Emrah Barlak'ın Katil Zanlısı Polis, Hakim Karşısına Çıktı

İzmir'in Karabağlar ilçesinde geçtiğimiz Ağustos ayında, Emrah Barlak'ı çıkan tartışmada tabanca ile öldürdüğü iddia edilen polis memuru İ.K.'nin 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ilk duruşması görüldü.

Tutuklu polis memuru İ.K., duruşmada Barlak ailesinden özür dileyip başsağlığı dileklerini ileterek, "Emrah'ı öldürmek gibi bir kastım kesinlikle yoktu. Keşke bu şekilde olmasaydı. Ben de bir can taşıyorum. Ben kaçan ya da duran birine ateş etmedim. Sadece kendimi korumak adına ateş ettim" dedi.

İzmir'de trafik kazasının ardından çıkan kavgada silahını ateşleyerek Emrah Barlak'ın ölümüne, 4 kişinin de yaralanmasına neden olduğu iddiasıyla hakim karşısına çıkan tutuklu polis memuru İ.K.'nin ilk duruşması, İzmir Adliyesi 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmaya sanık İ.K. ile birlikte müşteki sanık sıfatında bulunan polisler, Ünal B., Zülküf C. ile olayda yoldan geçtiği sırada yaralanan Halil S. ve Barlak ailesi, yakınları ve kendilerini polis şiddeti mağduru olarak tanımlayan aileler katıldı. Sabah saat 11.15'de başlayan duruşmada, mahkeme heyeti sanık sandalyesinde oturan tutuklu İ.K.'ye hakkında hazırlanan iddianameyi okudu ve yaşanılan olayı anlatmasını istedi.

