettirdi. Motosiklet ve elektrikli bisiklet aküsü başta olmak üzere, ev ve işyerlerinden değerli eşyalarının çalınması üzerine mahalleli çareyi geceleri ellerinde sopalarla nöbet tutmakta buldu. Nöbetteki mahalleli, dün (perşembe) akşam saatlerinde gördükleri kapüşonlu bir kişinin hareketlerinden şüphelenerek hırsız olabileceğini düşünerek sokağa döküldü. Ellerinde sopa ve küreklerle toplanan kalabalık, ortadan kaybolan kapüşonlu kişiyi aradı. Ancak, kapüşonlu kişi bulunamadı.

Mahalle sakinlerinden Selim Kışlalı, bir hafta içerisinde 10 hırsızlık olayı yaşandığını belirtip, "Bir arkadaşımızın şarjlı motosikletinin aküsü ikinci kez çalındı. Önceki gece de bir başka arkadaşımızın motosikletini çaldılar. Daha 14 ay taksiti vardı. Aynı sokak üzerinde iki işyerine girdiler. Sabah saatlerinde bir başka arkadaşımızın apartmanı önüne koyduğu çıkma kapı ve pencereleri çalındı. Hemen üst katımızdaki komşumuzun evine girdiler. Çareyi nöbet tutmakta bulduk. Hırsızları yakalayıp, güvenlik güçlerimize teslim edeceğiz" dedi. Kışlalı, polisin mahallerinde geceleri devriye gezmesini de istedi.

Önceki gece motosikleti çalınan Doğan Doğan ise tek isteğinin hırsızın bir an evvel yakalanması olduğunu söyledi.

Görüntü Dökümü

------------------------

-Mahalle sakinlerinin sopalı nöbetinden görüntü

-Mahalle sakinlerinden Selim Kışlalı ve Doğan Doğan ile röp.

-Mahalle sakinleri ellerinde sopalarla hırsız ararken görüntü

(Haber-Kamera: Ersan ERDOĞAN/ MANİSA,

=======================================================

4)İZMİR'DE KUKLA ZAMANI

11'NCİ İzmir Uluslararası Kukla Günleri, Sabancı Kültür Sarayı'nda düzenlenen görkemli törenle başladı. Açılış gecesinde Alman performans topluluğu Dirty Granny Tales'in 'Kuklayla müziğin muhteşem buluşması' olarak da adlandırılan ödüllü gösterisi 'Didi'nin Oğlu' İzmirli sanatseverlerin beğenisine sunuldu.

Canlı müzik eşliğinde sergilenen kukla performansının tam not aldığı geceye katılanlar arasında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, İsrail Başkonsolosu Shai Cohen, İKSEV Başkanı Filiz Eczacıbaşı Sarper başta çok sayıda İzmirli sanatsever yer aldı. Gecenin sunuculuğunu üstlenen İzmirli usta tiyatrocu Gürol Tonbul'un "Sözün gerçek sahibini davet ediyorum" sözleriyle sahneye gelen İzmir Uluslararası Kukla Günleri Festival Direktörü Selçuk Dinçer, sözün gerçek sahibinin kendisi olmadığını, sözün gerçek sahibinin bu festival adına İzmir olması gerektiğini söyledi. Dinçer, "Bu festivali ancak böyle yaşatır, böyle sürdürür, böyle geliştirir ve İzmir'in önümüzdeki kültür ve sanat yaşamında dünyaya açılan kapısı kılabiliriz. İzmir bu festival hakkında söz sahibi olursa" dedi. Kuklanın bir köprü kurduğunu ve 20 ülkeden 200'e yakın sanatçının geldiğini ifade eden Dinçer, "Umarım yakın bir zamanda İzmir yerleşik bir kukla tiyatrosuna kavuşur, artık böyle bir şeyin zamanı geldi. Yerleşik bir kukla tiyatrosu İzmir için yeniden kurulacak köprülerin başlangıcı olur" diye konuştu.

Türkiye'de son bir yılda bir insanın bir ömrü içerisinde göreceğinden daha fazlasının yaşadığını belirten Dinçer, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bunun en belirgin özelliği de kukla guruplarını getirmekte yaşadığımız zorluklar. Bu yıl festivale yabancı konukları getirmekte çok zorlandık. Hepimiz çok iyi biliyoruz. Özellikle batıda bugün Türkiye, içinde bulunduğu durumdan çok daha farklı algılanıyor, algılatılıyor. İzmir, Ankara, İstanbul, olduğunundan çok daha farklı algılatılıyor. Buna rağmen İzmir Uluslararası Kukla Günleri olarak bu yıl zoru başardık ve dünyanın her yanından yüzlerce sanatçıyı İzmir'de buluşturmaya başladık."

"TUTUNABİLECEĞİMİZ EN BÜYÜK DAL KÜLTÜR VE SANATTIR"

Böylesi bir güzelliği gerçekleştirdiği için Selçuk Dinçer ve ekibini kutlayan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, "İzmirli hemşehrilerim adına teşekkür ediyorum. Başarılan çok zor bir iş, ama aşk ile yapılan bir iş. Biz de geçmişteki belediye başkanlarımız da dahil olmak üzere İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak kentimizi kültür sanat başkenti olması için çaba harcıyoruz, yapıyoruz. İzmir'in duayen sanatçıları bize yol gösteriyorlar biz de elimizden gelen desteği vererek başarmaya çalışıyoruz. İzmir hemen hemen her sektörde çalışan insanıyla, doğasıyla tarihiyle müstesna bir kent. Böyle bir kentte geliştirilmek için, Türkiyenin aydınlık kentini daha da aydın bir kent yapabilmemiz için tutunabileceğimiz en büyük dal kültür ve sanattır" dedi.