Polis memuru İ.K.'de, "Olay günü görev bölgeme intikal ettim. Saat 14.40 sıralarında araçla bölgede hareket halindeydik. Sokaktan ana caddeye çıkmak isterken karşı yönden gelen 09 YG 984 plakalı araç ekip otomuza ön taraftan çarptı ve sarsıldık. Önce polis otosundan indim ve 'geçmiş olsun' dedim. Aracı kullanan Erhan Barlak, evraklarını istemeden kendisi bana, 'evraklarım evde getireyim' dedi. Daha sonra yaptığı telefon görüşmesinde ehliyetinin olmadığını ve trafik kazası yaptığını, bu yüzden olay yerine görüştüğü kişileri çağırdığını duydum. Ben de ehliyeti olmadığı için kaçabilir ihtimaline karşın kimliğini istedim. Pazar günü de olduğu için yoğun bir kalabalık vardı. Daha sonra Erhan Barlak yanındaki 3-4 kişi ile birlikte gelerek ehliyetinin olmadığını ve işlemin ehliyetli bir arkadaşı üzerine yapılması teklifinde bulundu. Ben de 'olmaz' dedim. Bir olay çıkmasını istemediğim için trafik ekiplerinin olay yerine intikal edeceğini de kendilerine belirttim. Trafik ekipleri olay yerine geldiğinde ise arkadaşlara ruhsatla birlikte ehliyet verildiğini gördüm. Ancak ekip arkadaşlarımı uyararak kazayı verilen ehliyetteki ismin değil, Erhan Barlak'ın yaptığını söyledim. Bunun kanun dışı olduğunu, aksi takdirde bir işlem söz konusu olursa soruşturma açılabileceğini dile getirdim ve kendilerinin sakinleşmesini istedim. Bu sırada Erhan Barlak bana; 'yazın, yazmazsanız ş…. Bir daha sizi buraya sokarsak..' şeklinde bağırdı ve arkasındaki kalabalığa işaret ederek; 'bu ekibi iyi tanıyın' dedi. Bu sırada adının Emrah Barlak olduğunu öğrendim kişinin de kardeşi Erhan'a seslenerek; 'Erhan bırak bu i…. Cezası ne ise öderiz. Ödemesek de ödettiririz. Burayı size mezar edeceğiz. Burası kurtarılmış bölge. İlla birini yatırıp kanınızı mı dökelim' şeklinde bağırdığını gördüm. Bağırmalara karşın çevredeki gerilim arttı ve insanlar saldırmaya başladı. Bizi tartaklayıp omuz attılar. Bu sırada telsizle destek ekibi istedim ancak o esnada ismini bilmediğim ama sonradan öğrendiğim Seyyid Ekinci telsizi almak istedi. Ben de telsizi kaptırmamak için elimle kendisini savurdum, telsiz Seyyid'in kafasına gelmiş olabilir. Daha sonra Faruk Karhan beni sarsarak çevredeki 5-6 kişiyle birlikte saldırdı. Ben de biber gazını çıkardım sıkmaya başladım. Bu sırada kalçamda bir acı hissettim, Emrah Barlak'ın elinde ince uçlu bir bıçak gördüm. Biber gazına bir daha bastım. Bittikten sonra kutuyu yere attım. Emrah da etkileneceğini düşünerek geriye doğru gitti üzerimize bir kalabalık gelince korktum ve caydırıcı olsun diye doldur boşalt yaptım. Havaya iki üç el ateş ettim kalabalığı dağıtmak için. Bu sırada taş ve şişelerle saldırıya maruz kaldım. Kalabalık biraz dağılır gibi oldu, Emrah'ın elindeki bıçakla, Faruk'un da kırık bir şişe ile bana doğru geldiğini gördüm. Ben de kendimi korumak için Emrah ve Faruk'un ayaklarına doğru birer el ateş ettim. Bu sırada Erhan'ın elindeki bıçak düştü. Emrah kahvehaneye doğru koşmaya başladı. Elindeki sandalye ile birlikte bana doğru geldi. Emrah'ın yanında diğer iki kişi daha vardı. Erhan 'elindeki silahını alalım' diye bağırdı. Ben de gelme dur ateş ederim diye ihtarda bulundum. Panikleyerek birkaç el ateş ettim. Emrah Erhan'ı yere doğru ittirdi. Elindeki sandalyeyi de kaldırarak bana doğru kaldırdı ve vurmak istedi. Geri çekildim ve uyardım. Biran arkama doğru gitmek isterken park halinde bulunan motosiklete çarptım. Kafamı çevirdiğimde tekrar vurmak istediğini gördüm. Ben de bir elimle engel olmaya çalışırken bir elim de silahımdaydı ve parmağım da tetikteydi. İstem dışı olarak silahım bu sırada patladı. Bir polis Emrah'ı çekerek götürmek istedi, bu sırada sırtından kan geldiğini ve vurulduğunu gördüm. Beni götürdüler" dedi.

"ÖLDÜRMEK GİBİ BİR KASTIM YOKTU"

Olayı anlattıktan sonra, hissettiklerini mahkeme heyeti ve duruşma salonundakilerle paylayan polis memuru İ.K., yaşanan olayda kasıtlı davranmadığını söyleyerek, amacının kendisini korumak olduğunu dile getirdi. İ.K., olay yerinden geçerken tesadüf eseri vurulan mağdur Halil Altın'dan da özür dilediğini ifade ederek, davaya katılmak istediğini ve kendisinin de şikayetçi olduğunu kaydetti. İ.K., "Emrah'ı öldürmek gibi bir kastım kesinlikle yoktu. Öyle bir niyetim olsaydı öldürücü vuruşu daha en başında yapardım. Ben de kendimi korumak adına ve o sırada olaya müdahale eden arkadaşlarımızın güvenliği için bu şekilde davrandım. Ben yine de öldürücü olan yerlerine ateş etmediğimi tekrarlıyorum. Keşke bu şekilde olmasaydı. Ben kaçan ya da duran birine ateş etmedim. Sadece kendimi korumak adına ateş ettim. Emrah'ın ailesinin affına sığınıyorum, kendilerine başsağlığı diliyorum. Onlar da biraz düşünsünler, o bölgeye yakın oturuyorlar. Olayı olduğu gibi anlattım. Aynen benim anlattığım gibi olmuştur. Ben de bir can taşıyorum empati yapılmasını istiyorum. 3 aydır cezaevindeyim, gelecek her karara saygılıyım, adalete güveniyorum" diye konuştu. - İZMİR