Konuşmaların ardından festivalin gerçekleşmesinde emeği bulunan kurum ve kuruluşlara, herbiri birbirinden farklı plaket verilerek teşekkür edildi.

Plaket töreninin ardından Dirty Granny Tales'in ödüllü gösterisi 'Didi'nin Oğlu' sergilendi. Performansları müzik, kukla tiyatrosu, animasyon ve danstan oluşan ve endilerine özgü multidisipliner dışavurumcu bir sanat diline sahip olan topluluk, bu dünyaya ait değilmiş gibi duran ama tam da bu dünyaya ait öyküleri anlatan peri masallarını sergiledi.

Gösterinin ardından gerçekleşen kokteylde Rus kukla sanatçıları, renkli kostüm ve hareketleriyle farklı bir atmosfer oluşturdu.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve katılımcılar bol bol anı fotoğrafı çektirdi.

--- KUTU ---

176 GÖSTERİ YAPILACAK

2 - 19 Mart 2017 tarihleri arasında düzenlenecek festivale 20 ülkeden sanatçılar katılacak. Festivalde 40 kukla tiyatrosu topluluğu 42 gösteriyi 45 kapalı ve açık gösteri mekanında 176 kez sahneleyecek. Bu yıl 20 ülkeden festivale katılan yüzlerce kukla sanatçısı ve 40 kukla tiyatrosu topluluğu ile İzmir bir kez daha kocaman bir sahneye dönüşecek. Kutla tiyatrosu grupları, 45 kapalı ve açık gösteri mekanında 42 gösteriyi 176 kez sergileyecek.

Kuklayı her yönüyle bir bütün olarak ele almayı amaçlayan festival, sergi, atölye çalışmaları ve daha birçok etkinlikle İzmirlilerin karşısına çıkıyor. Festival kapsamında her yaştan izleyiciye uygun etkinlikler bulunuyor. İzmir'in birçok ilçesi dahil olmak üzere her yanına yayılmış bir şekilde gerçekleşecek festivalin programı kapsamında düzenlenen 3. Kipa AVM Kukla Şenliği birbirinden güzel kukla gösterileri ve atölye çalışmaları ile küçük, büyük herkes için tam bir eğlence atmosferi oluşturacak.

Görüntü Dökümü

-------------------------

Gürol Tonbul'un sunum konuşması

Festival Direktörü Selçuk Dinçer'in konuşması

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz kocaoğlu'nun konuşması

Plaket töreninden gösteri

Oyundan gösteri

Kokteylden, başkan ve festival direktörünün Rus kukla sanatçıları ve çocuklar ile görüntü

Haber- Kamera: Mehmet KURT/ İZMİR,

=====================================================

5)TÜRK SAĞLIK SEN'DEN ÇAĞRI

TÜRK Sağlık Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, sendikal çalışmalar yapmak için Burdur'a geldi.

Sendikal çalışmalara katılmak amacıyla Burdur'a gelen Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, Burdur Devlet Hastanesi önünde basın açıklaması yaptı. Sağlık çalışanlarının sorunlarına değinen Başkan Kahveci, Türkiye'de 500 bin sağlık çalışanının hizmet verdiğini kaydetti. Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın geçen hafta sağlıkta memnuniyetin yüzde 75'e ulaştığını söylediğini belirten Başkan Önder Kahveci, "O memnuniyet sağlık çalışanları sayesinde oldu. Bu kadar gayret ve çabanın içinde olan sağlık çalışanlarına değer verilmelidir. Bu sadece ücret açısından değil, çalışma şartları açısından, sosyal imkanlarının da düzenlenmesi gerekiyor" dedi.

Sağlık çalışanlarının öncelikle çalışma şartlarının iyileştirilmesi gerektiğine işaret eden Başkan Önder Kahveci, daha sonra temel ücretlerin yükseltip düzene sokulmasını istedi. Hekim ve hemşirelerin kamu işçileri kadar maaş alamadığını savunan Kahveci, "Performansa göre ücret verilecekse taban ücretleri yaşam standartlarına yükseldikten sonra verilsin. Biz bu konuda yapılacak bütün çalışmalara destek vereceğiz. Türkiye'de bir çok kurumun belirlediği geçim standartlarını önümüze koyarak alınacak maaşları belirleyelim" diye konuştu.

Haklarını almak isteyenleri sendikal mücadeleye davet eden Genel Başkan Önder Kahveci, "Hastanede çalışan uzman hekim 3 bin TL maaş alıyor. Hemşire arkadaşımızın maaşı 3 bin TL'yi bulmuyor. 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırına bakın. Bunlarla insanlar nasıl yaşamlarını sürdürüp ailesini geçindirecek. Döner sermayelerin daha nitelikli olmasını ve emekliliğe yansıtılmasını istiyoruz. Emeğimizi, hakkımızı istiyoruz. Mücadelemizi sendikayla vereceğiz" diye konuştu.

Görüntü Dökümü

------------------

Basın açıklamasına katılanlar

Önder Kahvecinin konuşması

Haber- Kamera: Mesut MADAN/BURDUR,

Kaynak: DHA

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement